19 Nisan 2020 Pazar

COVID-19 SALGIN SEYİR DEFTERİ İtalya

İtalya'da hekim ölümleri 109'a tırmandı

İtalya'da Covid-19 salgınında görevi başında yaşamını yitiren doktorların sayısı 109'a, hemşirelerin sayısı 30'a tırmandı. Salgının ilk günlerinden itibaren ülkede gerek sahra gerekse çevre belediyelerdeki hastanelerde görev yapan doktorların ve hemşirelerin maske, eldiven, doktor önlüğü ve el jeli gibi  temel koruma malzemelerinden yoksun çalıştırıldığı duyuruldu. Bu nedenle Covid-19 virüsüne yakalanan doktorların sayısında önemli bir artış yaşandı.

Ancak ülkede yeterli miktarda tanı test kiti bulunmaması nedeniyle, birçok hastanede Covid-19 belirtileri gösteren sağlık personeline test yapılmadığı bildiriliyor. Covid-19 virüsü pozitif olan doktorlar hastalanıp yaşamını yitirirken, hastanelerde enfeksiyon yayılmaya, başka nedenlerle hastanelere yatırılan hastalara da Covid-19 virüsü bulaşmaya başladı. Aile Hekimleri Federasyonu'ndan yapılan açıklamada hükümetin sağlık personeline maske ve test kiti sağlamamasına tepki gösterilirken, yüzlerce doktorun ölümüne neden olan salgında hükümetin
sorumsuzluğunun bedelini sağlık çalışanlarının ödediği dile getirildi.

Hastanelerin hastalara yanıt veremez duruma geldiği İtalya'da, başka nedenlerle tedavi gören hastalar, virüse pozitif olanların bilinmesine karşın test yapılmadan taburcu ediliyor. Milano şehir merkezi ve çevre belediyelerde Covid-19, yayılmaya devam ederken, doktor ve hemşire ölümlerinin grafiği de yükseliyor.

Milano'nun sahra hastanelerinden biri olan Sacco'da kriz masasını yöneten virolog Massimo Galli, Milano ve çevresinde Covid-19'lu hastaların sayısının resmi verilerin 10 katı olduğunu duyururken, bir başka virolog Ilaria Capua, hükümetin bugüne kadar açıkladığı resmi verilerin gerçekleri yansıtmadığını, aşı geliştirilene kadar sosyal izolasyona devam edilmesi gerektiğini paylaştı. 

GHA/ İtalya (ADK)

COVID-19 SALGIN SEYİR DEFTERİ İtalya

İçişleri Bakanlığı'ndan,
"Sosyal patlama" uyarısı

İtalya İçişleri Bakanı Luciana Lamorgese'nin imzasını taşıyan ve İtalya'da valiliklere iletilen genelgede, Covid-19 salgını nedeniyle ülkede "sosyal patlama" olabileceği, kamu düzenini tehlikeye sokacak protestoların yaşanabileceği uyarısında bulunuldu.

Adnkronos, Ansa, Agcom gibi İtalyan haber ajanslarının geçtiği haberde, bakan Lamorgese, gerek şirketlerin yaşadığı kriz, gerekse iş dünyasındaki çöküntü ve ekonomik güçlükler nedeniyle yaşanabilecek protestolara "örgütlü suç şebekelerinin de sızabileceği" uyarısında bulunuldu. 

İtalya'da salgından olumsuz etkilenen başlıca iş kolları arasında gıda ve tarım üreticileri, sağlık malzemesi üreticileri, turizm-otelcilik ve lokanta işletmecileri yer alıyor.

Öte yandan Bank Italia yönetimi, nakit para sıkıntısının yaşandığı ülkede salgından istifade eden mafya örgütlerinin kredi kurumlarına sızabileceği ve kara para aklamak amacıyla orta ölçekteki şirketlere para aktarabileceğini ileri sürerek, yakından izlenmeleri uyarısında bulundu.

GHA/ İtalya- ADK

15 Nisan 2020 Çarşamba

SÖZÜMONA BAŞARILI SALGIN YÖNETİMİ: İTALYA ÖRNEĞİ

Karantina mı? Fabrikaların yüzde 40’ı çalışıyor…

İtalya, Covid-19 salgınında ikinci aşamaya geçmeyi düşlerken, salgının kontrol altına alınamadığı Lombardiya’da fabrika ve şirketlerin yüzde 40’ında çalışmaya devam ediliyor.
FİOM sendikası yöneticisi Alessandro Pagano, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün Mart sonu verilerini dikkate alarak yaptığı açıklamada, Çizme’de toplam 800 bin işyerinin 450 bininde tam zamanlı üretime devam edildiğine vurgu yaptı.

Beretta silah üretiyor

Milano’da yerel yöneticiler, şehir merkezi ve çevre belediyelerde virüsün bulaşma grafiğinin inişe geçmediğini, yoğun bakım ünitelerine yatırılan hasta sayısında bir azalma gözlenmesine karşın kuzeyde Lombardiya’da ölümlerin halen yüksek seyrettiğini aktarıyor. Her fırsatta vatandaşa “evden çıkmayın!” uyarısı yapılsa da, salgının merkezlerinden biri olan Brescia’da, silah üreticisi Beretta, metal iş kolunda üretim yapan Feralpi ve otomotiv sektöründeki Streparava’da neden iş başı yapıldığını hiç kimse tartışmıyor.
Bergamo ve Brescia şehirleri, geçtiğimiz günlerde binlerce ölümle sarsıldı. Hastanelerin çökme noktasına geldiği, doktorların Covid-19’a yakalandığı ve hastalara hizmet veremediği her iki şehirde askeri konvoyların tabut taşıdığını belgeleyen fotoğrafları anımsıyor musunuz? Cenaze törenlerini iptal eden, binlerce cenazeyi gömü için başka kentlere gönderen Bergamo ve Brescia’da, Cisl sendikası yöneticileri sanayinin hiç durmadığını, üretime sürekli devam edildiğini duyurdu.

Yürüyene ceza, işçilerin çalıştırılmasına onay

Paskalya tatilinde vatandaşları dronlarla ve cep telefonlarıyla denetleyen ve izleyen yetkililer, köpeğiyle dolaşanları, evinin yakınında yürüyenleri uyarırken, fabrikalarda üretime devam edilmesi konusunda ses çıkarmıyor.
İtalyan Sanayi Odası, salgının ilk günlerinden bu yana fabrikalarda üretime devam edilmesi için hükumet üzerinde sürekli baskı yaptı, yapmaya da devam ediyor. “Bilim insanları ve doktorların “önce sağlık” uyarısına sanayiciler kulak asmıyor. İtalya’da Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin 20 bin 500’e tırmanması umurlarında değil.
Salgının ilk evresinde Conte hükumetinin genelgesinde “yaşamsal gerekliliği” olan ürünler dışında hiçbir fabrikanın çalışmayacağı vurgulansa da, İtalya’da çok sayıda fabrika ve şirket yöneticisi hükümet genelgesine kulak asmadı.
Sivil Savunma ve Yüksek Sağlık Şurası’nın her akşam basın toplantısında aktardığı rakamlar, virologlara göre, “gerçek rakamları” ifade etmiyor. Sivil Savunma’nın rapor ettiği rakamlar, genelde hastane kayıtlarından geliyor. Bu resmi kayıtlarda görünmeyen ölümler ve olgu sayıları hastane kayıtlarının dışında kalıyor. Yüzlerce yaşlının huzurevlerinde, konutlarda can vermesi, resmi rakamlarda belirtilenin çok daha üzerinde kayıplar yaşandığını yansıtıyor.

“Milano’da gerçek kayıplar açıklananların 5/6 katı”

Milano’nun sahra hastanelerinden Sacco’da görevli virolog Massimo Galli, salgının denetim altına alınamadığını, kayıpların resmi verilerin çok ötesinde olduğunu, gerçek verilerin resmi verilerin Lombardiya’da 10 katı, Milano merkez ve çevre belediyelerde 5/6 katı seyrettiğini duyurdu.
İtalya, günlerdir çok sayıda boğaz sürüntüsüyle tanı testi yapılmasına karşın, Lombardiya bölgesinde salgının neden denetim altına alınamadığını tartışıyor. Ortak korku, salgının ikinci bir evresine geçilmesi, yeni bir salgın dalgasının yaşanması. Virüsün sanki insanla beslenen sinsi bir düşman gibi yayıldığını düşünen bilim insanları ve hekimler, henüz salgının denetim altına alınamadığının altını çizerken, sanayiciler ve büyük işadamları, işyerlerinin açılması için baskı yapmaya devam ediyor.
Bu kör tartışma, İtalya’yı nereye sürükleyecek göreceğiz. İşçi sendikaları, "İşyerlerinin ne zaman açılacağına karar verecek olan Sanayi Odası yetkilileri değildir," dese de 800 bin işyerinin yarıdan fazlasında (450 bininde), özellikle silah üreticisi olanlarda çalışmaya devam edilmesi, halk sağlığını tehlikeye atıyor. Televizyon ekranlarında her gün “Milano ve Lombardiya’dan gelen rakamlar bizi tedirgin ediyor” diyen yetkililer, 21 bine tırmanan ölümler karşısında (bunların 109’u doktorlar!) aciz ve aldırışsız bir tutum sergiliyor.
Her fırsatta “sosyal mesafe” çağrısı yapan, “evde kalın” diyenler, buzdağının küçük bir kısmını görmekte ve göstermekte ısrar ediyor. “Lombardiya’da neden ölümler artıyor?” diye soruyorlar. 450 bin fabrika ve işyerinde işçiler topluca üretime devam ederken, işçiler ve çalışanlar topluca işe gidip gelirken, toplu taşıma araçlarını kullanırken, “sosyal mesafe" ve "evde kal" çağrıları giderek kızgınlık yaratan bir saçmalığa dönüşüyor.
Bu iki yüzlülük değildir de nedir?
GHA/ İtalya- Aslı Kayabal

3 Nisan 2020 Cuma

COVID-19: SALGIN KOŞULLARINDA SINIF MÜCADELESİ

İtalya'da ilk raundu işçiler kazandı

İtalya’da işverenlerin dayatmasıyla salgın hastalık koşullarında üretime devam ettirilen fabrikalar, işçi sendikalarının genel grev çağrısıyla hükümeti anlaşmaya zorlaması sonucunda "kapatıldı". 12 milyon işçinin sağlığını güvence altına alan sendikal girişim, 25 Mart günü gerçekleşmesi planan genel grevi şimdilik askıya alırken, hükümet genelgesi hükümetin çekimserliğine karşı uygulatıldı ve sermayedar sınıfına geri adım attırıldı. 

Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin 7 bini aştığı İtalya’da, üretim faliyetini kısıtlamaya yönelik hükümet genelgesine karşın, fabrikaların yarıya yakınında üretime devam edilmesi, sendikalar ile hükümeti karşı karşıya getirdi. İş güvenliği sağlanmadan işçilerin çalışmak zorunda bırakılmasına tepki gösteren CGIL, CISL, UIL sendikalarının yöneticileri, dün hükümet yetkilileri ile yaptıkları görüşmede, "yaşamsal önemi olmayan malzeme üreten bütün fabrikaların kapatılması" konusunda anlaşmaya vardı.

Böylece 25 mart günü gerçekleşmesi planlanan genel grev durdurulurken, aralarında silah ve cephane, kimyasal ürünler, havacılık, tarım makineleri, lastik, duvar kağıdı, kablo, ofis ile okul malzemeleri, makine bakım, onarım ve enstalasyon merkezleri, kasa, zırhlı kapı, atlıkarınca, uzay ve uçuş araçları, sivil mühendislik, kağıt ve plastik üreticisi fabrikalar salgın denetim altına alınana kadar kapatıldı. Ayrıca çağrı-hizmeti servisleri, iş arama ajansları, pil ve batarya üreticileri, elektrik aküleri, cam kablo, maden ambalaj üreticileri de işçi sendikalarının önerisiyle geçici olarak üretime ara verdi.     

Conte hükümetinin genelgesi “yaşamsal açıdan gerekli malzeme” üretenler dışında bütün fabrikalarda üretime son verilmesini zaten öngörüyordu. Ancak genel  grev çağrısı yapılana kadar fabrika sahiplerinin ve yöneticilerinin baskısı ile fabrikaların yüzde 40’ında üretime devam ediliyordu. Böylece İtalyan işçi sınıfı, genel grev tehdidi yaparak, işçi sınıfının ve halkın sağlığını korumaya yönelik hükümet genelgesini uygulatmayı başardı.

İş güvenliği sağlanmadan işçilerin çalışmak zorunda bırakılmasına tepki gösteren, iş güvencesi, ücret ve sosyal hakların korunması için sosyal fonların temini gibi isteklerini seslendiren işçi sendikaları, hükümet yetkilileri ile 24 saat süren yoğun bir görüşme trafiğinin ardından 12 milyon işçinin yasal koruma altında iş bırakmasını sağlayarak etkili oldu ve büyük sermaye karşısında kendi genelgesine sahip çıkamayan hükümete geri adım arttırdı.

Conte hükümetinin yayınladığı genelge çerçevesinde, yaşamsal gerekliliği olduğu kabul edilen besin, temizlik, ilaç ve ecza, haber ve bilgi için gerekli her türden malzemenin üretimine devam ediliyor. 

CGIL sendikası başkanı Maurizio Landini, "Sendikaların girişimi, önemli bir sonuç elde etti. Gerekli üretim malzemeleri dışında aciliyeti olmayan sektörde çalışmak zorunda bırakılan işçilerin sayısını sınırladık. Görüşmede, yetkililere hangi firmaların üretime devam etmesi hangilerinin ise durması gerektiği konusunda bir liste verdik. Bu aşamada halk sağlığını öne çıkararak, sağlık ve güvenlik açısından bir adım attık” diye yorumda bulundu. 

GHA Milano/ Deniz Ateş (28 Mart 2020)


1 Nisan 2020 Çarşamba

GÜNEY İTALYA’DA AÇLIK: YAĞMA OLAYLARI

İtalya’da hükümet, Covid-19 salgınından kaynaklanan on binlerce ölüm nedeniyle protesto ve eleştirilere hedef olurken, ülkenin yoksul güney bölgelerinde halk açlık nedeniyle marketleri yağmalıyor. Sicilya başkenti Palermo’da önceki gün başgösteren ve güneyin başlıca yoksul bölgelerinde gözlenen “market yağması”, yiyecek alamayan ve açlıkla yüz yüze gelen yoksulların hayatta kalma mücadelesi diye yorumlanıyor.

Palermo’da tanık olunan talan hareketinin sosyal medyada Facebook üzerinden örgütlendiği, “Ulusal Devrim” adıyla hareket eden bir grubun halkı İspanya’daki gibi, dükkanları yağmalamaya ve silahlara sarılmaya çağırdığı belirtildi. Güney İtalya’da yaşanan sosyal karışıklıkların, mafya örgütü Camorra’nın da yoksul nüfus arasına sızmasına ve hükümet karşı ayaklanmalarda rol üstlenmesine neden olduğu öne sürülüyor.

İşsizliğin yüzde 60’a dayandığı güney İtalya’da başgösteren ayaklanmalar, İtalya tarihinde  1628-1944 arasında sosyal eşitsizliklere tepki sonucu yaşanan “ ‘ekmek ayaklanmalarının’* yeni bir dalgasının başlangıcı  olabilir”diye yorumlanıyor.

Halkın yüzde 44’ünün sigortasız ve geçici sözleşmeyle çalıştırıldığı, gençlerin dışarıya göç ettiği, yabancı göçmenlerden oluşan işgücünün özellikle tarım alanlarında kölelik koşullarında çalıştırıldığı, mafyanın bütün işkollarında varlığını hissettirdiği güney İtalya, Covid-19 salgınının yayıldığı ortamda bir sosyal bir patlamayla yüzyüze geliyor.

İtalyan gizli istihbarat servisi de İtalya bütününde sosyal patlamalar beklendiğine vurgu yaparak Conte hükümetini uyardı. Ekonomik küçülme (resesyon) tehlikesiyle yüzyüze gelen, nakit para sıkıntısı yaşayan İtalya, güney bölgelerin belediye başkanlarından gelen istemi dikkate alarak, ilk aşamada işsiz kalan ve geçim sorunu yaşayan ailelere destek için acil bir maddi planı devreye soktu.

Buna göre hükümet, güneydeki yoksul bölgeler için 4,3 milyar avro tutarında bir fon ayıracak. Bu fonun 400 milyon avroluk tutarı geçim ve açlık sıkıntısı çekilen bölgelerin belediye başkanlarına aktarılacak.  Nakit para sıkıntısı yaşayan İtalya’da hükümet, ilk aşamada gönderdiği 200 milyon tutarındaki paket kapsamında, gıda sıkıntısı yaşayan, işini kaybeden ailelere ayda 300 avro maddi destek verilmesini öngörüyor.

Güney İtalya’da sosyal eşitsizlik ve dengesiz gelir dağılımı kuzey bölgelerine oranla daha kötüleşmiş bulunuyor. Güney İtalya’da bireylerin yüzde 13’ü hiçbir gelir kaynağı olmadan aile içinde yaşıyor. İstihdam oranı kuzeyde yüzde 66’larda seyrederken güneyde yüzde 44’le sınırlı kalıyor. İşsizlik gitgide yükselirken sigortasız çalıştırılanlar çoğunluğu oluşturuyor.

Sicilya başkenti Palermo’da baş gösteren ve güneyin başka yoksul bölgelerinde  de gözlenen “dükkan yağması”, yiyecek alamayan ve açlıkla yüzyüze gelen yoksulların hayatta kalma mücadelesi diye yorumlanıyor.

GHA İtalya/ Aslı Kayabal


İTALYA TARİHİNDE 
EKMEK AYAKLANMALARI

İtalya tarihinde açlığa karşı farklı zamanlarda bir çok “ekmek ayaklanması” düzenlendi. Bu ayaklanmalardan ilki, 1628’de yazar Alessandro Manzoni’nin “Nişanlılar” başlıklı kitabında da yazdığı, Milano’daki fırınları hedef alan ayaklanmaydı. 

Fermo’da 1648’de gerçekleşen ikinci ayaklanma, Fermo’dan Roma’ya buğday depolarına taşınmasına yönelik bir protestoydu. 

Tarihe 1791 “Fermo Ayaklanması” diye geçen protesto, ekmek gramajının azaltılmasına ve un fiyatının arttırılmasına karşı gerçekleşti. 1848 yılında Avrupa'da devrimci bir dalga yükseldi, Palermo bu isyan dalgasına "ekmek" talepleriyle katıldı.

Palermo 1848 isyanı
1897-1898 yıllarında İtalya'da yaygın ekmek ayaklanmaları yaşandı. Bu yıllarda, buğday hasadı üçte bir oranında azalmıştı. İthal edilen Amerikan buğdayı ise İspanya-ABD savaşı nedeniyle daha pahalı hale gelmişti. Milano'da ithal buğdayın tonu 225 liradan 330 liraya yüksemişti. Ekmek fiyatlarında yükselişi durdurabilmek için, hükümet  gümrük vergilerini indirmek zorunda kaldı. Gümrük vergisi indirimi  gerekenden az ve geç olmuştu. Ekmek pahalı ve işsizlik yüksek olunca, İtalya'nın güneyinde "iş ve ekmek" isteğinin haykırıldığı sokak gösterileri başladı. Yakın zaman önce  Sicilya bölgesinde başkaldırı ve protestolara tanık olmuş bölgede Bari ve Napoli şehirlerinde isyan bastırıldı, ancak Floransa'da göstericiler bir tam gün boyunca şehre hakim oldu. Gerilim yükselince polisler ateş açtı ve göstericiler arasında ölümler meydana geldi. Bu durum, ayaklanma havasının yayılmasına ve büyümesine yol açtı. 1898 ocak ayında başlayan ve aynı yıl temmuza kadar süren “Ekmek Ayaklanmaları” açlık sınırındaki İtalya’da sosyal eşitsizliklere karşı yaygın bir başkaldırıya dönüştü. Milano'da başkaldırı ordu güçlerinin katliamı ile bastırıldı.




Milano: Altta İsyancıların barikatları ve müdahale eden ordu güçleri. Üstte Milano'nun ünlü Duomo meydanında isyanı bastırmak için mevzilenmiş ordu güçleri

Palermo’da tarihe “Ekmek Katliamı” ve “Maqueda caddesi katliamı” diye geçen protestolar ise II. Dünya savaşı sırasında 19 ekimde 1944'de gerçekleşti. Aç ve umutsuz bir halk kitlesi, 1944 sonbaharında Palermo merkezinde Pretoria meydanında toplandı, valiliğe doğru yürüyüşe geçti. İşçiler, öğrenciler, işsizler ve evsizlerden oluşan kızgın bir kitle, savaş yılları boyunca yoksunluğun ve yoksulluğun altında ezilmiş, Amerikan ve İngiliz bombardımanı altında huzursuz ve bedbaht olmuş bir kalabalık, iş, ekmek, ve ev isteğiyle valiliği kuşattı. İtalyan ordusunun birdenbire kışladan çıkıveren Savoy bölüğüne bağı 50 silahlı asker, silahsız göstericilere ateş açarak meydanı kana buladı. 19 Ekim 2019 günü Palermo meydanında toplanan bağımsızlık yanlısı göstericiler, katliamın 75inci yılını birkaç ay önce anmıştı.