24 Temmuz 2021 Cumartesi

SERMİN ÖNER YOLDAŞIMIZI YİTİRDİK

 


SERMİN ÖNER YOLDAŞIMIZI YİTİRDİK / TURGUT KOÇAK (TSİP GENEL BAŞKANI)


Dün öğleden sonra Sakarya/Geyve İlçesi Boğazköy Mahallesi’nde yoldaşımız Sermin Şahin Öner’i toprağa verdik. Arkadaşımızı uzun yıllar öncesinden tanıyan birisi olarak onun ne kadar direngen ve kararlı olduğunu iyi bilirim.

Biz onlarla kimsenin sokağa bile çıkmaktan çekindiği dönemlerde Sakarya’da Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’ni kurduk. Partimiz kurulmasının hemen arkasından ülkücü ve dinci kesimlerden tepkiler aldık. Bu tepkileri savuşturduğumuz gibi üstelik partimize ve bizim derneklerimize saldıranlara da hak ettikleri ders her zaman verildi. Dolayısı ile Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin o günlere atılmış imzası var. İmzası var çünkü Erzurum’dan, Yozgat’tan getirilen ne kadar Ülkücü ve dinci kesimlerin partimize karşı yürüttükleri her saldırı varsa, püskürtülmekle kalınmadı, onlar aynı zamanda olabildiğince geriletildi.

Bu mücadelede Birgül Şahin’in payını unutmamak gerekir. Birgül Şahin daha ortaokulu bile yeni bitirmişti fakat Birgül Şahin daha o yaşta Adapazarı’nda faşistlerin korkutup sindiremediği en önde gelenlerin arasındaydı. Sonra bu mücadeleye Birgül Şahin’in ablası Sermin Şahin de katıldı. Onları çok yakından tanıyan biri olarak hemen her anlarını yakından izledim ve olanlara da tanıklık ettim. Her ikisi de yılmaz birer partiliydi. Öyle zamanlar oldu ki Adapazarı’nda Türkiye Sosyalist İşçi Partisi üye ve yandaşlarını susturmak için güçlü olmalarına karşın Adapazarı’ndaki ülkücü ve dinci kuruluşlar yetmedi dışardan çok sayıda oraya buraya saldırmak için getirilen ülkücü ve dinciler oldu. Bunların yapmak istedikleri tüm kışkırtıcı eylemler boşa çıkarılmakla kalmadı onlar her defasında yenilgiye uğratıldılar. Bu mücadelede hem Sermin Şahin’ Öner’in hem de Birgül Şahin Öner’in gösterdiği yürekliliği bir ben bilirim.

Sonra 12 Eylül 1980 faşist darbesi yaşandı. Arkasından da zor günler gelip çattı. Parti bütün gücüyle faşizme karşı direnme mücadelesi veriyordu bu mücadelede Sermin Şahin İstanbul’da tutuklandı. Uzun süre içerde kaldı. Sermin Şahin içerdeyken de örnek bir devrimci olarak geçirdi mahpusluk günlerini. İçerde Reha İsvan’larla birlikte kaldı. Daha sonra Sermin’in içerdeki öykülerini bu yiğit insanlardan da dinledim.

Dışarı çıktıktan sonra her devrimci gibi Sermin yoldaşımız da zor günler yaşadı. Ama her zorluğa katlanan bir devrimci olarak ödünsüz bir dik duruşu oldu. İşsiz geçen günlerin acılarına katlanıldı. Hiç kuşku yok ki her ağaç fırtınaya dayanamaz ama bazı ağaçlar vardır onları en büyük fırtınalar bile yerinden sökemez. Bir başka deyişle savaşırlar ve kazanırlar. Sermin yoldaşımız da böyle biriydi. Savaştı, dimdik ayakta durdu. Çoğu insan sosyalizmden umudunu keserken Sermin çoklarının aksine sosyalizm kavgasını seçen sosyalistlerle birlikte davranarak partinin yeniden açık siyasete başlamasında rol aldı. Çeşitli kademelerde görev yaptı. MYK üyesi seçildi.  Gerçi Sermin Şahin Öner gibi arkadaşlar için unvan şan çok da önemli değildi bu yüzden de bir parti neferi gibi son anına kadar savaştı. O acıdan kıvranırken bile aklından an olsun partiyi partili olmanın gerçeğini aklından çıkarmadı. Yaşamını yitirmesinden kısa bir süre önce bile benimle telefonda sadece ama sadece partiyi konuştu.

O iyi ve yürekli bir partiliydi. Çalıştığı basın kolunda DİSK Basın-İş’in örgütlenmesinde özveri ile çalıştı. Grevlere katıldı, grevler yönetti. Basın-İş Sendikası’nın da Genel Saymanlığı görevi üstlendi. Son çalıştığı işyeri Sadun Aren’in oğlunun işyeriydi. Orada işçileri örgütlediği ve greve götürdüğü için işinden oldu. Tabi her emekçi gibi o da işsiz kalınca ağır ekonomik koşullara katlanmak zorunda kaldı. Emekli olup sadece parti ile ilgilenirken kansere yakalandı. Eşi Ali Öner’in de sık sık sözünü ettiği gibi bir direnme savaşçısı olduğunu kanserle savaşırken de gösterdi. Yaşamını da bu yüzden yitirdi.

22 Temmuz 2021 günü onu sonsuzluğa uğurlarken mezarının başında yaptığım kısa bir konuşma da dedim ki "…Kimi insanlar vardır sesi evinin avlusunun dışında bile duyulmaz, kimileri de vardır sesi Batman’dan da duyulur, Rio de Janerio’dan da. Ahbazya’dan da duyulur dünyanın malum halklarının başkentlerinden de".

İşte Sermin Şahin Öner böyle biriydi.

Onun sesini duyulur kılan şey de hiç kuşku yok ki sosyalist birisi olması ve direngenliğiydi. Onu şimdi sonsuzluğa uğurluyoruz fakat onun sesi bu mavi göğün altında sonsuza kadar duyulacak.

Şan olsun Sermin Şahin Öner yoldaşıma, şan olsun sosyalizme ve partimiz TSİP’e…”

27 Nisan 2021 Salı

 AHMET KAÇMAZ’I YİTİRDİK! / TURGUT KOÇAK (TSİP GENEL BAŞKANI)

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin kuruluşunda Genel Başkanlığa getirilen Kaçmaz’ın sadece TSİP’e değil, Türkiye sol ve sosyalist anlayışına da yepyeni bir renk kattığını tanıyan, bilen herkes bilir. Bizler konu üzerine bir sürü şey yazarak emekleri geçmiş hiç kimseyi kötülemeyecek denli kadir kıymet bilenlerdeniz. Bu yüzden de bizim tutum ve davranışımız bazıları ile örtüşmeyebilir.
12 Eylül 1980 sonrası yurtdışına çıkan ve mücadelesini sürdüren Kaçmaz’ı nasıl tanırsınız diye bir soru sorulduğunda bizlerin ilk aklına gelen şey onun ilkeli ve disiplinli bir kişiliğe sahip olduğudur. Gelişigüzel anlayışlardan hoşlanmazdı. Böyle bir duruş bazılarının hoşuna gitmese de bizler biliriz ki doğru olan da böyle bir duruş sergilemektir.
Evet, bizler tartışmalar yaşadık. Kaçmaz da bu tartışmaların tam da göbeğindeydi. Benim tartışmaların hepsini noktasına virgülüne kadar bilen bir insan olmama karşın bu konuları çok konuşmadık. Niye? Çünkü gerçek komünistlik ağzı avaralığı kaldırmaz. Ketum olmayı gerektirir. Bu yüzden kendisinin yeri bizim yanımızda ayrıdır. Ayrıdır çünkü kimi seviyesiz tartışmaların hep dışında kalmış, kimse için de ileri geri konuşmadan yurt dışından döndükten sonra da aynı tutumunu değiştirmemiştir.
Yoksa ketumluğu bir yana bıraksaydı biliyoruz ki başkalarının söylediklerinin belki de en fazlasını o yazar ve söyleyebilirdi. Bir kenara çekildi ve tartışmaların dışında kaldı.
En hoşlanmadığı şeylerden birisi de hiç kuşku yok ki ahbap/çavuş kafasıyla partili yoldaşlığı birbiriyle karıştırmaktı. O ketumluğu seçerek bu konuda kimseyi kırmadan aramızdan ayrıldı.
Bir bakıma ünlü ozanımız Nazım Hikmet’in şiirinde olduğu gibi geldi geçti fakat TSİP’liler üzerinde de silinmez etkisi oldu.
Şiiri yazayım, çünkü Kaçmaz bu şiiri hak edenler arasında yer alan bir yoldaşımızdı.
"Birden
Bire kuş gibi
Vurulmuş gibi
Kanadından
Yaralı bir atlı yuvarlandı atından
Bağırmadı
Gidenleri geri çağırmadı
Baktı yalnız dolu gözlerle
Uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına
Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak
Beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak"
Ahmet Kaçmaz’ı 27 Nisan 2021 Salı günü Bodrum / Akyarlar Kemer gömütlüğünde 12.30 da uğurlayacağız. Bütün partililere, kendisini sevenlere başsağlığı diliyoruz.
Güle güle başkan, güle güle değerli yoldaş…
Yaşasın Sosyalizm!
Yaşasın Türkiye Sosyalist İşçi Partisi!