7 Kasım 2011 Pazartesi

YANGINDAN MAL KAÇIRMAK YA DA DİKTATÖRLÜK



Hani birilerinin acelesi vardır ya ona denir ki; “ne acele ediyorsun yangından mal mı kaçırıyorsun.” İşte AKP iktidarı öyle bir iktidar. İşi gücü sürekli yangından mal kaçırmak. Çünkü böylesi işine geliyor. İstiyor ki, üstünde burjuva anlamda da olsa en küçük bir denetim olmasın. Bu yüzden de sık sık kanun hükmünde kararnamelere başvuruyor. Doğrusunu söylemek gerekirse AKP iktidarı ve onun başı Bay Tayyip’i bu denli başına buyruk bırakan evlere şenlik muhalefet partileri olmasa AKP de hiç kuşku yok ki, bu denli pervasız davranamaz.

Bilindiği gibi kanun hükmünde kararname bir iktidar için keyfi davranmanın ta kendisidir. İktidar partisi ister ki, yapacağı her şeyi kolaylıkla yapsın ve hiçbir engelle de karşılaşmasın. Kanun hükmünde kararname tabi ki de AKP ile başlamadı. Ancak AKP bu silahı öyle bir kullanır oldu ki, artık söylenecek söz yok. Oysa bir hükümetin kanun hükmünde kararnamelere başvurması için çok önemli nedenleri olmalıdır. Yani kanun çıkarıncaya kadar geçen süre içinde ülke çok büyük kayıplara uğramalı ya da tehlikelerle karşı karşıya kalmalıdır ki, iktidar kendisine verilen bu hakkı kullansın. Yoksa meclisi devre dışı bırakarak keyfi şekilde ülke idare etsin diye kanun hükmünde kararname çıkarılmaz. Bizler AKP iktidarının başlamasından bu yana bu silahı kullandığına tanık olmaktayız. Mecliste bulunan partilerin ise bu keyfilik karşısında sızlanmanın ötesinde bir şey yapmadıklarını gördükçe de daha bir tepemiz atıyor. Yani AKP iktidarı meclisi devre dışı bırakmış, mecliste bulunan milletvekillerininse bir hükmü de kalmamış varlık nedenleri de. Hal böyleyken AKP iktidarının başını ağrıtacak doğru dürüst bir tepkinin gelmemesi gerçekten de ilginç. Bu yüzden de AKP gidişten memnun habire kanun hükmünde kararnamelere başvurarak ülke yönetmeye devam ediyor. Durum bu merkezdeyken AKP iktidarının, sürenin bitmesine az bir zaman kala bir dizi kanun hükmünde kararname çıkarma yoluna gitmesini gerçekten de iyi okumak gerek.

Bugün mecliste bulunan partilerin AKP iktidarının bu tutumunu önlemeye gücünün yetmediği bir yana gerçekten de AKP iktidarının keyfiliğini ciddi ciddi sorgulamak gerekiyor. Elin oğlu eline almış iktidar gücünü canı nasıl istiyorsa öyle davranıyor. Hem bir düşünün; ülke çıkarları açısından yabancı doktor, hemşire çalıştırmanın bu kadar ne yaşamsallığı olabilir? Ama bu konuda kanun hükmünde kararname çıkarılırken yanında da çok önemli başka kanun hükmünde kararnameler çıkarılarak kamu yönetimi resmen her alanda kadrolaşmaya uygun bir hale getiriliyor. Öğreniyoruz ki, bundan böyle özel sektörden kamu alanına yöneticiler getirilebilecek. Daha bilmem neler neler.

Burjuva iktidarlarının şu ya da bu durumuna bakmaksızın hemen hepsinin bir avuç azınlığın çoğunluk üzerinde diktatörlüğü olduğunu bilmeyen yok. Ancak diktatörlük var, diktatörlük var. Örneğin faşist diktatörlükle parlamenter sistem hiç kuşku yok ki, aynı değildir. Bu yüzden de AKP iktidarını enine boyuna sorgulamak gerekiyor. AKP iktidarı zaten dünya görüşü gereği otoriter ve din ağırlıklı bir yönetimden yana. Ancak aklındaki bu uygulamayı güçler dengesi açısından uygulaması o kadar kolay değil. İşte bu yüzden AKP, adım adım ülkemizde alışılagelmiş burjuva demokratik uygulamaların dışına çıkarak uygulamalara girişiyor. Bütün bunları gerçekleştirirken de karşısındaki güçlerin kendisini önleyecek durumda olup olmadıklarını sınamış oluyor. Tepkiler iktidarını tehlikeye sokacak durumda değilse amaçları doğrultusunda çıtayı sürekli olarak yükseltiyor. Bugüne kadar AKP iktidarının izlediği yol bu.

Kanun hükmünde kararnamelere başvurması da boş değil. Denetimden uzak daha pek çok uygulamaları yerleştirmek için toplumda bir alışkanlık kazandırmak istiyor. Günü geldiğinde de atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacak. Yani diyebiliriz ki, Bay Tayyip Ortadoğu’da kimi liderler için diktatör betimlemesini kullansa da aslında bu betimleme tam da uyguladığı yöntemlere bakılırsa cuk diye kendisi için oturuyor.

AKP iktidarı bugüne kadar hangi kanun hükmünde kararname ile halkın herhangi bir sorununu çözdü? Peki, bu iktidar hangi konularda böylesi bir yola başvuruyor? Uzatmayalım AKP iktidarının girdiği yol tehlikeli bir yol olup eğer bu iktidar zamanında girdiği yoldan döndürülemezse, (çıkarılmak istenen Anayasada dahil) gerçekten de çok geç kalınmış olacak ve ülkemiz için bu aymazlığın bedeli de misliyle ağırlaşacaktır.


TURGUT KOÇAK (TSİP GENEL BAŞKANI)