29 Haziran 2014 Pazar

BAŞKANLIK CUMHURİYETE AYKIRI BİR KURUMDUR


HALKOYU İLE PADİŞAH SEÇİMİ

2014 Ağustos ayı içinde halkoylamasıyla yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri rejim krizi dinamiklerini kızıştırmaya aday bir dizi tartışmanın konusu olmaya devam ediyor. Son olarak CHP ve MHP tarafından Cumhurbaşkanlığı için ortak adayı olarak İslamcı kimliğiyle tanınan ve İslam Konferansı Örgütü genel sekreterliğine AKP hükümeti tarafından atandığı bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adının ortaya atılması bunun yeni bir örneği olacaktır.

Cumhurbaşkanı’nın halkoyuyla seçilmesinin Türkiye yakın siyasal tarihindeki tek örneği, 1983 anayasa oylamasıyla birlikte plebisit yöntemiyle tek aday olarak oya sunulan Kenan Evren’dir.  Parlamentoyu faşist askeri diktatörlüğün “incir yaprağı” derekesine düşüren ve Cumhurbaşkanlığı’nı siyasal karar otoritesi olarak meclisin üstüne çıkaran 12 Eylül rejimi, şimdi birbirine benzer iki aday arasındaki bir yarışmanın  sonucuyla diriltilmek isteniyor.

Siyasal bilimler tarihi açısından bakıldığında, Cumhurbaşkanlığı kurumu anakronik (çağ dışı) bir krallık/padişahlık kalıntısıdır. Cumhuriyet rejiminde esas karar organı meclistir. Cumhurbaşkanlığı kurumu, krallık/saltanat rejiminin kalıntısı olarak en fazla temsili bir niteliğe sahip olabilir. 2014 Ağustos seçimlerine bir başkanlık rejimine geçiş tartışmasının eşlik etmesi, cumhuriyet düşmanlarının, hilafet ve saltanat özlemcilerinin başkanlık rejimi isteğini açıkça telaffuz etmesi, düpedüz gericilik tehlikesinin kapıya dayandığını gösteriyor.  Birbirinin ikizi adaylarla girilecek bu halkoylaması, meclisteki bütün partilerin elbirliğiyle bu gericiliğin suç ortağı olduğunu, otokratik bir rejim peşinde koştuklarını kanıtlıyor.