7 Kasım 2011 Pazartesi

KESK: HÜKÜMETİ UYARIYORUZ !



"İŞ GÜVENCEMİZLE OYNAMAYI AKLINIZDAN BİLE GEÇİRMEYİN !"


Hükümetin, kamu emekçilerinin çalışma esaslarını doğrudan ilgilendiren tüm konuları, muhatabı olan sendika ve konfederasyonlarla paylaşmak yerine basına sızdırması artık gelenek haline gelmiş bulunuyor.

Son günlerde basına sızdırılan haberlerden, Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı, Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurumu temsilcilerinden oluşturulan bir komisyonun,  kamuda görev yapan tüm kamu emekçileri ile işçilerin “kamu çalışanı” adı altında toplanması için bir süredir hummalı bir çalışma yürüttüğü anlaşılmaktadır. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik basına yaptığı açıklamalarda " artık yaşlandığını, emeklilik vaktinin geldiğini” iddia ettiği 657 Sayılı Devlet Görevlileri Kanunu’nun  değiştirilmesi gerektiğini söylemektedir.

Güvencesizlik, Yoksulluk ve Sefalette Eşitlik!

Bilindiği gibi, KESK olarak yıllardır kamu emekçileri ile işçilerin arasındaki ayrımın ortadan kaldırılarak ortak çalışanlar yasası düzenlenmesi gerektiğini savunuyor, bunun mücadelesini veriyoruz. Bu konuda biz kamu emekçileri için vazgeçilmez olan iş güvencemizin korunmasıdır.

Ancak birkaç gündür basına konu olan komisyonun yasa hazırlığı çalışmalarında iş güvencesinden hiç söz edilmemektedir. Bu durum söz konusu komisyonun hummalı çalışmasının kime hizmet edeceğini de göstermektedir. Asıl hedef iş güvencesini ortadan kaldırarak; işçileri ve kamu emekçilerini güvencesizlik, yoksulluk ve sefalette eşitlemektir. Bu hedefi perdelemek isteyen AKP hükümeti her zaman olduğu gibi kamuoyunu etkilemeye dönük hamleler yapmaktadır. Yasa hazırlığı haberlerinde kullanılan “çok çalışan memur çok kazanacak” ifadesi bu hamlelerin en önemli aracıdır.

Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in 657 Sayılı Kanunun değiştirilmesi gerektiği yönündeki açıklamalarının detaylarında da hükümetin asıl amacının kamu emekçileri için vazgeçilmez olan iş güvencesini ortadan kaldırmak olduğu görülmektedir. Yaptıkları yapacaklarının teminatı olan! AKP hükümeti, esnek, güvencesiz ve performansa dayalı bir çalışma statüsünü kamuda hâkim kılmak için elinden geleni ardına koymamaktadır.

Kime Göre “Çok Çalışan Memur”?

Yasa hazırlığına ilişkin haberlerde vitrine çıkarılan “çok çalışan memurun çok kazanacağı” ifadesinin ise hiçbir karşılığı ve anlamı yoktur. Defalarca ifade ettiğimiz gibi ülkemizde nüfusa oranla, 1 kamu emekçisi 40 kişiye hizmet verirken, OECD ülkeleri içerisinde 1 kamu görevlisi ortalama olarak 15 kişiye hizmet vermektedir. Araştırmalar, ülkemizde kamu da görev yapan bir hemşireye karşılık olarak AB ülkelerinde 7 hemşire istihdam edildiğini göstermektedir. Yani ülkemizde bir hemşire, AB ülkelerindeki 7 meslektaşının işini tek başına yapmaktadır.

Türkiye’de çalışan işçilerin ve kamu emekçilerinin haftalık çalışma saatlerinin Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasının da, OECD ülkeleri ortalamasının da çok üzerinde olduğu bilinen bir gerçekliktir. Bu uzun çalışma saatlerine rağmen kamu emekçilerinin ortalama 1500 TL’lik maaşla 1000 TL’ye dayanan açlık sınırına yakın bir yaşam sürdüğü de bilinmektedir. OECD ülkeleri içerisinde en çok büyüme gösteren ikinci ülke olmakla övünen AKP hükümeti, çalışma hayatına ilişkin bu istatistikleri bilinçli olarak göz ardı etse de gerçekler ortadadır.

Çok Çalışan Emekçiler Çok Kazansaydı…

Yasa hazırlığı içerisinde olduğu aktarılan performans uygulaması da ülkemizde fiili olarak, özellikle sağlık hizmetleri alanında uzun yıllardır uygulanmaktadır.  Temel amacı kamuoyuna “çok çalışanın daha çok ücret almasının sağlanması” olarak lanse edilen sistem aslında bir yanılsamadan ibarettir. Çünkü performans değerlendirme sisteminde “iş yoğunlaşması” olarak bilinen aşırı ve yoğun çalışma temeldir. Performans değerlendirme sisteminin dünyadaki uygulamaları performansı düşük olanın cezalandırıldığı, performansı yüksek olanlardan ise performansını daha da yükseltmesinin beklendiğini göstermektedir. Sonuçta kriterleri iktidarlar ya da patronlar tarafından belirlenen ve sürekli olarak geliştirilmesi beklenen sistemde “çok kazanmak” tuzağına düşürülen emekçiler, sömürü çarkının dişlileri arasında daha fazla ezilmektedir.
Eğer iddia edildiği gibi çok çalışan emekçiler çok kazansaydı, dünyanın pek çok ülkesindeki meslektaşlarına göre çok daha uzun sürelerde çalıştırılan ülkemizin işçileri ve kamu emekçileri tabiri caizse çoktan ihya olmuştu.

Performans değerlendirmesi sistemi kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesinde de önemli bir rol oynamaktadır. Kamu yararına sağlık hizmeti vermekle görevli olan sağlık kuruluşlarımızın gittikçe birer ticari işletmeye, hastaların müşteriye dönüştürüldüğü bu süreçte performans değerlendirme sisteminin ciddi bir payı vardır.

Kamuda Verimliliğin Ölçütü Nedir?

Kamuda verimlilik performans uygulamalarıyla, işçileri ve kamu emekçilerini yoksulluk ve sefalette eşitlemeye yönelik olarak hazırlanan yasalarla gerçekleştirilemez. Tekellerin, çok uluslu şirketlerin değil, halkın ihtiyaçlarını temel alan kamu hizmetlerinde verimliliğin ölçütü; bu hizmetlerin herkese eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olarak verilmesidir. Hükümetin yapması gereken de iş güvencesini ortadan kaldıran, esnek, performansa dayalı çalışmayı yaygınlaştıran politikalar yerine, kamu yararı ilkesinden hareketle bu yönde düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmektir. 

“Yaşlanan ve Emekliliği Gelen” Sadece 657 Sayılı Kanun Değil!

Evet, kamu emekçileri için bir cendere olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu yaşlanmıştır, emeklilik vakti gelmiştir. Bir an önce tarihin çöplüğüne atılmalıdır. Ancak tek yaşlanan ve emekliliği gelen 657 Sayılı Kanun değildir. Dokuz yıllık iktidarında tüm emekçilerin aleyhine sayısız düzenlemenin altında imzası olan AKP İktidarının da artık “emeklilik vakti” gelmiştir. Eğer AKP hükümeti bu emekliliğini biraz olsun ertelemek istiyorsa az çok demokratik her ülkede olduğu gibi işçi ve emekçilerin temel hak ve özgürlüklerini genişletmeyi esas almalıdır. Ekonomik büyümeyi emeği ile geçinenlerin sırtından sağlayan hükümet için bu sadece bir görev değil,  aynı zamanda bir zorunluluktur.

Bu güne kadar yaptığı sayısız düzenleme ile hayatımızı gittikçe çekilmez hale getiren AKP iktidarını iş güvencemizi ortadan kaldırmaya dönük adımlar atmayı aklından bile geçirmemesi konusunda uyarıyoruz. Bilinmelidir ki, kamu emekçilerinin böyle bir düzenlemeye cevabı hükümetin tahminlerinin ötesinde olacaktır.

KESK YÜRÜTME KURULU