16 Mart 2020 Pazartesi

Koronavirüs tezleri: Kriz koşullarında politika üzerine

Salgın ve karantina koşulları altındaki İtalya'dan gelen bu haber, sendikaların veya onları beklemesi gerekmeyen sınıf bilinçli işçilerin acil harekete geçmesi gerektiğini gösteriyor.

Toplu çalışma yürütülen bütün işyerlerinde derhal iş durdurulmalı! Bütün çalışanlara 14 gün ücretli izin verilmeli.

Başta büyük şehirlerin kalabalık semtlerinde olmak üzere olası ağır koronavirüs olgularıyla karşılaşma tehlikesi düşünülerek yoğun bakım ve solunum desteği olanaklarına sahip salgın tedavi merkezleri kurulmalı! (İstanbul dahil büyük illerin hemen bütün ilçelerinde)

Bu merkezlerin kurulması için dağınık verimsiz ve plansız hizmet veren bütün özel sağlık kuruluşları derhal kamulaştırılmalı! Buralardaki hizmet olanakları ve kaynaklar toplumun hizmetine sunulmalı!
Savaşta cephede kurulan sahra hastaneleri gibi hizmet verecek bu merkezlerde virüs taşıyan, ağır hastalanan veya virüsü topluma bulaştırma riski olan herkes karantina altına alınmalı!

Salgın dışında nedenlerle sağlık hizmetine ihtiyacı olacak diğer nüfusa hizmet için, arta kalan özel sağlık kuruluşları kamulaştırılmalı ve bir plan dahilinde buralardan nasıl hizmet alınacağı halka duyurulmalı!

Salgının yaklaşan patlamasına karşı alınacak önlemlere bir savaş tatbikatı, bir sivil savunma harekatı gibi bakılmalı. Karantina, tedavi ve diğer olağanüstü durum sağlık hizmeti işlemleri gönüllü sağlık çalışanlarının katkısıyla, eğitilmiş halk gönüllüleri eliyle yürütülmeli!

Sağlık meslek örgütleri, sendikalar, halktan temsilciler, uygulamadan planlamaya her aşamada sürece dahil edilmeli!

Salgına hızlı ve etkili bir müdahale için birinci koşul, yapılacak uygulamanın kamu için ve kamu eliyle, ihtiyacı olan herkese bedel karşılığı gözetilmeden, eşit ve nitelikli yürütülmesidir. Bunun birinci koşulu ise özel hastane patronu Sağlık Bakanı'nın derhal istifa etmesidir.

Görev ve yetki sahibi olup da gerekli liyakat, eğitim, deneyim, bilgiden yoksun görevliler, cehalet ideolojileriyle şartlanmış makam sahipleri, gözleri özel çıkarlarının hırsıyla körolmuşlar derhal işbaşından uzaklaştırılmalı, çekilmeli, istifa etmelidir.

Hepimizi 1999 Depremi benzeri felaket görüntüleriyle toplum olarak karşı karşıya bırakmamak için, bu uyarıların dikkate alınacağını umuyoruz. Aksi halde toplum ile yönetici sınıf arasındaki bu frekans ayrışması, topluma çok acılı sonuçlarıyla zarar  verir, ama 1300-1900 arasındaki 600 yıllık dünya tarihini inceleyenler yönetici sınıfın ve zihniyetin de bu sonuçlardan muaf tutulamayacağını görecektir. Hadi hayırlısı!

GHA Yayın Kurulu