22 Kasım 2009 Pazar

DEVRİMCİLER ÖLMEZ, DEVRİM DAVASI YENİLMEZ!



“Burjuvazi, kavgaya davet etti bizi
davetleri kabulümüzdür!
Biz nasıl bilirsek hep bir ağızdan gülmesini,
biliriz öylece yaşamasını ölmesini
hepimiz - birimiz için,
birimiz - hepimiz için!..”

Sermaye devletinin eli kanlı katilleri 19 Kasım günü bir komünist devrimciyi daha katletti. Faşist katillerin ve onların sözcüsü boyalı basının katliama gerekçesi ise oldukça tanıdıktı: “Dur ihtarına ateşle karşılık verdiler!” İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise yaptığı açıklamada 2 “terörist”in polise ateş açtığını duyurdu. Sermaye medyası da bu habere polisiye bir hikâye havası katarak olduğu gibi sayfalarına taşıdı.

Polisin kahramanlık hikâyesini tamamlamak ise İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a düştü. Çapkın katliamdan “şahıs maalesef ölmüş”, “kimse ölsün istemiyoruz” sözleriyle tetikçilerini aklamaya ve katliamı meşrulaştırmaya çalıştı. Oysa görgü tanıkları Alaattin Karadağ’ın sermaye devletinin kolluk güçleri tarafından sokak ortasında infaz edildiğini tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.

Alaattin Karadağ infaz edilmiştir!
Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) militanı Alaattin Karadağ 19 Kasım 2009 tarihinde saat 21.00 sıralarında İstanbul Esenyurt ilçesi Saadetdere Mahallesi’nde Avcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polislerce sokak ortasında infaz edildi.

TKİP militanı Alaattin Karadağ'ın infaz anını aktaran görgü tanıklarının açıklamaları yaşanan olayın açık bir infaz olduğunu tescilledi. Görgü tanıklarının ifadelerine göre polis kurşunuyla ağır yaralanan Karadağ yaralı halde yerde yatarken Ford Transit marka bir araçtan inen uzun boylu bir sivil yerde yatan Karadağ'a ateş etti.

Yaralı halde sokak ortasında yatan Karadağ, Emniyet amirinin verdiği emirle gece 02.00'ye kadar bekletildi ve hastaneye kaldırılması engellendi. Yaralıların hastaneye kaldırılmasını talep eden mahalle sakinleri ise olay yerinden uzaklaştırılarak sokağa giriş-çıkış yasaklandı.

Ağır yaralı halde sokak ortasında bekletilen yoldaşımız bu sırada hayatını kaybetti.

Devrime ve sosyalizme adanmış bir yürek: Alaattin Karadağ
Alaattin Karadağ yoldaş devrimci yaşamı boyunca işçi sınıfı mücadelesinin yılmaz bir neferi olmuş, tüm yaşamını işçi sınıfının örgütlenmesine, devrim ve sosyalizm davasına adamış bir sınıf devrimcisidir.

10 yılı aşkın süredir komünist saflarda mücadele eden Alaattin Karadağ 2001 yılında İzmir’de TKİP davasından tutuklanmıştır. Karadağ, Ölüm Orucu eylemine 6. ekipte katılan Karadağ, CMK’nın 399/2 maddesi uyarınca sağlık durumdan ötürü 6 ay süre ile infazının ertelenmesine karar verilerek Kırıklar F Tipi Cezaevi'nden tahliye edilmiştir.

Tahliyesinin ardından devrimci mücadelesini sürdüren Karadağ, bu yıllarda çalıştığı bir fabrikada yaşadığı iş kazası sonucu sağ elinin 4 parmağını kaybetmiş, ancak yaşadığı tüm zorluklara rağmen devrim ve sosyalizm davasına olan inancından vazgeçmemiştir.

Yıllar boyu devrimci saflarda mücadele eden Karadağ, inandığı değerler uğruna mücadele ederken devletin faşist katilleri tarafından katledilmiştir.

Katillerden hesabı emekçiler soracak!
Alaattin Karadağ alçakça infaz edilmesi ne ilktir ne de son olacaktır. Sermaye devleti on yıllardır işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının kanını dökerek; dağlarda, zindanlarda, sokak aralarında katlederek saltanatını sürdürmeye çalışmaktadır. Ferhat Gerçek’i sırtından vuran, Engin Çeber’i işkencede katleden sermaye devleti, daha birkaç hafta önce benzer bir gerekçeyle yine Avcılar'da Özkan Gerçek ve Ömer Adıgüzel isimli iki devrimciyi vurmuş ve tedavilerini engelleyerek yaralı halde tutuklamıştır.

Haramidere’nin haramisi Sabra patronunun adamlarının bildiri dağıtan sınıf devrimcilerine silahlı saldırıları, ardından polislerin Sabra’yı koruma altına alarak protesto eylemine saldırmaları ve işçileri kurşunlayanlar serbest kalırken saldırıyı lanetleyen sınıf devrimcilerinin tutuklanmaları halen hafızalarda tazeliğini korumaktadır.

Tüm bunlar asalak patronlar düzeninin gerçek yüzünü göstermektedir. Bu düzenin polisi de mahkemeleri de patronlar düzeninin bekası için çalışmaktadır. Dizginiz devlet terörünün yegane amacı işçi ve emekçilerin içinde bulunduğu sömürü çarklarını kırmalarına engel olmaktır.

Ama bu devran hep böyle gitmeyecek. Bugüne kadar gerçekleştirilen tüm vahşi saldırılara, baskılara, işkencelere rağmen bu ülkenin işçi ve emekçileri teslim alınamamış, devrimci değerlere sahip çıkmışlardır. Faşist katiller sürüsünden ve onların tasmasını tutan asalak patronlardan ve onların kokuşmuş düzeninden hesabı yine bu ülkenin işçi ve emekçileri soracaktır.

Faşist baskı ve terör sökmeyecek!

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!

İşçi sınıf savaşacak, sosyalizm kazanacak!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

Kaynak: Kızıl Bayrak