24 Kasım 2008 Pazartesi

EMEP 5.GENEL KONGRESİ TOPLANDI



Halk iktidarı için demokratik birlik!

Emek Partisi’nin 5. Olağan Kongresi’nde, yaşanan saldırılara karşı emek ve demokrasi güçlerinin birliği çağrısında bulunuldu.

Emek Partisi’nin (EMEP) 5. Olağan Kongresi, “Halk iktidarı için demokratik birlik” şiarıyla toplandı. Kongrede konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, “İşçi sınıfının öncülüğünde bir mücadeleyi, emperyalist, kapitalist saldırılara, kriz vurguncularına karşı hızla örgütleyeceğiz. İşten atmalara, zamlara, ücretsiz izinlere, grev yasakçılığına, esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, özelleştirmeye, vergi adaletsizliğine, işçi cinayetlerine, emek sömürüsüne hayır diyen bütün güçlerle büyük bir emek safı oluşturacağız” dedi.
EMEP’in 5. Olağan Kongresi dün Ankara’da Anatolia Gösteri Merkezi’nde toplandı. Kongre salonuna bir kilometre kala araçlarından inerek kortejler oluşturan, çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu partililer, caddeyi trafiğe kapatarak alkış ve sloganlarla yürüdüler. Salona coşkuyla giren partililer, mücadele kararlılıklarını gün boyu attıkları sloganlara da yansıttılar.

Açılışını EMEP Ankara İl Başkanı Selma Gürkan’ın yaptığı kongre, Enternasyonal marşı’yla başladı. Ardından “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor; komünizm hayaleti” yazısıyla başlayan sinevizyon gösterimi eşliğinde Seslendirme Sanatçısı Meral Bekar ve Av. Ender Akan tarafından Marx ve Engels’in ‘Komünist Manifesto’sundan pasajlar okundu.
Katılanların ayakta alkışları ve “İşçi sınıfı partisiyle güçlüdür”, “Sermaye mezara, emek iktidara” sloganlarıyla kürsüye gelen EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, “160 yıl sonra da Komünist Manifesto, işçi sınıfı ve ezilen halkların önünü aydınlatıyor” sözleriyle konuşmasına başladı. Tüzel, “Kapitalizm yıkılmadıkça insanlık huzura kavuşmayacak” dedi. ‘29 buhranı’ndan bu yana dünya çapında ilk defa böyle bir kriz yaşandığını, sadece Amerika ve Avrupa’nın değil Türkiye’nin de krizi daha çok konuşmaya başladığını belirten Tüzel, büyük sermayenin hükümetten kriz için yeni tedbir paketleri beklediğini ifade etti. Kapitalist sistemin bunalımlarının işçi sınıfı örgütleri, sosyalistler ve Marksistler için şaşırtıcı olmadığını kaydeden Tüzel, “Aslında uzun zamandan bu yana ‘geliyorum’ diyen kapitalist sistemin bu krizi, ülkemiz emekçileri ve dünya işçileri için de öğreticidir ve yeni arayışları, sorgulamaları beraberinde getirmiştir” diye konuştu. “Tarihin sonu” dedikleri kapitalist sistemin büyük bir sarsıntı yaşadığına, bu sarsıntının merkezinin sistemin de merkezi olan Amerika olduğuna dikkat çeken Tüzel, “kapitalist sistemin o plansız, aşırı üretim ve kâr hırsıyla kaçınılmaz bir şekilde bu bunalım ve krizle karşı karşıya kaldığını” söyledi. Şimdi büyük patronların, “bu yaraları nasıl kapatacaklarını” düşündüklerini belirten Tüzel, ama bu arada bütün dünya halklarını kitlesel işsizlik, açlık ve bunun yol açacağı kaosun beklediğini de vurguladı.

Krizin emperyalistler arasındaki çelişkileri artıracağını, yeni kutuplaşmaların kaçınılmaz olacağını dile getiren Tüzel, dünyanın birçok yerinde süren savaş ortamının başka bölgelere de kayacağını söyledi. Levent Tüzel, “Bildiğimiz bir şey de var ki, tarihten bize miras kalan, kapitalist sistem kendi kendine son bulmayacaktır. Kriz kapitalist sistemde yaralar açacaktır belki ama, eğer biz işçi sınıfı, ezilen halklar, dünya halkları, emekçi uluslar kendi geleceklerimiz için tarihi görevlerimizi yerine getirmezsek, kapitalizm durgunluğu atlatacak, yeniden yaralarını onaracak ve bir süre daha egemenliğini sürdürecektir” diye konuştu.
Böylesi tarihi bir dönemde toplanan EMEP’in 5. kongresinin Türkiye işçi sınıfının önündeki olanakları, görevleri ve mücadele dinamiklerini ele alacağını; partinin yeni bir döneme hiç gecikmeden, hızlı bir şekilde gireceğini bildiren Tüzel’in sözleri, “Sermaye mezara, emek iktidara” sloganı ile alkışlandı.

Emek safı oluşturacağız
Krizi kendileri için fırsata çevirmeye çalışan patronların kolları sıvadığını, AKP Hükümeti’nin 83 maddelik kriz paketinde de büyük patronlara imtiyazların gündemde olduğunu vurgulayan Tüzel’in sözleri, partililerin “Krizin yükü patronlara” sloganıyla kesildi. Giderek derinleşen krizin yol açtığı açlık ve işsizliğin yarattığı sosyal çöküntünün gazetelerin 3. sayfalarına yansıdığını belirterek cinnet, cinayet, taciz, tecavüz, kaçırma haberlerine dikkat çeken Tüzel, “Kriz vurgunculuğuna karşı güçlü bir birleşik mücadeleyi örmeliyiz. Bu saldırılara hayır diyenlerle büyük bir emek safı yaratmalıyız” diye konuştu. AKP’nin halktan süre istediğini, ancak o sürenin çoktan dolduğunu söyleyen Tüzel, şöyle devam etti: “Bu süreci seyretmeyeceğiz. İşçi sınıfının öncülüğünde bir mücadeleyi, emperyalist, kapitalist saldırılara, kriz vurguncularına karşı hızla örgütleyeceğiz. İşten atmalara, zamlara, ücretsiz izinlere, grev yasakçılığına, esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, özelleştirmeye, vergi adaletsizliğine, işçi cinayetlerine, emek sömürüsüne hayır diyen bütün güçlerle büyük bir emek safı oluşturacağız” diye konuştu.
AKP’nin adalet, güvenlik, eğitim ve sağlıkta hamle yapmayı vaat ettiğini, ancak “halkın bu dört alanda da perperişan olduğunu” belirten Tüzel, “güvenlik ve emniyet” adı altında ha bire polisin yetkilerinin artırıldığını, AKP’nin kirli ilişkilerinin ve yolsuzluklarının Deniz Feneri, Şaban Dişli ve Dengir Fırat olaylarıyla iyice teşhir olduğunu söyledi.

Dış ilişkilerinde emperyalizm ile uyum içerisinde bir politika sürdüren AKP’nin Avrupa Birliği’ne uyum programının da boş bir hayal olduğunu ifade eden Tüzel, hükümetin başta Genelkurmay olmak üzere egemenlerle uyumuna dikkat çekti. Tüzel, “gerçekten ülkenin bağımsızlığı isteniyorsa, emperyalistlerle bağımlılık ilişkilerinin kopartılması, NATO üslerinin sökülüp atılması, ABD’yle ortaklığa son verilmesi” gerektiğini kaydetti.

İşçi-emekçi hareketi büyüyor
Metal ve diğer işkollarında son dönemde yapılan eylemlere dikkat çekerek saldırılara karşı işçi ve emekçi hareketinin yaygınlaştığını, sınıftan yana sendikacıların mücadeleci sendikacılık anlayışıyla yeni platformlar oluşturmaya başladıklarını belirten Levent Tüzel, bütün güçleriyle bu mücadeleyi birleştirmeye çalıştıklarını söyledi.

AKP’nin Ergenekon’u “demokrasi hamlesi”, “çetelerle mücadele” diye sunmasının büyük bir kandırmaca olduğunu dile getiren Tüzel, gerçek darbecilerin ve Kürt sorununda işlenen cinayetlerin saklandığını söyledi. Türkiye’nin hâlâ darbe anayasasıyla yönetildiğini hatırlatan Tüzel, CHP lideri Deniz Baykal’ın bu darbe anayasasının “değiştirilemez” hükümlerini nasıl savunduğuna; CHP’nin, Anayasa’nın gerici, baskıcı, inkarcı, tekçi anlayışına dört elle sarıldığına işaret etti.

Savaş neden devam ediyor?
Kürt sorununda inkarcı zihniyetin iktidarda olduğunu, toplumu bir virüs gibi sararak herkesi etkisi altına aldığını belirten Tüzel, Başbakan Erdoğan’ın “tek dil, tek bayrak, tek millet vardır, bunları kabul etmeyen başka ülkeye gitsin” sözlerini hatırlattı. Milli Savunma bakanı ve milletvekillerinin benzer söylemlerine de dikkat çeken Tüzel, herkesin “bu savaş hâlâ neden devam ediyor” diye sormasını istedi. Genelkurmay başkanının söylemlerine de atıfta bulunarak Diyarbakır’da kadın ve çocukların nasıl hedef alındıklarını anlatan Tüzel, bütün bunların “Kürt sorununu çözmeye niyetleri olmadığının” göstergeleri olduğunu vurguladı. Tüzel’in sözleri “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Biji bratiya gelan” sloganlarıyla karşılandı. Konuşmasında sık sık “halk iktidarı için demokratik birlik”, “ortak mücadele”, “birleşik bir halk hareketi yaratma” vurguları yapan Tüzel, çatı partisi çalışmalarına da değindi.

Levent Tüzel yeniden başkan
Abdullah Levent Tüzel 347 oyun tamamını alarak yeniden başkanlığa seçilirken Genel Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu: Abdullah Varlı, Ali Doğan, Aydın Çubukçu, Ender İmrek, Ercüment Akdeniz, Fatih Polat, Gürsoy Turan, Güven Gerçek, Hakkı Tali, Halil İmrek, Haydar Kaya, İhsan Çaralan, İlhan İlbay, İskender Bayhan, İsmet Dursun, Kamil Tekin Sürek, Levent Dokuyucu, Cavit Nacitarhan, M. Mustafa Yalçıner, Mazlum Sarısaltık, Mehmet Özer, Mehmet Türkmen, Metin İlgün, Mustafa Taşkale, Nedim Köroğlu, Nuray Sancar, Öznur Oğuz, Sabri Topçu, Satılmış Başkavak, Selma Gürkan, Seyit Aslan, Şengül Karadağ Bayhan, Şükrü Taş, Vedat İlbeyoğlu, Yakup Aslandoğan.
(EVRENSEL/ Ankara)