HALKOYU İLE PADİŞAH SEÇİMİ
2014 Ağustos ayı içinde halkoylamasıyla
yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri rejim krizi dinamiklerini kızıştırmaya
aday bir dizi tartışmanın konusu olmaya devam ediyor. Son olarak CHP ve MHP
tarafından Cumhurbaşkanlığı için ortak adayı olarak İslamcı kimliğiyle tanınan
ve İslam Konferansı Örgütü genel sekreterliğine AKP hükümeti tarafından
atandığı bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adının ortaya atılması bunun yeni bir
örneği olacaktır.
Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçilmesinin
Türkiye yakın siyasal tarihindeki tek örneği, 1983 anayasa oylamasıyla birlikte
plebisit yöntemiyle tek aday olarak oya sunulan Kenan Evren’dir. Parlamentoyu faşist askeri diktatörlüğün
“incir yaprağı” derekesine düşüren ve Cumhurbaşkanlığı’nı siyasal karar
otoritesi olarak meclisin üstüne çıkaran 12 Eylül rejimi, şimdi birbirine
benzer iki aday arasındaki bir yarışmanın sonucuyla diriltilmek isteniyor.
Siyasal bilimler tarihi açısından bakıldığında, Cumhurbaşkanlığı
kurumu anakronik (çağ dışı) bir krallık/padişahlık kalıntısıdır. Cumhuriyet
rejiminde esas karar organı meclistir. Cumhurbaşkanlığı kurumu,
krallık/saltanat rejiminin kalıntısı olarak en fazla temsili bir niteliğe sahip
olabilir. 2014 Ağustos seçimlerine bir başkanlık rejimine geçiş tartışmasının
eşlik etmesi, cumhuriyet düşmanlarının, hilafet ve saltanat özlemcilerinin
başkanlık rejimi isteğini açıkça telaffuz etmesi, düpedüz gericilik
tehlikesinin kapıya dayandığını gösteriyor.
Birbirinin ikizi adaylarla girilecek bu halkoylaması, meclisteki bütün
partilerin elbirliğiyle bu gericiliğin suç ortağı olduğunu, otokratik bir rejim
peşinde koştuklarını kanıtlıyor.