11 Aralık 2008 Perşembe

YUNANİSTAN'DA GENEL GREV



GÖSTERİ VE ÇATIŞMALAR YAYILIYOR, İŞÇİLER DE MEYDANLARA ÇIKIYOR!

16 yaşındaki bir gencin polis tarafından vurulmasının ardından tüm ülkeyi saran isyan dalgasında kör şiddeti bahane eden hükümet kendini temize çıkarmaya çalışırken, bugün yapılacak genel grev gelişmelere bambaşka bir yön verebilir.

soL (DIŞ HABERLER) Yunanistan'da 15 yaşında lise öğrencisi bir gencin polis tarafından göğsünden vurularak ölmesi üzerine başlayan protesto gösterileri, çeşitli şehirlere yayılarak sürüyor. Cumartesi akşamı bir polis tarafından vurularak ölen Aleksandros Grigoropulos, dün akşamüstü Atina'da yapılan cenaze töreninin ardından toprağa verildi.

Dün ülke çapında okullarda ve üniversitelerde ders yapılmadı. Öğle saatlerinde lise öğrencilerinin çeşitli şehirlerde gerçekleştirdikleri protesto yürüyüşleri çatışmasız geçti. Üniversitelerde günlerdir süren eylemlerden dolayı fiilen ders yapılmazken, Atina Üniversitesi Rektörü Hristos Kittas, hükümetin gereken adımları atmadığını ve bu durumda yaşanabileceklerden sorumlu tutulmak istemediğini bildirerek istifasını verdi.

Öldürülen Aleksandros Grigoropulos için Atina'nın Palio Faliro semtinde düzenlenen cenaze törenine en az 6 bin kişi katıldı. Üç gün önce öldürülen Grigoropulos'un çiçeklerle kaplanmış tabutu alkışlar eşliğinde kiliseden mezarlığa taşınarak toprağa verildi. Kalabalık, töreni yöneten papazın konuşmasını sık sık alkışlarla kesti, "Polisler, Domuzlar, Katiller" sloganı atıldı. Çok yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı tören sırasında yer yer ufak çatışmalar dışında olay çıkmadı.

Polisin havaya ateş açması olayları alevlendirdi
Fakat törenin hemen sonrasında mezarlığın arkasındaki sokaklarda polisle göstericiler arasında çatışmalar yeniden alevlendi. Bir polisin havaya ateş açmasının çatışmaları başlattığı öne sürüldü.

Ahilleos Caddesi'nde "Z" Polis ekibinden (Motosikletli Acil Müdahale Polisi) bir polisin göstericilere "gözdağı" vermek için silahıyla havaya ateş açtığı belirtildi. Semt sakinleri ve olay yerinde bulunanlar 15 el kadar ateş edildiğini öne sürerken, sürekli atılan gaz bombaları ile silah seslerinin birbirine karışmış olabileceği de söyleniyor. Bazı televizyon kanalları olayın görüntüsünü yayınlarken, söz konusu polis ekibinden yapılan açıklamaya göre, polis "kendilerini sıkıştıran göstericileri dağıtmak amacıyla" uyarı ateşi açtı.

Mezarlık civarında başlayan çatışmalar Parlamento binasının yakınlarına, Sintagma Meydanı ile çevre cadde ve sokaklara, Atina Teknik Üniversitesi civarına da taşındı. Taşlar, sopalar ve molotof kokteylleri atan, çöp bidonlarını ateşe veren göstericilere karşı polis göz yaşartıcı gaz bombası kullandı. İnsanlar evlerinden ve işyerlerinden sokaklara çıkarak polise tepki gösterdiler ve gaz kullanmayı kesmesi için çağrıda bulundular. Göz yaşartıcı gaz nedeniyle onlarca kişi solunum rahatsızlıklarıyla hastanelere başvurdu, acil üniteleri yoğunluk nedeniyle hizmet vermekte zorluk yaşıyor.

Atina'da, başta "zengin muhiti" olarak bilinen Kolonaki'deki lüks mağazalar olmak üzere yüzlerce dükkanın, banka şubesinin, çok sayıda otel binasının ve yüzlerce otomobilin camlarının kırıldığı, ateşe verildiği ve çeşitli şekillerde zarar gördüğü belirtiliyor. İsyan, Girit gibi tatil merkezlerine de sıçramış durumda. Atina Ticaret Odası, gereken önlemlerin alınmadığı gerekçesiyle üyelerini hükümeti dava etmeye çağırdı.

Diğer şehirlerde, anarşist grupların başını çektiği yürüyüş ve çatışmalar sürerken, ülkenin ikinci büyük şehri Selanik'te bulunan bir bakanlık binasının önünde arbede yaşandı. Daha sonra şehir merkezine doğru dağılan grupla polis arasında Aristoteles Üniversitesi yakınlarında çatışma sürdü. Tarım kenti Trikala'da da çatışmalar yaşandı.

Yunan ekonomisinde turizm gelirlerinin büyük ağırlığa sahip olması nedeniyle kentlerde yaşanan kaos ortamı ayrıca endişe yarattı. Fakat Yunanistan Avro bölgesinde olduğundan İzlanda'dakine benzer bir ekonomik kriz beklenmiyor.

Hükümete "Polis müdahale etmiyor" eleştirisi
Tüm bu olaylar, Kostas Karamanlis'in başbakanlığındaki hükümete her taraftan tepki yağmasına sebep oldu. Polisin işlediği cinayet sokak gösterileriyle sert bir şekilde eleştirilirken, şimdi de özellikle hükümete "muhalif" düzen partileri ve tutucu çevrelerce dile getirilen "polisin gerekli müdahaleyi yapamadığı" eleştirileri eklendi.

Televizyon kanallarında gösteriler "vandalizm" olarak nitelendirilirken, hükümet ve polis de yetersizlikle suçlanıyor; "vatandaşların mallarını ve canlarını korumak için sokağa inmek zorunda kaldıkları" ifade ediliyor. Göstericiler, biber gazına karşı yüzlerine bağladıkları mendilleri aynı zamanda kimliklerini gizlemek için de kullanıyorlar. Bu da, göstericilerin "maskeliler" adıyla anılmasına neden oluyor.

Yabancı düşmanlarına malzeme çıktı
Camları kırılan dükkanların evsiz ve yoksul göçmenler tarafından kaçınılmaz olarak yağmalanması ise, Yunanistan'da zeminini hiçbir zaman tam olarak yitirmeyen yabancı düşmanlığına malzeme oldu. Dün Selanik'te 63 yabancı uyruklu kişi, "yağmalama olaylarına katıldıkları" gerekçesiyle savcılığa sevk edildi.

Kısacası, sokak çatışmaları hükümete gözdağı niteliği taşımakla birlikte, çatışmaların kendisi başlı başına polisiye bir gündem maddesi haline geliyor. Yaşananlar, "maskeliler" ile "vatandaşlar" arasındaki bir kavga olarak sunularak, eylemlerin hedef aldığı asıl gündem maddeleri geri plana atılıyor; hükümetten farkı olmayan hükümet muhaliflerine koz veriyor.

PASOK muhalefetten nemalanma peşinde
Örneğin dün PASOK (Panhelen Sosyalist Hareket) lideri Yorgo Papandreu, "Hükümet vatandaşları eylemcilerden korumaktan aciz kaldı" yorumunu yaptı. Düzenin "muhalif" kanadında bu vesileyle, polisin eylemcilere müdahale etmesini engelleyen yasalar ana gündem maddesi haline geldi. Bazı gazetelerde, yasalara göre polisin girmesinin yasak olduğu üniversite kampüslerinin göstericiler tarafından karargah ve silahlanma yeri olarak kullanıldığı yorumu yapılıyor.

Suçlamalar karşısında köşeye sıkışan İçişleri Bakanı Prokopis Pavlopulos, "Tolerans gösterilmeyecek" dedi ve polisin daha etkin önlemler alacağı açıklamasını yaptı. Atina Belediye Başkanı Nikitas Kaklamanis de, daha kararlı bir polis teşkilatı gereksinimi içinde olunduğunu savunarak, "Umarım, hiçbir polis olaylarda yaşamını yitirmez. Aksi halde binlerce öfkeli polisi nasıl kontrol altına alabiliriz?" gibi ilginç bir yorumda bulundu.

Fakat Karamanlis hükümetine, bu olay öncesinde de etkin bir muhalefet yürütülüyordu. Her 5 kişiden birinin yoksulluk sınırı altında yaşadığının belirlendiği Yunanistan'da, özellikle yeni sosyal güvenlik sistemi, özelleştirmeler ve yükseköğrenimin paralılaştırılması gibi uygulamalara karşı gittikçe yükselen bir örgütlü bir tepki mevcut. Son gelişmelerde Hükümeti eleştiren PASOK'un ise bu başlıklarda farklı politikalara sahip olmadığı herkesçe biliniyor.

Eylemleri kim yapıyor?
Eylemlerin başını üniversite öğrencileri çekiyor. Pek çok farklı örgüt eylemlerde yer alırken, örgütlerin yaklaşımları arasında önemli farklılıklar bulunuyor. Anarşist grupların, eylemleri esnasında taleplerini ya da hedeflerini dile getirmemesi solcular arasında büyük eleştiri topluyor. Yürüyüşleri bir arada gerçekleştiren farklı gruplar arasında sosyalist ve komünist örgütlerin amaçsız kaba şiddet kullanılmasını engellemeye çalıştığı belirtiliyor.

Eylemlere liseli gençlerin büyük katılım gösterdiği de gelen bilgiler arasında. Atinalı gazeteci Hristos Mazantis, "Çok sayıda genç kendilerini öldürülen Grigoropulos ile özdeşleştiriyor. Anne babaları borç batağına gömülmüş, kendileri için hiçbir gelecek göremeyen koskoca bir nesil var elimizde. Bu isyan korku ve umutsuzluktan doğuyor" yorumunu yapıyor.

Bu görüşlerde çoğu kişi ortaklaşıyor. Özelleştirmeler, son aylarda yaşanan işten çıkarmalar, "esnek çalışma" dayatması, gençler ve yeni mezunlar arasında artan işsizlik, eğitimin paralılaşması olayların arka planını oluşturan etmenler arasında sayılıyor.

"Eylemler siyasallaşmalı" uyarısı
Başbakan Karamanlis dün Başbakanlık'ta siyasal parti temsilcileri ile bir görüşme yaptı. PASOK lideri Papandreu, hükümeti olaylar karşısında aciz bulduğunu söyleyerek erken seçim çağrısı yaptı.

Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Genel Sekreteri Aleka Papariga ise, "Bir çocuğun ölümüyle sonuçlanan, emekçi düşmanı politikalara karşı verilecek cevap kitlesel ve siyasal olmalıdır. Şu anki çatışmalar ve yağmalar bu politikanın devamını isteyen ve emekçilerin ayağını sokaktan kesmeye çalışan hükümet planlarının ekmeğine yağ sürmektedir. Kriz içindeyiz, çatışma içindeyiz. Sokakları emekçilere, ilericilere kapatma amacı taşıyanlara karşı genel greve daha kitlesel bir katılım sağlanmalı" dedi.

Bugün grev yapılıyor
Öte yandan, Yunanistan'da kamu ile özel sektör çalışanlarının, "hükümetin izlediği ücret politikası, çalışma koşulları, işsizlik ve hayat pahalılığını" protesto etmek amacıyla bugün ülke genelinde 24 saatlik grev yapacağı bildirilmişti. Bu karar, Grigoropulos olayından önce alınmıştı.

Başbakan Karamanlis, dün akşam tüm televizyon kanallarından canlı yayımlanan açıklamasında eylem yapanları devletin düşmanları olarak nitelendirerek "birlik" çağrısı yaptı. Sendikalara mektup gönderen Karamanlis, "Birlik ve beraberliğe çok ihtiyacımız olan bugünlerde hep birlikte yıkıcı güçleri kınamalıyız. Çalışanların haklarını aramak için yapacakları gösteriler şiddet yanlıları tarafından kötü amaçlı kullanılabilir ve olaylar daha da büyüyebilir" diyerek grevin iptal edilmesini istedi.

Fakat grevin iptal edilmeyeceği ya da ertelenmeyeceği açıklandı. Yunanistan İşçi Sendikaları Federasyonu (GESEE) ile Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu'nun (ADEDY) çağrısıyla yapılacak greve, kamu kurumları, yerel yönetim, banka, vergi daireleri çalışanlarının yanı sıra avukat ve eğitimcilerin de katılacağı belirtildi. Bu iki sendika, kapsadıkları toplam 2,5 milyonluk işgücü ile Yunanistan'daki işçi sınıfının yaklaşık yarısını temsil ediyor.

Bugün Atina'da ADEDY ve GSEE saat 11.00'de Sintagma Meydanı'nda, Komünist Parti çizgisindeki PAME (Tüm İlerici İşçiler Cephesi) ise saat 10.30'da Omonia Meydanı'nda toplanıyor. Atina dışında 65 şehirde daha buluşma ve yürüyüşler yapılacak.

Şehiriçi ulaşımda metro, troleybüs ve otobüsler vardiya saatleri boyunca, yani sabah 8.00'den akşam 10.00'a kadar çalışmayacak. OSE (Yunanistan Devlet Demiryolları) gün içinde 2-3 saat bırakacak. Sivil havayollarından Olimpic Havayolları'nda her yöne sadece bir uçuş yapılacak, Aegean Havayolları'nda ise hiç uçuş yapılmayacak.

Basında en az 2 saatlik iş bırakma eylemi gerçekleştirilecek. Kamusal ve özel televizyon kanalları, radyo istasyonları ve haber ajanslarının haber yayınlarını durduracakları, haber ağırlıklı internet sitelerinin sayfalarını yenilemeyecekleri belirtiliyor.

Grevde, posta, elektrik ve su işleri çalışanlarının yanı sıra Atina ile Pire kentlerinin de içinde bulunduğu Atika bölgesindeki devlet hastaneleri çalışanlarının da yer alacağı kaydedildi. Hastanelerde yalnızca güvenlik ve acil üniteleri görev yapacak.

Avukatlar polisleri savunmayı reddetti
Öte yandan, 15 yaşındaki gencin ölümüne sebebiyet vermekten tutuklanan iki polis memurundan 37 yaşındaki polis memuru Epaminondas Korkoneas "cinayet" ile, diğeri ise "cinayete yardım etmek"le suçlanıyor. Atina Polis Sendikası hukuk danışmanı Vaios Skambardonis, polisin ancak ve ancak insan yaşamı tehlike altında olduğu durumlarda silah kullanabileceğini dile getiriyor. Ancak görgü tanıklarından birinin cep telefonuyla çektiği görüntülere göre iki polis tehlike altında değiller ve saldırı altında olduklarına dair herhangi bir belirti yok. Ayrıca, polis kurşununun sekmediği, doğrudan genci hedef aldığı kanıtlanırsa protestoların daha da büyüyebileceği tahmin ediliyor.

Ekathimerini gazetesinin aktardığı son bir gelişmeye göre, avukatlar suçlanan iki polis memurunun savunmasını üstlenmeyi reddettiler. Cinayet ile suçlanan polis memuru Korkoneas'ın, binaların güvenliğini sağlamak gibi işlerle görevli, yeni oluşturulan bir birlik olan "özel muhafızlar birliği"nde yer aldığı belirtiliyor. Yunanistan Komünist Partisi (YKP) milletvekililleri, Korkoneas'ın Hrisi Avgi (Altın Şafak) adlı aşırı sağcı bir örgüt ile bağlantısı olduğunu belirleyerek cinayet öncesinde bu örgüte bağlı militanların bölgede toplanmaya başladığını açıklamışlardı.