17 Mart 2009 Salı

TEKİRDAĞ F TİPİ HAPİSHANESİNDEN MEKTUP


Yorumsuzdur; çünkü biz, yaşıyoruz hala !

Belki az çok tanıyorsunuz, belki de hiçbir fikriniz yok. Belki de yaşamınızın bir döneminde bizlerle kesişti yollarınız, belki bir arkadaşınızdan biliyorsunuz ya da bir akrabanızdan dolayı tanıyorsunuz bizleri.

Bu mektupta asıl yazacaklarımıza geçmeden önce bir de biz kısaca tanıtalım kendimizi.

Kimimiz on sekizindeyiz, kimimiz elli yaşını geçtik. Kimimiz işsizdik, kimimiz mühendis; kimimiz işçi, memur; kimimiz öğrenci, işportacı, esnafız.
Neden burada yattığımızı da, neden hapishanede olduğumuzu, 'suç'umuzu da bilmek hakkınız. 'Hapishanelerde Neler Oluyor? Bilmek Hakkınız!' kampanyası çerçevesinde tutsakların yaygın olarak çeşitli kişi ve kurumlara gönderdiği mektupta, bir çağrıda bulunuluyor.

Bu mektup Tekirdağ F tipi tecrit hücrelerinde tutuklu bulunan devrimciler tarafından yazılmıştır.

Sendikalarda, derneklerde, meslek odalarında örgütlendik; kimimiz gecekondu yıkımlarına direndik; kimimiz polisin terörüne, baskısına, hukuksuzluğuna karşı boyun eğmedik, karşı koyduk. Ancak hepimiz, IMF'nin, Dünya Bankasının sömürü politikalarına, AB'nin ve ABD'nin kuklası haline gelen, ulusal onurumuzu ayaklar altına alan iktidarlara karşı çıktık. Haklarımız ve özgürlüklerimiz için mücadele ettik. Sonuçta buradayız.

Asıl konumuza gelelim. F tiplerini ne kadar biliyorsunuz? Tecrit işkencesi nedir, hiç duydunuz mu? Bilmiyoruz. Ama Almanya'daki Nazi kamplarını duymuşsunuzdur. Ya da bugünün dünyasında ABD'nin Guantanamo'daki hapishanesini veya Irak'taki Ebu Gureyb hapishanesi'ni mutlaka duymuş olmalısınız. İşte ülkemizdeki F tiplerinin de o Nazi kamplarından, Guantanamo ve Ebu Gureyb'lerden farkı yoktur.

Türkiye'deki F tipleri 19 Aralık 2000'de 28 tutuklunun yakılarak, kurşunlanarak öldürüldüğü, yüzlercesinin yaralandığı 'Hayata Dönüş' operasyonunun ardından açıldı. F tiplerindeki uygulamalar söyle:

- F tiplerine gelen herkes daha önce elle ve elektronik cihazlarla defalarca aramadan geçirilmesine rağmen girişte atlet ve külotunuz da üzerinizde kalmayacak şekilde çırılçıplak soyulur. Dayatılan bu onursuz ve ahlaksız aramaya direnirseniz, dayak yersiniz.
- Hastane ya da mahkemeye gidip gelirken daha hapishaneden çıkmadan gidişte BES, dönüşte BES kez olmak üzere tam ON kez aramadan geçirilirsiniz.
- Kaldığınız hücreler TEK ya da ÜÇ kişiliktir. Tek kalıyorsanız hiç kimseyle, üç kişi kalıyorsanız yanınızdaki İKİ KİŞİ dışında -gardiyanlar hariç- kimseyle konuşamaz, kimsenin yüzünü bile göremezsiniz. Hastane ve mahkemelere götürülürken bile hücrelere bölünmüş araçlarla götürülürsünüz.
- Mahkemeye sunacağınız el yazısı savunmanız önce hukuki bir bilgi ve yetkiye sahip olmayan gardiyanlar tarafından denetlenir. Gardiyanlar tarafından 'sakıncalı' bulunmaz ve 'olur' denilirse dilekçenizi mahkemeye ulaştırabilirsiniz. Yoksa el konulur.
-Avukatınızla görüşmeye giderken yanınıza kağıt kalem almanız yasaktır.
Hücrenizden en fazla elli adim uzaklıktaki avukat görüsüne giderken, gidiş ve dönüşte tam üç kez aranırsınız.
- Bir haksızlığa uğradığınızda verdiğiniz dilekçenin akıbetini bilemezsiniz. İşleme konulup konulmadığını öğrenmek için bile dilekçe üstüne dilekçe yazmak zorundasınız. (Ek bilgi; dört yıldır F tiplerinden verilen on binlerce suç duyurusu dilekçelerine rağmen ne uygulamalar değişmiştir, ne de keyfi dayatmalarda bulunan tek bir görevli cezalandırılmıştı r. Keza gelen ve giden mektuplarımızın da akıbeti belli olmaz, tıpkı dilekçelerimiz gibi.
- Acil ve hayati rahatsızlıkları nedeniyle revire çıkmak isteyip de 'doktor çarsıda', 'doktor uzmanlık sınavlarını kazanıp gitti' cevaplarıyla doktor yüzü görmeden ölenler veya bizzat 'doktor' tarafından hastaların kovulması F tiplerinin 'sıradan' olaylarıdır.

F tiplerindeki tecrit uygulamalarını daha da uzatabiliriz. Hem de sayfalarca. Ama gerek yok. Sanırız aktardığımız bu birkaç madde bile yeterince anlatıyor tecriti.

Ve simdi yeni Ceza İnfaz Kanunu (CİK) ile bütün bu yasadıklarımız, maruz kaldığımız tecrit işkencesiyle sessiz sedasız hücrelerimize gömülmek istemiyoruz.

Yeni CİK'in tek bir maddesi değil, baştan sona bütün maddeleri incelendiğinde tecrit işkencesinin, hukuksuzluğunun yasal uygulamalar haline getirildiği görülecektir. Bu mektubu, bilmediğiniz, duymadığınız ya da şimdiye kadar da yanlış bilgilendirildiğiniz F tipleri, tecrit ve Yeni CİK konusunda GERÇEKLERİ bir de bizden öğrenin diye yazdık. Ama sadece bu gerçekleri bilesiniz, öğrenesiniz diye değil. Bu gerçekleri başkalarına da aktarmanızı istiyoruz. F tiplerindeki tecrite ve bu tecriti yasal bir uygulama haline getirecek olan yeni CİK'e karşı çıkmanızı istiyoruz.

İsterseniz önce dile getirdiğimiz bu gerçekleri araştırın, soruşturun; biz burada söylediğimiz her cümleyi dilerseniz belgelerle, tanıklarla kanıtlayabiliriz. Bize yazmanız, sormanız yeterli. Ancak bu söylediklerimizin gerçek olduğuna inanır, ikna olursanız bir sorumluluk da yüklenmiş olacaksınız. Her şeyden önce vicdanen, adalet duygunuza karşı bir sorumluluktur bu. Kendinize karşı duyduğunuz ya da duyulmasını istediğiniz saygının zedelenmemesi için bu sorumluluğu yerine getirmelisiniz. 'Bana ne' dediğinizde bilin ki, en basta insanlığınızdan bir şeyler kaybetmiş olacaksınız. Biliyoruz, belki ağır bir itham oldu ama ne yazık ki böyle olacaktır. Düşünün Ve unutmayın, 20 Ekim 2000'de F tipleri ve tecrite karşı başlatılan ölüm orucunda şimdiye kadar 123 insan öldü. 600'den fazla insan sakat kaldı. Belki ilk defa duydunuz, belki de görmek, duymak istemediğiniz bu gerçekle bir kez daha karşılaşmış oldunuz bu satırlarla.

Sonuç olarak istesek de istemesek de, bir direniş yöntemi olarak doğru ya da yanlış da bulsanız, ölümlerin yaşandığı bir GERÇEK'tir. Ve bilirsiniz ki, kimse durduk yerde ölmez, ölemez. Tecrit denilen politikanın nasıl bir şey olduğunu anlamanız için hatırlatmak istedik bunu da. BU MEKTUBUMUZLA BİR ZİNCIR OLUŞTURMAK İSTİYORUZ. Tecrit denilen karanlık kuyuda boğulmak istenenleri boğdurmamak için uzatılan bir zincir olsun, bu zinciri oluşturmak için; Mektubumuzun fotokopilerini çekerek tanıdıklarınıza, eşinize dostunuza postalayabilirsiniz ; mektubumuzu internet ortamında dağıtabilirsiniz; sendikacıysanız ya da bir dernekteyseniz panonuza asabilirsiniz; gazeteciyseniz kösenizde yer verebilirsiniz, haber yaptırabilirsiniz; ev kadınıysanız misafirlerinize okutabilirsiniz; esnafsanız işyerinize asabilirsiniz; milletvekiliyseniz meclis kürsüsünden okuyabilirsiniz; bu mektubu bir gazete ya da dergide okuduysanız kupürü kesip cüzdanınıza koyup yakınlarınıza okutabilirsiniz.

Kısacası sözlü ya da bu haliyle yazılı olarak elden ele, kulaktan kulağa BİR ZİNCİR OLUP ulaşmalı bu gerçekler.

İnsan düşüncesinin başka ve zorla yok edilmesine karşıysanız, işkenceye, haksızlıklara ve adaletsizliklere karşıysanız, insanın sadece mezarda yalnız kalabileceğine inanıyorsanız ve TECRİT denilen bu silahın bir gün size de yönelmesini istemiyorsanız BU ZİNCİRE BIR HALKA DA SİZ EKLEYIN! F tiplerinde tecritin kaldırıldığı, ölümlerin durdurulduğu günlerde görüşmek umuduyla hoşcakalın.

TEKİRDAĞ F TİPİ HAPISHANESİ'NDEN DEVRİMCİ TUTSAKLAR

15 Mart 2009 Pazar

ASGARİ ÜCRET Mİ AZAMİ ÜCRET Mİ?

GELİŞİM TEKSTİL FABRİKASINDA İŞÇİLER ASGARİ ÜCRET ALTINDA ÇALIŞTIRILIYOR

Beylikdüzü Organize Sanayi Bölgesinde kurulu Gelişim Tekstil Fabrikasında işçiler asgari ücret altında kalan ücretlerle çalıştırılıyor.


Gelişim Tekstil Fabrikasında 200 dolayında işçi çalışiyor. Patron işçilerin çalışma koşullarını yasa ve yönetmelikleri çiğneyerek düzenliyor. Günlük çalışmanın 10 saat olduğu işyerinde haftanın üç günü (salı, çarşamba ve perşembe) çalışma gece saat 22:00'ye dek uzatılıyor. Böylece haftalık çalışma süresi 72 saati buluyor. Pestili çıkacak kadar uzun süreler çalıştırılan işçilerin bir bölümüne asgari ücret ödenirken, gerisi asgari ücret altında ücretlerle çalıştırılıyor. Yani Gelişim Tekstil Fabrikasında asgari ücret "azami ücret" olarak uygulanıyor.

İşyerinde havalandırma sistemi çalıştırılmıyor, bu nedenle pamuk ve tekstil tozu çalışanlar tarafından solunuyor. İşyeri hekimi ve sendika da bulunmuyor.

Patron kriz ortamını gerekçe göstererek çalışma koşullarını ve düşük ücretleri zorla dayatıyor ve işçiler işlerini yitirme korkusuyla bu koşulları kabul etmeye zorlanıyor.

1995 tarihinde kurulan Gelişim Tekstil, dünya pazarına yönelik erkek, bayan, genç ve çocuk modası ile spor giysiler başta olmak üzere, her çeşit yuvarlak örgü ürünlerinin üretimini yapıyor. Üretim yelpazesini T-shirt, sweat shirt, uzun ve kısa tayt, bady, elbise, short, bluz, pantolon, mont, etek, pijama ve benzeri ürünler oluşturuyor.

Firmanın İngiltere'de J.D. GROUP, NEXT, CARBRINI,TED BAKER, BROOKHAVEN, DUCK AND COVER, RIVER ISLAND, Almanya'da ESPRIT ve TCHIBO, Fransa'da MORGAN, İsveç'te H&M, Holanda'da M&S MODE, İtalya'da CALVIN KLEIN ve PIRELLI, ABD'de LEVI'S gibi tanınmış markalara fason üretim yaptığı biliniyor.

Beylikdüzü/ Gelişim Tekstil Fabrika muhabiri

12 Mart 2009 Perşembe

İLAÇ FİRMASINDAN BİLİM İNSANLARINA BASKI GİRİŞİMİ


NOBEL ilaç firması tarafından Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. F. Cankat Tulunay hakkında ETOL-FORTE ilacını kötülediği gerekçesi ile açılan 100.000 YTL lik tazminat davası, firma aleyhinde sonuçlandı.

Mahkemece, "toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporlarına göre, davalının katıldığı TV programında açıkladığı bilgi ve düşüncelerin FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) için düzenlenen tavsiye niteliğindeki raporlara dayandığı, bu raporlarda risk altındaki yaşlı ve hasta kişilerde Etodolak kullanılması sonucu ölüm olaylarının meydana geldiğinin açıklandığı, davalının bilimsel nitelikteki bu raporları ciddi ve uyarıcı kabul edip, bilim adamı sorumluluğu ile davacı tarafından üretilen Etol Fort isimli ilacın osteoartrit ve romatoid artrit hastalıklarının akut ve kısa süreli belirti ve bulgularının tedavisinde kullanılabilecek iken, dünyadaki bu uygulamalarının aksine ilaç ruhsat endikasyonunun bilimsel ölçüler dışlanarak geniş tutulup orta ve hafif şiddetteki tüm ağrıların tedavisinde kullanılabileceğinin belirtilmesine karşı çıktığı, davalının Farmakoloji Derneği Başkanı olması ve Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurudan sonuç alamamasının etkisiyle TV’de tüketiciyi uyarmak amacıyla ciddi açıklamalarda bulunmasının davacının ticari itibarını sarsma amacı taşımadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişti.

Firma tarafından temyiz edilen dava dosyası, Yargıtay tarafından da Prof. Dr. F. Cankat Tulunay lehine sonuçlandırıldı.

Adı geçen firma bilimi sindirmek, gerçekleri kamu oyundan saklamak ve bilim insanlarını yıldırıp korkutmak amacı ile yanlız Farmakoloji Derneği başkanını mahkemeye vermekle kalmamış, Derneği ve başkanını, Ankara Tabib Odası, Sağlık Bakanlığı, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Dernekler masası gibi birçok kurum ve kuruluşa da şikayet etmişti.

İlaç üretimini ve insan sağlığını büyük sermayenin kar ve pazar dürtülerine emanet eden piyasacı anlayış, böylece hukuk ve bilim duvarına çarptı.

11 Mart 2009 Çarşamba

IRAK DİRENİŞİ ANITLAŞTI


Bush'a Fırlatılan Pabuç Anıtı

Irak'ta yüzbinlerce insanın canına mal olan ve ülkeyi yakıp yıkan emperyalist işgalin lideri ABD Başkanı Bush'a basın toplantısında fırlatılan pabuç, Irak Direnişinin simgesi bir anıta dönüştü.

Irak'lı yurtsever gazeteci Montazar el-Zaydi tarafından Bush'un suratına fırlatılan ve bütün dünyanın televizyon ekranlarında seyrettiği pabuç, Bağdat'ın kuzeyinde Saddam Hüseyin'in doğum yeri ve işgale karşı direnişin merkezlerinden biri olan Tikrit şehrinde bir direniş anıtına dönüştü.

Direnişin simgesi anıtın cephesinde, "Montazar, kılıç zoruyla kanı akıtılana veya biz gerçekleri konuşana dek oruç tutacak ve susacak" yazıyor.

Tikrit'teki direniş anıtı Ocak 2009'da dikildi.

9 Mart 2009 Pazartesi

DESA DİRENİŞİ AVRUPA'YA YAYILDI


Prada ve başka ünlü markalar için deri giysi ve obje üreten DESA işçileri, aldıkları düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve sendikal haklarının yok sayılmasını protesto etmek için Clean Clothes Campaign çerçevesinde İtalya'da... Prada, Milano, Londra, Madrid ve İstanbul'da eşzamanlı protesto ediliyor.

Prada için deri giysi ve obje üreten Desa fabrikasının Türkiye'li işçileri aldıkları düşük ücretler, kötü çalışma koşulları ve sendikal haklarının yok sayılmasını protesto etmek icin Clean Clothes Campaign/Temiz Giysi Kampanyası (www.cleanclothes.org) çerçevesinde İtalya'ya geldi.

5 Mart 2009'da Floransa'da Bölgesel Etik Komisyonu yetkilileri ile görüşen işçiler şikayetlerini dile getirdi. Türkiye'li işçiler 6 Mart günü Prada'nın Arezzo'daki üretim merkezinde sorunlarını dile getirmek için firmanın yöneticileri ile biraraya geldi. Deri-İş sendikasının organizasyonu ile 7 Mart cumartesi günü ise Milano'nun yanısıra Londra, Madrid ve İstanbul'da Prada eşzamanlı biçimde protesto edildi ve firma hakkında işçi haklarını çiğnediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.

Prada icin deri giysi ve obje üreten Desa fabrikaları aynı zamanda Mulberry, Louis Vuitton, Aspinals of London, Samsonite, Nicole Fahri ve Luella gibi baska ünlü markalar için de deri ürünleri sağlıyor. Ancak Türkiye'deki fabrikalarında işçilerin çok düşük ücretler karşılığında ve insan sağlığını tehdit eden koşullarda çalıştırıldığı biliniyor.

Kampanya sorumluları söz konusu markaların ürünlerini yüksek miktarda paralar ödeyerek satın alan tüketicilerin bunları üreten işçilerin emeklerinin kötüye kullanıldığını bilmeleri gerektiğini vurguladı.

Desa'nın Türkiye'li işçileri, İtalya'daki görüşmelerde, çok fazla çalıştırıldıklarını, ücretlerinin düşük olduğunu, çalışma koşullarının insan sağlığını tehdit ettiğini ve firmanın son altı aydır çalışanların sendikal haklarını arama girişimini baskıyla engellemeye çalıştığını ve bu yönde bir yıldırma politikası uyguladığını aktardı.

2008 Nisan ayında yüzlerce DESA işçisi sendikal hakları için Deri-İş sendikasına üye oldu. Bu girişimin ardından firma yöneticileri 44 işçinin işine son verirken, 50 işçiyi de sendikadan ayrılmaya zorladı.

Milano/AKZ

3 Mart 2009 Salı

İTALYA MEKTUPLARI 1

HÜKÜMET İTALYA'DA GREV HAKKINI KISITLAMAYA HAZIRLANIYOR

Berlusconi hükümeti grev hakkı yasasında değişikliğe gidiyor. Taslak yasaya göre meydanlar,otoyollar, havalimanı gibi noktaların işgal edilmesi yasak. Grev kararı alınsa bile çalışanlar, hizmetin aksamaması için işin başında olacak, grev sanal ortamda gerçekleşecek.

Berlusconi hükümeti hazırladığı taslak ile yürürlükte olan grev hakkı yasasında değişikliğe gidiyor. Buna göre hükümet, eğitim, ulaşım, sağlık gibi kamuoyunu ilgilendiren hizmetlerde grev kararı ve uygulaması üzerinde sınırlamalar getirirken, greve gitme hakkını sadece işçileri temsil oranı yüzde 50'yi aşan sendikalara tanıyacak. Grev hakkını yeniden düzenleyen yasa taslağının birkaç gün içinde Çalışma Bakanı Maurizio Sacconi tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulması bekleniyor.

Yasa taslağı bundan böyle İtalya'da meydanlar, otoyollar, demiryolları ve havalimanlarının işgal edilmesine ve ilgili noktalarda yürüyüş ve gösteri düzenlenmesine yasak getirirken, kamu yaşamını ilgilendiren ulaşım, sağlık ve eğitim gibi bazı işkollarında greve karşın hizmetin aksamaması gerekçesiyle 'sanal grev' uygulaması öneriyor. Buna göre söz konusu işkollarında bir grev kararı alınsa bile ilgili personel görevinin başında olacak, grev meydanlarda düzenlenen kitlesel gösteriler yerine sanal ortam üzerinden yürüyecek.

Sendikalar Berlusconi hükümetinin grev hakkını düzenleyen yasada değişikliğe gitmesini protesto ederek, çalışanların iş güvencesini ve yasal haklarını yok sayan yasa taslağının bir çok hakkı sildiğine dikkat çekti, "gidiş çok tehlikeli" yorumunda bulundu.

YASA TASLAĞINDA NE DEĞİŞİYOR?

1. Her grev kararından Önce kamuoyunun ne düşündüğü konusunda bir referandum yapılması zorunlu olacak. İşçilerin haklarını korumakla yükümlü sendikanın işçileri temsil oranı yüzde 50'yi aşıyorsa referandum zorunlu değil.

2. Eğitim, ulaşım ve sağlık gibi işkollarında personelin iş bırakmasına toplum olumsuz etkilendiği gerekçesiyle sanal grev zorunluluğu getiriliyor. Buna göre grev kararı alınmış olsa da personel görevinin başında olacak, grev sanal ortamda gerçekleşecek.

3. Grev kararı çok önceden duyurulacak.

4. Garanti Komisyonu'nun yerini İş İlişkileri Komisyonu alacak. Bu komisyon greve katılım oranını değerlendirecek ve ilgili mercilere bilgi verecek.

5. Meydanlar, otoyollar, demiryolları ve havalimanlarının işgali ve bu noktalarda gösteri düzenlenmesi yasaklanıyor.

6. Yasalara karşı gelinmesi, yasak olmasına karşın meydanlar vs. noktalarda gösteri düzenlenmesi, önceden haber verilmeden greve gidilmesi gibi durumlarda göstericilere verilecek para vs cezalar hükümet tarafından belirlenecek.

Milano/AKZ

2 Mart 2009 Pazartesi

İŞÇİ HABERLERİ BÜLTENİ (ŞUBAT 2009)


Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Asil Çelik işçileri grevlerinin 30. gününde 28 Şubat günü Orhangazi’de işçi ailelerinin de katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

AKP'nin Adana Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Bilici'nin patronu olduğu fabrikada işten atılan işçiler AKP Adana il binası önünde eylem yaptı.

Buca Anadolu Lisesi’nde, beden eğitimi öğretmenini döven okul müdürünün açığa alınacağı açıklandı.

Almanya’da 3 milyona yakın üyesi bulunan Alman Metal İşçileri Sendikası’nın (IG Metal) Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Klaus Priegnitz direnişteki Sinter Metal işçilerine destek ziyaretinde bulundu.

400 Grammer işçisi baskıyla BMİS’ten istifa ettirerek Türk Metal’e üye yaptırıldı.

Yaşanmakta olan ekonomik kriz giderek derinleşirken özellikle işçi yoğunluğunun çok olduğu kentlerde patronlar bu günlerde panik içinde. Özellikle sanayinin çok yoğun olduğu İzmit ve Bursa'da patron örgütleri, sanayi odaları seri toplantılar yapıyorlar. Toplantıların gündeminde ise işten çıkarmalara ve bu işten çıkarmalar nedeniyle oluşabilecek sosyal patlamalar ele alınıyor. Sivil Toplum Kuruluşları'nı ve hükümeti meydana gelecek sosyal patlamalara karşı önlem alması isteniyor. Özellikle buradan oluşabilecek külfetin kısa çalışma ödeneği ve İşsizlik Sigortası Fonu üzerinden yine çalışanlara ödettirilmesi düşünülürken en çok korkulan işçi profili ise köyüne yakın olmayan ve artık kırsal kesimle bağı kalmamış işçiler.

Adana İncirlik Hava Üssü'nde ABD'li askerler için villa-lojmanlar inşa eden Makyal-Erka şirketinin 250 işçisi aylardır ücretlerini alamıyor.

Kendi işyerlerinde çalışan emekli tarım işçilerinin Ocak ayı maaşları kesildi. Sosyal Güvenlik Reformu'na göre 30 Nisan 2008'den sonra işe girenler de emekli olduktan sonra çalışırsa maaş alamayacak.

Goodyear, ‘’işçi fazlalığı ve emeklikleri geldiği’’ gerekçesiyle İzmit fabrikasından 110 kişiyi çıkaracağını duyurdu. Ancak, İzmit fabrikasında emekliliği dolan 110 işçi yok. Bu durum diğer işçileri de etkileyecek. İşveren, öngördüğü sayıya ulaşamazsa, sözleşme gereği işçilere tebligat yaparak “fazlalık” dediği 110 işçiyi belirleyecek.

BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi Ticaret A.Ş. ve Türk Pirelli talep daralması ve üretim fazlalığı nedeniyle 24 Şubat itibariyle 6 gün boyunca üretime yeniden ara verecek. BRİSA’da 1.200, Türk Pirelli’de ise 1.100 işçi, 2 Mart’a kadar ücretli izine ayrılacak.

Tariş İplik'te mart ayından itibaren şalterlerin ineceğini açıklayan TARİŞ Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Başkanı Basri Özçoban, fabrikadaki hiçbir işçinin işten çıkarılmayacağını açıklasa da, 600 işçinin ücret durumu belirsizliğini koruyor.

THY uçağının Amsterdam'da kaza sonucu düşmesi hakkında Hava-İş’in açıklamasında kazanın meydana gelmesinde sorumlulukları bulunan Ulaştırma Bakanı, Sivil Havacılık Genel Müdürü, THY Genel Müdürü ve üç kişilik icra komitesini istifaya çağırdı. "Bu hukuken bir iş kazasıdır ancak aslında bir iş cinayetidir" diyen Ayçin, Türk Hava Yolları'nın kar mantığıyla yönetildiğini belirtti. Sendika üyelerinin baskı altında tutulduğunu da ifade eden Ayçin, THY yönetiminin havayollarını yönetmek yerine sendikal haklara saldırdığını söyledi. Türk Hava Yolları (THY) yönetimi, Amsterdam’da iniş sırasında kaza yapan uçakla ilgili bir açıklama yaparak, uçağın bakımının, prosedürlere uygun yapıldığını savundu. Hava-İş Sendikası ise, 18 Şubat günü THY yönetimini, uçakların bakımını gözardı ederek felakete davet çıkarmakla suçlamıştı.

Zekai Tahir Burak Hastanesi’nde yaz aylarında yaşanan bebek ölümlerinde bebeğini kaybeden aile, Bakanlık aleyhine açtığı davayı kazanırsa, Bakanlık tazminat ödeyecek; ancak ödeyeceği tazminatı olayda "kusuru" bulunan personele rücu edecek.

Ardahan'ın Göle İlçesi'nde, daha önce çeşitli işlerde çalışan, son zamanlarda iş bulamadığı için bunalıma giren evli ve üç çocuk babası 45 yaşındaki İdris Yıldız, evde iple kendini tavana asarak yaşamına son verdi.

Sivas Eğitim- Sen ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası Şube Başkanları, “yasadışı örgüt üyesi olma” iddiasıyla tutuklanarak Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne gönderildiler.

KESK'e bağlı Haber-Sen üyesi PTT emekçilerinin 25 Şubat çarş günü İstanbul ve Diyarbakır'dan iki kol halinde başlattıkları "Postacı Yürüyüşü", Ankara'da yapılan bir eylemle noktalandı. Yürüyüşleri boyunca uğradıkları illerde, bazı PTT yöneticilerinin çıkardıkları engellere karşın bildiriler dağıtarak eylemlerini duyuran ve basın açıklamaları yapan postacılar, 27 Şubat sabahı Ankara'ya ulaştılar.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Yönetim Kurulu (GYK), hekimlerin problemlerine ve sağlık alanındaki sorunlara dikkat çekmek amacıyla Mart ayında bazı eylemler gerçekleştirme kararı aldı.

Ümraniye Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan direnişteki Sinter Metal ve Gürsaş fabrikaları işçilerine Türkiye Komünist Partisi üyeleri destek ziyaretinde bulundu.

Turkuaz Medya Grubu’na bağlı ATV televizyon kanalında 26 basın emekçisinin daha işine son verildi. Grevin sürdüğü grupta, greve çıkan işçiler de işten atılmışlardı. Turkuvaz Yayıncılık A.Ş. bünyesindeki Sabah ATV grubunda devam eden greve Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeleri, İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipleri Birliği, işten atılan IBM çalışanları, sosyalist basın emekçileri ve Genç Sen üyeleri destek ziyaretinde bulundu.

Yurtsever Cephe İşçi Birliği İzmir Eğitim Emekçileri ve Büro Emekçileri tarafından İzmir’de düzenlenen işçi forumu geçtiğimiz hafta sonu Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde çeşitli alanlardan emekçilerin katılımıyla gerçekleşti.

KESK Haber-Sen’e örgütlü PTT emekçileri, gasp edilen haklarını geri almak ve PTT’nin tasfiyesine karşı yürüyüş başlatıyor.

İzmir Konak'ta Büyükşehir Belediyesi'ndeki işlerine geri dönmek için direnişte olan işçilere polis saldırdı. İşçilerin beklediği çadırın malzemelerine de el konuldu. Polis ve belediyeye bağlı zabıtaların saldırısına maruz kalan İzmir Büyükşehir Belediyesi işçileri direnişten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

15 Şubat’ta İstanbul Kadıköy’de “Krizin Faturasını Ödemeyeceğiz” sloganıyla bir miting düzenleyen üç sendika konfederasyonu DİSK, KESK ve Türk-İş, mitingin amacına uygun geçtiğini, önümüzdeki dönemde de birlikte mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladılar.

SES üyeleri Adana'da aile hekimliği uygulaması kapsamında 160 ebe ve hemşirenin işten atılmasının planlanması nedeniyle bir eylem yaptı.

Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) Genel Başkanı Atilay Ayçin Teknik A.Ş.'nin kolektif çalışma koşulları ve Teknik A.Ş. işçilerinin sendika açısından önemi nedeniyle THY patronlarının bu işyerini hedef aldığını ve Hava-İş Sendikasını koparmaya çalıştığını vurguladı

Kayseri Kadir Has Stadyumu'nda çalışan işçi Davut Yavaş cam takarken ayağı kayarak on beş metreden yere düştü. Yavaş iç kanama sonucu yaşamını yitirdi.
Telekom çalışanlarının toplusözleşme görüşmeleri için işverenle masaya oturan Haber-İş, ekonomik kriz yarattığı tehditkar ortamda, "bir an önce anlaşmaya varma" telaşında.

Sinter Metal Fabrikası'nda işten çıkarılan ve 60 gündür direnişlerini sürdüren metal işçilerinin işe iade davaları başladı.

İzmir'de Büro Emekçileri Sendikası (BES) ve Türk Büro Sen üyeleri Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezleri'nin personel ihtiyacının İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa gibi illerden geçici görevlendirme ile karşılanmasını protesto ederek, 19 Şubat'ta gün boyu iş bıraktı.

Tuzla Çiçek tersanesinde Elta Denizcilik adlı taşeron şirketine bağlı olarak çalışan 1981 doğumlu Cemil adlı işçi elektrik çarpması sonucu 18 Şubat günü iş cinayetine kurban gitti.

Van Belediyesi bünyesinde Mavi Kent Temizlik Şirketi'nde taşeron olarak çalışan işçiler, ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş bıraktılar.

Türkiye Sivil Havacılık Sendikası yönetimi ve üye işçiler (Hava-İş) tıkanan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ve patronlarının sendika düşmanı tutumları nedeniyle THY ve Teknik A.Ş. yönetimini 18 Şubat'ta gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto etti.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube üyesi olan hastane çalışanları, kötü çalışma koşullarının düzeltilmesi, personel eksikliğinin giderilmesi, döner sermaye adetsizliğinin son bulması, ücretlerin iyileştirilmesi ve halka eşit nitelikli ve sağlık hizmeti sunulması için taleplerini dile getirdi. SES emekçileri, hastanenin kendi güdümündeki Sağlık-Sen’i hukuk dışı yollarla yetkilendirme çabasını da protesto etti.

Kriz nedeniyle faaliyetini durduran ve daha sonra bir başka şahsa devredilen Mudurnu Piliç’de (MUPİ) çalışan 270 işçi, parasını alabilmek için fabrikanın önünde toplandı.

Türkiye'de kamuda çalışan dişhekimlerinin iş yükü arttı. Sağlık Bakanlığı'nda görevli dişhekimleri dikkate alındığına 14 bin 700 kişiye bir hekim düşüyor.

Sağlık Bakanlığı, hastanelerde çalışan personelden yemek ücreti alınmasına ilişkin genelgenin iptal edilmesini tartışıyor. Geçen yıl uygulamaya geçen genelge sağlık çalışanlarının protestolarına neden olmuştu.

2006 Ağustos'undan bu yana sendikal haklar mücadelesi veren E-Kart işçilerinin 8 aydır süren grevi işveren tarafından sendikalı işçileri işten çıkarmalar yolu ile engellenmeye çalışılıyor. Bu kez 4 kadın işçi işten çıkartılması bir basın açıklaması ile protesto edildi.

Eczacıbaşı Grubu ve Giesecke&Devrient ortaklığının Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulu E-Kart Elektronik Kart Sistemleri Sanayi ve Ticaret AŞ'de Basın İş Sendikası üyesi dört kadın işçi "yeni makine alındığı ve artık hizmetlerine gerek kalmadığı" gerekçesiyle işten çıkarıldı. Direniş ve grevlerin yükseldiği 2008 yılında, başlattıkları ve sekiz aydır süren grevle gündeme gelen E-Kart Fabrikası'ndaki işten çıkarmalarla ilgili Basın İş Sendikası açıklama yaptı. Açıklamada işyeri önünde basın açıklamasıyla protesto eylemi gerçekleştirileceği duyuruldu.

Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, 15 Şubat’ta Kadıköy’de yapılacak mitinge katılım çağrısı yaptı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin park ve bahçe işlerinde taşeron olarak çalışan işçiler işe "kadrolu" olarak iadeleri için halktan 21 bin imza toplayarak belediyeye iletti.

Hyundai Assan İzmit Fabrikası’ndan atılan işçiler, hukuki süreci başlatıp fabrika aleyhine dava açacak.

Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki kum ocağında meydana gelen kazada 2 işçi göçük altında kaldı.

TÜPRAŞ’ta toplu sözleşme görüşmelerinin üçüncü oturumu Petrol-İş Genel Merkezinde yapılıyor. Görüşmede zam masaya yatırılacak.

İşçi Emeklileri, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 1 Nisan'dan itibaren yürürlüğe girecek olan, hastaların 10 gün içinde aynı branşa polikliniklere müracaat etmelerini yasaklayan uygulamasına tepki gösterdi.

İstanbul’da İtfaiye işçileri, yıllardır hak ettikleri kazanımların geri alınması nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yaptılar.

SEDAŞ’ın devrine karşı çıkan Özelleştirme Karşıtı Platform bileşenlerinin üyeleri, Kocaeli İl İşletme Müdürlüğü önünde gösteri yaptı.

Büro Emekçileri Sendikası (BES) Edirne Şubesi yaptığı basın açıklamasında AKP’nin ekonomi politikalarındaki tercihlerine dikkat çekerek son altı ayda 600 bin yeni işsiz yaratıldığının altını çizdi.

TKP, ÖDP, EMEP, 78’liler Birliği, DİSK ve KESK katılımıyla oluşturulan Niğde Emek ve Demokrasi Platformu geçtiğimiz hafta boyunca Niğde Hükümet Meydanı’nda çadır kurarak “Krizin bedelini patronlar ödesin” başlıklı imza kampanyası düzenledi.

Geçtiğimiz yılın başında Sincan Organize Bölgesindeki Tega Mühendislik’te Birleşik Metal-İş Sendikasının başlattığı grev süreci patronun grev kırıcı müdahaleleri, polis ve jandarma desteğini de alarak yaptığı saldırılar eşliğinde bir yılını doldurdu. Greve destek için fabrika önünde basın açıklaması eylemi yapıldı. Emep, Kesk, Halkevleri, Yurtsever Cephe İşçi Birliği, Yurtsever Cephe Sincan Emekçileri’nin destek verdiği eylem boyunca sık sık “ Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı.

Üniversite Konseyleri Derneği senelerce akademide emek vermiş, kamu kaynaklarıyla yetiştirilmiş araştırma görevlilerine YÖK’ün artık kapıyı göstermesi anlamına gelen yönetmeliklerin üniversitelerde tasfiye sürecinin bir parçası olduğunu vurgularken, son aylarda İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere Türkiye'de bilimin ve üniversitelerin geleceği adına yürüttükleri haklı mücadelelerinde araştırma görevlilerinin yanında yer aldığını açıkladı.

Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 4 işçi göçük altında kaldı, işçilerin ikisi yaşamını yitirdi.

2007 Nisan ayında sendikalaşmaya çalıştıkları için işlerinden atılan Petrol-İş üyesi 22 Esen Plastik çalışanı, açtıkları davayı kazanarak işlerine geri döndüler.

İstanbul’da Esenyurt bölgesinde Krize Karşı İşçi Komitesi oluşturuldu. Komite, işten atmaların yasaklanmasını ve ücretsiz izinlerin durdurulmasını talep ediyor. Çeşitli fabrikalardan işçilerin ve işsizlerin oluşturduğu komite, Türk-İş, DİSK ve KESK’in 15 Şubat’ta Kadıköy’de düzenleyeceği mitinge kitlesel katılmayı hedefliyor.

Deri-İş Sendikası’na üye oyduğu için işten atılan ve aylardır direnişte olan Emine Arslan’a destek eylemleri devam ediyor. Desa’nın Taksim İstiklal Caddesi’nde bulunan mağazası önünde eylem yapan kadınlar, bir kez daha Desa ürünlerini almama çağrısı yaptılar.

Pendik Askeri Tersanesi’nde faaliyet gösteren taşeron CHT Deniz Gemi Şirketi’nin ücretleri ödememesi ve buna karşı çıkan 7 işçiyi işten atması üzerine, tersane önünde DİSK'e bağlı Limter-İş ve Türk-İş'e bağlı Harb-İş üyeleri tarafından ortak eylem yapıldı.

İşten çıkarılmalarının ardından fabrika işgali gerçekleştiren Gürsaş işçileri, iş akitlerinin feshedildiğine dair kağıtları alarak dışarıda direnişlerini sürdüren işçilerin yanına katıldılar. Patronun saldırılarına karşı Gürsaş işçileri kararlı bekleyişlerini sürdürüyorlar.

Dentaş Tersanesi'nde çalışan Selim Sevgili ambar kapaklarına sıkışarak can verdi.
22 Aralık 2008 tarihinden beri direnişte olan Gürsaş işçileri patronun toplu tensikat girişimine karşı 5 Şubat sabah erken saatlerde sendikal hakları için fabrikayı işgal ettiler.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, toplusözleşme ve grev hakkını içermeyen yeni bir yasa tasarısı taslağı hazırladı. Memur sendikalarına sunulan taslak, hizmet kollarını yeniden düzenlerken, toplugörüşmelerin kapsamını genişletiyor ve aday memurlara da sendikalı olma hakkı getiriyor. 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun değiştirilmesine yönelik çalışmalarını sürdüren bakanlığın hazırladığı yeni taslakta adaylık ve deneme süresini tamamlamamış kamu görevlileri sendikalara üye olabilecek, toplugörüşmelerin kapsamı, kamu görevlilerinin mali haklarının yanında sosyal, mesleki ve özlük haklarını da kapsayacak şekilde genişletilecek, yerel yönetim ve bayındırlık ve inşaat hizmetleri gibi bazı kamu kurumlarındaki kamu görevlisi sayısının azlığı nedeniyle hizmet bakımından birbiriyle yakın ilişkisi bulunan hizmet kolları birleştirilecek.

GOP Emek Platformu, 4 Şubat'ta GOP Meydanı'nda açtığı masayla 15 Şubat mitingine çağrı yaptı.

Maliye emekçileri, Türkiye’nin çeşitli illerinde “eşit işe eşit ücret” talebiyle yürüttükleri mücadeleyi eylemler gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla sürdürdüler. Ağır iş yükü altında ezilen emekçiler ücret adaletsizliğinin ortadan kaldırılması için İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde açtıkları temsili davanın görüldüğü gün (4 Şubat 2009) alanlara çıktılar.

Kriz nedeniyle ücret ve ikramiyelerde kesintiye giden Hyundai Assan, şimdi de işçi çıkarıyor. Fabrikanın, 2 ayda istifalarla birlikte yaklaşık 500 işçi çıkardığı öğrenildi.İzmit Alikahya’da kurulu fabrika, kriz gerekçesiyle gruplar halinde işçi çıkarıyor. İkramiyelerde ücret kesintisini dayatan, 2 maaş ikramiye önerisiyle işten çıkarmaya teşvik eden fabrika, kabul etmeyenleri gruplar halinde çıkarmaya başladı.

THY'nin 18 Japon kabin çalışmasını işten çıkarması nedeniyle Japon emekçiler, Tokyo havaalanında bir eylem yapacaklar.

Türk-İş, KESK ve DİSK tarafından birleştirilerek 15 Şubat 2009 tarihinde İstanbul’da yapılması kararlaştırılan “kriz” mitingine çağrı amacıyla konfederasyon başkanları İstanbul’da ortak bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Rami Kışla Caddesi Demirkapı’da bulunan Koç Tex işyerinde uzun çalışma saatleri ve ücret gaspları yoğun olarak uygulanıyor. Koç Tex’teki kriz fırsatçılığına ilişkin GOP İşçi Platformu’yla beraber mücadele yürüten Kot Tex işçisi Ali Hasçelik yasalardan doğan haklarının karşılanmaması nedeniyle bu sabah 07.30’dan itibaren işyeri önünde direnişe geçti.

Selga Tekstil işçilerine kolluk güçlerinin gaz bombalarıyla müdahale etmesi ile ilgili olarak Tekstil Sen bugün İHD İstanbul Şubesi'nde, Selga işçileriyle birlikte basın açıklaması gerçekleştirdi.

2.Ümraniye İşçi Kurultayı 1 Şubat Pazar günü Sarıgazi Yıldız Düğün Salonu’nda yapıldı. Kurultaya İMES’ten, Dudullu OSB’den, Samandıra'dan ve Sultanbeyli’den metal, tekstil, petro-kimya sektöründen ve Telekom'dan işçiler katıldı. Kurultaya sendikalaştıkları için işten atılan ve direnişlerini sürdüren Sinter Metal ve Gürsaş işçileri de katıldı. Kurultayın gerçekleştiği salonda, “Örgütlenmenin önündeki engelleri aşmak için 2.Ümraniye İşçi Kurultayı!”, “Krizin faturası kapitalistlere!”, “İşçi sınıfının kurtuluşu kendi eseri olacaktır!”, “46. yılında Kavel, 29. yılında Tariş direnişleri yol gösteriyor! İşgal, grev, direniş!”, “Sinter Metal’de ve Gürsaş’ta direnen işçiler kazanacak!” pankartları ve “Desa, Sinter, Gürsaş, Ünsa direniyor! Sınıf dayanışmasını yükseltelim!”, “7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası!”, “İşten çıkarmalar yasaklansın!”, “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!”, “İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!”, “Katil İsrail Filistin’den defol!”, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol!” taleplerinin yazılı olduğu ozalitler asılıydı. “İşimizi istiyoruz! Sinter Metal işçileri” pankartı da salonda yer aldı.

Türk-İş Krize Bağlı Emek Masası kriz ve işten çıkartmalara ilişkin rapor hazırladı.

Mersin Limanı’nda TÜMTİS üyesi işçilerin başlattığı direniş dayanışmayla sürüyor.

Ümraniye Organize Sanayi'de kurulu Gürsaş işyerinde çalışan 50 işçiden 9'unun sendikal örgütlenme nedeniyle işten çıkarılmasına karşı haftalardır direnişi sürdüren işçiler Organize Sanayideki diğer işyerlerine de örgütlenme ve mücadele kıvılcımlarını sıçratmak için çabaladıklarını vurguluyor.