23 Ekim 2008 Perşembe

2008 KRİZİNDEN HABERLER: İTALYA







İTALYA'DA SOKAK GÖSTERİLERİ VE OKUL İŞGALLERİ BAŞLADI

Kapitalist ülkelerde 2008 krizinin ekonomik arka planı üzerinde toplumsal karışıklık ve hareketlenmelerin ilk belirtileri gözükmeye başladı.

Irkçı ve ayrımcı uygulamalara ve okullardaki son özelleştirme ve paralı eğitim girişimlerine karşı günlerdir öğrencilerin, velilerin ve göçmenlerin büyük tepki ve protestolarına sahne olan İtalya'da, dün Başbakan Berlusconi'nin polis müdahalesi yapılacağı tehdidini savurmasının ardından bugün eylemler büyüdü ve yaygınlaştı.

Milano'dan Palermo'ya, Torino'dan Trieste'ye kadar bütün büyük şehirlerde öğrenciler kitleler halinde sokaklara döküldü. Roma'da, Milano'da, Floransa'da dersler sokak ve meydanlarda yapılıyor. Roma'da liselerde ve önde gelen üç üniversitede işgaller başladı. Roma Üniversitelerinin İtalya'daki hükümet aleyhtarı kitle hareketlerinin merkezi olduğu belirtiliyor. Bazı şehirlerde polisle göstericiler arasında çatışmalar oluyor. Bir çok rektör polisin üniversitelere sokulmayacağını açıkladı. Milano ve Napoli'de göstericilerin yolları kestiği belirtiliyor.
İtalya'da devlet okullarına yönelik ciddi bir darbe anlamına gelen Eğitim Bakanı Gelmini'nin "eğitim reformu" gelecek öğretim yılından itibaren devlet bütçesinden 8 milyon avroluk bir kaynak kesintisi getiriyor. Eğitim kurumlarını hedef alan kemer sıkma önlemleri yüzlerce öğretmenin işsiz kalmasına neden olacak. İlköğretim kurumlarında tam gün eğitim, yarım güne indirilirken, öğleden sonra düzenlenen laboratuarlar ise özelleştiriliyor. İlköğretim kurumları ve liseleri hedef alan bakan Gelmini, üniversite kurumlarına da seslenerek, "kaynak sorunu nedeniyle yüksek öğrenim kurumlarının geleceği de Alitalia Havayolu gibi olabilir" diye konuştu. (AKZ/CK)

16 Ekim 2008 Perşembe


HAZANDA YAPRAK DÖKÜMÜ: BUGÜN DE DAĞLARCA'YI KAYBETTİK

20. yüzyılda eserleriyle öne çıkan ve ışığıyla cumhuriyetin kuruluş değerlerini ilerici yurtsever toplumsal geleneğimize bağlayan bir aydınımızı daha kaybettik: Fazil Hüsnü Dağlarca...

"Türkçem ses bayrağım" tutkulu seslenişiyle ünlü şair Dağlarca 26 Ağustos 1914 İstanbul doğumluydu. Süvari yarbayı Hasan Hüsnü Bey'in oğlu olarak dünyaya geldi. Kuleli Askeri Lisesi'nden 1933'de mezun olduktan sonra 1935'te piyade subayı göreviyle Doğu ve Orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaştı. Ordudaki hizmeti on beş yılı doldurunca, ön yüzbaşı rütbesiyle askerlikten 1950'de ayrıldı. 1952-1960 yılları arasında Çalışma Bakanlığı'nda iş müfettişi olarak İstanbul'da çalıştı. Buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da "Kitap" kitapevini açtı ve yayıncılığa başladı. Dört yıl Türkçe isimli aylık dergiyi çıkardı. (Ocak 1960-Temmuz 1964). İlk yazısı 1927'de Yeni Adana gazetesinde yayınlanan bir öyküydü. İstanbul dergisinde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri çıktı.

Şairlik hayatı boyunca aldığı pek çok ödül arasında önemle anımsananlar arasında 1956 Yeditepe Şiir Armağanı, 1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü, 1966 Türkiye Milli Talebe Federasyonu Turhan Emeksiz Armağanı, 1974 Struga (Yugoslavya) XIII. Şiir Festivali Altın Çelenk Ödülü sayılabilir.

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, bu yılın ilk aylarında kendisiyle yapılan bir röportajda ölümünden sonra Kadıköy’de yaşadığı evin müze haline getirilmesini vasiyet etmişti. Evini Kadıköy Belediyesi’ne bağışlayan Dağlarca, Mühürdar Caddesi’ndeki evinde kendisini ziyaret eden Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’e, evinin müzeye dönüştürülmesi için vasiyette bulunmuştu.

Ünlü şair, müzenin yaşayan bir müze olması, bir bölümünde kitapları ve eşyasının sergilenmesi, bir kısmının da kafeterya gibi olması dileğini Belediye Başkanı'na aktararak, “Buraya gelip gençler, kadınlar, kızlar otursun, kitap okusun, bir şeyler içsinler. Tabii burayı belediye işletsin” diye konuştu.


Geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz İlhan Berk ve Nail Çakırhan da 2008 hazan mevsiminin yaprak dökümüne karışmışlardı.

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı aşağıdaki şiiriyle sonsuzluğa uğurluyoruz:


ÖLÜ


Hangi mahallede imam yok,

Ben orada öleceğim.

Kimse görmesin ne kadar güzel,

Ayaklarım, saçlarim ve her şeyim.

Ölüler namına, azade ve temiz,

Meçhul denizlerde balık;

Müslüman değil miyim, haşa,

Fakat istemiyorum, kalabalık.

Beyaz kefenler giydirmesinler,

Sızlamasın karanlığım havada.

Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,

Ki bütün azalarım hülyada.

Hiçbir dua yerine getiremez,

Benim kainatlardan uzaklığımı.

Yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,

Çılgınca seviyorum sıcaklığımı ...

14 Ekim 2008 Salı

TURAN DURSUN KORKUSU

1990'da aydınlatılamayan bir suikaste kurban giden düşünür, aydın ve yazar Turan Dursun adına açılmış web sitesi, hukuk dışı yöntemlerle susturulmak isteniyor.

Evrim teorisi karşıtı bilim dışı ideolojik saçmalıklarını, kaynağı belirsiz paralarla her yere ulaştırmakla yetinmeyen meczup sosyete şeriatçısı Adnan hoca ve müritlerinin, son zamanlarda, evrim teorisine dair bilimsel bilgileri yayan internet sitelerine erişimi engelleme girişimlerine hız verdiği görülüyor.

Son olarak adını 1990'larda öldürülen düşünür, aydın ve yazar Turan Dursun'dan alınan www.turandursun.com isimli internet sitesinin bu saldırıdan nasibini aldığı öğrenildi.

Turan Dursun, çok iyi derecede Arapça bilgisi olan ve uzun yıllarını İslam'a adamış bir aydın olarak, yaşamı pahasına ve bunun bilincinde olarak dinin karanlıklarına ışığını tutmayı başarabilmişti. Kaynak Yayınları 'ndan çıkan kitaplarının baskıları yüzbini geçti. Turan Dursun Sitesi ise 1997 yılından beri zaman zaman aksayarak da olsa yayınını bugünlere ulaştırabildi ve yüzbinlerce ziyaretçiye ulaştı.

İslam teolojisi uzmanı aydın ve cesur insan Turan Dursun' u saygıyla anıyoruz.

Site yöneticilerinin konuya dair açıklamasını, günümüz gerçekliğini yansıtan bir belge olarak aşağıda kamuoyuna aynen iletiyoruz.

"24/09/2008 itibariyla sitemiz www.turandursun.com ne oldugu belli olmayan, kimin tarafindan verildigi belli olmayan bir mahkeme karari ile Turkiye'den erisime engellenmistir. Bu bizim icin hic de surpriz olmadi. Daha bundan 15 gun evvel www.richarddawkins.net ile ilgili ayni sureci yasamistik ve bu olayda taraf oldugumuzu ilan etmistik. Elbette taraf olmamizin bedelini de bize odetmeye calısacaklardi ve bugun itibariyla bu surec baslamis oldu.Richard Dawkins'in sitesi Adnan Oktar tarafindan engellenmisti, bunu ogrenmek ise neredeyse bir haftayi almisti. Simdi ayni seyi TD sitesi icin yaptılar ve yasaklamaya iliskin hic bir bilgi yok. Mahkeme elbette bir karar alabilir ki alinan karar bir tedbir kararidir; buna da bir itirazimiz yoktur; ancak tedbirin neye istinaden oldugu, neyle suclandigimiz hakkinda elimize ulasan hic bir bilgi yoktur. Turk Telekom yetkilileri acıkca bir suc icerisindedirler. Mahkeme karari ile engellenmistir yazisini asana kadar , mahkemenin ismi ile karar no'sunu asabilmek o kadar da zor olmasa gerektir. Ama onlarin derdi ifade ozgurlugunu engellemektir. Engelledikleri gibi engellenenlerin hukuki haklarini savunmalarini da engellemeye calismaktadirlar. Esas vahim olan ve herkesi ilgilendiren de budur.Bizler dinlerden ozgur bir siteyiz, dinleri tartisan ve sorgulayan, bunu yaparken de asla etik kurallarinin disina cikmayan bir siteyiz. Bultenimizin 13. sayisinda tum inanan insanlari tartismaya davet etmistik. Platformumuz sizlere de acik demistik, ancak aldigimiz cevap bu oldu. Halbuki biz sadece dusunenlerin dusuncelerine hic bir engellemeye ve tabuya tabii olmadan ifade etmelerini ve her seyin tartisilmasini amacliyorduk.Bu olaya dinsizler/ kafirler engellendi; iyi de oldu diye bakilamaz. Cunku sitemizde tartisma platformlarinda yer alan insanlar arasinde Musluman, agnostik, deist üyeler ateistlerden daha fazladir ve her konuda tartisabilmektedirler. Sitemize konan erisim engelinin esas amaci degisik dusuncede bir arada yasayabilmenin bir on provasını yapan her kesimden insanın ozgur platformunun engellenmesidir.Bu Turkiye'de ilk defa olmuyor, karsi cikilmazsa sonu da gelmeyecek. Bizler kimin tarafindan yapildigi bizce malum olan bu erisim engelini kaldirmak icin her turlu hukuki mucadele icerisine girecegimizi ve yasalar karsisinda sitemizi aklayacagimizi biliyor ve inaniyoruz. Bizlerin tek amaci bizden sonraki nesillere daha iyi ve yasanilir bir Turkiye birakabilmektir. Bizlerle ayni amaci guden tum insanlarimizi bu karar tepki vermeye cagiriyoruz.. Turk Telekom yetkililerini ve servis saglayicilarini astiklari erisim engellenmistir yazisinin altina mahkeme karari ve no'sunu yazmaya davet ediyoruz. Boylece her kim erisim engeli icin basvurduysa onunla Turk adaleti onunda hesaplasabilelim.Turan Dursun sitesini gecici olarak erisime engellemis olabilirler, ama dusunceyi ve dusunceyi ifade etme hurriyetini tarih boyunca hic kimse engelleyememistir. Turan Dursun'u oldurmekle din elestirilerini engelleyebileceklerini zannettiler, ama yanildilar. Bugun artik binlerce Turan Dursun var.Richarddawkins.net sitesini engellediklerinde de onlari ikaz etmistik. Ruzgar eken firtina bicer. Yanilmadigimizi onumuzdeki gunlerde gosterecegiz. Turan Dursun Sitesi her sart altında yoluna kaldigi yerden daha guclu olarak devam edecektir.

Daha güzel bir dünyanın, daha özgürlüklü bir dünya olmadan gerçekleşemeyeceği açık. Daha özgürlüklü bir dünyanın kurulabilmesi için de tabuların yıkılması gerekli. Her türlü tabu yıkılmalı. En başta da dinlerden , "inanç"lardan kaynağını alan tabular.

"Özgürlükleri bağlayan her türlü zincir kırılmalı, en başta da kafalardaki "iman zinciri". İman zincirine bağlı düşünce sabittir, değişmezdir. Bu ise doğanın değişken yapısına terstir. Zincirli zihin gelişme gösteremez; değişmelere, gelişmelere ayak uyduramaz. Dünyamızdaki her türlü olumlu gelişme, dinin ve imanınki başta olmak üzere, tabuların zincirinden kurtulabildiği, yol bulabildiği ölçüde gerçekleşebilmiştir. İnsan aklı, bilim, teknoloji, insan hakları alanında ulaşılan noktalar, bu yoldaki adımların ürünleridir.

Akıl ve bilim aydınlık kesimdedir. Din ve iman ise karanlık kesimde. Aklın, bilimin ölçüleri bellidir. Gözlem vardır, deney vardır, nesnellik vardır...Yolu ışıklandıran da bunlardır. Öyleyse "din"in üzerine nasıl gidilmesi gerektiği ortada ve son derece açık: Karanlığın üzerine nasıl gidilirse, "din"in üzerine de öyle gidilmelidir. Karanlıkla savaşılırken ışık gereklidir. Dinin, imanın üzerine gidilirken de..."

Böyle başlıyor Turan Dursun yayına çıkacak ilk kitabının önsözünde. Şeriatın kurşunları 4 eylül 1990 günü onu sırtında yedi yerinden vurup öldürmeden üç ay evvel...Öldürüleceğini çok iyi biliyordu Turan Dursun, ama şöyle diyordu: "Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım." Aydın ve cesur bir insan olarak ikincisini seçti o.

Ben yanmasam, Sen yanmasan, Biz yanmasak, Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet)"

13 Ekim 2008 Pazartesi

GERÇEK Haber Ajansı, olayların ardındaki siyasi ve toplumsal gerçekleri sergileyen haberlerin, belgelerin ve fotoğrafların derlenmesi ve yayımı için oluşturulmuş bir sanal haber ve fotoğraf bültenidir. Bültende yer alan haber ve fotoğraflar kaynak göstermek koşuluyla kullanılabilir.

GERÇEK Haber Ajansı, görünen ve duyulan olayları ardındaki gerçekleri sergileyerek haberleştirmeyi amaçlıyor; yaygın inanışın tersine, haber ve yorumun birbirinden ayrılamazlığını savunuyor.

GHA haberleri, sınıf mücadelesini yaymak, genişletmek ve birleştirmek için bir araç olarak değerlendirilmek üzere hazırlanıyor. GHA haberleri siyasal ve toplumsal gerçeklerin birer mücadele silahına dönüştürülmesi olanağıdır. Her haberimiz sömürü düzenine ve emperyalizme indirilen birer yumruktur.

GHA haberleri siyasal ve toplumsal gerçeklerin bilgisine dayanan örgütlenme zeminleridir.

Okurlarımızı, GHA haberlerini dikkatlice incelemeye, okumaya, kendi çevrelerinde yaymaya, bu iletilerin okunması ve dağıtımı zemininde örgütlenmeye ve gönüllü muhabirler olarak GHA haber ağına katkıda bulunmaya çağırıyoruz.