18 Ekim 2009 Pazar

TARİHİ EMPERYALİSTLER VE YANAŞMALARI DEĞİL HALKLAR YAPACAK VE YAZACAK!


IRAK’TA İSTİKRAR BEKLENTİLERİ

Irak’ta olup bitenler ve olacaklar, uzun süreden beri, sadece bu ülkede yaşayan halkları ilgilendirmiyor. Komşu bölge devletleri, büyük emperyalist güçler, Irak’ın içişleriyle yakından ilgileniyor. CENTO üyesi Irak Krallığı ve Krallık rejimini deviren Baas Partisi iktidarı yıllarında devam eden bu ilgi, bugün de sürüyor. İşgalcilerin çizmeleri altında 2003’ten bu yana ezilen ve haydutça yağmalanan bu mazlum ülkenin acılı halklarının yazgısı, bugün için ABD ve işbirlikçilerinin elinde gözükse de, siyasal- etnik- dinsel bölünmüşlük ve kuşatılmışlık gibi son derece elverişsiz koşullar altındaki Irak halkının yurtsever direnişi, üstün işgal güçleri tarafından hala tam anlamıyla zapturapt altına alınamadı.

İşgalciler bir süreden beri, direnişin zaaflarından yararlanmayı gözeten farklı bir siyaset izliyor. Yeni siyasetin temelini, direnişi lojistik ve siyasal desteklerinden yoksun bırakan bir kuşatma aracılığıyla boğmak ve işbirlikçilerin cephesini genişletmek oluşturuyor. İran’a yakın Şii güçlerle İran üzerinden uzlaşmak, direnişe destek veren Sünni güçleri Türkiye ve gerici Arap rejimleri üzerinden tarafsızlaştırmak ve bölmek, direnişe destek vermesi olası bölgesel dinamikleri (Filistin, PKK vs.) kendi gündemlerine hapsetmek ve tasfiye etmek, işgalci emperyalist güçlerin yeni siyasetinin başlıca taktiklerini oluşturuyor. Askeri yığınağı başka bölgelere kaydırma zorunluluğu, ABD’de ve Avrupa ülkelerinde işgale karşı yükselen toplumsal muhalefetin askerlerin geri çekilmesini talep etmesi, 2008’de başlayan ekonomik kriz, ABD ve işbirlikçilerini bu yeni siyasete yönelten bir basınç oluşturuyor.

“Irak’ta istikrar arayışı”, ABD ve ortaklarının bu yeni siyasal yöneliminin başlıca söylemini oluşturuyor. Irak’ı yerle bir eden, yüzbinlerce insanı öldüren, ülkeyi yağmacı ve haydut bir zümrenin yönetimi altına sokan kendileri değilmiş gibi, işgalciler şimdi “barış ve istikrar” türküleri söylüyor.

Türkiye bu yeni emperyalist siyasetin başlıca bölgesel elebaşılarından biri olarak öne çıkıyor. El altından işgalcilere lojistik destek sağlayan, üslerini saldırgan gücün uçaklarına açan AKP hükümeti, şimdi suret-i haktan gözüken yeni bir çehreyle, ABD ve ortaklarının yeni planları için bölgede yeni müttefikler devşirmeye çalışıyor. Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de ABD’ye mesafeli duran Arap yönetimlerine ABD’ye vekaleten çengel atıyor.

Irak için öngörülen emperyalist istikrar ve barış beklentisinin maskesini düşürmek, emperyalist istikrarın mezar sessizliği ve haydutluğa boyun eğdirme anlamına geldiğini teşhir etmek, emperyalist uzlaşma ve ittifak arayışlarının bölgeye yeni savaş ve çatışmalar için mayın döşemek anlamına geldiğini sergilemek, bölgedeki anti-emperyalist güçlerin gündemine giriyor.

Emperyalizm savaş demektir! Emperyalistlerle kolkola girenler, istikrarı değil yeni savaşları davet ediyor! Kürt ulusal demokratik hareketini, Filistin güçlerini, Türkiye’deki ve Lübnan’daki anti-emperyalist muhalefeti, Irak direnişini, İran’ın yarattığı başağrısını eşzamanlı açılımlarla boğmaya çalışanlarla uzlaşmaya yanaşanlar, tarih önünde suçlanmaya hazır olmalıdır.

“Emperyalist istikrar” eşliğinde avanta ve yağma hayalleri kuranlar avuçlarını boşuna oğuşturuyor. Bölgede emperyalist güçlerin hükmü sürdükçe, yenilenlerin ve teslim olanların boşalttığı safları yeni ve taze direniş güçleri dolduracak. Tarihi onlar yapacak, onlar yazacak!