12 Ocak 2010 Salı

İŞÇİ SINIFININ 2010 GÜNDEMİ


İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SİYASAL MÜCADELEDE SAĞLANIR!




Siyasal arenada süregiden kayıkçı dövüşü, gerçek toplumsal güçler arası mücadeleyi yansıtmıyor. Bu nedenle neyin neden savunulduğunu anlamayan halkın siyasete yabancılaşması kaçınılmaz. Büyük sermaye, birbirinden farkı belirsiz siyasal güçler ve politikacılar arasında bir mücadeleden ibaret böyle bir “çok partili” siyasal ortamdan bile, düzenin kırılgan istikrarının zedeleneceği endişesiyle zaman zaman rahatsız olsa da, bu sahte siyasal kutuplaşmalar yoluyla yönetilen halk çoğunluğunun siyasal bilincini sise boğduğunun, kendi gündemini onlara tartıştırdığının farkında. Depolitizasyon ile kayıkçı döğüşü, burjuva siyasal egemenliğinin birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlar iki aracı durumunda.

Siyasal güçler toplumsal sınıfların temsilini başardıkları ölçüde sahici ve maddi bir güç oluşturabilir. Burjuva partilerinin şu ya da bu sermaye kesiminin temsilini sağlamadan gerçek bir politik güç zemini oluşturmaları nasıl mümkün değilse, sosyalistlerin de çalışan sınıf ve tabakaların politik temsilini sağlamadan reel bir siyasal etken olarak gelişmeleri etkilemesi mümkün değildir. Sosyalistlerin etkisizliğinin arka planında, çalışanların kendi gündemi üzerinden somut politikalar geliştirmede gösterdikleri zaaf dikkati çekiyor. Büyük sermayenin yönlendirdiği gündemi aşıp bu fasit daireyi kırmayı başaramadan siyasal düzlemde etkili olmak mümkün değil.

Çalışan sınıf ve tabakaların somut toplumsal, ekonomik ve politik çıkarlarını temsil eden, bunu bir siyasal bir programa dönüştürerek bağımsız bir gündem oluşturmaya yönelen bir siyaset tarzını geliştirmek için, emekçi hareketinin içinden ve onun diliyle konuşan bir başlangıca ihtiyaç var. Böyle bir başlangıcın koşulları, örgütlü sosyalist siyasal çevrelerin içinde ve yakın çevresinde fazlasıyla mevcut.

İNSANCA BİR HAYAT ÖZLEMİ

Çalışanlar her şeyden önce insanca bir hayatı özlüyor, arzuluyor. Türkiye’de emeğiyle yaşamak artık bir cehennem azabına dönüştü. Gençler, çok azının bile başaramayacağı bir “kendi paçasını kurtarma” bireyciliği ile “geleceğe ilişkin umutsuzluk” arasında sıkışmış durumda. Yoksulluk, hayatın sunduğu ve sunabileceği imkanlardan faydalanamama, çalışanları ve ailelerini eğitimsiz, sağlıksız, aç ve sefil bir hayat çemberine zaptediyor. Yaşlılar emeklilik günlerini çaresizlik ve azap içinde geçirir hale geldi. Sosyal güvenlik ile ilgili mevcut yetersiz hakların bile geri alınması, bugünkü çalışan kuşağın gelecek umudunu hepten karartıyor. Kadınlar bir yandan çalışma hayatına ucuz emek gücü olarak çekilip sömürülürken, bir yandan da kölelik benzeri bir ev rejimine tutsak ediliyor. Kürt kökenli emekçiler için ulusal baskıyı da bunlara eklemek mümkün. İşsizlik tehdidi altında ucuz emek sömürüsü çalışanlara soluk aldırmaz oldu.

Bu sıkışmış ortamda insanca bir hayat özlemi, toplumun alt sınıf ve tabakalarında, kenar mahallelerde, emekçi semtlerinde derinliğine kök salmış ve kaynayan bir ruh hali olarak dolaşmaktadır. Son on yılda yapılan seçimlerde merkez sağ ve sol denilen partilerden kaçışın ardında bu ruh hali görünüyor.

TOPLUMSAL HAREKET SENDİKACILIĞI

Alınteriyle geçimini sağlayıp çağdaş hayatın nimetlerinden asgari ölçülerde yararlanabilmek, bugün artık sadece işyeri hatta işkolu düzeyinde yürütülen sendikal mücadele ile başarılabilecek bir şey olmaktan çıkmış, toplumsal hayatın yeniden örgütlenmesini ilgilendiren bir meseleye dönüşmüştür. Ulaşım, su, elektrik, iletişim, sağlık ve eğitim hizmetlerinden ısınma ve barınma giderlerine, günlük alışveriş harcamalarından güvenlik ve dinlenme beklentilerine kadar hayatın her alanı kapitalizmin adaletsiz, kuşatıcı ve sömürücü pençeleriyle emekçileri hapsetmektedir.

Eski işyeri-işkolu sendikacılığı öneminden bir şey yitirmemiş olmakla birlikte, bugünkü koşullar altında çalışan sınıf ve tabakaların ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak bakımından yetersiz kalmaktadır. İşyerinde alınan en iyi ücret zammı bile, hükümetlerin bütçe politikaları veya özelleştirilmiş elektrik dağıtım şebekesi gibi dolayımlar üzerinden buharlaştırılabilmektedir.

Toplumsal hayatın yeniden örgütlenmesi için somut sorunlar üzerinden örgütlenen “girişimlerin” ve örgütlerin son zamanlarda pıtrak gibi çoğalması, klasik sendikal hareketin yetişemediği bu yeni alanın doldurulmasına yönelik bir çaba olarak algılanmalı. Toplumsal hareket sendikacılığı, yeni tip bir emekçi örgütlenmesi ve kapitalizmin bugünkü aşamasına çalışanların yeni türden bir sendikal yanıtıdır.

Bu tür örgüt ve girişimlerin klasik sendikal hareketle işbirliği ve ortak eylemi, hem işyeri-işkolu düzeyinde hem de toplumsal sorunlar düzeyinde çalışanların mücadelesini daha etkin ve başarılı kılma şansı vermektedir. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bunun koşulları ve olanakları çoğalmaktadır.

1 MAYIS

2009 yılı 1 Mayıs’ı, çalışanlara kendi gündemlerini oluşturma ve ona sahip çıkma, sosyalistlere de bu gündemin politik temsilini üstlenme sorumluluklarını hatırlattı. 1 Mayıs 2009, IMF-Dünya Bankası-Dünya Ticaret Örgütü üçlüsünün simgelediği küresel sermayeye karşı emekçileri küresel düzeyde birleşmeye ve mücadeleye çağrı günü olarak tarihsel bir önem kazandı. “Çalışanların küresel direnişi” ise eğer boş sözlerden ibaret yaldızlı bir slogan olarak kağıt üstünde kalmayacaksa, öncelikle, kendi ülkemizde mücadeleyi yükseltmek ve siyasal bir programa bağlamak gereği ile yakından ilişkili olarak ele alınmalı.

Türkiye’de SSK ve sosyal güvenlik haklarına yönelik saldırının püskürtülmesi, özelleştirme saldırısına karşı topyekun seferberlik, silahlanma hazırlıklarının ve nükleer santral kurma çabalarının durdurulması, sendikal hak ve özgürlüklerin kamu emekçilerini kapsayacak biçimde genişletilmesi, demokratik bir seçim yasası ve yerel yönetim reformu, IMF anlaşmasının ve tahkim yasalarının iptali, deprem için özel bütçe oluşturulması gibi toplumsal talepler etrafında bir siyasal programa ihtiyaç ağır basıyor. Siyasal rejime güvensizliğin ve değişiklik arayışlarının yönetenler ve yönetilenler arasındaki yaygınlığı da dikkate alınarak, demokratikleşme, siyasal özgürlüklerin sağlanması, barış ve Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkının tanınması ekseninde “yeni bir kurucu irade” tesisi ve “12 eylül anayasının tasfiyesi” için 1 Mayıs 2010 ile açılacak mevsim, çalışanların birliği yolunda bir dönemeç olmalıdır.


1 Ocak 2010 Cuma

İŞÇİ HABERLERİ BÜLTENİ (ARALIK 2009)

• TEKEL işçileri Ankara'da direnişlerine devam ederken TEKEL işçilerine destek de büyüyor. Edip Akbayram, Sabahat Akkiraz, Sevinç Eratalay 31 Aralık gecesi Ankara'da işçilerin yanında olacak. TEKEL işçileri yeni yıla Ankara halkının ve sanatçıların desteği ile girecekler.
• Kocaeli Devlet Hastanesi’nde temizlik ve yardımcı sağlık hizmetlerinde çalışırken çıkışları verilen 36 taşeron işçisi, geri alınmaları istemiyle eylem yaptı.
• Sağlık alanında örgütlü 12 kurum yayınladıkları ortak bildiride, ‘Kamu yararı adına halka, halk adına kamuya saldırılmasına izin vermeyeceğiz’ dedi. Ortak metinde ayrıca, sağlık örgütlerinin 2010 yılında da mücadelelerini sürdüreceklerinin altı çizilerek, “2010 yılını sağlığın hak olduğu bir ülke yaratmak ve özlük haklarımıza sahip çıkmak üzere sağlıkçıların mücadele yılı olarak ilan ediyoruz. Hak arama mücadelesi yürüten bütün işçi ve emekçiler için, kısacası çarpıtılmış değil gerçek anlamda halkın taleplerinin karşılandığı bir yıl olması için bütün örgütlü kesimlerle birlikte mücadelede yer almaya ve bu mücadeleyi yükseltmeye kararlı olduğumuzu duyuruyoruz” denildi. Ortak metinde imzası bulunan 12 örgüt; Türk Eczacıları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, SES, Dev Sağlık-İş, Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanlarının Sözü Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Sağlık Teknisyen ve Teknikerleri Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Türkiye Fizyoterapistler Derneği ve Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği olarak sıralandı.
• Kocaeli Yeniköy’deki Serbest Bölge’de faaliyet gösteren Limaş’a ait limanda 5 yıldır işçi olarak çalışan Sami Arda, beton boşluğa düşerek hayatını kaybetti. Emekli olduktan sonra ekonomik zorluklar yüzünden çalışmaya başlayan 3 çocuk babası Sami Arda (62), Derince Sırrıpaşa Mahallesi’ndeki evi 17 Ağustos 1999’daki Marmara depreminde yıkıldığı için eşiyle birlikte kendi yaptığı bir kulübede yaşıyordu.
• Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantısının ardından, alınan kararları konfederasyon önünde TEKEL işçilerine açıklayan Genel Başkan Mustafa Kumlu, işçilerin tepkisi ile karşılaştı. Kumlu, “Türk-İş Başkanlar Kurulu, başarılı geçen eylemlerimiz için teşkilatımıza ve bize destek veren emek ve meslek örgütleri, siyasi partiler ile yazılı ve görsel medyaya teşekkür etmektedir. Eylemlerimiz 8 Ocak, 15 Ocak, 22 Ocak tarihlerinde 'çalışmama hakkımızı kullanarak' ve AKP il binaları önündeki kitlesel basın toplantılarımızla sürecektir. Türk-İş Başkanlar Kurulu, Türk-İş Yönetim Kurulu'nun belirleyeceği tarih ve yerlerde diğer emek ve meslek örgütlerinin de davet edilmesiyle geniş katılımlı bir dizi miting düzenlenmesine karar vermiştir” diyerek son verdiği açıklamasının ardından, alınan kararları yetersiz bulan Tekel işçilerinin protestosu ile karşılaştı. Türk-İş’e genel grev çağrısında bulunan işçiler, "Türk-İş şaşırma, sabrımızı taşırma", "Bizi satanı biz de satarız" ve "Kumlu istifa” sloganları ile tepkilerini gösterdiler. İşçiler, DİSK ve KESK tam destek kararı almışken Türk-İş'in muğlak eylem kararları alarak geri adım atmaması gerektiğini belirttiler. Öte yandan, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, sürekli eylem kararının sürdüğünü ve mücadelenin ne olursa olsun devam edeceğini belirterek, tüm TEKEL işçilerini Ankara’ya beklediklerini söyledi. Türkel, sonuç alıncaya kadar eylemlerini sürdüreceklerini ve Türk-İş’in desteğinin devam edeceğini vurguladı. İşçilere seslenerek, "9 Ocak'a kadar sonuç alamazsak iş yerlerinde ölüm orucuna başlayacağız. Var mısınız” diyen Türkel’e işçiler, hep bir ağızdan ‘varız’ yanıtını verdi. Türk-İş Başkanı Kumlu ile aynı zamanda konfederasyonun Genel Sekreteri olan Tek Gıda-İş Başkanı Türkel'in Başkanlar Kurulu'nun ardından TEKEL işçilerinin önünde çizdikleri farklı görüntünün, toplantı boyunca da devam etmiş olduğu ve iki başkanın toplantıda tartıştığı belirtiliyor.
• İstanbul Belediyesi’nde çalışan sözleşmeli itfaiye çalışanları yeni yıla Saraçhane Parkı’nda kurdukları Demokrasi Çadırı’nda girecek.
• Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan temizlik işçileri insan doku ve organlarının ayrıştırılması işinde çalıştırılarak zehirli gaza maruz bırakıldı.
• Taksim'de 1 Mayıs 1977'de yaşanan olayların tekrar araştırılması ve sorumluları hakkında kamu davası açılması istemiyle başvurulan İstanbul Cumhuriyet Savcılığının ''kovuşturmaya yer olmadığı'' kararına itiraz edildi. Adliye önünde toplanan ve dilekçelerini Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesine veren avukat grubu adına bir açıklama yapan avukat Rasim Öz, kendisinin de şahit olduğu 1 Mayıs 1977'de yaşanan olayların 33 yıldan bu yana takipçisi olduğunu belirtti. Av. Rasim Öz'ün açıklamasında ''Dilekçemizde açıkladığımız deliller toplanmadan 'yeni bir delil yoktur' denilerek savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Bu karara itiraz ederek, olayların tekrar araştırılması istemimizi yeniledik. Bu olaylar araştırılmadı. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında yapılan aramalarda, 1 Mayıs 1977'de yaşanan olaylara ilişkin belgeler de olduğuna inanıyoruz. Dilekçemizde orada elde edilen belgelerin de incelenmesini talep ettik'' denildi.
• Devrimci Emekçi Komiteleri (DEK), İHD İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirdiği basın açıklamasında Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube’nin işyeri temsilcisi Erdal Güzel’in sürgün edilmesini protesto etti. 23 Ekim 2008’de tutuklanan Güzel’in 9 ay sonra 1 Temmuz 2009’da görülen ilk mahkemesinin ardından tahliye edildiği belirtilerek, 28.12.2009 tarihinde ise görev yaptığı Gazi İlköğretim Okulu’ndan İstiklal İlköğretim Okulu’na kadrosuyla birlikte sürüldüğü ifade edildi.
• 29 Aralık 2009 tarihinde gerçekleştirilen DİSK Yönetim Kurulu toplantısında, “son günlerde artan sendikal hak ve özgürlük ihlalleri, sendikacıların tutuklanması, işçi ve emekçilere karşı yoğunlaşan saldırılar” değerlendirilmiş ve 30 Aralık 2009 Çarşamba gününden başlayarak, DİSK’in kuruluş yıldönümü olan 13 Şubat 2010’a kadar, her Çarşamba saat 12:00-13:00 arasında Taksim Gezi Parkı’nda oturma eylemi ve basın açıklaması yapılması karar altına alınmıştı. Bu karar çerçevesindeki eylemlerin ilki 30 Aralık'ta gerçekleştirildi. “Sendikal hak ve özgürlüklerin takipçisi olacağız. Tutuklu DİSK/Nakliyat-İş Genel Başkanı ve yöneticileri serbest bırakılsın / DİSK” pankartı açılan eylemde ayrıca Nakliyat-İş pankartı ve flamaları da açıldı. İşçi sıfınının sorunlarının ortak olduğunu vurgulayan Çelebi, Sinter, TEKEL, Kızılay, itfaiye, demiryolu işçilerine yapılan saldırılara değinerek birleşik mücadeleye çağırdı. Türk-İş, KESK ve tüm işçi ve meslek örgütlerine seslenen Çelebi, hükümet TEKEL'de yılbaşına kadar sorunu çözmezse genel greve çıkmaya çağırdı.
• 29 Aralık akşamı saat 18.00'de Karşıyaka vapur iskelesi önünde biraraya gelen TEKEL işçileri direnişin sesini İzmir’e taşıdı. Tek Gıda-İş Sendikası tarafından organize edilen eyleme İzmir’in çeşitli ilçelerinden işçiler sendikanın kaldırdığı araçlarla geldiler. Ağırlığını kadın işçilerin oluşturduğu kitle, vapur iskelesinde “Kurtuluş yok tek başına, ya hepberaber ya hiçbirimiz! - Tek Gıda-İş Sendikası” pankartı arkasında toplandılar. Alkışlar ve coşkulu sloganlar eşliğinde başlayan eylem, işçilerin yolu kapatarak iskelenin karşısındaki İş Bankası önüne yürüyüşü ile sürdü. İş Bankası önünde ilk olarak Tek Gıda-İş Ege Bölge Başkanı Latif Gökçay kısa bir konuşma yaptı ve TEKEL işçilerinin haklarını alana kadar Ankara’yı terketmeyeceğini belirtti. Gökçay’ın ardından sözü Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Ömer Seyfettin Atılgan aldı. Atılgan konuşmasında, 4/C’yi kesinlikle kabul etmeyeceklerini,. 4/C’nin kölelik yasası olduğunu sölyedi. Erdoğan’ın sözlerine de karşılık veren Atılgan, TEKEL işçilerinin yan gelip yatmadığını, yetimin hakkını asıl Erdoğan’ın yediğini ifade etti. Ankara’da direnen tekel işçilerinin hangi koşullarda kaldığını anlatan Atılgan, konuşmasının sonunda gözaltına alınan sendika yöneticilerinin başından geçenleri hatırlattı. Coşkulu ve öfkeli bir atmosferde geçen eylem süresince “Türk-İş göreve genel greve!”, “Genel grev genel direniş!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına hep beraber ya hiç birimiz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “TEKEL’i satanı biz de satarız!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı. Konuşmaların ardından yaktıkları mumları eylem alanına bırakan Tekel işçileri sloganlar eşliğinde araçlara bindi. TEKEL işçilerinin eylemine çevredekilerin de ilgi gösterdiği ve destek verdiği gözlendi.
• İstanbul Topkapı’da kurulu İstanbul Kablo (İS-KA) Fabrikası'nda çalışan işçiler kriz sürecinde karşı karşıya kaldıkları hak gasplarının ardından bu kez de toplu işten atma saldırısıyla yüz yüze geldi. İdari personel de dahil olmak üzere şu anda yaklaşık 120 kişinin çalıştığı işyeri “kriz” ve “iflas” gerekçe gösterilerek kapatılmak isteniyor. 30 Aralık sabahı işbaşı yapmak üzere işyerine gelen İS-KA işçileri ise fabrikanın kapatılma kararını aldıktan sonra işyeri önünde bekleyişe geçtiler. Hak-İş'e bağlı Çelik-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu fabrikada üretim dururken fabrikanın üretim yaptığı Mercedes'e fason üretim yapan Yazaki de mallarını geri istedi. Daha önce kriz bahanesiyle İS-KA işçilerine yöneltilen işten atma saldırılarına ve hak gasplarına karşı seslerini çıkarmayan ve oluşan işçi tepkisini bertaraf eden Çelik-İş Sendikası yöneticileri ise İS-KA patronuyla görüşmek için fabrikaya geldi. 11 Şubat 2009'da biriken alacakları ve ücretsiz izinlere karşı iş bırakarak direnişe geçen işçiler, Çelik-İş barikatını aşamamış ve direnişleri kırılmıştı. Ardından patron-sendika ortaklığında hazırlanan listelerle fabrikanın öncü işçilerinin neredeyse tamamı işten atılmıştı.
• Samsun Büyükşehir Belediyesi Ulaştırma Koordinasyon Merkezi'nin (UKOME) ilçelerden gelen toplu taşıma araçlarının kent içine girmeden otobüs terminaline girmeleri yönündeki kararına tepki amacıyla eylem yapıp yol kesen halk otobüsü ve minibüs sürücüleri ile dernek yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 438 kişi hakkında dava açıldı ve hapis cezası istendi.
• Şeker-İş Sendikası'nın TÜRKŞEKER’e ait altı fabrikanın özelleştirilmesinin durdurulması için açtığı davada, Danıştay 13. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı aldı. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye (TÜRKŞEKER) ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker fabrikalarının bir bütün halinde portföy grubu olarak (Porföy C) özelleştirilmesine ilişkin ihale ilanı ve şartnamesinin yürütmesi, Danıştay 13. Dairesi tarafından durdurulmuş oldu.
• İtfaiye işçileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin karşısındaki parkta kurdukları 'Demokrasi Çadırı' önünde 30 Aralık günü öğlen 12.00' de toplanıp belediye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. 150'ye yakın işçi hep beraber sloganlarla İBB önüne geldiler. Burada Belediye-İş Sendikası İstanbul 5 no'lu Şube Başkanı Nihat Altaş basın açıklamasını okudu.
• TCDD yönetiminin 25 Kasım grevi sonrasında yaşanan süreçte işten el çektirdiği işçilerden son beşi de işe iade edildi. Böylece tüm TCDD çalışanlarına işlerine geri dönmüş oldular.
• Ankara’da direnişte olan TEKEL işçilerine bir destek de liselilerden geldi. İstanbul Yurtsever Cepheli Liseliler, TEKEL işçilerine liselilerden mektup gönderecekler. Konuyla ilgili yapılan açıklamada “Biz liseliler Tekel işçisinin yanındayız. Tekel işçisinin mücadelesi bizim mücadelemizdir. Biliyoruz ki Tekel işçisi kazanırsa bizim geleceğimiz daha aydınlık olur. 31 Aralık Perşembe günü saat 16:30’da yüzlerce liseli Taksim tramvay durağında buluşup Galatasaray Postanesi’ne yürüyeceğiz. Bir haftadır okullarda Tekel işçilerine yazdığımız yüzlerce mektubu Ankara’ya göndereceğiz” denildi.
• PTT yönetimi, gişe memurlarına zorla piyango bileti sattırıyor, satılamayan biletlerin maaşlardan kesileceği tehdidini savuruyor. Haber-Sen, konuyla ilgili olarak Danıştay’a dava açtı.
• ‘Spor Emekçileri Sendikası’ (Spor-Sen), müstakil bir sendika olarak faliyete geçti. Spor-Sen'in daha sonra DİSK bünyesine katılacağı belirtildi. Sendikanın kuruluş bildirgesi, İstanbul Tabip Odası toplantı salonunda düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Açıklamayı, Spor-Sen’in uzun bir süredir devam eden kuruluş çalışmalarına öncülük eden eski futbolcu Metin Kurt yaptı. Toplantıda DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de yer aldı. Kurt, günümüzde sporun bir ‘oyun’ ya da ‘hobi’ olmaktan çıkıp bir sektör haline geldiğini ve sporcuların bu sektörde çalışan birer işçi konumunda olduğunu vurgulayarak, “Spor bir iş haline gelmiştir ama hala bir Spor İş Yasası yoktur. Televizyonda spor denildiğinde sadece sonuç konuşulmaktadır, sporcuların hakları hiç ele alınmamaktadır. Öncelikli amacımız demokratik kitle örgütleri ve DİSK'in desteği ile bir Spor İş Yasası çıkarttırmaktır" dedi. Kurt, her spor dalından ve her kademeden amatör ve profesyonel spor emekçilerini Spor-Sen bünyesinde örgütlenmeye çağırdıklarını ifade etti.
• Türk-İş Başkanlar Kurulu, ''sürekli eylem'' kararı çerçevesinde Türk-İş Yönetim Kurulu'nun belirleyeceği tarih ve yerlerde diğer emek ve meslek örgütlerinin de davet edilmesiyle geniş katılımlı bir dizi miting düzenlenmesine karar verdi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Başkanlar Kurulu bildirisini Ankara'da eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerine açıkladı. Bu yılın çalışanlar açısından ''tüm zamanların en kötü yılı'' olduğunu ifade eden Kumlu, tüm bu yaklaşımların 2010'da da devam etmesi halinde Türkiye'deki toplumsal dengelerin daha da bozulacağı uyarısında bulundu. Kumlu eylemlerin tarihlerini de verdiği konuşmasında "Eylemlerimiz 8 ocak, 15 ocak, 22 ocak tarihlerinde 'çalışmama hakkımızı kullanarak' ve AK Parti il binaları önündeki kitlesel basın toplantılarımızla sürecektir.
• YC İşçi Birliği işçilerin ortak mücadelesi yükseltilmediği takdirde asgari ücretin hep düşük seviyede belirleneceğini belirtti: "İşçiler birlikte mücadele etmediği sürece asgari ücret hep böyle belirlenecek, basında işverene maliyeti üzerinden yer alacak, işçiler değil bir ayını bir haftasını dahi bu ücretle geçiremeyecek."
• Asgari Ücret Komisyonunda işverenleri temsil eden TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nafiz Konuk, artış oranlarının belirlenmesinden sonra yaptığı açıklamada, hükümetin 2010 yılı bütçe programında asgari ücretteki artışı daha düşük planlamış olduğuna vurgu yaptı. Türk-İş'in komisyon çalışmalarına katılmamış olmasının işlerini zorlaştırdığını belirten Konuk, belirledikleri artışın yüksek olduğunu söyledi. Konuk'un, "Bugün için asgari ücretle çalışan insanlar sanıyorum beklediklerinin üzerinde bir artış bedeli ile yeni yıla daha mutlu gireceklerdir" şeklindeki sözleri ise şaşkınlıkla karşılandı.
• Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, yeni yıl mesajında genel işçi ücretler düzeyinin düşürülmesini talep etti, işsizliğin devam edeceği "müjdesini" verdi.
• Eğitim-Sen’in yaptığı araştırma kadrolu olarak çalışan eğitim emekçilerinin sayısının son 2 yılda 141 bin kişi azaldığını ve eğitim kurumlarının hijyen, ödenek ve personel eksikliği sorunlarıyla boğuştuğunu ortaya koydu.
• Türk Ulaşım-Sen TCDD'nin açığa alınan 46 çalışanından 41'nin görevlerine iade edildiğini açıkladı.
• Belediye-İş 5 No'lu Şube üyesi itfaiye işçileri belediye önünde direniş çadırı kurdular. İşçiler direnişlerine çadırda başlattıkları imza kampanyası ile devam ediyorlar.
• Bursa Kadın Platformu, bugün Orhangazi parkında, Özay Tekstil'de katledilen beş kadın işçiyi bir eylemle andı. “5 İşçi Kardeşimizi Unutmadık, Unutturmayacağız” yazılı pankartın ve ölen kadın işçilerin resimlerinin açıldığı açıklamada, “Biz kadınlar, kapitalist patronların kar hırsından kaynaklanan bu cinayetlere sessiz kalmayacağız” denildi. Açıklama sonrası sessiz bir bekleyiş gerçekleştiren eylemciler katliamı unutmayacaklarını bir kez daha yinelediler. 29 Aralık 2005’te, Bursa’daki Özay Tekstil fabrikasında çıkan yangın sonucu 5 kadın işçi diri diri yanarak can vermişti. Gece mesaisine kalan kadınların ölüm sebebi basit bir iş kazasıymış gibi gösterilmek istenmiş ancak işçilerin patronun kar hırsının kurbanı olduğu ve fabrikanın kapılarının üstlerine kilitlenmiş olduğu anlaşılmıştı.
• İzmir'de Atatürk Organize Sanayi Bölgesi 10001 Sokak, No 6'daki ambalaj fabrikasında meydana gelen Hamza Akgüneş (31), şişeleri kontrol makinasına yerleştirirken kolunu makineye kaptırarak can verdi.
• İstanbul Eczacılar Odası, ilaçların marketlerde satılmasına ilişkin açıklamada bulundu. İstanbul Eczacılar Odası, eczacıların bilimsel eczacılık eğitimi almış kişiler olarak ilaç hizmetini verebilecek tek meslek grubu olduğunu söylerken, ilacın tüketiminin reklamlarla pompalanmasına, yan etkilerinin gizlenmesine, sadece kâr amacı güden şirketler tarafından topluma sunulmasına ve bu şekilde halk sağlığıyla oynanmasına izin vermeyeceklerini ifade ettiler.
• İstanbul, Ankara ve Adana’da gerçekleştirilen yürüyüş ve basın açıklamalarında asgari ücretin insanca yaşayacak düzeye yükseltilmesi talep edildi. İstanbul’da Saraçhane Parkı’na toplanarak Çalışma Bölge Müdürlüğü’ne yürüyüş gerçekleştiren Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, “insanca yaşamaya yetecek bir ücret” talep etti. Saraçhane’deki İBB binası önündeki direnişlerini sürdüren itfaiye işçilerine dayanışma ziyaretinde bulunan platform bileşenleri işçiler tarafından “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganıyla karşılandı. Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde biraraya gelen sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri sefalet ücretini protesto etti. KESK ve DİSK’e bağlı sendikaların da yer aldığı eylemde basın açıklamasını KESK Genel Başkanı Sami Evren okudu. Evren açıklamasında “Asgari ücret uygulaması terk edilmelidir. Yerine sosyal minimum, yani temel ücret uygulamasına geçilmeli ve bu ücret hesaplanırken emeğin işverenlere birim maliyeti değil, hem ülkenin sosyolojik gerçekleri hesaba katılmalı ve hem de insani gelişim ölçütleri ele alınmalıdır. Temel ücret çalışan bir bireyin bir eş ve iki çocuğu geçindirmekle yükümlü olduğu Türkiye gerçeğine göre belirlenmelidir. Temel ücret vergiden muaf olmalıdır" dedi. Adana Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu, asgari ücret belirleme komisyonun üçüncü toplantısını yaparak bu yılki sefalet ücreti belirleyeceği gün olan 29 Aralık salı günü AKP Adana İl Binası’na yürüyerek eylem gerçekleştirdi. hastaneler kavşağında biraraya gelen platform bileşenleri buradan yolun bir bölümünü trafiğe kapatarak AKP’ye doğru yürüyüşe geçti. Yol boyunca “Genel grev genel direniş!”, “TEKEL işçisi yalnız değildir!”, “insanca yaşamak istiyoruz!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarının atıldığı eylemde açıklamayı Dev Sağlık-İş Çukurova Bölge Şube Başkanı Mustafa Hotlar okudu.
• Asgari Ücret Komisyonu 2010 asgari ücret rakamlarını açıkladı. 2009'da 546 lira olan net asgari ücret 5.2 artışla net 577 lira oldu. Yeni asgari ücret zammıyla işçi ve emekçiler ancak 41 adet simit alabilecekler. Asgari ücretin belirlendiği toplantıya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve patron örgütleri katılırken, Türk-İş toplantıya katılmadı.
• DİSK Oleyis’in 13 Mart 2009 tarihindeki delege seçimlerinde usulsüzlük yapıldığını, bunu dile getirince de sendika yöneticileri ve Köfez Öğretmenevi idarecilerinin anlaşmalı biçimde kendilerini işten çıkarttığını iddia eden Seyit Battal, Nurseven Özgüler ve Can Karateke isimli işçiler, Kocaeli 1. İş Mahkemesi’nde açtıkları işe iade davasını kazandı. Karara göre, adı geçen işçiler hemen işbaşı yapacak. Eğer bu sağlanmazsa, işçilere 5+4 aylık maaş tutarında tazminat ödenecek.
• Kocaeli’nin Körfez ilçesinde özel Rota Limanı’nda meydana gelen kazada, yükleme ve boşaltma işlemi yapan vincin aniden parçalanması sonucu denize düşen 34 yaşındaki vinç operatörü Recep Zengin hayatını kaybetti.
• 15. gününe giren TEKEL işçilerinin direnişinde işçiler havanın soğumasına ve yağmura karşın direnişlerini sürdürüyor. TEKEL işçilerine bir destek açıklaması da Tütün-Sen’den geldi. Tütün Üreticileri Sendikası (Tütün-Sen), Tekel’in özelleştirilmesi ve fabrikalarının kapatılmasından 1980 yılından sonraki bütün iktidarların sorumlu olduğunu dile getirdiği açıklamasında, 2002 yılında çıkarılan “Tütün Yasası” ile tütüncülüğün çokuluslu şirketlerin insafına bırakıldığı ifade etti. 2000’de tütün üreten 578 bin ailenin, 2008’de 194 bin aileye düştüğünü, 2009 yılındaysa Tekel’in 107 bin 619 üreticiden tütün aldığını ve artık almayacağını ifade eden Tütün-Sen’in açıklamasında şöyle denildi: “13 bin TEKEL işçisiyle beraber binlerce insanı işsiz bırakan bu sürecin yaşanmasını engelleyecek tek yolun TEKEL’in özelleştirilmesine karşı mücadele etmek olduğunu, Sigara bölümünün satılmasıyla Yaprak İşleme Müdürlüklerinin de kapatılacağını defalarca söyledik. Ve yine söylüyoruz, bugün gelinen noktada TTA’nın kapatılmasını önlemek esas görevimiz olmalıdır. Tütün üreticilerinin yüreği TEKEL işçileriyle atmaktadır ve mücadeleleri mücadelemizdir.”
• Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Samsun Şubesi adına açıklama yapan Samsun Şube Sekreteri, 25 Kasım'daki iş bırakma eylemine katılan çoğunluğu DSİ VII. Bölge Müdürlüğü'nde görevli 115 memura Samsun Valiliği tarafından soruşturma açıldığını belirterek yılmayacaklarını söyledi.
• TEKEL işçilerinin eylemlerinin 14'üncü gününde, işe başlamayan işçileri, eylemlerin başladığı günden itibaren TEKEL tarafından tespit edeceğini duyurdu. TEKEL tarafından yayımlanan genelgede, Grev ve Lokavt Kanunu'nun 25. maddesinin 3. fıkrası hatırlatılarak, "kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan grevin kanun dışı grev olduğu, siyasi amaçlı grev, genel grev ve dayanışma grevinin de kanun dışı grev olduğu, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler hakkında kanun dışı grevin müeyyidelerinin uygulanacağı" hükmü yer aldı.
• İstanbul Üniversitesi, 50/d'ye karşı eylemler yapan 49 asistana soruşturma açtı.
• Manisa İşçi Birliği Derneği (MİB-DER) de çıkarttığı ozalit ve bildirilerle Manisa işçilerine TEKEL işçileriyle dayanışmayı yükseltme çağrısı yapıyor.
• Kartal Cevizli'deki Tekel'e ait Tütün, Tütün Mamülleri Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş Genel Müdürlüğü Cevizli Yerleşkesi önünde toplanan yaklaşık 100 kişilik görme engelli grup, Ankara'da eylem yapan Tekel işçilerine destek vermek için basın açıklaması yaptı. Türkiye Körler Derneği İstanbul Şubesi ve Altınokta Körler Federasyonu üyesi grup ellerinde pankartlarla hem kendi sorunlarını dile getirdi hem de Tekel işçilerine destek verdi. Açıklama başlamadan önce Tekel’den emekli olduğunu söyleyen bir kadın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi.
• Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP) aşı hakkında oluşan spekülatif bilgileri ortadan kaldırma ve halkı aşı hakkında doğru bilgilendirmek amacıyla hazırladığı broşürü Eminönü Meydanı’nda dağıttı. Sendikalar, dernekler, sağlık-meslek odaları, siyasi partiler ve ilerici devrimci kurumların oluşturduğu Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, broşür dağıtımından önce bu broşürün hazırlanmasının hangi ihtiyaçtan doğduğuna ilişkin basın açıklaması düzenledi.
• BDP'ye yapılan operasyonlara karşı Diyarbakır, Batman ve Urfa'da işçiler iş bıraktı. Genel-İş Sendikası'nın 33 bölge temsilciliği, yaptığı yazılı açıklama ile belediye başkanlarının gözaltına alınıp kollarının kelepçelenmesi ve tutuklanmasını kınadı. Diyarbakır, Batman ve Urfa'da da Genel-İş üyesi işçiler de iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin'in de aralarında bulunduğu 23 kişinin tutuklanmasına tepki gösteren Genel-İş Sendikası'na bağlı Kayapınar Belediyesi işçileri 4 saatliğine iş bıraktı. Kayapınar Belediyesi işçileri, 29 Kasım'da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapacaklarını duyurdu. Batman’da da, DİSK/Genel İş Sendikası'na bağlı işçiler bir hafta boyunca Batman Belediyesi'nde bir saatlik iş bırakma ve oturma eylemi yapacak. Belediye'de saat 8.00 ve 9.00 saatleri arasında hizmet üretilmeyecek. Urfa’nın Viranşehir ilçesinde belediye binası önünde toplanan belediye personeli bir saatlik iş bırakma eylemi yaptı. Kürt nüfusun yoğun olduğu illerde BDP'ye yönelik tutuklamaları protesto eden emekçilerin sokak gösterileri de devam ediyor.
• TEKEL işçilerinin Ankara'daki Türk-İş Genel Merkezi önündeki bekleyişleri 14. gününe girerken Türk-İş Başkanlar Kurulu kararıyla 28 Aralık sabahı Ankara'da toplanan Türk-İş'e bağlı sendikaların tüm profesyonel yöneticilerinden oluşan kalabalık bir grup Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne yürüyüş gerçekleştirdi. Daha güçlü eylemler örgütlemek yerine işçi ve emekçilere yönelik sosyal yıkım saldırılarının altına tereddütsüz imzalar atan düzen partilerinden medet uman Türk-İş bürokrasisi, yöneticilerle birlikte meclise yürümek isteyen TEKEL işçilerine engel oldu. Güven Park’ta basın açıklaması yapan Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, buradan meclise yürüyeceklerini belirterek, MHP Grubu'nu ziyaret ederek sorunlarını anlatacaklarını söyledi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun, meclise sadece Türk-İş’e bağlı sendika başkanları ile gideceklerini açıklamasına ise işçiler tepki göstererek, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atmaya başladılar. Türk-İş tarafından “Başkanlar gidip görüşecek, biz onları bekleyeceğiz” anonsu yapılması üzerine işçiler ıslık çalarak ve “Ya hep beraber ya da hiçbirimiz!” sloganları atarak tepki gösterdi. İşçiler ve sendika yöneticileri arasında yaşanan gerginlik, işçilerin Meclis’e yürümek istemeleri ısrarı üzerine tırmandı. İşçiler ve yönetim arasında tartışmalar yaşanırken, işçiler “Türk-İş, işçine sahip çık!” sloganları atmaya başladı. Sadece genel başkanların meclise gitmesi Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya gelen şube başkanları ve yöneticiler tarafından da tepkiyle karşılandı. Yoğun yığınak yapan polis başkanları tek tek çağırarak kortejinin dışına aldı ve sadece sendika genel başkanların meclise gitmesine izin verdi. 30 Aralık günü, Türk-İş Başkanlar Kurulu'nu yeniden toplayacaklarını ifade eden Kumlu, gelişmeleri değerlendirerek, yollarına devam edeceklerini söyledi. Hükümetle oturup bunu çözene kadar eylemlerin devam edeceğini kaydeden Kumlu, “Bizim maksadımız üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil” diyerek sermayenin TEKEL'e yönelik tasfiye planına karşı alabileceği tutumun sınırlarını göstermiş oldu. Meclisteki görüşmelerin ardından Güvenpark'a gelen genel başkanlar ve bekleyişlerini sürdüren şube yöneticilerinin Türk-İş önüne yürümek istemesi polis tarafından bir kez daha engellendi. Sendika yöneticilerinin Türk-İş önüne Kızılay'dan yürümesine izin vermeyen kolluk güçleri kitleyi dağıtmakla tehdit etti.
• Keşan’a bağlı Beyendik beldesi yakınlarında yer alan, özel bir şirkete ait maden işletmesinde işçi olarak çalışan Sezgin (35) ve Hüseyin Karadağ (39) kardeşler ile amca çocukları Hasan (22) ve İsmail Gırlangıç (23), ocakta karbonmonoksit gazından zehirlendi. İş arkadaşları işçileri ocaktan çıkardılar ve işçiler hastaneye kaldırıldı. İşçilerden Sezgin Karadağ kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
• Türk-İş'in en büyük sendikalarından biri olan Yol-İş'te 2003-2008 yıllarını kapsayan dönemde gerçekleştirilen yolsuzluklar, Bilirkişi Raporu ile tescillendi. Yol-İş yeni bir olağanüstü kongre ile bu soygunun sorumlularını sendikadan uzaklaştırıp, sendikal mücadeleyi yükseltmeye hazırlanıyor. Yolsuzlukları ilk kez tespit eden Denetim Kurulu üyelerinden ve bugün sendikanın Yönetim Kurulu üyesi olan Fahri Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 4 yönetim kurulu üyesi imzasıyla yayınlanan 12 Aralık 2009 tarihli bildiri, Yol-İş Sendikası'nda yaşananlara ışık tutuyor. 6-7 Eylül 2008'de gerçekleştirilen Olağanüstü Kongre'de yolsuzlukları üzerine gideceğini söyleyerek seçilen bugünkü Genel Başkan Ramazan Ağar ve Genel Sekreter Tevfik Özçelik'in bu sözlerini tutmadıkları belirtilen bildiride, sendikanın Denetleme Kurulu Raporları ile yeni hazırlanan Bilirkişi Raporu'nda iki ismin yolsuzluklara karışmış olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor. Yapılacak Olağanüstü Kongre'de yönetim kurulu üyeliklerine aday olacak olan Fahri Yıldırım (Genel Teşkilatlandırma Sekreteri), Hüseyin Balaban (Genel Başkan Yardımcısı), Aslan Görgöz (Genel Eğitim Sekreteri) ve Şinasi Tüysüz (Genel Mali Sekreter) imzalı bildiride, Yol-İş Sendikası'nın yolsuzluklar nedeniyle işverenler ve hükümet karşısında başını dik tutamadığı ve bu yolsuzlukların esiri olduğu belirtiliyor.
• Ankara NHKM Çocuk Kumpanyası, TEKEL işçilerine bir destek ziyareti gerçekleştirdi. Haftalardır çocuklarından uzakta olan işçiler, çocukların ziyaretiyle duygulu anlar yaşadı.
• Mersin'de Türk-İş üyesi emekçiler, AKP İl binasına yürüyerek burada bir basın açıklaması yaptılar. AKP önünde basın açıklamasını okuyan Petrol- İş Mersin Şube Başkanı Adil Alaybeyoğlu, 28 Aralık Pazartesi günü Türk İş’e bağlı sendikaların tüm merkez ve şube yöneticilerinin TBMM’ye giderek taleplerini siyasi partilere anlatacaklarını ifade etti. Dört hafta boyunca her Cuma yapılması planlanan eylemde amacın AKP hükümetinin TEKEL işçilerinin taleplerinin yerine getirmesi olduğunu vurgulayan Alaybeyoğlu “Hükümetin duyarsızlığı sürdüğü sürece bizim de eylemlerimiz sürecektir” dedi. Yapılan eyleme Yurtsever Cephe İşçi Birliği ve İşçi Partisi de destek verdi.
• Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No'lu Şube ve Direnişteki İşçilerle Dayanışma Platformu, “Direnişçi işçiler konuşuyor” başlıklı bir panel düzenledi. Panel, Esenyurt Güney Kültür Merkezi'nde 26 Aralık Cumartesi günü, saat 17.00’de gerçekleştirildi. İki bölümden oluşan panelin 1. bölümünde, Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ve Birleşik Metal-İş Örgütlenme Uzmanı Hasan Arslan birer sunum yaptı. 2. bölümde ise direnişçi işçiler konuştu. Hasan Gülüm yaptığı sunumda, Belediye işçilerinin direniş sürecini aktardı. Türk-İş’in her cuma yapacağını açıkladığı TEKEL'le dayanışma eylemini eleştiren Gülüm, cuma eylemlerinin 2. haftasının yılbaşı tatiline denk geldiğini ve boşa düştüğünü söyledi. Sendika bürokrasisine de değinen Gülüm, bürokrasiye karşı da mücadele edilmesi gerektiğini söyleyerek, taban örgütlülüğüne dikkat çekti. Türkiye’de sınıf hareketinin parça parça direnişlerle yükseldiğini belirterek, direnişlerin birleştirilerek mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini vurguladı. Direnişlerde, iç örgütlülüğün de güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan direnişlerle dayanışma çağrısı yaptı. Ardından Hasan Arslan sendikal örgütlenme içinde yaşanan sorunları aktararak, sendikalaşmanın önündeki engellere değindi. “Genel grev, genel direniş” sloganına ilişkin sloganı doğru bulduğunu ama şuan nesnel durumun bunun için uygun olmadığını söyleyen Arslan, bunun için sendikaların ve sınıf mücadelesi veren herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini ifade etti. Birleşik Metal-İş de dahil diğer sendikaları da eleştiren Arslan, işyeri komiteleri oluşturulması gerektiğini belirterek, taban örgütlülüğüne dikkat çekti. Sendikaların çok az işyerinde işyeri komitelerinin olduğunu bunun da çok azının işlevli olduğunu söyleyen Arslan, sendikaların, direnişlere yeteri kadar maddi kaynak ayırmadığını, bunun da Sinter’de olduğu gibi kopmalara yol açtığını söyledi. Sendikaların ancak, sınıfın dinamiğiyle değiştirilebileceğini belirten Arslan direnişlere maddi ve manevi destek çağrısı yaptı. Panelin 2. bölümünde ise Sinter Metal işçileri Ali Şan, Ferit Yalçın, Halit Yıldırım, Belediye işçisi Fatih Albayrak, Halkalı Kağıt işçisi Doğan Terzi ve Entes direnişçisi Gülistan Kobatan birer konuşma yaparak, direniş süreçlerini aktardılar.
• Direnişteki Esenyurt Belediyesi İşçileri, 26 Aralık Cumartesi günü, direnişlerinin 131. gününde, Esenyurt Meydanı’nda biraraya gelerek Esenyurt Belediyesi’ne yürüdüler. “Zalimin zulmüne karşı Esenyurt Belediyesi’nde 131. gün.../ Belediye-İş Sendikası 2 Nolu Şube” pankartının açıldığı eyleme, Esenyurt'ta Direnen Belediye İşçileri ve Pazar Emekçileri ile Dayanışma Platformu, Tek Gıda-İş, Selüloz-İş, İşçi Kardeşliği Partisi, Tüm Bel-Sen, Belediye-İş İstanbul şube başkanları ve iş yeri temsilcileri, Tunceliler Derneği, Yurtsever Cephe İşçi Birliği 1 No'lu Şube, Devrimci Demokratik Sendikal Birlik ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu destek verdi. Esenyurt Belediyesi önüne gelindiğinde Belediye-İş 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Gülüm bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Gülüm yaptığı açıklamada içerisinden geçilen bugünlerde mücadelenin giderek yükseldiğine dikkat çekti. Güler Sabancı’nın “Kriz bizim için fırsat olabilir” sözlerini hatırlatan Gülüm, sürekli daha fazla kar elde etmek isteyen patronlar için krizin işçileri işsiz bırakmak ve onları daha fazla açlığa mahkum etmek anlamına geldiğini söyledi. Gülüm, bugün Sinter’de, Sabiha Gökçen’de, Entes’te, IBM’de, Esenyurt’ta, TEKEL’de ve İtfaiye’de kriz gerekçesiyle örgütlenmenin önünü kesmek için işçilerin işsiz bırakıldığını ve işsiz bırakılmaya devam edildiğini ifade etti. Sadece sendika hakkından vazgeçmediği için işten atılan Esenyurt işçilerinin artık isyanı büyüttüğünü söyleyen Gülüm, 23 Aralık 2009 tarihinde işçilerin Boğaziçi köprüsünü trafiğe kapatmalarının işçilerin isyanının geldiği noktayı gösterdiğini söyledi. Gülüm, 28 Aralık Pazartesi günü görülecek davanın da muhtemelen biteceğini belirtti ve Esenyurt Belediye Başkanı Kadıoğlu’na seslenerek bu yanlıştan bir an önce geri dönme çağrısı yaptı. Parça parça yürütülen mücadelelerin yarattığı sonucun umut verici olduğunu söyleyen Gülüm, bir saatle başlayan iş bırakma eylemlerinin ve akşam yürüyüşlerinin mücadelenin önümüzdeki süreçte daha fazla büyüyeceğini gösterdiğini belirtti.
• Türkiye Komünist Partisi’nin çağrısıyla Cevahir alışveriş merkezi önünde toplanan binlerce kişi metrobüse yapılan zammın geri alınması için Mecidiyeköy meydanına yürüdü. “Koyun değil halkız zamları geri aldıracağız”, “Kadir Topbaş İstanbul İtfaiyesini Deniz Feneri’ne sattı. Küçük hırsız el feneri, büyük hırsız deniz feneri kullanır”, “Tekel’de, demiryolunda, itfaiyede işçiler kazanacak” yazılı pankartlarla yürüyen grup “AKP’den hesabı emekçiler soracak”, “Metrobüs zamları geri alınsın”, “Milyarder Tayyip zamları sen öde”, “Topbaş zammını al başına çal”, “Gerici, hırsız, halk düşmanı AKP” şeklinde sloganlar attı. Eylem sırasında hastalığı için gereken ilaç ve tedavi masraflarını ödeyemediğini açıklayan bir genç intihara kalkışırken TKP Başkanı Baş “AKP’nin yaptığı budur. İnsanların eşit, özgür yaşadığı bir ülkeyi ne kadar çabuk kurmamız gerektiğini bu tablodan bir kez daha görelim” dedi.
• TEKEL işçilerinin direnişinin 14. gününde Ankaralı Halkevci Kadınlar, TEKEL işçisi kadınlarla dayanışmak üzere 14:00’te Yüksel Caddesi’nde bir araya gelerek Türk İş Genel Merkezi'ne yürüdüler.
• TKP Çanakkale İl Örgütü’nün düzenlediği basın açıklamasında bir araya gelen Çanakkaleliler “TEKEL işçisi kazanırsa hepimiz kazanırız” dedi. Yapılan eyleme katılan vatandaşlar, “Gerici, hırsız, işbirlikçi AKP”, “İşçi düşmanı milyarder Tayyip”, “TEKEL işçisi vatan bekçisi”, “Ölmek var dönmek yok” sloganları attı.
• Türk-İş, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 795, yoksulluk sınırını 2 bin 588 TL olarak hesapladı.
• Kamu-Sen'e bağlı Türk Enerji-Sen Orta Karadeniz Şube Başkanlığı üyesi memurlar, 14 gündür hükümete karşı hak arama mücadelesi veren TEKEL işçilerine destek vermek için Ankara'ya gitti.
• Türk-İş'e bağlı Türk Metal Sendikası'na üye bir grup işçinin, 27 Aralık'ta saat 17.00'de Türk-İş önündeki TEKEL işçilerine ziyaret gerçekleştireceği açıklandı. Sözkonusu işçiler, bir süredir çeşitli işyerlerinde patron-sendika işbirliği ile gerçekleştirilmeye çalışılan işten çıkarmalara karşı mücadele ediyor.
• Erdoğan TEKEL işçilerine yönelik üslubunu sertleştirirken Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel "3 gün içinde taleplerimize yanıt vermezseniz her ilçeden Ankara'ya bir otobüs kaldıracağız" dedi.
• Yurtsever Hukukçular Türk-İş Binası önünde direnişinin on ikinci gününde Tekel işçilerini ziyaret ettiler. “Tekel işçisinin davası hepimizin davası” sloganıyla alana giren hukukçular, Tekel işçilerini selamladılar.
• YCİB ODTÜ emekçileri ve Eğitim-Sen'in davet ettiği TEKEL işçileri, özelleştirme sürecinden beri yaşadıkları sıkıntıları, eylem sürecini ve gelinen noktayı ODTÜ’lü öğrenci, emekçi ve akademisyenlerle paylaştılar. ODTÜ’lülerin yoğun bir katılım gösterdiği etkinlik, ODTÜ ‘Devrim Stadyumu’na yapılan yürüyüşle son buldu.
• Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) 2009 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında bir kez daha TEKEL işçilerine saldırdı. Başbakan'ın işçilere yönelik konuşmasında yine "domuz" hakareti yer aldı.
• Davutpaşa patlamasında hayatını kaybedenlerin yakınları, adalet istemeye devam ediyor. 26 Aralık günü Taksim Tramvay Durağı'nda gerçekleştirilen eylemde, “Davutpaşa’yı unutmadık unutturmayacağız” şiarlı ve Davutpaşa’da yaşamını yitirenlerin isimlerinin bulunduğu pankartlar açıldı. Patlamada yaşamını yitirenlerin resimlerinin de taşındığı basın açıklamasını Leyzi Şimşek’in kuzeni Salih Temel gerçekleştirdi. Temel yaptığı açıklamada, iş güvenliğinin önemsenmemesinin sonuçlarını, işçi ve emekçilerin hayatlarıyla ödemeye devam ettiğini söyledi. Temel, nihayet Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak, 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmiş olan iddianamenin hakimlik tarafından kabul edildiğini ancak henüz kendilerine ve avukatlarına hala tebliğ edilmiş bir iddianame ve verilmiş bir duruşma tarihinin olmadığını ifade etti. Bilirkişi raporunda belirtilen isimlerin ve İçişleri Bakanlığı’nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini belirterek, “Her gün kamu yetkisini kullanan kurumların ihmali nedeniyle, hayatını kaybeden ve yaralanan kardeşlerimizle derdimizi de kederimizi de ortak görüyoruz” dedi. Sorumluların ihmallerinden dolayı yargılanmalarının önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.
• İstanbul’da 25 Kasım grevine katılan15 bin öğretmen hakkında idari soruşturma başlatıldı.
• TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla bir araya gelen ÖDP, TKP, Halkevleri ve EMEP üyeleri İzmir AKP il Başkanlığı'na yürüdüler. "TEKEL işçisi yalnız değildir / ÖDP, EMEP, TKP, Halkevleri" ozalitinin ardında toplanan 150 kişilik kitlenin önü AKP binasının önünde panzerler ve çevik kuvvet tarafından kesildi. Kitle barikatın önünde basın açıklamasını gerçekleştirdi. ÖDP il Yönetim kurulu üyesi Mesut Güngör'ün konuşması ve basın açıklamasını okumasıyla başlayan eylemde, Tekel işçilerine destek amaçlı gerçekleştirilecek olan cuma işbırakma eylemlerini ÖDP, TKP, EMEP ve Halkevleri olarak destekleyecekleri ifade edildi. Ardından EMEP, ÖDP, TKP il örgütü ve Halkevleri İzmir Şubesi adına da birer konuşma yapılarak, AKP İzmir il binası önünde her akşam aynı saatte TEKEL işçilerine destek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirileceği duyuruldu.
• Tokat'ta Tekel işçileriyle dayanışma eylemi Cumhuriyet Meydanında Türk İş il temsilcisinin basın metnini okumasıyla başladı. Basın metni okunurken işçiler de yaktıkları mumlarla tepkilerini dile getirdiler. Açıklaması sırasında sık sık “Direne direne kazanacağız!”, “AKP 4/C’yi al başına çal!”, “İşçi memur el ele genel greve!”, “Hükümet istifa!” sloganları atıldı. Basın açıklaması yapıldıktan sonra kitle AKP il binasına doğru yürüyüşe geçti. Bu esnada yol trafiğe tamamen kapatıldı. Ancak sendikacıların ve polisin yoğun çabaları ile yol yeniden açıldı. Kitle kaldırıma sıkıştırılarak AKP il binasına doğru yürüdü. Binanın önünde emekçiler AKP’ye olan öfkelerini dile getirdi. İl binasının önüne gelince “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “Hükümet istifa!” sloganları atıldı. Burada bir müddet bekleyen kitleye sendikacılar müdahale ederek dağıtmaya çalıştı. Ancak dağılmayan kitle yol boyu sloganlar atarak yürüdü. Hedefsiz, öncüsüz ve dağınık olan kitle 10-15 dakika sonra dağıldı.
• Ankara'da özlük haklarının korunması talebiyle Türk-İş Genel Merkezi önündeki bekleyişlerini sürdüren TEKEL işçilerine DİSK ve KESK'ten sonra Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nden (TMMOB) destek geldi. Tekel işçileriyle dayanışma amacıyla alınan eylem kararlarını TMMOB olarak desteklediklerini belirten Soğancı, emek örgütleriyle omuz omuza mücadelenin içerisinde yer alacaklarını duyurdu. TMMOB'un açıklamasında “genel grev, genel direniş” çağrısında bulunuldu.
• Bursa’da bir araya gelen ilerici devrimci kurumlar, TEKEL işçileriyle bir dayanışma eylemi gerçekleştirerek tüm işçi-emekçileri direnişi sahiplenmeye ve büyütmeye çağırdılar. Osmangazi Metro İstasyonu önünde toplanan kitle, “Tekel işçileri yalnız değildir! Yaşasın sınıf dayanışması!” pankartı açarak sloganlarla Kent Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Canlı ve coşkulu sloganların atıldığı yürüyüş boyunca ajitasyon konuşmalarıyla Bursalı işçi ve emekçiler mücadeleye çağrıldı. Kürt halkına yönelik saldırıların yoğunlaştırıldığı şu günlerde, halkları birbirine kırdırmak isteyenlere karşı en iyi cevabın TEKEL işçilerinden geldiği vurgulanan açıklamada “Türk- Kürt burada, AKP nerede?” gibi dövizler açan işçilerin, halkların kardeşliğinin somut bir örneği olduğu dile getirildi. BDSP, BATİS, BAMİS, DBH, DÖH, ESP-G, SDP, Sosyalist Parti, Partizan, TÖP ve ÜRÜN’ün örgütlediği eylem boyunca ‘TEKEL işçisi yalnız değildir!’, ‘TEKEL işçisi direnişin simgesi!’, ‘İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!’, ‘Yaşasın sınıf dayanışması!’ ve ‘Her yer TEKEL, her yer direniş!’ sloganları atıldı.
• KESK Genel Başkanı Evren bir basın toplantısı düzenleyerek, 2010 bütçesinin ne getirdiğinden halkın habersiz olduğuna dikkat çekti. KESK Genel Başkanı Sami Evren konfederasyon genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2010 yılı bütçesinin dolaylı vergileri artıran, halkın cebine göz diken bir bütçe olduğunu kaydetti.
• Yurt genelinde AKP il ve ilçe binalarına yürüyen işçiler, Tekel işçilerini “yatarak para kazanmak”la suçlayan başbakanı ve partisini protesto etti.
• TEKEL eyleminin 13. gününde Ankara'da Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP)çağrısıyla büyük bir buluşma gerçekleştirildi. Sakarya Caddesi'nde düzenlenen ve miting havasında geçen eyleme direnişteki TEKEL işçilerinin yanısıra ülkenin dört bir yanından işçilere destek vermek için gelen işçiler, aydınlar ve gençler katıldı. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) da eyleme katılarak TEKEL işçilerine destek verdi.
• Tekel işçilerinin Ankara nöbetinin 12. gününde Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun aldığı karar uyarınca birçok ilde AKP İl Başkanlıklarına yürüyüş gerçekleştirilirken, Ankara’da işçilerin AKP binasına yürümesi engellendiği için karar tam anlamıyla uygulanmadı. Polis TEKEL işçilerinin Türk-İş önünden AKP’ye yürümesine izin vermedi. Türk-İş yönetimi de bu isteğe boyun eğerek işçilerin kendileri için düzenlenen eyleme katılmasına engel oldu. TEKEL işçilerini ziyaret ederek buradan birlikte AKP önüne hareket etmek isteyen sendika ve parti üyelerine de, başka güzergahlardan yürümeleri söylendi. Önceki eylemlerde işçilere "Aranızda solcu provokatörler var" diyen polisin, bu defa sol partilere "İşçilerden provokasyon amaçlı aranıza katılanlar olabilir, almayın" demesi dikkat çekti. Yüksel Caddesi ve Mithat Paşa Caddesi’nden iki kol halinde AKP’ye yürüyen binlerce kişi "Genel grev genel direniş" sloganı attı. AKP önünde yapılan eylemde Türk-İş’e bağlı sendikalardan Petrol-İş, Harb-İş, Tez Koop-İş ve TÜMTİS ile, KESK Ankara Şubeler Platformu, ÖDP, EMEP, SDP, ESP ve Kaldıraç yer aldı. TKP üyeleri ise Türk-İş önünde kalarak işçilerin nöbetine destek verdi. AKP’ye yürüyen kitle de daha sonra Türk-İş önüne geri gelerek TEKEL işçilerine kitlesel ziyarette bulundu. Türk-İş binası önünde, 'karanlığa mum yakma' eylemi yapıldı.
• Samsun’da DSİ 7. Bölge Müdürlüğü önünde toplanan Türk-İş'e bağlı işçiler bir saat geç işbaşı yaptılar ve TEKEL işçilerine destek verdiler. Açıklamaya, Türk-İş, KESK ve DİSK'e bağlı sendikalar ve bir gün önce ortak toplantı yaparak Türk-İş ve bağlı sendikası Tek Gıda-İş’i destekleme kararı alan Halkevi, 78'liler Derneği, Emekli-Sen, Dev Sağlık-İş, ÖDP, EMEP, TKP, Sosyalist Parti, Gençlik Muhalefeti ve Öğrenci Kolektifleri de katıldı.
• Bükköy Madencilik’teki göçükte ölen 19 işçinin yakınları maden ocağı sahibi Nurullah Ercan’ın teklif ettiği kan parasını reddetti. Maden ocağının sahibi Nurullah Ercan’ın serbest bırakılmasına itiraz etmek üzere Mustafakemalpaşa Adliyesi’ne gelen madenci yakınları burada gazetecilere açıklama yaptılar. Gönüllü olarak davaya müdahil olan Bursa Barosu avukatlarından Halil Ağırgöl ile birlikte adliyeye gelen işçi yakınları, Nurullah Ercan’ın tutuksuz yargılanmasına itiraz ederek, tutukluluğuna karar verilmesi için dilekçe yazdı. Kazada ölen 19 kişiden 16’sının yakınları, itiraz dilekçelerini Mustafakemalpaşa Sulh Ceza Mahkemesine verdi. Ölen işçilerden 3’ünün yakınlarının ise maddi imkansızlıklar nedeniyle adliyeye gelemediği belirtilirken, itiraz dilekçelerini adliyeye havale yoluyla ileteceği öğrenildi. Avukat Halil Ağırgöl, maden ocağı sahibinin İş Yasası’nı ihlal ettiğini bildirerek, Ercan’ın TCK’nın 83’üncü maddesi gereğince ‘ihmal suretiyle adam öldürmek’ suçundan yargılanması gerektiğini ifade etti. Nurullah Ercan’ın iş yasasının ilgili maddelerine göre asli şekilde sorumlu olduğunu belirten Ağırgöl, “İşyerinde iş güvenliğini işveren sağlar. Yasaya göre işveren, vekillerinin işçilere yaptığı işlerden sorumludur. Ama Ercan, işin içinden sıyrılmaya çalışıyor. Ercan, ifadesinde işi taşerona verdiğini söylüyor. İşi taşerona vermesi, bir şeyi değiştirmez. Yasalara rağmen açık ihmal sonucu 19 canı toprağa vermemize rağmen bu kişi ne yazık ki dışarıda elini, kolunu sallayarak geziniyor” dedi. Ağırgöl, Ercan’ın yurtdışına kaçma şüphesi bulunduğunu dile getirdi.
• TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, açığa alınan TCDD çalışanlarından ön soruşturmaları tamamlanan 31'inin görevlerine iade edildiklerini bildirdi.
• Atatürk Havalimanı'nın yeni giriş kapısı inşaatı iskelesine çıkan bir grup işçi, paralarının ödenmediği gerekçesiyle eylem yaptı. Taşeron firmada çalıştıkları bildirilen Ali Gün, Hüseyin Ülgen ve Ziya Can adlı işçiler, alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle, havalimanı giriş kapısına uzay çatı sistemiyle inşa edilen iskeleye çıktı. İşçiler, Atatürk Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğüne götürüldü.
• İstanbul’da metrobüs ulaşımına yapılan %33’lük zam, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) ve Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) tarafından 24 Aralık günü Avcılar metrobüs durağında protesto edildi. BDSP'liler ve DHF’liler metrobüs turnikelerinden ücretsiz geçerek emekçilere mücadele çağrısı yaptılar. Eyleme yoğun ilgi gösteren emekçiler alkışlarla destek verirken, BDSP ve DHF’lilerle birlikte turnikelerden ücretsiz geçerek desteklerini ve zamlara olan tepkilerini dile getirdiler. Eylem sonunda metrobüs zamları geri çekilene kadar mücadeleyi sürdürme çağrısı yapıldı.
• Çiğli’deki AKP binası önünde TEKEL işçileri eylem yaptılar. BDSP, Genel-İş Sendikası Çiğli İşyeri Temsilciliği, PSAKD Çiğli Şubesi, Tektil-Sen, ÖDP, ÇEKEV, EMEP, Halkevleri’nin de destek verdiği eylemde “Tersaneden madene, demiryolundan Tekel’e, genel grev genel direniş” pankartı açıldı. Çoğunluğunu kadın işçilerin oluşturduğu Balatçık Tekel fabrikası işçilerinden 150’si daha 25 Aralık gecesi Ankara’ya yola çıkmaya hazırlanıyor.
• 10 gündür Ankara sokaklarında polisin gazına, hükümetin düşmanlığına rağmen özlük hakları için mücadele eden TEKEL işçilerine destek artıyor. TKP'li Öğrenciler, Yüksel Caddesi'nde buluşup, işçilere kalabalık bir ziyaret gerçekleştirdiler. Eylemin 9. gününe; Tez-Koop İş, KESK'li Kadınlar, Halk Cephesi gibi sendika ve örgütler de destek verdiler.
• Muğla'da Türk-İş, DİSK ve KESK'in öncülüğünde TEKEL işçileriyle dayanışma eylemi yapıldı. Mesai saatinin bitiminde başlayan eylem, Sınırsızlık Meydanı'ndan AKP il binasının önüne kadar yapılan yürüyüşle başladı. Yaklaşık bin kişinin katıldığı eylemde sık sık "genel grev" vurgusu yapılırken, eylemlerin gelecek haftalarda da devam edeceği belirtildi. Muğla'da son yıllarda yapılan en kitlesel eylem olarak nitelenen eylemin yürüyüşü sırasında birçok kişi evlerin pencerelerinden eylemcilere destek verdi. Kitlesel katılımı önceden tahmin edemediği anlaşılan polisin yolları trafiğe kapamaması, yürüyüş sırasında sorun yarattı. Eyleme üç konfederasyon dışında Sosyalist Parti, SDP, TKP ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği de destek verdi.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin karşısındaki Saraçhane Parkı’nda çadır kurup taşerona karşı imza toplayan işçiler, ‘İtfaiye yanıyor, İstanbul nerede?’, ‘İstanbul, itfaiyene sahip çık’ diye slogan attı. Belediye-İş Örgütlenme Genel Sekreteri Ali Çelenk bir açıklama yaparak, ekmek ve onur mücadelesi verdiklerini ve bundan geri adım atmayacaklarını vurgulayarak itfaiye hizmetlerinin taşeron firmalarla yürütülemeyeceğinin altını çizdi. Belediye-İş Sendikası 5 Nolu Şube Başkanı Nihat Altaş da, itfaiye hizmetlerine dönük taşeronlaştırma girişiminin tüm İstanbul’u ilgilendiren bir konu olduğunu belirterek, ‘Demokrasi çadırı’nı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni uyarmak için kurduklarını söyledi. Altaş konuşmasının sonunda, Kadir Topbaş’ın katılacağı tüm etkinliklerde bulunacaklarını ve kendisini ‘karşılayacaklarını’ belirtti. İşçiler, taşeronlaşmaya karşı imza toplayıp, eylemi izleyenlerle beraber halay çektiler.
• Bursa’da 19 işçinin öldüğü Bükköy Maden İşletmeleri’nin sahibi Nurullah Ercan hakkında tutuklama talebinde bulunuldu. Nurullah Ercan'ın tutuklanması için, serbest bırakılıma kararına itiraz dilekçesini Metris Cezaevi'nde tutuklu olan DİSK Örgütlenme Daire Başkanı ve Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu adına, avukatları Av. Ayhan Erkan, Av Ali Serdar Çıngı, Av Pınar Akbina Sultanahmet Adliyesi’ne vererek hukuki süreci başlattılar. Sultanahmet Adliyesi önünde konuyla ilgili bir açıklama yapan Nakliyat-iş Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Arslan, “Halkımız, Parababalarının bu zulmüne ve sömürüsüne karşı gereken cevabı er ya da geç mutlaka verecektir! Birinci Kurtuluş Savaş’ımızda halkımız yedi düvele meydan okumuş, emperyalistlerin hepsini inlerine geri göndermiştir. Şimdi de İşçi Sınıfımız öncülüğünde tüm halkımızla el ele vererek Parababalarının yerlisini de yabancısını da ve satılmışlar cephesinin tamamını bir daha dönmemecesine topraklarımızdan atarak, Antiemperyalist-Antifeodal-Antişovenist İkinci Kurtuluş Savaş’ımızı da başarıya ulaştıracak, Demokratik Halk İktidarını kuracağız” denildi. Açıklamada, TEKEL işçileri, itfaiye işçileri ve demiryolu işçilerinin mücadeleleri selamlandı.
• Türk-İş’e bağlı sendikaların üyeleri, Gölcük Tersanesi, TÜPRAŞ, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve Derince Limanı’nda 1 saat geç işbaşı yaptı. Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun "sürekli eylem" kararı gereği atılan ilk adım çerçevesinde, Gölcük Tersanesi’nde çalışan Türk Harb-İş, TÜBİTAK MAM’da çalışan Tez Koop-İş, TÜPRAŞ’ta çalışan Petrol-İş ve Derince Limanı’nda çalışan Liman-İş üyesi yaklaşık 6 bin işçi, 08.00’de işyerleri önünde toplanıp alkışlı protesto gösterisinde bulundu ve bir saat sonra kart basarak işbaşı yaptı.
• Türk-iş Başkanlar Kurulu kararının ardından Çankaya Belediyesi işçileri de 1 saat iş bıraktı. Fen İşleri Müdürlüğü kampüsünde toplanan işçi ve memurlar AKP iktidarını protesto etti. Ardından DİSK tarafından tüm örgütlü iş yerleri için hazırlanan basın açıklaması okundu. "Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek", "Genel Grev Genel Direniş", "Yaşasın Sınıf Dayanışması" sloganlarının atıldığı destek eylemi, işçilerin saat 9'da işbaşı yapmasıyla sona erdi.
• Aydın ve sanatçıların direnişteki TEKEL işçilerine destek amacı ile başlattığı imza kampanyasına değişik illerden avukatlar da katıldı.
• Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun aldığı kararlar doğrultusunda sabah yapılan 1 saatlik iş bırakma eylemi TEKEL Cevizli Fabrikası’nda etkin biçimde uygulandı. Sabah saat 8:00’da fabrika önünde toplanan işçiler, mücadele kararlılıklarını bir kez daha gösterdi. Belediye-İş üyesi itfaiye işçilerinin ve sendikalı oldukları için işten çıkartılan Sabiha Gökçen işçilerinin yanı sıra Türkiye Komünist Partisi ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği 4. Bölge üyelerinin de etkin destek verdiği eylemde, basın açıklaması Tek Gıda-İş Sendikası Örgütlenme Daire Başkanı Göksel Şengün tarafından okundu. TEKEL Cevizli önündeki eylemin katılımcıları arasında çocuklar da vardı. Anneleriyle birlikte fabrika önüne gelen, heyecanlanan, şapka ve bayrak kapma yarışı yapan, alkışlayan, slogan atmaya çalışan bu minik eylemciler, TEKEL işçilerinin kurumun kreşine devam eden çocuklarıydı. Fabrikanın kapanması ile birlikte, onların da okulu kapanacak.
• Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, TÜRK-İŞ Yönetim Kurulu'nun, Tekel İşçilerinin durumu ile ilgili olarak ortaya koyduğu "her cuma günü işe geç başlama" yolundaki görüşlerine katılmadıklarını ve bu çağrıyı kanunlara aykırı bulduklarını dile getirdi. Kudatgobilik, "Hak, yasadışı yollardan aranmamalıdır" uyarısında bulundu. Kudatgobilik; bu ihtilafta hiç bir şekilde taraf olmayan, bütün kanuni ve akdi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren kamu ve özel sektör işyerlerinde dört hafta süre ile her cuma günü bir saat artarak uygulanması planlanan işe geç başlama eylemlerinin, Türk hukuk sisteminde yerinin olmadığını, bu uygulamanın bütün işyerlerinde telafisi imkansız üretim kayıpları ve huzursuzluklar doğurabileceğini belirterek, Türkiye'nin en büyük ve köklü işçi konfederasyonu TÜRK-İŞ yönetimine büyük saygıları olmasına karşın, bu olayda "davalarını savunurken, haksız duruma düşmemeleri" için sağduyulu davranmalarını ve Türkiye'nin ekonomik krizden sıyrılmaya çalıştığı bir dönemde kararlarını yeniden değerlendirmelerini beklediklerini vurguladı.
• Adana’da Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu, TEKEL, itfaiye, Nakliyat-İş ve demiryolu işçilerine yapılan saldırıları ve yaşanan iş cinayetlerini protesto etti. Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen sendika, oda ve devrimci, demokrat, ilerici kurumlar Beşocak Meydanı’nda toplanarak buradan İnönü Parkına yürüyüşe geçtiler. Çakmak Caddesinin trafiğe kapatıldığı yürüyüşte yol boyunca “Geliyor geliyor genel grev geliyor!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!”, “Direnen TEKEL işçisi yalnız değildir,!” “TEKEL işçisi direnişin simgesi!”, ”İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganları atıldı. Eyleme ilgi ve desteğin yoğun olduğu yürüyüşte “Adana uyuma işçine sahip çık!” sloganı çevreden alkışlarla yanıtlandı.
• Tuzla'da Torgem Tersanesi’nde ücret alacakları için direnen işçiler kazandı. Torgem işçileri 10 Kasım 2009 tarihinde başlattıkları direnişlerinde son olarak 23 Aralık günü saat 14.00 sıralarında tersane içindeki vinci işgal ederek haklarını kazandılar. Geceyi işgal ettikleri vincin üzerinde geçiren sendika üyesi 6 işçi sabah saatlerinde ücretlerinin ödeneceği sözü üzerine vinçten indi. Vinçten inen işçiler gözaltına alınarak Tuzla Karakolu’na götürüldüler.
• KESK üyeleri alınan karar doğrultusunda Türk-İş ile birlikte işe bir saat geç başlama eylemi yapacaklar. Türk-İş'in AKP il binaları önünde yapacağı basın açıklamalarına KESK'e bağlı sendikalar da destek verecek.
• DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası Bölge Başkanlığı'na bağlı 1 ve 2 No'lu Şube üyesi belediye işçileri Türk-İş 1 saatlik iş bırakma kararına 25 Aralık sabahı destek verecek. Genel-İş Sendikası, örgütlü olduğu Kartal, Ataşehir, Kadıköy, Beykoz belediyelerinde sabah erken saatlerde toplanarak işe bir saat geç başlayacak. DİSK yöneticilerinin de katılacağı iş bırakma eyleminin merkezi Kartal Esentepe'deki belediye garajı olacak. Genel-İş üyeleri ayrıca akşam iş çıkış saatinde TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla Kartal AKP binasına yürüyüş gerçekleştirecekler. Yürüyüşün saat 17.30 – 18.00 arasında yapılması bekleniyor.
• Türk-İş'e bağlı sendikaların İstanbul Şubelerine üye işçiler TEKEL işçileriyle dayanışma amacıyla 25 Aralık sabahı işlerine 1 saat geç başlayacaklar. İşe geç başlanan işyerlerinde Türk-İş tarafından hazırlanan merkezi açıklama okunacak. İstanbul'da iş çıkışında gerçekleştirilecek eylem için saat 18.00'de Şişli Cevahir Alışveriş Merkezi önünde toplanılacak. Buradan Şişli AKP binasına yürünecek. Yol-İş Sendikası İstanbul 1 No'lu Şube üyesi işçiler sabah saatlerinde KESK'e bağlı Yapı-Yol Sen üyeleriyle birlikte Anadolu Yakası Küçükyalı TCK 1. Bölge Müdürlüğü'nde basın açıklaması yapacaklar. Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No'lu Şube üyeleri 25 Aralık sabahı saat 08.00-08.30 arasında işyerlerinde eylemi bilgilendirme, 08.30-09.00 arası Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması yapacaklar. Tez-Koop-İş Sendikası İstanbul 5 No’lu Şube üyeleri, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde işe 1 saat geç başlayacaklar. Tez-Koop-İş üyeleri İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Acil Kantin önünde saat 08.00'de buluşacaklar. Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) üyesi ambar işçilerinin sabah erken saatlerde işe bir saat geç başlayarak Kartal Soğanlık'ta devam eden Azim Kargo direnişine destek vermesi beklenirken TÜMTİS üyeleri Avrupa Yakası'nda da işe 1 saat geç başlayacaklar.
• 4. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, Mersin’de başlıyor. 50 filmin gösterileceği festival, 27 Aralık tarihine kadar sürecek. Festivalin Mersin ayağını Mersin Halkevi, TTB, DİSK Birleşik Metal-İş, KESK’e bağlı SES, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin şubeleri, Mersin Sinema Derneği, Öğrenci Kolektifleri ve Akdeniz ilçe Belediyesi birlikte organize ediyor. Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'nda başlayacak olan festivalin açılışı, 1990-1991 yıllarındaki Zonguldak grevi ve yürüyüşünü konu edinen 'Yüzbin Kişiydiler' belgeselinin gösterimiyle yapılacak. Festival kapsamındaki gösterimler her yıl olduğu gibi ücretsiz olacak.
• Dikili Belediye Meclisi'nin "10 tona kadar suyun ücretsiz sağlanması, Belediye çalışanlarına %50 indirimli tarife uygulanması ve su borçlarında gecikme zammının alınmaması" uygulamaları gerekçesiyle açılan dava duruşmasında mahkeme ek savunmaları almaya devam etti. Yasalaşırken hükümetin dahi sonradan öğrendiği 4736 sayılı yasanın Anayasa’ya aykırı olup olmadığına mahkeme karar veremedi. Av. Arif Ali Cangı, davanın açılmasına yol açan 4736 sayılı yasanın anayasaya aykırı olduğuna ilişkin iddialarını yineledi. Cangı, Kanun’un istisnaları belirten birinci fıkrasında geçen “yapılması gereken ticari indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz ve indirimli tarife uygulanamaz” ibaresinden sonra yine istisnaları belirleme yetkisini yürütme organına veren dördüncü fıkradaki “Bakanlar Kurulu birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi ve kurumları tespit etmeye yetkilidir” hükmünün Anayasa’ya uygun olmadığını ifade etti. Anayasaya uygun olup olmadığına karar verilebilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiğini belirten Cangı, yasanın bu hükmüne göre kime ve hangi kurumlara muafiyet tanındığının Başkabanlık’tan sorulmasını talep etti. Anayasaya aykırılık konusunda karar veremeyen mahkeme, Bakanlar Kurulu tarafından muafiyet tanınan kişi ve kurumların Başbakanlık'tan sorulmasına karar vererek, davanın bir sonraki duruşmasını 12 Mart tarihine erteledi.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) sözleşmesi sona eren taşeron firma çalışanı itfaiyecilerin 23 Aralık günü yapılan eylemlerinin ardından bir açıklama yapmak zorunda kaldı. İBB açıklamasında “itfaiye teşkilatının personeli olan ve eğitimleri itfaiye teşkilatı tarafından sağlanan itfaiyecilerin, işlerine devam edeceğini, ücretleri ve diğer sosyal haklarının da korunacağını” söyledi.
• İzmit Arızlı’daki Irak Kızılay’ı Konutları’nda barınan depremzede emekçi aileleri, "polise mukavemet" suçunu işledikleri gerekçesiyle yargılanıyor. Emniyet mensuplarının açtığı davanın ilk duruşması 2. Asliye ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
• TKP, 26 Aralık Cumartesi günü Ankara'da Sakarya Caddesi'nde düzenlenecek TEKEL işçileri ile dayanışma eylemine katılma çağrısı yaptı.
• Ankara’daki TEKEL işçilerinin direnişi sürerken, ÖDP Genel Başkan Alper Taş’ın katılımıyla işçilere kitlesel bir ziyaret gerçekleştirdi.
• EMEP, ÖDP ve TKP Edirne İl örgütleri, Türk- İş'e dayanışma ziyaretinde bulundular. Tekel işçilerinin mücadelelerinde yalnız olmadıklarını belirten parti temsilcileri, bir basın toplantısı yaparak Edirne Türk-iş İl Temsilcisi Adnan Bayraktar'ın her zaman yanında olduklarını belirttiler.
• SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı'ndan sonra devlet memurları da Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) çatısı altına giriyor. 2010 yılı itibariyle sağlıkla ilgili devlet kurumlarına ödenek verilmeyecek. Daha önce Maliye Bakanlığı’nın yayımladığı tebliğlerle sosyal güvencesi düzenlenen memurlar, 15 Ocak 2010'dan itibaren SGK'ya geçecek. Bu geçişe ilişkin Tebliğ 18 Aralık 2009 da Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu tebliğin ardından SGK'ya 2 milyon 248 bin 48 devlet memuru dahil edilecek ve bu rakam bakmakla yükümlü olunan kişilerle birlikte 7 milyon 235 bin 484'ü bulacak. Ayrıca sosyal güvencesi bulunmayan kişilerin faydalandığı Yeşil kartlıların da SGK'ya dahil edilmesi çalışmalar devam ediyor. Sağlığı özelleştirme kapsamında, özelleştirmeyi tamamlayacak önemli bir adım olan bu değişiklik ile devredilen kurumlarla beraber SGK’nın bütçe açığının genişleyeceği kaydediliyor.
• Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İSU ekiplerinin Beylikbağı Mahallesi'nden geçen Korkak Deresi'ndeki ıslah çalışmalarında meydana gelen toprak kayması sonucu, işçilerden biri hayatını kaybetti.
• DİSK ve KESK, Türk-İş’in yarın Tekel işçileri için uygulayacağı 1 saatlik işe geç gitme eylemine ve AKP binaları önünde yapılacak protesto gösterilerine destek vereceklerini açıkladı.
• TEKEL işçileri dün ayrı gruplar halinde Ankara Üniversitesi’nin (AÜ) Sıhhiye’deki Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi (DTCF) ile Fen ve Mühendislik fakültelerinin buluğu Tandoğan yerleşkesine, ODTÜ’ye ve Hacettepe Üniversitesi’nin (HÜ) Beytepe yerleşkesine gittiler. TKP’li öğrencilerle birlikte yemekhaneleri ve kantinleri dolaşan TEKEL işçileri, öğrencilerle, akademisyenlerle ve üniversite emekçileriyle sohbet ederek ulaşabildikleri herkese süreci anlattılar ve sürecek olan eylemlerine destek çağrısı yaptılar. İşçileri ilgiyle dinleyen öğrenciler, akademisyenler ve üniversite emekçileri alkışlarla destek verdiler. AÜ Tandoğan yerleşkesinde söz alan bir işçi, “Başbakan ‘açılım yapacağız’ dedi, ama açılımı biz gerçekleştirdik. Bu mücadelede hepimiz kardeşçe bir aradayız” derken bir diğer işçi de, “Bugün bize uygulanan 4-C yasası yalnızca bizim için değil sizler içinde gelecekte sıkıntılar yaratacak. O yüzden tüm öğrencileri bizlere destek olmaya çağırıyoruz. Hepinizden duyarlı olmanızı bekliyoruz. Bizler sizler için de oradayız” dedi. DTCF’de konuşan bir TEKEL işçisi, “Bugüne kadar bizden hep boyun eğmemiz, koyun gibi olmamız istendi. Ama biz sessiz kaldıkça onlar bütün haklarımızı elimizden aldılar. Bundan sonra susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz. Bizim bir sloganımız var: ‘Ölmek var, dönmek yok.’ Dokuz gün boyunca binlerce işçi bu sloganın etrafında birleşti. Öğrenci arkadaşlarımızdan da sesimize ses katmalarını, mücadelemize ortak olmalarını istiyoruz. Bugün yaşananlar sadece TEKEL işçilerinin sorunu değildir. Bu yaşananlar memleketin sorunudur, bu yaşananlar memleketimizde hüküm süren patronların çıkardığı bir sorundur. Bu yaşananlar patronların partisi AKP’nin yarattığı bir sorundur. Hepinizi omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi. HÜ Beytepe yerleşkesindeki ziyarette konuşan işçiler, tazyikli sularla, gaz bombalarıyla, biber gazlarıyla, polis coplarıyla dağıtılmak istendiklerini, ancak bu saldırılardan sonra birbirlerine daha da kenetlendiklerini, sayılarının ve halktan gelen desteğin de her geçen gün arttığını anlattılar. Burada da vurgulanan konulardan biri, İzmir, Samsun, Diyarbakır, Hatay gibi Türkiye'nin dört bir yanındaki illerden gelen işçilerin emek mücadelesinde birleştikleriydi. İşçiler, asıl ‘açılım’ın tam olarak bu olduğunu ifade ettiler. Bir kadın işçi, ziyaretin sonunda üniversiteden ayrılırken bu ziyareti organize eden TKP’li öğrencilere teşekkür etti ve "Eskiden ‘komünist’ dendi mi korkardık, yolumuzu değiştirirdik; şimdi ise doğruları onların söylediğini farkettik ve onlarla birlikte olmaktan güç alıyoruz, gurur duyuyoruz" dedi.
• Türk-İş 6. Bölge Temsilcisi İsmail Topçu ise Türk-İş'e bağlı şube başkanlarıyla Samsun’da toplantı yaptı. Toplantıda yaptığı konuşmada Başbakan'ın işçilere yönelik yaptığı son açıklamalara sert tepki gösteren İsmail Topçu, "Başbakan Erdoğan, işçileri hazır para yiyenler olarak görüyor. Bu benzetme utanç vericidir" dedi. Topçu, diğer özelleştirilecek kurumlara da dur demenin vaktinin geldiğini belirterek, "Artık bıçak kemiğe dayandı. Siyasal yaşantılarını kesintiye uğratacağız. Bizi sevmeyeni, biz de sevmeyeceğiz" diye konuştu. Düzenlenen toplantıya, Tes-İş Samsun Şube Başkanı Nakif Yılmaz, Belediye-İş Samsun Şube Başkanı Mustafa Çift, Tarım-İş Samsun Şube Başkanı Yusuf Cantürk, Metal-İş Samsun Şube Başkanı İsmail Ekşioğlu, Haber-İş Samsun Şube Başkanı Necip Akyüz, Liman-İş Samsun Şube Başkanı Gökhan Güneş ve Demiryol-İş Samsun Şube Başkanı Mehmet Işık katıldı. İktidarın 7 yıldır işçiler için bir şey yapmadığını iddia eden Topçu, "Eylem yapan işçileri desteklemek için önümüzdeki günlerde Ankara'ya gideceğiz. Onlara arkalarında olduğumuzun mesajını vereceğiz. Artık, emeğe karşı yapılan saldırılara son verilsin. Orada eylem yapan işçiler arasında emekliliğine az kalanlar, yıllarını kapatılacak işletmeye adayanlar var. Oradakiler yıllardır, bu ülkenin ekonomisine katkı vermek için alın teri döktüler" diye konuştu. Toplantıya katılamayan diğer şube başkanlarının da alınacak kararı desteklediği bildirildi.
• Tekel işçilerinin Ankara nöbeti 10.gününe girerken, Tek Gıda-İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Yakup Sandıkçı, sağlık sorunları nedeniyle Türk-İş Genel Merkezi'ndeki revire başvuruların arttığını belirtti. Sandıkçı, "İşçilerde bel ağrısı, boğaz enfeksiyonu ve akciğer rahatsızlıkları başgösterdi. İşçilerde soğuktan yüz felci de görülmeye başladı. Bütün bunlara karşın, “ ‘Ölmek var, dönmek yok' diyoruz" diye konuştu.
• Kordsa Global Endüstriyel İplik ve Kord Bezi Sanayi Ticaret A.Ş'nin Kocaeli fabrikasında, üretime 10 gün ara verildi. Türkiye Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (Teksif-İş) Kocaeli Şube Başkanı Mustafa Karataş, üretim arasının, piyasalardaki olumsuz gelişmeler sonucu yaşanan talep daralması nedeniyle verildiğini kaydetti. Fabrikada çalışan 500 işçinin örgütlü olduğu Teksif-İş Şube Başkanı Mustafa Karataş, naylon ve polyester iplik, kord bezi, endüstriyel bez, tek kord üreterek, araç lastiği ve mekanik kauçuk sektörüne hizmet veren fabrikada, işçilerin, bu süre için kısa çalışma ödeneğinden yararlanacağını kaydetti. Fabrikada, yılbaşından itibaren normal üretime dönülecek.
• Ankara İş Mahkemesi’nin kararıyla sözleşmeli personelin sendikaya örgütlenebilmesinin önü açıldı. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan , 4-C kapsamında çalışan personelin memur sendikalarına üye olabilmeleri için açtıkları davanın Yargıtay’ın Ankara İş Mahkemesi’nin kararını onaması ile birlikte lehlerine sonuçlandığını açıkladı. Bunun tarihi bir karar olduğunu söyleyen Yazgan, kararın 4-C statüsünde çalışanların haklarını elde etmelerinde etkili olacağının altını çizdi. Mahkeme kararını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunacaklarını ekleyen Yazgan, böylece memur sendikalarına üyelik sürecinin başlayacağını vurguladı.
• Karayolları Genel Müdürlüğü'nün özelleştirilmesine ilişkin tasarı Meclis'e sunuldu. Tasarıda, özelleştirme sonrası köprü geçiş ücretlerinde yüzde 53'e varan oranda artış yapılması da sözkonusu.
• SES Aksaray Şubesi ve Tez Koop-İş Sendikası 24 Aralık Perşembe günü, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bahçesinde gerçekleştirecekleri basın açıklaması ile demiryolu çalışanlarına, TEKEL ve itfaiye işçilerine yönelik saldırıları ve baskıları protesto edecek.
• Eğitim Sen İzmir Şubeleri, 25 Kasım grevinin ardından başlatılan soruşturmalara tepki göstererek, “Mücadeleye devam” dedi. Eğitim Sen İzmir Şube başkanları, 25 Kasım grevi açılan soruşturmalarla ilgili olarak Eğitim Sen 1 No’lu Şube’de basın toplantısı düzenledi. 6 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çetin burada yaptığı açıklamada, emekçilerin sağlık, eğitim ve emeklilik gibi haklarının uygulanan politikalarla ortadan kaldırıldığına dikkat çekerek, bu durumun ekonomik krizle birlikte daha da arttığını belirtti. Danıştay ve AİHM’in “grev nedeniyle emekçi memura ceza verilemez” şeklindeki kararlarına rağmen 25 Kasım nedeniyle çok sayıda emekçi memur hakkında soruşturmalar başlatıldığını söyleyen Çetin, soruşturmalara tepki gösterdi ve “mücadele edenler her zaman kazanamayabilir, ancak kazananlar daima mücadele edenler olmuştur” dedi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan eğitimcilerden hastalık, sevk gibi mazeretler belirtmelerinin istendiğini belirten Çetin, “Bunun amacı 25 Kasım grevine katılımın az olduğunu göstermektir. Bizler, ortak ifadelerimizi vererek, eylemimizi sahiplendik” diye konuştu.
• Direnişteki Tuzla Torgem Tersanesi işçileri, tersane patronunun kendilerine verdiği sözü tutmaması nedeniyle vinç işgal etti. Torgem Tersanesi'nin taşeronlarından Yet Denizcilik için çalışan 25 işçi, 4 aylık ücretleri ve sosyal hakları ödenmeden işten atıldıkları için 9 Kasım günü direnişe başlamışlardı. Limter-İş üyesi 6 işçi tarafından gerçekleştirilen eylem nedeniyle vinç çalıştırılamıyor.
• 10 bini aşkın TEKEL işçisinin, özlük haklarının korunması talebiyle sürdürdüğü Ankara nöbeti 9. gününe girdi. Ankara'da sabah erken saatlerden itibaren TEKEL işçileri Türk-İş önünde toplanmaya başladılar. İllerden yeni gelen işçiler 'AKP elini ekmeğimizden çek' pankartıyla katıldılar. Ankara Üniversitesi (AÜ) öğrencilerini Türk-İş önüne davet etmek üzere Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (DTCF) ile Tandoğan kampüslerine işçi heyetleri gönderildi. Öğle saatlerinde de ODTÜ emekçileri TEKEL işçilerini ziyaret ettiler. TEKEL İşçilerinin Direniş Günlüğü de 9. günde "Salla Türk-İş Hükümet Düşecek!" başlığıyla yayınlandı. Günlük'te, 'Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı' sloganının atıldığı Özal döneminden beri ilk defa yeni bir sloganın, 'Ölmek var dönmek yok' sloganının işçi düşmanlarına karşı bir kararlılık sembolü haline geldiğine değinildi. Günlük'te ayrıca birçok işçinin ilk defa tanıştığı TKP'nin neden ilk günden beri TEKEL işçilerinin meselesini en öncelikli gündemi yaptığı anlatıldı. Nazım Hikmet Kültür Merkezi (NHKM) direnişin 9 gününü anlatan fotoğraf sergisini Türk-İş önünde açtı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu başkanlığında Türk-İş Genel Merkezi'nde başlayan toplantı öncesinde açıklama yapan Mustafa Kumlu, TEKEL işçilerinin mücadelesinin ekmek mücadelesi olduğunu belirtti. Kumlu, "Sadece TEKEL işçileri değil, özelleştirmeye, kapatmalara ve işsizleştirmelere muhatap tüm işçilerimiz huzursuz ve endişelidir. İstanbul'da Belediye-İş sendikamıza üye itfaiye işçileri yeni yıl itibariyle işsizlikle karşı karşıyadır. Şeker işçileri Türkşeker'in özelleştirilmesi ile birlikte akıbetinin ne olacağını bilmemektedir. Yine Selülöz-İş sendikamızın örgütlü olduğu Taşucu Kağıt İşletmeleri'nin kapatılması üzerine mağduriyet yaşayan işçilerimiz 4-C statüsüne mahkum edilmeye çalışılmaktadır" dedi. Türk-İş tarihinde ilk defa Türk-İş Genel Sekreterini gözaltına alma "ayıbının" AKP hükümetine mal olduğunu söyleyen Kumlu, bu durumdan utanç duyduğunu dile getirdi. Konuşmasında, “Yine Sayın Başbakan bilmelidir ki, provokatif eylemlerin içinde olan Ankara'da eylem yapan TEKEL işçileri değildir. Asıl provokasyon ve uygunsuz davranış, TEKEL işçilerine Abdi İpekçi Parkı'nda güvenlik güçlerince yapılan saldırıdır." ifadelerine yer veren Kumlu, TEKEL işçilerinin büyük bir destek gördüğüne ve bu desteğin giderek büyüyeceğine dikkat çekti. Açıklamanın yapıldığı esnada Türk-İş önünde bekleyen işçiler de sık sık, "Bizi satanı biz de satarız!", "Genel grev genel direniş!", "Hükümet istifa!", "Türk-İş göreve genel greve!" sloganlarıyla toplantının sonucunu beklemeye başladı. İşçiler Türk-İş'in önüne "One minute Başbakan!, AKP Açlıktır, Köleliktir, Perişanlıktır" pankartı astı. Türk-İş Genel Merkezi'nde hizmet veren revirde ilaç sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Tabipler Odası, Eczacılar Birliği ve gönüllü eczacıların getirdiği ilaçlar bitti. Revirdeki doktorlar ilaç arayışı içine girdi. Tedavisi devam edenlerle birlikte revire 200 işçi başvurdu. Aralarında Arif Damar, Edip Akbayram, Vedat Türkali, Orhan Aydın, Nihat Behram gibi akademisyen, sanatçı, yazarın yer aldığı aydın ve sanatçılar TEKEL direnişine destek amaçlı bir imza kampanyası başlattılar. 22 Aralık akşam saatlerinde Türk-İş'e bağlı sendikalar ve SES üyeleri işçilere destek ziyaretinde bulundular. Tekel işçilerinin 4/C kapsamına alınmasını protesto etmek amacıyla Tek Gıda-İş'in gerçekleştirdiği eyleme polisin sert müdahalesi haftalık mizah dergisi Penguen'in kapağına taşındı.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesindeki BİMTAŞ adlı taşeron firmada çalışan itfaiye işçileri ve Esenyurt Belediyesi'nden sendikalı oldukları için işten atılan, belediye önünde direnişlerini sürdüren belediye işçileri Boğaz Köprüsü'nde ve Taksim'de gösteriler yaptı. Belediye-İş Sendikası üyesi yaklaşık 15 işçi, Boğaziçi Köprüsü üzerinde zincirli eylem yaptı. 23 Aralık öğlen saatlerinde gerçekleşen eylemde, zincirle birbirlerine bağlı sendika üyeleri yol ortasına yattı. Ellerinde ekmek bulunan işçiler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Esenyurt Belediyesi aleyhine sloganlar attı. Grup, Esenyurt Belediyesi'nde işten çıkarmaları ve BİMTAŞ AŞ'de sözleşmeli işçi olarak çalışan itfaiyecilerin özlük haklarını ellerinden alınacak olmasını protesto etti. İşçilerin eyleminde sınıf dayanışması vurgusu da vardı. Belediye-İş üyesi işçiler Ankara'daki direnişlerini sürdüren TEKEL işçileriyle de dayanışma sloganları attılar. Araç trafiğini kapatan işçiler bir süre devam eden eylemlerinin ardından polis tarafından gözaltına alındılar. Genel Merkez Genel Örgütlenme Sekreteri Ali Çelenk, 1 No'lu Şube Başkanı Serdar Cafer Özkul, 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ve beraberindeki işçilerle beraber toplam 16 kişi gözaltına alındı. Gözaltındakiler Çengelgelköy Polis Karakolu'nda tutuluyor. Türk-İş’e bağlı Belediye –İş Sendikası 5 No'lu Şube üyesi itfaiye işçileri işten atma ve örgütsüzleştirme saldırısına karşı Taksim'de yürüyüş gerçekleştirdi. Yüzlerce işçinin katıldığı eylemde Esenyurt Belediyesi'nde direnişte olan Belediye-İş 2 No'lu Şube üyesi işçiler de yer aldı. Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ve Belediye-İş şubelerinin de katıldığı eyleme, TKP, ESP ve EMEP gibi ilerici kurumlar destek verirken coşkulu yürüyüş Taksim Tramvay Durağı'ndan Galatasaray Lisesi'ne kadar sürdü. Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde ilk olarak Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak söz aldı. Ankara’da toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu’ndan bir yol haritası çıkacağını belirten Büyükkucak, işçi ve emekçilere yönelik saldırılara dikkat çekti. Konuşma sırasında atılan “Genel grev genel direniş!” sloganı ile Türk-İş'e genel grevi örgütleme çağrısı yapıldı. Genel grevi sadece Türk-İş olarak yapamayacaklarını belirten Büyükkucak; DİSK, KESK gibi konfederasyonlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte genel greve gidilebileceğini söyledi.
• 19 işçinin katledildiği maden ocağının sahibi Ercan'ın "kan parası" teklifi tepkiyle karşılandı. Kazazede işçilerin aileleri "kan parası"nı reddetti.
• Türk Eczacılar Birliği TEB odalarına üye eczacılar, SGK ile hiç bir zaman tek tek sözleşme imzalamayacaklarını duyurdular.
• Sermaye hükümetinin Başbakanı Tayyip Erdoğan, TEKEL işçilerine "geri dönün" çağrısı yaptı.
• TEKEL'e bağlı işletmelerin kapatılıp, 10 bini aşkın Tek Gıda-İş üyesi TEKEL işçisinin iş akitlerinin feshedilmesi gündemiyle toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu'ndan TEKEL işçileriyle dayanışma için bir ay boyunca her Cuma 1 saat arttırılmak üzere işe geç başlama kararı çıktı. 25 Aralık Cuma günü "TEKEL işçileri ile dayanışmak için eylem günü" ilan edildi. Türk-İş'e bağlı sendikaların üye işçileri bir saat geç iş başı yaparak çalışmama hakkını kullanacak ve tüm illerde iş çıkışında AKP binaları önünde kitlesel basın toplantıları düzenlenecek. Bu eylem dört hafta her Cuma birer saat arttırılarak sürdürülecek. 28 Aralık Pazartesi günü Türk-İş'e bağlı tüm sendikaların tüm merkez ve şube profesyonel yöneticileri Ankara Güven Park'ta buluşacak, topluca TBMM'ye gidilecek ve TBMM'de grubu olan siyasi partiler ziyaret edilecek. 30 Aralık 2009 Çarşamba günü Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanacak ve daha sonra izlenecek yol haritası belirlenecek. Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun her çarşamba günü toplanarak durum değerlendirmesi yapıp yeni eylem türleri ile takvimini belirleyeceği de belirtildi.Türk-İş Başkanlar Kurulu ayrıca, bütün emek ve meslek örgütlerine destek çağrısında bulundu. Türk-İş Başkanlar Kurulu sonuç bildirgesinde şu ifadelere yer verildi: "Onlara insanca yaşam koşullarını sağlamaktır hükümetin görevi. Türk-İş Başkanlar Kurulu, Hükümetin bu yaklaşımdan gün geçtikçe daha da uzaklaşmasını ülkemiz adına sakıncalı bulmaktadır. Türk-İş Başkanlar Kurulu, TEKEL işçileri ile Taşucu Kağıt İşletmesi'nde çalışan işçilerin özlük hakları için, itfaiye işçilerinin işsizleştirmeye karşı; şeker işçilerinin özelleştirmeye karşı verdiği mücadele ile tüm işçilerimizin çeşitli alanlarda verndikleri mücadeleyi Türk-İş'in mücadelesi olarak görmektedir. Türk-İş, işçilerin özlük haklarını yok eden 4-C uygulamasına şiddetle karşıdır ve bu uygulamaya son verilmesini talep etmektedir. Şeker, Enerji ve Liman İşletmelerinin özelleştirilmelerinin durdurulmasını istemektedir. İşçilere yönelik güvenlik güçlerinin uyguladığı şiddeti kınamaktadır." Açıklama sırasında TEKEL işçileri sık sık "İş ekmek yoksa, barış da yok!" sloganı attı.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin taşeronlaştırma uygulamasına karşı çıkan itfaiye işçileri taşeron firma değiştiği gerekçesi ile işten çıkarmalara karşı bir günlük iş bırakma eylemi yapıyor.
• Samsun Emniyet Müdürü bir açıklama yaparak, Ankara’da bulunan TEKEL işçilerini takipte olduklarını söyledi. Emniyet Müdürü Erkan şöyle konuştu: "İşçiler Ankara'ya gitmek için hazırlandıkları gece, otogarda onlara uyarıda bulunuldu. 'Ankara Valisi yapacağınız eylemin yasal olmadığını söyledi. Giderseniz suç işlemiş olursunuz' denildi. Ancak onlar haklarını aramak için yola çıktıklarını, dönüşün olmadığını söylediler. İşçiler Samsun'a geldiklerinde onlar hakkında da işlem başlatılacak.”
• Antalya'nın yerel televizyonlarından VTV, 17 çalışanını işten çıkardı. ÇGD, yaptığı yazılı açıklamada VTV'nin işçi kıyımı yaptığını söyledi.
• TEKEL işçileri, özlük hakları için başlattıkları eylemlerinin sekizinci gününde Türk-İş önündeki bekleyişlerini sürdürüyor. Maliye Bakanı, TEKEL işçilerinin taleplerinin karşılanmayacağını söyledi. Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantısnın 23 Aralık'ta yapılacağı açıklandı. Türk-İş Genel Merkezi'nde yapılacak toplantıda TEKEL işçilerinin durumu başta olmak üzere, TCDD ve maden işçilerinin durumları da değerlendirilecek. TEKEL işçileri Türk-İş'e genel grev çağrısı yapıyor. İşçiler taşıdıkları dövizler ve Türk-İş önündeki bekleyişleri sırasında attıkları sloganlarla da bu talebi dillendiriyor. İşçiler sık sık “Türk-İş göreve, genel greve!", "Ölmek var, dönmek yok!" sloganları atarken, "Genel grev, genel direniş" dövizleri de dikkat çekiyor. Üniversitelerin çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümlerinde görev yapan akademisyenler bir bildiri yayınlayarak "Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümlerinin öğretim üyeleri olarak, çalışma hayatına ilişkin son gelişmelerden endişe duymaktayız. Ülkemizde son dönemlerde çalışanlara yönelik olumsuz tutum ve tahammülsüzlüklerin şiddet boyutuna ulaştığı gözlenmektedir. Hak arayan Tekel işçilerine ve itfaiyecilere güvenlik kuvvetlerinin ölçüsüz müdahalesi, toplu sözleşme ve grev hakları için mücadele eden demiryolu çalışanlarına yönelik baskılar, bu tahammülsüzlüğün örnekleridir" dedi. TEKEL işçileri, eylemlerinin 8. gününde nöbet sistemine geçti. Eyleme katılan işçilerin büyük bölümü memleketlerine dönüp izinlerini, raporlarını yenileyip, yeniden eyleme katılıyor. Kimi işçiler de işbaşı yapıyor, böylece eyleme katılmayan arkadaşlarının eyleme katılmalarını sağlıyor. Tokat’tan 3 otobüs geldi. Bu otobüste TEKEL işçilerinin eşleri ve raporunu yenileyip dönenler, izinlerini uzatıp dönenler vardı. Trabzon’dan bir otobüs geldi. TÜRK-İŞ’ten bazı yetkililer Ankara’da 22 Aralık itibarıyla 7200 işçinin bulunduğunu söylerken, işçiler bölüm bölüm memleketlerine gidip, raporunu yeniliyor, işyerinden aldığı izin süresini uzatıyor, kadın işçiler çocuklarına bakıp tekrar geliyor. Türkiye Komünist Partisi, bir açıklama yaparak TEKEL işçilerinin mücadelesinin yükseltilmesi gerekliliğine vurgu yaptı. TKP açıklamasında, "TEKEL işçilerine dönük olarak gerçekleştirilen acımasız saldırı sadece TEKEL işçilerini hedef almıyor. TEKEL işçisine saldıranlar ve o kararı verenler ülkenin tüm emekçilerine saldırıyorlar... TEKEL işçisi kazanırsa, hepimiz kazanırız" denildi. DİSK ve KESK başta olmak üzere emek örgütleri ve siyasi örgütler 8. gününde direnişe destek vermeyi sürdürdüler. Türkiye Komünist Partisi üyeleri, işçilere sıcak çorba dağıttı. Gençlerbirliği taraftarları da, işçileri ziyaret edenler arasındaydı. Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyen TEKEL işçileri, akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı büyük tepki ile karşıladılar. Bazı işçilerin, gelişmelere sessiz kaldığını ve Başbakan’a gerekli yanıtı vermediğini söyledikleri Türk-İş yönetimine de tepki gösterdikleri görüldü. Tek Gıda İş Başkanlar Kurulu toplantısından sonra bir açıklama yapan Genel Başkan Mustafa Türkel, işçilerin kendilerine güvensizliğine yönelik açıklama yaptı. Türkel'in hükümet sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamasından söz ederek hükümete teşekkür etmesine işçiler tepki gösterdi. Türkel, bu açıklamanın sorunlarını çözmediğini, Çarşamba günü Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun olağanüstü toplanarak TEKEL işçilerinin durumu, grevden dolayı görevden alınan demiryolu çalışanları (henüz göreve iadeleri sözü verilmemişti) ve Bursa'daki maden işçilerinin gündem edileceğini söyledi. Heyecanla karşılanan bu açıklama üzerine 'Salla Türk-İş hükümet düşecek' sloganı atan işçiler, Başkanlar Kurulu toplantısında genel grevin de gündem edilmesini de yine sloganlarla dile getirdiler. İşçilerin Türk-İş önünde berelerine 'Genel Grev Genel Direniş' ilanları asmış olarak toplandıkları görüldü. Ankara'ya çeşitli illerden işçiler gelmeye devam ederken işçi ailelerinin AKP'ye karşı tepkileri ise artıyor. Ankara'daki AKP İl Binası'na baskın ve dün Tokat'ta yaşanan yol kapatma eyleminden sonra, Adıyaman'da işçi çocuklarının okullara gitmeyip aileleriyle AKP önünde oturma eylemi yaptığı öğrenildi. TKP'lilerin dün ilk sayısını yayınladığı TEKEL İşçilerinin Direniş Günlüğü işçiler arasında büyük ilgi gördü. İşçilerin Ankara'da geçirdiği 1 haftayı AKP ile TEKEL işçiler arasında bir maç olarak yansıtan Günlük'te günbegün yaşanan gelişmeler aktarılarak dün itibariyle maç skorunun 7-0 olduğu ilan edildi. Günlüğün bugünkü sayısında ise "Domuz değiliz! Koyun da.." manşeti kullanıldı. Tekel işçilerinden bir heyet Anıtkabir’i ziyaret etti. Tek Gıda-İş Sendikası Genel Sekreteri Mecit Amaç ve beraberinde 7 otobüsle Anıtkabir’e gelen Tekel işçileri, Atatürk’ün mozolesine karanfil bıraktı. Mecit Amaç, ziyaretin ardından yaptığı basın açıklamasında, Tekel işçilerinin 7 gündür ekmekleri, aşları için Ankara’nın soğuğunda mücadele ettiklerini söyledi. Akşam saatlerinde Sakarya Meydanında buluşan Üniversite Konseyleri Derneği ve ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği üyeleri Türk-İş Genel Merkezi önüne giderek Tekel işçilerine destek ziyaretinde bulundular. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı öğretim üyeleri, Türk Harb-İş Genel Başkanı Ahmet Kalfa, Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu ile Türk-İş’e bağlı sendikalar gruplar halinde Tekel işçilerine destek ziyaretinde bulundular. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner ve CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral de dün işçilere destek ziyaretinde bulundu.
• TCDD yetkilileri haklarında soruşturma açtığı demiryolcuları bir hafta içinde görevlerine iade edeceğini açıkladı.
• Ümraniye’deki OSB-İMES İşçileri Derneği, direnişlerini sürdüren TEKEL işçileriyle dayanışmak ve bölgedeki işçileri mücadeleye çağırmak için bildiri dağıttı.
• Bükköy Madencilik patronu, katledilen işçilerin ailelerine ölen her işçi başına 15 bin TL "kan parası" teklif etti.
• 1 yılını dolduran Sinter Metal direnişi fabrika önünde yapılan etkinlikle selamlandı. Emekten yana olan herkes Sinter Metal işçileriyle, saldırıya ve sömürüye maruz kalan tüm işçilerle dayanışmaya çağrıldı. Fabrika önünde direnişlerini sürdüren işçiler, etkinliğe katılarak kendilerine destek verenleri sloganlarıyla karşıladılar. İşçiler, “Yılgınlık yok, direniş var!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Birleşe birleşe kazanacağız!”, “İnadına sendika, inadına DİSK!”, “Gün gelecek devran dönecek!, “Patronlar işçiye hesap verecek!”, “Sendika hakkımız, söke söke alırız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz!”, “Entes işçisi yalnız değildir!” sloganlarını attılar. Etkinliğe, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Belediye-İş, Deri-İş, Nakliyat-İş, Hava-İş üyesi Sabiha Gökçen Havalimanı işçileri, Dev Sağlık-İş, Sine-Sen, Emekli-Sen, HKP, ÖDP, SDP, EMEP, Yurtsever Cephe İşçi Birliği, OSİM-DER, BDSP ve UİD-DER de destek verdi. Mustafa Alabora ve İlyas Salman da birinci yıl etkinliğine katılanlar arasındaydı. Eylemde ir konuşma yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, ayrım yapılmadan Türk-İş ve DİSK’e bağlı sendikaların ve işçilerin saldırılara maruz kaldığını ifade etti. Türkiye’nin kamu hizmetlerinin yeniden yapılandırıldığı ve özelleştirildiğini belirten Çelebi, bu sürece artık herkesin dur demesi gerektiğini söyledi. Çelebi konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu ülkede emekten yana mücadele verenler hapse atılıyor, tutuklanıyor, kurşunlanıyor. Ama işverenler servetlerine servet katarak sömürüyü arttırıyor. Kendilerine hukuk işliyor, ama çalışanlara, işçi sınıfına, demokratlara hukuk dışılık var.” Çelebi konuşmasını yarın Başkanlar Kurulu'nu toplayacak olan Türk-İş’e, seslenerek sonlandırdı. DİSK, Türk-İş ayrımı gözetmeksizin 25 Kasım grevinde olduğu gibi birlikte saldırılara karşı uyarı eylemi yapma çağrısı yaptı.
• Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Emekçileri Sendikası’nın Kocaeli şubesinde sendikanın 19. yaşgünü emekçilerin katılımıyla kutlandı.
• Ağrı'da Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu ( AYÖP) 20 Aralık'ta yaptığı bir basın toplantısıyla kuruluşunu ilan etti.
• Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), tüm bilim insanlarına Ankara'daki TEKEL işçilerinin direnişine destek verme çağrısı yaptı. Dernek, Ankara'daki tüm duyarlı akademisyenleri, 21 Aralık akşam saat 18.30'da Sakarya Meydanı'nda buluşarak Türk-İş Genel Merkezi önündeki işçilere gerçekleştirilecek ziyarete katılmaya davet etti. ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği (ODTÜ ÖED) de eyleme destek vereceğini açıkladı.
• TKP “TEKEL İşçisinin Direniş Günlüğü” adında günlük bir bülten çıkararak işçileri gelişmelerden günü gününe haberdar edeceklerini açıkladı.
• Eyleme ziyaret gerçekleştiren MHP gibi sağcı partileri eleştiren YCİB Ankara Şube Başkanı Tuncay Çelen, geçmişte özelleştirmelere imza atmış olanların bugünkü muhalefetlerinin sözde olduğunu ifade etti. "Türkiye'ye çaldığımız maya tutmuştur" diyen Çelen, emekçi örgütlerinin birlikte hareket ederek genel grev çağrısında bulunmaları gerektiğini söyledi.
• TEKEL’in özelleştirilmesinin gündeme geldiği tarihten beri “TEKEL vatandır, vatan satılmaz” sloganıyla eylemler yapan TEKEL işçileri, direnişleriyle sadece kendi özlük haklarına değil ülkeye de sahip çıktıklarını somut bir şekilde gösterdiler. Aralık ayının soğuğunda Türk, Kürt tüm TEKEL işçileri kol kola kâh Türkçe kâh Kürtçe ezgiler eşliğinde halaylar çektiler, kadın erkek kol kola direndiler. TEKEL işçileri, bu kardeşliği Türk-İş binasının önüne astıkları dövizlerle de vurguladılar.
• DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin ziyaretinde telaffuz ettiği genel grev konusunda KESK ve TTB’nin de hazırlıklı olduğu söyleniyor. Pazar akşamı itibariyle Türk-İş binası Başkanlar Kurulu toplantısı için boşaltıldı. Türk-İş’e bağlı 33 sendikanın genel başkanlarının bir araya gelmesiyle gerçekleşecek toplantıda, bir yol haritası belirlenmesi ve genel grev konusunun işlenmesi bekleniyor.
• Genç-Sen 3. Olağan Genel Kurulu 20 Aralık Pazar günü Ankara İnşaat Mühendisleri Odası'nda yaklaşık 600 Genç-Sen'linin katılımı ile gerçekleşti. Destek mesajlarının ardından KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek ve DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün birer konuşma gerçekleştirdi. Açılış konuşması, destek mesajları ve KESK ve DİSK Genel Sekreterleri'nin konuşmaları boyunca "Asla yalnız yürümeyeceksin!", "Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!", "Yaşasın sınıf dayanışması!", "TEKEL işçisi yalnız değildir!", "Sinter işçisi yalnız değildir!", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz!", "Yaşasın devrim ve sosyalizm!", "İnadına sendika, inadına Genç-Sen!", "Genç-Sen büyüyor, mücadele sürüyor!" sloganları atıldı. Genç-Sen Merkez Yürütme Kurulu'nun hazırladığı "Genç-Sen yürüyor, örgütlü öğrenci hareketi büyüyor!" başlıklı önergenin tartışılmasının ardından öğle arası verildi. Öğle arasında Genç-Senliler direnişlerinin 6. gününde olan TEKEL işçilerine ziyaret gerçekleştirdiler. Büyük çoşkuyla karşılanan ziyarette basın açıklaması yapıldı. Öğle arasının ardından önergelerin tartışılmasına devam edildi ve Merkez Yürütme Kurulu seçimleri yapıldı. "Anadil sorunu ve kardeşlik", "Pre-sendikalist sektörel örgütlenme", "Şube önergesi", "Bologna projesi ile ilgili önerge", "Bologna süreci karşıtı önerge" başlıklı önergelerle birlikte liseli çalışması, kadın sorunu, anadil sorunu, soruşturma ve cezalarla ilgili önergeler de tartışıldı. Merkez Yürütme Kurulu seçimi ve önergelerin tartışılmasının ardından Genel Kurul sonlandırıldı.
• TEKEL işçileri Tokat’ta bir basın açıklaması yaparak Ankara'daki direnişi sahiplendi. Bir ay önce Tokat milletvekilleri ile mecliste yüz yüze görüşüldüğünün ifade edildiği açıklamada şunlar söylendi: “Bize dediler ki sizin davanız bizim davamız. Sonuna kadar yanınızdayız. Peki bir gaz bombası yerken neredeydiniz. Yılmayacağız. Ankara’da olacağız. Gerekirse ölene kadar direneceğiz. Biz ölmeye hazırız.” Açıklamanın ardından emekçiler AKP Tokat İl binasının önüne doğru yürüyüşe geçti. Tokat’ın en işlek caddesini kapatan işçilerle polis arasında sık sık gerginlik yaşandı. Zaman zaman polislere tepkilerini dile getiren kadın işçiler “Arkadaşlarımıza gaz sıktınız, bize de sıkın. Kendinizle gurur duyuyor musunuz?” gibi sözlerle polise seslendiler. AKP binasının önüne gelindiğinde içlerinde işçilerin eşlerinin ve çocuklarının da olduğu bir grup AKP il yönetimi ile görüşmeye gitti. Görüşmeye giden işçiler geri dönüp, AKP İl Başkanı’nın “Çoluk çocukla konuşmam!” dediğini söyleyince bekleyen işçilerin tepkisi iyice yükseldi. Tek şeridini kapattıkları yolu tamamen kapatmak isteyen kadın işçilere polis ve sendika yöneticileri engel oldu. Eylem boyunca kadın işçiler kararlılıkları ve mücadele azimleriyle ön plana çıktılar. Yapılan basın açıklamasından sonra AKP il binasınına limon atan işçiler yine sloganlarla Tek Gıda-İş binasına yöneldiler. Sık sık Ankara’da bekleyenlerle telefonla görüşen işçiler sendikadan Ankara’ya gitmek için otobüs kaldırılmasını istediler.
• TEKEL direnişinin 7. gününde Türk-İş Başkanlar Kurulu toplanıyor. Onlarca sol parti, sendika ve meslek örgütünün desteklediği eylem, genel grevi gündeme getirdi. TEKEL işçileri, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun alana gelmesini istediler ve “Türk-İş göreve” sloganları attılar. Sendikanın “şubeler kendi aralarında toplansın” önerisi, işçiler tarafından tepkiyle karşılandı. Birçok işçi, sendikanın kendilerini yarı yolda bırakmak istediğini söyleyerek itiraz etti. Kadın işçilerin de zorlamasıyla bir açıklama yapan Tek Gıda İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, herhangi bir geri adım atmadıklarını vurguladı. Son günlerini Türk-İş Genel Merkezi önünde geçiren işçilere yerellerden de destek gelmeye devam ediyor. Sendikanın çağrısı üzerine işçiler, Ankara’ya parça parça gelmeye devam ediyorlar. Bekleyişin sürdüğü Türk-İş Genel Merkezi’nde de soğuk ve yaşam koşullarından kaynaklanan sıkıntılar ortaya çıkmaya başladı. Direnişlerine destek bulmak için siyasi partileri de dolaşmaya başlayan işçiler, Ankara’nın ağır hava koşullarıyla da mücadele ediyorlar. 7 gündür Ankara’da zor kış koşullarında direnişi sürdüren işçilerin yemek, kalacak yer ve banyo sıkıntıları ise bir türlü çözülmüyor. İşçiler günlük yemek ihtiyaçlarını o gün gelen kumanya varsa onlarla giderirken, çoğu kez kendi parasıyla idare etmek zorunda kalıyor. Geceleri kalacak yer sorunu ise yine sendika tarafından bir çözüme kavuşturulmuş değil. İşçiler bu durumun bile direnişi çok olumsuz etkilediğini vurguluyorlar ve yıllarca maaşlarından kesilen grev kesintisinin şimdi değil de ne zaman kullanılacağını soruyorlar. Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı yaptığı açıklamada, Abdi İpekçi Parkı’ndaki eylem sırasında yaralanan Tek Gıda-İş Muş Şubesi üyelerinden TEKEL işçisi Ali Can Akyel’in felç tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve Numune Hastanesi’nde tedavisinin sürdüğünü belirtti. Akyel'in sağlık durumu ile ilgili bilgi veren Kozağaçlı şunları söyledi: “Aldığı tekme darbeleri yüzünden L3 vertebra kırığı (omurganın kuyruk sokumuna yakın bölgesinde kırık) teşhisi ile hastaneye yatırılan Akyel’i yaralayanlar, bu saldırının emir ve talimatını verenler böyle bir vahşete göz yumanlar sorumluluktan kurtulamayacaktır.” SES Ankara Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği, Ankara Tabip Odası ve Genç-Sen, TEKEL işçilerine destek ziyaretinde bulundu. Ankara'da sert geçen hava şartlarından etkilenen ve sağlık sorunlarıyla karşılaşan TEKEL işçilerine sağlık emekçileri ve öğrenciler destek oluyor. Ankara Tabip Odası'dan doktorlar, SES Ankara Şubesi'nden sağlık emekçileri ve Tıp Öğrencileri Komisyonu üyeleri, Yurtsever Cepheli Sağlık Emekçileri, Türk-İş Genel Merkezi’nde revir oluşturdular. Revirde, grip ve soğuk algınlığı ile akciğer rahatsızlıkları olan işçilere acil sağlık hizmeti veriliyor. TEKEL işçileri için uluslararası düzeyde destek kampanyası başladı. Tek Gıda-İş'in üst örgütü olan Uluslararası Gıda, Tarım ve Turizm İşçileri Sendikası (IUF), hükümeti TEKEL işçilerine karşı adil muameleye davet ediyor. E-posta üzerinden yürüyen kampanyada Erdoğan’a hitap edilerek 12 bin TEKEL işçisinin özlük hakları korunarak diğer kamu işletmelerine transferi talep ediliyor. Mesaja http://www.iuf.org/cgi-bin/campaigns/show_campaign.cgi?c=463 adresinden ulaşılarak kampanyaya destek sunulabilir. 21 Aralık Bakanlar Kurulu toplantısında TEKEL işçilerinin durumu “görüşülecek”. Türk-İş yönetimi, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından çıkacak kararı bekliyor. Kararla beraber Türk-İş de tekrar durum değerlendirmesi yapacak.
• Sinter direnişi 1. yılını dolduruyor. İşçiler, 22 Aralık günü Sinter Metal önüne dayanışma eylemine çağırıyor.
• Demiryollarında örgütlü KESK'e bağlı Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) üyesi emekçiler açığa alınan arkadaşlarının görevlerine iade edilmeleri ve soruşturmaların durdurulması talebiyle TBMM Dikmen kapısında yaptığı basın açıklamasından sonra 21 Aralık günü saat 14.00'te TCDD Genel Müdürlüğü'nde işyerini işgal eylemi başlattı. Eylem sürerken, görevden alınan 10 demiryolu emekçisinin daha görevlerine iade edildikleri haberi geldi.
• Ford Otosan’da 5 bin civarında işçi 15 gün boyunca ücretsiz izne çıkarılacak. Ford Otosan işverenin, işçi sendikası Türk Metal’e yaptığı tebliğe göre, fabrikada yeni yıla üretim molası verilerek girilecek. 5 bin civarında işçi, yeni yılın ilk üretim molası dolayısıyla 27 Aralık-10 Ocak tarihleri arasında ücretsiz izinli sayılacak. İşçiler, Ocak ayı için 20 günlük ücretle idare etmek zorunda kalacak. Fabrikada, yılın ilk yarısında sık sık yaşanan duruşlar yüzünden uzun süre tam maaş alamayan işçiler yine tedirgin bekleyiş içine girdi.
• Hyundai Assan, Kocaeli Fabrikası’nda, sipariş iptali yüzünden tek vardiya çalışmaya geçti. Ukrayna’nın sipariş iptali yüzünden sıkıntılı günler yaşayan Hyundai Assan fabrikası, vardiya sayısını azalttı. Normalde iki vardiya ile üretim yapan Hyundai Assan fabrikası, büyük orandaki siparişini iptal eden Ukrayna yüzünden üretimi yavaşlatmak ve çalışanların vardiyasını da bire düşürmek zorunda kaldı. Buna göre, iki vardiyadaki işçiler 15’er günlük dilimler halinde çalışacak ve ona göre de ücret alacak. 700 civarında çalışanı olan fabrikada, işçiler sendikasız çalışıyor.
• Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2007 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Ülke nüfusunun beşte birinden fazlasının yoksulluk sınırlarının altında yaşadığını ortaya koyan araştırma, halkın büyük bölümünün borç ve diğer olumsuz etkenlerden ötürü belinin büküldüğünü de ortaya koyuyor.
• İş bırakma eylemine katıldıkları için geçici olarak görevden uzaklaştırılan 46 TCDD çalışanının altısı göreve iade edildi.
• KESK, DİSK, TMMOB ve TTB kışkırtılan şovenizm ve milliyetçiliğe karşı 19 Aralık Cumartesi günü Manisa'da basın açıklaması gerçekleştirdi.
• Sivas’ta KESK üyesi emekçiler Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yaparak, DTP’nin kapatılmasını ve emekçilere yapılan saldırıları protesto etti.
• TEKEL işçileri Ankara nöbetlerinin 6. gününde direnişlerini sürdürüyor. Hava koşulları ağırlaşırken diğer yandan işçilerin yaşadığı barınma sorunu da yakıcılığını arttırıyor. Türk-İş Genel Sekreteri ve Tekgıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, bugün yaptığı açıklamada, sendika ve konfederasyon yönetim kurullarının bugün toplantı yapacağını belirtti. Şubelerden Başkanlar Kurulu'nun toplanması için yoğun talep olduğunu ifade eden Türkel, bugün toplantıdan çıkacak sonuçla beraber Türk-İş Başkanlar Kurulu'nu yarın veya öbür gün toplantıya çağırabileceklerini söyledi. Eylemlerinin son derece başarılı devam ettiğini ifade eden Türkel, işçilerin kararlı ve inançlı olduğunu vurguladı. Türkel sonuç alana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtirken taleplerinin haklı ve hukuki olduğunu söyledi. Misafirhanelere sığmayan TEKEL işçileri, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'na yerleştirilirken salonda kalan işçilerin gece üşüdükleri ifade edildi. TEKEL işçileri direnişleri sahipleniyor. Çeşitli illerden gelişler sürdü. 19 Aralık'ta yaklaşık 2500 işçinin geldiği ifade edilirken 19 Aralık pazar günü sadece İzmir'den 2 bin civarında işçinin geldiği belirtiliyor. Ankara’lı işçi emekçiler ve ilerici sol güçler de desteklerini sunuyorlar.
• Eğitim-Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, yazılı bir açıklama yaparak "Hükümetin, yükseköğretim üzerindeki vesayetçi elini bir an önce çekmesini ve 'gerekirse hukuku dolanırız' diyerek hukuksuzluğu öne çıkaran YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın bir an önce istifa etmesini talep ediyoruz" dedi.
• Her Cuma Taksim’de gerçekleştirilen yürüyüşlerle hasta siyasi tutsakların serbest bırakılmasını talep eden ilerici ve devrimci kurumlar 18 Aralık akşamı yine Taksim Tramvay Durağı’ndaydılar. Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasını, Emekli-Sen Beyoğlu 2 No'lu Şube Başkanı Hasan Kaşkır gerçekleştirdi. Kaşkır yaptığı açıklamada, 9 yıl önce devletin, 20 hapishaneye aynı anda saldırarak 28 devrimci tutsağı katlettiğini belirtti. Kaşkır, devletin katledemediği tutsakları ise işkencelerden geçirerek F tipi hapishanelere attığını, işkence sonucu yaralanan tutsakların tedavilerinin yapılmayarak, kalıcı hasarların oluşmasına sebep olduğunu belirterek tutsakların ölüme terk edildiğini ya da sakat bırakıldıklarını söyledi.
• Adana'da önlisans öğretmenleri, kadrolu öğretmenlik hakkı için Eğitim-Sen ile birlikte basın açıklaması gerçekleştirdiler.
• Çalışma Bakanı, madende katledilen 19 işçinin “ölüm geliri” almayı hak ettiğini belirtti.
• KESK, DİSK, TMMOB ve TTB, milliyetçi ve şovenist politikalara karşı tüm Türkiye’de eşzamanlı eylemler gerçekleştirdi. İstanbul Taksim'de yapılan yürüyüş boyunca “TEKEL işçisi yalnız değildir!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “Susma haykır halklar kardeştir!”, “AKP savaş halk barış istiyor!”, “Bıji bratiya gelan!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Yaşasın TEKEL direnişimiz!” sloganları atıldı.
• Davutpaşa'da hayatını kaybeden emekçilerin yakınları, 26. kez Taksim'de adalet istedi. Eylemde, “Davutpaşa’yı unutmadık unutturmayacağız” pankartı ile Davutpaşa’da yaşamını yitirenlerin isimlerinin bulunduğu pankart açıldı. Patlamada yaşamını yitirenlerin resimlerinin de taşındığı eylemde, basın metnini patlamada yaşamını yitiren Gülhan Çabuk’un eşi İdris Çabuk okudu. Çabuk, açıklamaya Bursa Mustafakemalpaşa’da göçük altında hayatlarını kaybeden işçileri anarak başladı. Çabuk, işgüvenliğinin önemsenmemesinin sonuçlarını, işçi ve emekçilerin hayatlarıyla ödemeye devam ettiğini söyledi. Sel felaketi sırasında, kapalı kasa minibüste boğulan 7 işçinin davasındaki 2 görevlinin daha 2 ay bile geçmeden tahliye edilmesini esefle kınayan Çabuk, “İşçinin hayatı bu kadar ucuz, hissesine düşen adalet bu kadar mı?” diye sordu. O yüzden bütün bir memleket için ısrarla adalet arayışlarını sürdürdüklerini söyleyen Çabuk, “Patlama sonrası, kaybettiğimiz çocuklarımız, eşlerimiz, kardeşlerimizin hangi koşullarda çalıştırıldıklarını, yasalardaki denetim ve hakların nasıl yok sayıldığını yaşadık. Bu nedenle hep takipçisi olacağız” dedi. Çabuk, nihayet Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanarak, 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne teslim edilmiş olan iddianamenin Hakimlik tarafından kabul edildiğini ancak henüz kendilerine ve avukatlarına tebliğ edilmiş bir iddianame ve verilmiş bir duruşma tarihinin olmadığını ifade etti. Bilirkişi raporunda belirtilen isimlerin ve İçişleri Bakanlığı’nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini söyledi.
• Ankara Tabip Odası’ndan doktorlar Türk-İş Genel Merkezi’nin revir bölümünde Tekel işçilerine sağlık hizmeti verirken gönüllü eczacılar da işçilere ücretsiz ilaç temin ediyor. ATO'dan gelen doktorlar, işçilerin polis dayağına maruz kalmaları nedeniyle bel ağrısı gibi şikayetlerle kendilerine başvurduğunu belirtiyor.
• Tekel işçilerinin Ankara nöbetinin 5. gününde DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi eylemdeki işçileri ziyaret etti. Çelebi, bu mücadelenin sadece TEKEL işçilerinin değil tüm işçi sınıfının mücadelesi olduğunu söyledi. 10 binlerle genel greve gitmek istediklerini belirten Çelebi, şunları söyledi: "Şunu bilin size yapılan saldırılar DİSK'e de yapılmıştır, işçi sınıfına da yapılmıştır. Başbakan 'ayaklar baş olursa kıyamet kopar' dedi. Esas kıyamet sizin başbakanlığınızdan dolayı kopuyor. Başbakan bu ülkenin değerlerini üreten işçisini daha tanıyamamış"
• İzmit’in Arızlı köyündeki Irak Kızılay konutlarındaki depremzede emekçi aileler, konutlardan çıkmama ve barınma hakkının sürekliliğini sağlamak için eylemlerini sürdürüyor. Arızlı tepesinde toplanıp, barınma hakkının ellerinden alınmaması için yerel ve merkezi yöneticilere çağrı yapan depremzedelere, TKP, EMEP, ÖDP, Halkevleri, Arızlı Halkıyla Dayanışma Platformu üyeleri ve bazı sendikaların yöneticileri de destek verdi.
• TEKEL işçileri polis saldırılarına göğüs gererken, Cihan Haber Ajansı medyaya servis ettiği haberde TEKEL işçilerini ayyaş olarak göstermeye çalıştı.
• Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu’nun direnen işçilere saldırıları kınamak üzere Taksim’de yaptığı eyleme yaklaşık bin kişi katıldı. DİSK, KESK, TKP, EHP, Tüm-İGD ve Halkevleri’nin aralarında bulunduğu sendika, siyasi parti ve grupların destek verdiği eylemde “Tekel, itfaiye, demiryolu emekçilerine yapılan insanlık dışı saldırıyı kınıyoruz” yazılı siyah pankart açıldı. Yaklaşık bin kişilik topluluk meydandaki tramvay durağından Galatasaray Lisesi’ne kadar “İşçiler el ele genel greve”, “TEKEL işçisi yalnız değildir”, “IMF’nin imamı kaça sattın bu halkı”, “Emekçiye kalkan eller kırılsın”, “İşçi düşmanı hükümet istifa” sloganlarıyla yürüyerek basın açıklaması yaptı. Galatasaray Lisesi önünde önce Türk-İş’e bağlı Hava-İş Sendikası başkanı Atilay Ayçin bir konuşma yaptı. Ayçin, Türk-İş’in TEKEL işçilerine sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak tüm Türk-İş üyelerinin destek için Ankara’ya gitmesi gerektiğini ifade etti. Sık sık “Türk-İş uyuma işçine sahip çık” sloganlarıyla kesilen konuşmasında Ayçin, sendikanın başında şu anki yöneticiler olduğu sürece Türk-İş’in adım atamayacağını ve AKP’nin etkisinden kurtulamayacağını söyledi. Taşeronlaştırmaya, haklarının gasp edilmesine karşı çıkan ve polisin sert müdahalesine maruz kalan itfaiye işçilerine ve 25 Kasım grevine katıldıkları için işten uzaklaştırılan arkadaşlarına destek amaçlı greve giden ve yine polisin sert müdahalesiyle gözaltına alınan demiryolu işçilerine destek veren açıklamalardan sonra basın açıklaması sona erdi.
• TEKEL işçilerinin Ankara'daki direnişinde, beşinci güne taze kanla başlandı. Çeşitli illerden yola çıkan TEKEL işçileri, Ankara'ya ulaşmaya başladı. 19 Aralık öğle üzeri itibarıyla 10'u aşkın otobüsle yüzlerce Tekel işçisi daha Ankara'ya girdi. İşçiler Türk-İş Genel Merkezi önündeki arkadaşlarına katıldı.
• TEKEL fabrikasında çalışan kadın işçiler 19 Kasım Cumartesi öğle saatlerinde Sakarya Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçti. Üzerlerinde ''vatan sağolsun'' yazılı temsili kefen bulunan kadınlar, yürüyüş boyunca AKP karşıtı sloganlar attılar. Kadınların taşıdığı dövizlerde "Emine'ye pırlanta, işçiye biber gazı", "İşçiyiz, kadınız, AKP'yi yıkacağız", "Elimizin hamuruyla değil, alnımızın teriyle direniyoruz", "Eve dönmüyoruz! Çocuğumuza ne söyleyeceğiz?" sloganları dikkat çekti. Sakarya Meydanı'nda, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve kadın milletvekillerine yazılan mektup, işçilerden biri tarafından okundu. Mektupta "Bizi en iyi sizler anlarsınız" diye hitap edilen Cumhurbaşkanı ve Başbakan eşlerine hitaben şöyle denildi: "Geceleri sıcak yatağınıza yattığınızda, kar ve yağmur altındaki biz TEKEL emekçilerini düşünün. Dondurucu soğukta çocuklarının rızkı için haykıran kadın emekçilerin seslerini duyun. Evlerinde endişe içinde annelerinin yolunu gözleyen çocuklarımızı düşünün. Derdimize çare arayın. Kadın ve ana yüreği ile bu sese kulak verin. Bizi 4-C sefaletine mahkum ettirmeyin." Mektuplar postalandıktan sonra, kadın işçiler tekrar Türk-İş Genel Merkezi önünde devam eden eyleme katıldılar.
• Tekel işçileri temsilci heyetinin Maliye Bakanlığı'nda yaptığı görüşmede, Bakan Yazıcı’nın, “İyileştirme yapacağız. Ama bu işin kesinlikle 'TEKEL işçileri geldiler eylem yaptılar o nedenle iyileştirme yapıldı' gibi görünmesini istemiyoruz. O yüzden en kısa sürede bu topluluğu evlerine göndereceksiniz. Göndermediğiniz sürece yeniden bizimle görüşmeye gelmeyin, sizinle muhatap olmayız” şeklinde konuştuğu belirtildi. Maliye Bakanlığı'nda yapılan görüşmede hükümet yetkilileri işçilerin koşullarında "iyileştirmeye gidileceği" sözünü vermiş, ancak işçiler 12 ay istihdam edilme ve asgari 1250 TL maaş gibi somut kazanımları resmen elde edene kadar direnişe son vermeyeceklerini ve Ankara'yı terk etmeyeceklerini açıklamışlardı.AKP hükümeti, TEKEL işçilerinin kazanımla dönmesinin hak alma mücadelesinde yeni bir dönemi açabileceğinden ve bugüne kadar bir program dahilinde uyguladığı emek düşmanı politikaların sekteye uğrayacak olmasından endişe duyuyor. Tekel işçilerinin geçmek istemediği esnek istihdam örneklerinden olan 4-C statüsünde kamuda halen 80 bine yakın işçi çalışıyor. Tekel işçilerinin elde edeceği kazanım, hem onbinlerce işçinin hak mücadelesinin önünü açacak hem de hükümetin kamuda istihdamı esnekleştirme adımlarını baltalayacak.
• Kocaeli Emek ve Demokrasi Platformu'nda birleşen TKP, ÖDP, EMEP, Halkevleri, KESK’e ve DİSK’e bağlı bazı sendikaların üyeleri, Ankara’da 3 gündür hak arayışında olan TEKEL işçilerine destek vermek amacıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, AKP karşıtı sloganlar damgasını vurdu.
• Düzce'de 69 işçinin çalıştığı NEMA Makine Tekstil A.Ş’de 48 kişinin sendikalı olmasından dolayı fabrika patronu 35 sendikalı işçiyi işten çıkardı. İşçiler 45 gündür eylemlerine devam ediyor.
• Tuzla tersanesinde çalışırken 14 Ağustos'ta geçirdiği iş kazası sonucu ağır yaralanan ve GİSBİR hastanesinde tedavisi devam eden Satılmış Duran hayatını kaybetti. Tuzla Gemi Tersanesi’nde 14 Ağustos 2009 Cuma günü Güven Raspa Boya taşeron firmasında çalışırken elektrik çarpması sonucu İrfan Uçkur adlı işçi yaşamını yitirmiş, aynı yerde bulunan Satılmış Duran ise ağır yaralı olarak GİSBİR Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
• DİSK’e bağlı Tüm Emekliler Sendikası (Emek-Sen) Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası, emeklilerin sağlıklı yaşam koşulları içinde yaşamalarının masaya yatırılacağı Sağlıklı Yaşam Konferansları’nın duyurusu için ortak basın toplantısı düzenledi.
• Kilis Musabeyli ilçesine bağlı Karbeyaz köyü civarındaki taş ocağında, dozer düzleme yapıldığı sırada dinamit patladı. Patlama sırasında dozerin üstünde bulunan işçilerden Recep Hançer (19), Akın Şimşek (19) ve Bünyamin Kaplan (35) olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralanan 2 işçi Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
• Türkiye genelinde TEKEL’e bağlı işyerlerinin kapatılıp Tek Gıda-İş Sendikası üyesi 12 bin işçinin iş akitlerinin feshedilmesine karşı 15 Aralık sabahı Ankara’yı kuşatan TEKEL işçilerinin Ankara nöbeti 4.gününde devam ediyor. Ankara nöbetlerinden sonuç alana kadar bekleyişlerini sürdüreceklerini haykıran TEKEL işçileri azgın polis terörüne rağmen 18 Aralık sabahı Sakarya Caddesi üzerinde bulunan Türk-İş Genel Merkezi önünde toplandı. Eylemin 3.gününde işçilerle beraber gözaltına alınan ve akşam saatlerinde serbest bırakılan Tek Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel, Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanan işçilere seslendi. Bıçağın kemiğe dayandığını belirten Türkel, eylemlerine sonuç alıncaya kadar devam edeceklerini söyledi. Türkel, katılımların tüm Türkiye’den olduğunu vurgulayarak, “Bu artık Tekel işçisinin değil, tüm işçi sınıfının mücadelesidir” dedi. İşçiler protestoları sırasında “Türk-Kürt burada AKP nerde?”, “Doğu-Batı-Kuzey-Güney hepsi burada, İşte Açılım” yazılı dövizler açtılar. TEKEL işçilerinin direnişine genel merkezi İstanbul’da bulunan Türk-İş’e bağlı sendikalardan destek geldi. Petrol-İş , Toleyis, Kristal-İş, Hava-İş, Tümtis, Deri-İş, Tekgıda-İş, Basisen ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın ortak açıklamasında Türk-İş göreve çağrıldı. KESK Yüksel Caddesi’nden başlayan bir yürüyüşle işçileri ziyaret etti. 500’e yakın kişinin gerçekleştirdiği yürüyüşü TEKEL işçileri coşkuyla karşıladı.
• Polisin miting alanını ve Sıhhiye bölgesini çembere alarak boşaltmasının ardından ara sokaklara dağılan Tekel işçileri, akşam saatlerine doğru Türk-İş Genel Merkezi’nde toplanmaya başladılar. Ankara’daki çeşitli siyasi partiler, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri saat 18.30’da Türk-İş Genel Merkezi önünde toplanarak saldırıyı kınadılar ve TEKEL işçilerine destek verdiler. “Tekel işçisi onurumuzdur”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “İşçilere vuranlar memleketi satanlar”, ”İşçi düşmanı milyarder Tayyip”, “Tayyip Amerika’ya, Obama’nın yanına” gibi sloganlar atan kitle, işçilerin direnişine gereken her tür desteği vermeye devam edeceklerini ifade etti. Tek Gıda-İş sendikası ve Türk-İş tarafından yapılan açıklamada, işçilerin kazanım elde edene kadar Ankara’dan ayrılmayacakları, ancak haklarını elde ettikten sonra ailelerinin yanına dönecekleri bildirildi. Söz alan bir sendika yetkilisi de, “Halka, emekçilere yönelik böyle bir saldırı gerçekleştirenler siyaset sahnesinden silinmeye mahkumdurlar” dedi. Daha sonra söz alan TKP Ankara İl Örgütü yöneticilerinden Erkan Yıldız, “Tekel işçisi yalnız değildir. Yalnız kalan Tayyip’tir. ABD’ye gidip Obama’dan destek almaktadır ancak artık halkın desteğini alamayacaktır” dedi.
• Haramidere'de Sabra Tekstil patronunun devrimci işçilere yönelik silahlı saldırısını protesto ederken gözaltına alınan ve bir aylık tutukluluklarının ardından serbest bırakılan devrimcilerin duruşmasına çağrı yapan Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) sabah erken saatlerden itibaren Büyükçekmece Adliyesi önündeydi. Eyleme Halk Cepheliler de destek verdi.
• 8 kadın işçiyi minibüs kasasında taşıyarak katleden Pameks Tekstil patronu serbest bırakıldı.
• Polis tarafından saldırıya uğrayan TEKEL işçileriyle dayanışma ve saldırıyı protesto etmek için Samsun'da, TKP İl Örgütü'nün çağrısıyla Süleymaniye Geçidi'nde saat 18.00'de kitlesel bir basın açıklaması yapıldı. KESK, Tabipler Odası, ÇYDD, Emekli- Sen, 78'liler Derneği ve EMEP'in destek verdiği basın açıklamasına Samsun Tek Gıda- iş Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Ömer İşleyici de Ankara'dan telefon bağlantısıyla katıldı.
• TKP İstanbul İl Örgütü, TEKEL işçileriyle dayanışmak için Taksim'de eylem yaptı. Yapılan basın açıklamasında, TEKEL işçilerinin doğrudan İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla saldırıya uğradığı vurgulanarak, televizyonlarda canlı yayınlanan saldırı hakkında, "AKP hükümetinin işçi sınıfına savaş ilanıdır” denildi.
• İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu’nun 10 Aralık 2009 tarihinde aldığı kantin ve otoparkların devredilmesi kararını protesto etmek amacıyla İstanbul Tıp Fakültesi’nde Tez-Koop-İş tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Tıp Fakültesi öğrencilerinin ve Sağlık Emekçileri Sendikası üyesi çalışanların da destek verdiği basın açıklamasında taşerona satış iptal edilene kadar her hafta eylem yapılacağı belirtildi.
• 19 işçinin öldüğü Bükköy Madencilik’teki patlama için Genel Müdür Fahrettin Şolpan, patlamaya işçilerin içtiği sigaranın yol açmış olabileceğini iddia etti. Madenin sahibi, işçi düşmanı kimliğiyle tanınan ve Antalya’da kendisine ait Golden Coast Hotel’de “inzivaya çekilen” Nurullah Ercan ise hâlâ kamuoyu karşısına çıkmış değil. Soruşturmayı yürüten Mustafakemalpaşa Savcılığı, Nurullah Ercan'ın yakalanması yönünde bir talimat vermediği için Ercan aranmıyor.
• Ankara'da polis tarafından saldırıya uğrayan TEKEL işçileriyle dayanışma için Ankara, İzmir, İstanbul'da toplanılıyor. TKP de herkesi işlerini, haklarını, emeklerini ve memleketi savunan TEKEL işçilerine sahip çıkmaya çağırdı. Ankara'da emekten yana partiler, sendika ve kitle örgütleri 17 Aralık perşembe saat 18.30'dan itibaren Sakarya caddesinde toplanmaya başlarken, İzmir'de ÖDP ve TKP saat 19'da Konak'ta eski Sümerbank binasının önü için çağrı yaptı. İstanbul'da ise TKP saat 20'de Beyoğlu İlçe binasının önünde toplanma çağrısı yaptı.
• AKP’nin kadrolaşmaya en fazla önem verdiği kurumlardan olan TCDD’nin yönetimi işçilere karşı akıl almaz yöntemlerle saldırmaya devam ediyor. TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, grevler sonucu ortaya çıkan maliyeti karşılamaları için makinistlerin tazminat ödemesi gerektiğini savundu.
• TEKEL işçileri eylemlerinin üçüncü gününde yeniden polis saldırına uğradı. TEKEL işçilerine acımasızca saldıran polis onlarca işçiyi yaraladı. İşçiler cop ve gaz saldırısı sırasında çevik kuvvete "vatan hainleri" diye bağırdı.
• Enerji Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın daha önce ‘kapatılmasına gerek yok’ diye açıklama yaptığı Bükköy Maden Ocağı'nda, 2009’da ruhsatlandırılmış projeden farklı bir alanda üretim yapıldığı ortaya çıktı. Üretime yönelik hazırlık çalışmalarının tamamlanmadan üretime geçilmesi, üretim alanında havalandırma sisteminin yetersiz olması, gaz ölçümlerinin uygun teknoloji ile yapılmamasından ötürü patlamanın yaşandığı belirtilirken, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı iş müfettişlerinin denetimlerinin maden ocaklarındaki çalışma koşullarını iyileştirmeye dönük etkisinin olmadığı şeklinde değerlendirmeler yapılıyor.
• TEKEL işçileri arasında da dayanışma büyüyor. İzmir'den iki otobüsle gelen TEKEL işçilerinin de Abdi İpekçi Parkı'ndaki eyleme katıldığı görüldü.
• Türkiye Komünist Partisi Ankara İl Örgütü, polisin saldırı tehdidinin ardından Ankara halkını TEKEL işçileriyle dayanışmaya çağırdı. Doktorların da eylem alanına dayanışma için geldikleri görüldü. Beyaz önlüklerini giyip eylem alanına gelen doktorlar işçilerin etrafında güvenlik duvarı oluşturacaklarını söylediler.
• TEKEL işçileri Ankara'daki eylemlerinin 3. gününde Abdi İpekçi Parkı'nda bekleyemeye devam ederken polisten "saldırı" tehdidi geldi. TEKEL işçileri ve sendika temsilcileri, Abdi İpekçi Parkı'nı boşaltmayacakları, Ankara'dan gitmeyeceklerine dönük açıklamalar yapıyorlar. TEKEL işçileri saldırı tehdidine "3 gündür başımıza gelenlerden daha kötü ne gelebilir" şeklinde yanıt verdiler.
• Türk-İş'e bağlı Genel Maden-İş Sendikası, Tek Gıda-İş'in eylemine destek vermek için Türkiye genelinde iş yavaşlatacağını duyurdu.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin taşeronlaştırma uygulamasına karşı çıkan itfaiye işçileri taşeron firma değiştiği gerekçesi ile işten çıkarmalara karşı bir günlük iş bırakma eylemine başladı. Belediye-İş Sendikası 5 nolu Şube Başkanı Nihat Altaş açıklamasında itfaiyecilerin yaptıkları iş gereği kadrolu olmasını gerektiğini vurguladı ve ihalenin bilinçli olarak cemaat şirketlerine verildiğini bu nedenle ihaleyi alan firmanın bir süre gizlendiğini belirtti. Kadıköy, Taksim, Mecidiyeköy ve Bakırköy’ün önemli meydanlarında imza kampanyası yaparak halkı bilgilendirmeye çalışan işçilerin bugün iş bırakarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde başlattıkları oturma eylemine polis cop ve gaz bombalarıyla müdahale etti.
• Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunan Bükköy Maden İşletmesi'nde bir hafta önce meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 19 işçinin, prim ödemelerine ve gün sayısına bakılmaksızın emekli edileceği bildirildi. AKP Bursa milletvekili Ali Koyuncu, ölen işçilerin ailelerine, Mustafakemalpaşa Kaymakamı Kazım Karabulut, Belediye Başkanı Sadi Kurtulan ve SGK Bursa İl Müdürü Ali Gencer ile birlikte dün gerçekleştirdiği ziyaretler sırasında, ölen madencilerin emeklilik işlemlerinin tamamlandığını, önümüzdeki aydan itibaren de ailelerin maaş alabileceklerini bildirdi. Bakanlığın elini bu kadar çabuk tutması, işçilerin sağlığını ve işyeri güvenliğini garantiye alacak ve maden ocaklarında her yıl onlarca işçinin ölümüne neden olan kazaların önlenmesini sağlayacak ciddi bir yaptırımda bulunmadığı gerçeğinin gözlerden uzak tutulmak istendiğini gösteriyor.
• Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sigortalıların serbest eczanelerden ilaç alımını sağlayan ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) ile imzalanan İlaç Alım Protokolünü tek taraflı olarak feshetti. 16 Ocak’a kadar yeni protokolde anlaşılmazsa, hastaların ilaçlarına nasıl ulaşacakları belirsizleşti. SGK’nın bundan sonra eczacıların meslek birliğini değil tek tek eczaneleri muhatap alarak elektronik sözleşmeyi gündeme getirmesi bekleniyor. Eczacılarsa “e-sözleşme ile dayatılacak şartları” ancak belli bir sermayeye sahip eczanelerin kabul edebileceğini, bunun da eczanelerin tasfiyesini hızlandıracağını dile getiriyor ve e-sözleşmenin gündeme gelmesi durumunda eylem yapacaklarını belirtiyor. Ankara’da yapılan TEB Genel Kurulunda konuşan TEB Başkanı Erdoğan Çolak, SGK’nın protokolü feshederek tek tek eczacılarla e-sözleşme yapma yoluna gitmesi durumunda Türkiye’deki tüm eczanelerin süresiz kepenk kapatacağını söylemişti. Haberin duyulmasının ardından eczacı odaları internet sitelerinden, üyelerine bireysel hareket etmeyerek meslek örgütlerinden gelecek bilgiler doğrultusunda davranma çağrısı yapmaya başladılar. SGK’nın sözleşme feshini açıkladığı sabah saatlerinden itibaren kurumun reçete provizyon sisteminin çalışmadığı ve bu yüzden hastalara ilaç verilemediği gözlendi. Eczacılar 4 Aralık’taki eylemlerinde kendilerini hastaları mağdur etmekle suçlayan SGK’nın asıl kendisinin hastaları ilaçsız bırakacak adımları attığının bugün bir kez daha ortaya çıktığını vurguluyorlar.
• Demiryolu işçileri, 25 Kasım kamu çalışanları genel grevine katıldığı için işten atılan 16 işçi arkadaşlarıyla dayanışmak için bir grev daha örgütlediler. Gün içinde grevci işçilere polis saldırısı yaşandı. Akşam saatlerinde ise BTS, TCDD’nin 30 işçiye daha görevden el çektirildiğini açıkladı. Haydarpaşa Garı'nda BTS İstanbul Şube Sekreteri Mithat Ercan tarafından yapılan açıklaması ile başlayan eyleme gece geç saatlerde yapılan polis müdahalesi ile dört kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanların, BTS İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Hasan Bektaş, Türk Tarım Orman Sen İstanbul Şube Başkanı İ. Okay Yıldırım ve dayanışma için gelen iki üniversite öğrencisi olduğu belirtiliyor. Adana’da da gece yarısı basın açıklaması ile greve başlandı. Basın açıklamasında, Türk Haber-Sen Genel Başkanı İsmail Karadavut, “Bu direnişi, bedeli ne olursa olsun sürdüreceğiz ve bu bedeli ödeyeceğiz, hakkımızı alacağız'' dedi. BTS Adana Şubesi Başkanı Mehmet Gök ise, “Birçok istasyonda trenler durdu. 25 Kasım'da olduğu gibi 24 saat boyunca demiryollarında teker dönmeyecek'' dedi. İzmir-Ankara seferini yapan İzmir Mavi ve 9 Eylül Ekspresleri Balıkesir Garı'nda durdurulurken, yolcuların gar görevlileri ile tartışması üzerine Balıkesir Gar Müdürü Nevzat Ayaz, garda eylem yapıldığını, makinistlerin de bu eyleme katılmaları nedeniyle seferin yapılamayacağını belirterek, yolcuları gidecekleri yerlere otobüslerle göndereceklerini belirtti. Ankara'dan Adana'ya gitmekte olan Çukurova Mavi Treni'nin 6 görevlisi de, Kırıkkale Garı'nda iş bıraktı. Burada yapılan basın açıklamasında, 16 çalışanın görevine iadesi istendi. Yarım saatlik bekleyişin ardından, trenin başka görevlilerce hareket ettirildiği bildiriliyor. Eskişehir Garı'nda toplanan bir grup, ‘Baskılar bizi yıldıramaz' yazılı pankart açıp, sloganlar attı. Garda trenlerden inen kimi makinistlerin de eylemcilere katıldığı bildiriliyor. Garda geniş güvenlik önlemi alan polis, eylemcilerin peronlara girmesine izin vermedi. Eskişehir Garından 00.05'te hareket etmesi gereken Ankara'dan İzmir yönüne gidecek 9 Eylül Ekspresi makinistinin trenden inmesi üzerine, tren yaklaşık 1 saatlik gecikmenin ardından başka bir makinistle yola devam etti. Eskişehir Garı'nda toplanan bir grup, ‘Baskılar bizi yıldıramaz' yazılı pankart açıp, sloganlar attı. Garda trenlerden inen kimi makinistlerin de eylemcilere katıldığı bildiriliyor. Garda geniş güvenlik önlemi alan polis, eylemcilerin peronlara girmesine izin vermedi. Enveriye İstasyonu'ndaki İstanbul-Konya ve Konya-İstanbul seferlerini yapan Meram Ekspresi de yaklaşık 1 saat istasyonda bekledi. TCDD görevlileri, İstanbul'a gidecek tren başka bir makinist tarafından bir saat sonra hareket ettirilebilirken, diğer treni hareket ettirecek makinist bulunamadığı belirtiliyor. İstanbul’dan saat 23.30'da hareket etmesi gereken Fatih Ekspresi 00.40, 23.50'de sefere çıkması gereken İç Anadolu Mavi Treni de 01.40’ta, eylem yapan demiryolu çalışanlarına polisin müdahalesinin ardından hareket ettirilebildi.
• TEKEL’e bağlı fabrikaların kapatılması ve işten atma saldırısına karşı 15 Aralık sabahı Ankara'da AKP Genel Merkezi önünde toplanan ve geceyi burada geçiren Tek Gıda-İş Sendikası üyesi TEKEL işçilerine 16 Aralık günü öğlen saatlerinde Ankara polisi biber gazıyla saldırdı. Saldırı sonucunda 2 işçi kalp krizi geçirerek ambulans ile hastaneye kaldırıldı. Polisin müdahalesiyle AKP Genel Merkezi önü ve Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda olmak üzere iki gruba bölünen TEKEL işçileri, birleşmeye çalıştı. AKP Genel Merkez binası yakınındaki Armada Alışveriş Merkezi önünde polis ablukasına alınan işçiler "Ölmek var dönmek yok!", "Emekçiye değil AKP'ye barikat!", "İş ekmek yoksa barış da yok!" sloganları ile polis barikatını protesto etti. AKP Genel Merkezi önündeki grup, Abdi İpekçi Parkı'na doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş nedeniyle kilitlenen trafikte bulunan araç sahipleri eylemi destekledikleri dikkat çekti. 10 bin Tekel işçisi, polisin engelleme çabalarını aşarak Sıhhiye Abdi İpekçi Parkı'nda birleştiler. Abdi İpekçi Parkı'nda toplanan TEKEL işçileri burayı miting alanına çevirirken, işçilere hitaben TKP, HKP ve Mücadele Birliği destek konuşmaları yaptılar. Isınmak için ateş yakan işçiler, Türkçe ve Kürtçe ezgiler eşliğinde halaylar çekerek eylemlerini sürdürdü.
• Milli Eğitim Bakanlığı, 9820 öğretmenin atamasını yaptığını açıkladı. Ancak MEB’in atama yaptığı sayı, hem ülkenin ihtiyaçları hem de mezun durumdaki öğretmenlerin sayısı düşünüldüğünde yetersiz kalıyor. Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) da atamaların açıklandığı sırada Bakanlık önünde düzenlediği eylemle Bakanlığın tutumunu protesto etti. Atamaların yetersiz olduğuna, 9820 öğretmen atandı denilirken bunun 6000'lik bölümünü sözleşmeli öğretmenlikten kadrolu öğretmenliğe geçenlerin oluşturduğuna, göreve yeni olarak atanan öğretmenlerin sayısının 3280'de kaldığına dikkat çeken AYÖP üyesi öğretmenler, kadrolu ve güvenceli olarak istihdam edilmelerini talep ettiler.
• Hava-İş yönetiminin kesinleşmesinin ardından muhalif Gökkuşağı Hareketi, bir basın toplantısı düzenleyerek; seçimleri ve bundan sonra izlenecek yol hakkında çalışanları ve kamuoyunu bilgilendirdi. Açıklamada, "Bundan sonra seçimle açılan sendika içi mücadelenin, işverene karşı sendika yönetiminin yanında, fakat her türlü anti-demokratik tutuma karşı 'Üretenlerin yöneteceği sendika' şiarıyla devam edeceği belirtildi. Hava-İş Sendikası'nın kimsenin malı ve şirketi olmadığını, sendikanın Atilay Ayçin'in değil sivil havacılık çalışanlarının yarattığı ve her şeye rağmen ayakta tuttuğu yegane örgüt olduğu vurgulandı. Gökkuşağı adayı Altan şöyle dedi: ""Kongre sürecinde mevcut yönetim tarafından, işverenle işbirliği içerisinde olduğumuz, özelleştirme taraftarı Değişim Grubuyla ortak hareket ettiğimiz yönündeki iddiaların yalan olduğu ortaya çıkmıştır ve hareketin oyların yarısını alarak sağladığı büyük başarı bunun en güzel kanıtıdır... Çalışmalar boyunca elde ettiğimiz başarı Hava-İş'le sınırlı değildir. Başka sendikalarda da ilkelerimiz ışığında bağlantı kurduğumuz işçiler var. Gökkuşağı Hareketi mücadelesine tüm sendikalarda devam edecektir. Mevcut konfederasyon ve sendika yönetimlerinin kendilerine bir ayna tutma zamanı gelmiştir. Eğer bunu onlar yapmazsa Gökkuşağı Hareketi yapacaktır. Bundan sonra elde ettiğimiz olanaklar ışığında; eğitim, panel ve seminerlerle vakit kaybetmeden sendikal bürokrasiye karşı, işçilerin yöneteceği sendikalar için harekete geçilecektir."
• Yurtsever Cephe İşçi Birliği, BTS ve Ulaşım-Sen üyesi emekçilerin dayanışma eylemine ve TEKEL işçilerinin Ankara'da düzenlediği eyleme karşı düzenlenen polis saldırılarının ardından açıklama yaptı. YC açıklamasında, son günlerde AKP hükümetinin işçi sınıfına karşı saldırıları üzerinde durularak, "Demiryolu işçileri ve TEKEL işçileri sadece emeklerine sahip çıkmıyorlar, onlar çok ihtiyacımız olduğu bir zamanda, Türk ve Kürt işçilerin birliğini, kardeşliğini de temsil ediyorlar" denildi.
• Haydarpaşa Tren Gar’ında buluşan KESK İstanbul Şubeler Platformu ve Türk Ulaşım Sen üyesi kamu emekçileri 15 Aralık grevinin başladığı akşam yaşanan polis terörünü protesto etmek için basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına KESK Başkanı Sami Evren, DİSK Genel iş üyeleri, TKP İstanbul İl Örgütü temsilcileri ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği de destek verdi. Eylemde 16 kamu emekçisinin hemen işe iade edilmesi aksi halde trenlerin hareket etmeyeceği AKP hükümetine ilan edildi.
• DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İş Sendikasının Akdeniz Üniversitesi'ndeki üyeleri, 2010 yılında uygulanacak asgari ücreti belirlemek amacıyla toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonunu protesto etti.
• DİSK Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 1 No'lu Şube, Ataşehir Belediyesi'ndeki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanmasını ve bu süreç içerisinde 47 sendika üyesi işçinin iş akitlerinin feshedilmesini Ataşehir Belediyesi önünde gerçekleştirdikleri eylemle protesto etti.
• 19 Kasım 2009 akşamı İstanbul’da Esenyurt-Avcılar polisi tarafından sokak ortasında katledilen devrimci işçi Alaattin Karadağ’ın ölümüne ilişkin “Karadağ cinayeti dosyası” basın ve kamuoyuna açıklandı. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından hazırlanan dosya 15 Aralık 2009 günü İHD İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıyla basın ile kamuoyuna sunuldu. Alaattin Karadağ’ın Ailesi ve aile avukatlarının da katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda İHD temsilcisi de yer aldı. Toplantıda, polisin başvurduğu yargısız infazlardan biri olan Alaattin Karadağ cinayetinin münferit bir olay olmadığı, özellikle polisin yetkilerini sınırsız hale getiren yasal düzenlemelerle birlikte hız kazanan polis devleti uygulamalarının bir sonucu olduğuna vurgu yapıldı.
• 15 Aralık günü Ankara’ya gelen binlerce TEKEL işçisi gün boyu AKP Genel Merkezi önünde toplandı. Başta kente girişleri engellenen işçiler, daha sonra AKP Genel Merkezi’nin önüne kadar geldiler. 2 sene önce Ankara’ya gelişlerinden farklı olarak, özelleştirilen işyerlerinin kapatılması üzerine 4-c maddesine göre istihdam edilmeye dair ve AKP’ye karşı tepkileri sloganlarına yansıdı. Hükümet ve Başbakan’ın istifa talebinin yinelendiği eylemde, Doğu Anadolu illerinden gelen TEKEL işçilerinin ağırlıklı sloganı “İş, ekmek yoksa barış da yok” idi. Gün boyu sendika ses aracından konuşmalar yapan MHP’li ve CHP’li milletvekilleri, işçilerin sorununu çözmek konusunda birbirlerini destekleyici ifadeler kullandılar. AKP karşıtlığına oynadığı görülen muhalefet partilerinin sendika kürsüsünü bu kadar rahat kullanması dikkat çekti. Tek Gıda İş Sendikası’nın, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu ve şube yöneticilerinden oluşan bir heyetle Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz ile yaptığı görüşmeler olumsuz sonuçlandı. Akşam saatlerinde duruma dair bilgilendirilen işçiler “Ölmek var dönmek yok” sloganları eşliğinde AKP’den olumlu yanıt alana kadar bulundukları yerden ayrılmayacaklarını ilan ettiler. TKP’nin kitlesel ziyarette bulunduğu işçilerin 16 Aralık günü Özelleştirme Karşıtı Platform tarafından da ziyaret edileceği öğrenildi.
• Demiryolu çalışanları 15 Aralık'ta Ankara ve İstanbul’da gece saat 22.00’den itibaren, diğer illerde ise gece yarısından itibaren greve çıkıyor. 25 Kasım uyarı grevine katılan değişik illerden 16 demiryolu çalışanının göreve iadesi için yapılacak olan grev için Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) 1 No lu Şube Başkanı Hasan Bektaş, “Arkadaşlarımız dokuz gündür görevden alınmış durumdadır. Bu aşamaya bizi Genel Müdürlük getirmiştir” dedi. Adana’da basın açıklaması yapan BTS ve Türk Ulaşım-Sen üyesi demiryolu çalışanları, bir basın açıklamasıyla grevin duyurusunu yaptılar. Türk Ulaşım-Sen Adana Şube Başkanı Muhittin Topal, 16 kamu emekçisinin yasadışı bir şekilde görevden alındıklarını söyleyerek, üretimden gelen güçlerini kullanacaklarını söyledi.
• TEKEL işçileri 106 otobüsle Ankara'ya giriş yaptı. Malatya, Hatay, Adıyaman'dan gelen otobüsler Konya Yolu'nda, Manisa, İzmir, Aydın'dan gelen otobüsler Eskişehir Yolunda, Diyarbakır, Malatya'dan gelen otobüsler Samsun Yolu'nda, diğerler illerden gelen otobüsler sabah saatlerinde İstanbul Yolunda jandarma tarafından durduruldu. TEKEL işçileri araç ve kimlik kontrolünün ardından kente girebildi.İşçiler "4-C'ye hayır", Yılgınlık Yok Direniş Var", "Hükümet İstifa", "AKP Şaşırma Sabrımızı Taşırma", "Yılgınlık Yok Direniş Var" sloganları atarak AKP yakınlarındaki Yaşam Sokak'ta oluşturulan polis barikatına kadar yürüdü. Polis barikatı önünde bekleyiş sürüyor. AKP Genel Merkezi civarında polisin erken saatlerden itibaren geniş güvenlik önlemleri aldığı görüldü. Eylem için binlerce polis ve çok sayıda panzer görevlendirildi. AKP Genel Merkezi'nin çevresi araç trafiğine kapatıldı.
• Bursa’da 19 işçinin yaşamını yitirmesine neden olan maden ocağında yapılan araştırmalar sonucu hazırlanan rapor yayınlandı. Rapora göre, aydınlatma teçhizatının antigrizulu olmadığı, işletme projesinde belirlendiği biçimiyle nefeslikleri birbirine bağlayan galeri olmadığı, ocağın havalandırılmadığı, havalandırmanın yetersiz olduğu, nakliyede kullanılan elektrik motorları dışındaki ekipmanların antigrizulu olmadığı, tahkimat direklerinin kırılmış olduğu, tavanın çöktüğü, gaz ölçümlerinin gerekli biçimde yapılmadığı saptandı.
• Hava-İş sendikasında Gökkuşağı hareketinin itirazı reddedildi. Atilay Ayçin kazandı.
• Samsun TEKEL Yaprak Tütün işçileri, büyük Ankara direnişi için yola çıktılar. İşçileri Samsun’dan Yurtsever Cephe İşçi Birliği ve TKP üyeleri uğurladılar.
• Sözleşmeli personel statüsünde geçici olarak çalışmayı reddeden 12 bin Tekel işçisi Ankara’ya yürürken TİSK başkanı kiralık işçi çalıştırmanın çağdaşlığın gereği olduğunu ileri sürdü.
• Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan işsizlik verilerine göre Eylül ayı için genel işsizlik oranı yüzde 13,4, tarım dışı işsizlik oranı ise yüzde 16,9 olarak gerçekleşti. Böylece işgücüne katılım oranındaki hafif artışa rağmen işsizlik oranı Ağustos ayıyla aynı çıkarken, genç nüfustaki işsizlik oranı ise bir ayda yüze 23,'tan 24,3'e yükseldi. Bir yılda 800 bin kişi artışla işsiz sayısı, 3,4 milyona ulaştı.
• Yeni yönetimi belirlemek için 26. Olağan Genel Kurulu gerçekleştirilen Hava-İş'te, muhalif Gökkuşağı Hareketi seçim sonuçlarına itiraz etti.
• DİSK Nakliyat-İş sendikasına üye işçiler, Gebze'de sendikaya yönelik operasyonun ardından tutuklananların serbest bırakılması talebiyle bir eylem düzenlediler.
• Ankara Valiliği, AKP önünde eylem yapacak olan Tekel işçilerine izin verilmeyeceğini, sorumluluğun işçilerin bağlı bulunduğu Tek Gıda-İş sendikasında olacağını duyurdu.
• 25 Kasım uyarı grevi sonrası, açığa alınan 16 demiryolu çalışanının görevlerine iadesi için BTS ve Türk Ulaşım-Sen üyeleri Balıkesir Tren Garı'nda eylem yaptı.
• Bursa'da 19 işçinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili olarak Büyükköy Madencilik'in genel müdürü dahil 3 kişi gözaltına alınırken şirketin sahibi Nurullah Ercan kayıplara karıştı.
• İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Bimtaş A.Ş'de sözleşmeli görev yapan itfaiyeciler, toplu sözleşme ve sendikal haklarının ellerinden alındığı iddia ederek eylem yaptı. İtfaiyenin özelleştirilmesini istemeyen yaklaşık 500 itfaiye eri, haklarını gasp etmek için bu uygulamanın yapıldığını savundu. Kadrolu personel alamayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kendi şirketi olan Bimtaş A.Ş'ye, 2005 yılında ihale yöntemiyle sözleşmeli itfaiye elemanı alımı yapmış, ancak 07 Aralık 2009 günü yapılan itfaiye ihalesini kazanamayan Bimtaş A.Ş, 903 çalışanından, mail yoluyla ilişik kesmelerini istemişti. Maili alan itfaiyeciler, dün Bimtaş A.Ş merkezinin bulunduğu Üsküdar'daki binanın önünde toplanarak eylem yaptı. Bimtaş A.Ş'nin otoparkında toplanan itfaiyeciler adına Belediye-İş Sendikası İstanbul 5 No'lu Şube Başkanı Nihat Altaş açıklama yaptı. Altaş, "Bimtaş A.Ş, çalışanlarına elektronik posta göndererek, ihaleyi alamadığını açıklamış ve bugün ilişik kesme kağıdını imzalamalarını istemiştir. Sonrasında gelen baskılar üzerine inkar etmişlerdir. İhale komisyonu ihaleyi kimin aldığını açıklamadığı halde, Bimtaş A.Ş.'nin ihaleyi alamadığını açıklamıştır. İtfaiye hizmet ihalesine fesat karışmıştır. İhale cemaat şirketlerine verilmiş de, bunun için mi adı açıklanmadı" dedi. İtfaiyeciler, "Yasal hakkımız olan toplu iş sözleşmesi uygulansın" yazılı pankart açan işçiler, "İtfaiye işçisi satılamaz", "Toplu sözleşme hakkımız engellenemez", "Kadro hakkımız söke söke alırız", "İstanbul uyuma itfaiyene sahip çık" sloganları attı.
• Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), Diyarbakır'da ücretli öğretmenlik yapan AYÖP temsilcisinin, Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu'nun 24 Kasım'da gerçekleştirdiği eyleme ve 25 Kasım uyarı grevine katıldığı gerekçesi ile işine son verilmesine karşı çeşitli illerde eşzamanlı basın toplantıları düzenledi.
• Adana’da Radyo Dünya'nın Yayın yönetmeni Kenan Karavil ve Azadiya Welat Adana temsilcisi Seyithan Akyüz tutuklandı. Akyüz ve Karavil’in tutuklanmalarının ardından yazılı açıklama yapan Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP), radyocu Karavil ve gazeteci Akyüz'ün tutuklanmasını protesto etti.
• TEKEL’e bağlı fabrikaların kapatılması ve bu fabrikalarda çalışan işçilerin işakitlerinin Ocak ayı sonunda feshedilmesine karşı bir süredir çeşitli illerde eylemler gerçekleştiren TEKEL işçileri 15 Aralık günü Ankara’da olacaklar. Çeşitli illerdeki TEKEL fabrikalarında çalışan Tek Gıda-İş Sendikası üyesi 12 bin TEKEL işçisi 15 Aralık 2009 Salı günü Ankara’da AKP Genel Merkezi önünde buluşacak. İşçiler, eylemden sonuç alıncaya kadar Ankara’yı terk etmeyecekler.
• Bursa’da bir süredir çalışmalarını yürüten “İşten Atmalar Yasaklansın Platformu”, 13 Aralık günü kriz ve buna bağlı olarak yaşanan işten atılmalarla ilgili işçi forumu düzenledi.
• 7 Aralık sabahı evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alınan ve 3 günlük gözaltı süresinin ardından 10 Aralık akşamı tutuklanarak cezaevine gönderilen DİSK / Nakliyat-İş Sendikası genel merkez yöneticileri ve üyeleriyle dayanışmayı yükseltmek, tutuklamalar ve gelişmeleri paylaşmak üzere 14 Aralık 2009 Pazartesi günü saat 11.00’de DİSK Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Çelebi’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Emekçilerin sendikal hakları, hukuktan yoksun, “keyfi” ve “gizlilik kararı”na sığınılarak açıkça ihlal edilmektedir; ifade dosyalarına erişmemiz engellenerek savunma hakkımız da elimizden alınmaktadır. Sendikalar anayasal güvenceyle çalışan, yasal ve açık örgütlerdir. Mahkemelerin “gizlilik kararıyla” arama yaptırması, işverenler lehine, işçilere ve sendikalara ALENEN BASKI YAPILMASI anlamına gelmektedir". Tüm profesyonel yöneticilerin tutuklanarak sendikal çalışmanın felç edildiğini belirten Çelebi, Nakliyat-İş Sendikası’nın toplu sözleşme görüşmelerine katılmasının da engellendiğini sözlerine ekledi. Açıklamanın sonunda tutuklanan sendika yöneticileri ve üyelerinin serbest bırakılması istendi. Toplantıya katılan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren, sorunun demokrasi sorunu olduğunu söyleyerek, sendika kapatma kararlarına dikkat çekti. Bu tür baskıcı iktidar ilişkilerini “faşizm” olara tanımladı. Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Gençay Gürsoy ise, Türkiye'de, uzun zamandan beri toplumsal faaliyeti yürüten emek ve meslek örgütlerinin baskı altında olduğunu söyleyerek, "Bu baskı sadece iktidar tarafından değil, zaman zaman çifte standartlı hukuk düzeni açısından da yürütülmektedir. Bu kararlar sadece hukuki sınırlar içinde kalmıyor, yansımaları siyasi sonuçlar doğuruyor" dedi. Basın açıklamasına Nakliyat-İş üyeleri de katıldı.
• Mersin ve ilçelerinde şiddetli yağış nedeniyle Adanalıoğlu Beldesi'ndeki tarım arazilerinde sulama kanallarının taşması sonucu tarlaların içinde bulunan tarım işçilerinin kaldığı çadırları su bastı. İşçiler eşyalarını ve yiyeceklerini dahi kurtaramazken, yaşadıkları sıkıntıyı belediye ve polise bildirmelerine rağmen kendilerine yardım ulaştırılmadı. Sabah saatlerinden akşama kadar yardım bekleyen işçiler, basını arayarak çaresizliklerinin ve kendilerini bu sefalete mahkum edenlerin kamuoyu tarafından bilinmesini istediklerini belirttiler.
• 18 Haziran 2009 tarihinde Sabra Tekstil önünde bildiri dağıtan devrimci işçilerin uğradığı silahlı saldırıyı, 19 Haziran günü fabrika önünde protesto etmek isterken gözaltına alınan ve tutuklanarak cezaevine konulan devrimcilerin tutuksuz olarak yargılandıkları davanın duruşması 17 Aralık günü Büyükçekmece Adliyesi'nde görülecek. Mahkemeye ilişkin açıklama yapan BDSP, 17 Aralık günü saat 10:30'da Büyükçekmece Adliyesi önünde buluşma çağrısı yaptı.
• Hava İş sendikası 26. Olağan Genel Kurul'unda bugün yapılan seçimlerde, iki listenin aldığı oylar önce 146-146 eşit olarak açıklandı. Yapılan itiraz sonrasında yeni sonuç, 147'ye 146 Atilay Ayçin listesi lehine açıklandı.
• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Bursa'daki maden kazasında 19 işçinin hayatını kaybettiği işyerinin çalışma koşulları hakkındaki açıklamalarının kamuoyundan tepki görmesinin ardından, madene faaliyet durdurma kararı geldi.
• Enerji Bakanı, Bursa'daki toplu işçi katliamının sorumlusu patronların avukatlığına soyundu. Enerji Bakanı Taner Yıldız’a göre, 19 işçiye mezar olan maden ocağının kapatılması için bir gerekçe yok. Bakan, ihmal iddiaları için ‘yanlış açıklamalar yapılıyor’ dedi.
• EMEP tarafından yapılan açıklamada, Bursa'da gerçekleşen ölümlerin iş kazası değil, iş cinayeti olduğu söylendi. Açıklamada, "Bursa Karacabey'deki özel maden ocağında grizu patlaması sonucu 19 işçinin ölümü, işçi sınıfımızın bağrına ateş düşürmüştür. Ölen kardeşlerimizin ailesine ve yakınlarına; yöre halkına başsağlığı diliyoruz. Her iş kazası diye adlandırılan işçi cinayetlerinde olduğu gibi, burada da işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin ne kadar uygulandığı sorgulanmaktadır. Son zamanlarda artan maden kazalarının nedenini, özelleştirme ve taşeronlaştırma sonucu özel maden sahalarının artmasında aramak yanlış olmayacaktır" denildi.
• Türk-İş'e bağlı Türkiye Sivil Havacılık Sendikası'nın (Hava-İş) 26. Olağan Genel Kurulu çalışmalarına İstanbul Topkapı'daki Holiday Inn Oteli'nde başladı. Hava-İş Genel Kurulu'nda gerçekleştirilecek seçimde mevcut Genel Başkan Atilay Ayçin'in listesi ile muhalif Gökkuşağı Hareketi listesi yarışacak. Divan seçimlerinde, Atilay Ayçin'in adayı Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın, muhalif Gökkuşağı Hareketi'nin adayı Hava-İş'in eski yönetim kurulundan Atilla Kaya karşısında 131'e karşı 144 oyla kazandı.
• Bursa’da 19 işçinin göçük altında kalarak yaşamını yitirmesinin ardından, ihmallere yönelik tepkiler sürüyor. Patlamadan kısa bir süre sonra olay yerine ulaşan TKP ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB) heyeti olay yerini gözlemleyip, işçi yakınlarına destek verdiler. TKP heyeti yaşananların "bir iş kazası değil cinayet" olduğunu kaydederken bir basın açıklaması yaparak yaşanan katliama tepki gösterdiler. TKP Bursa İl Örgütü tarafından yapılan açıklamaya vatandaşlar da destek verirken, “Maden İşçisinin Katili Patronlar ve AKP’dir” başlıklı açıklamada, TKP’nin cinayetlere karşı sessiz kalmayacağı, gerekli siyasi ve hukuki hak arama mücadelesini sonuna kadar yürüteceği vurgulandı.
• TTB’den yapılan yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi tarafından DTP’nin temelli kapatılmasına tepki gösterildi. Açıklamada, barış ve Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin süreceği bildirildi.
• Antalya’nın Serik ilçesine bağlı Kozağacı köyünde Kürt işçilere linç girişiminde bulunuldu, işçilerin çalıştığı seralar ve barınaklar taşlandı.
• Davutpaşa Katliamı’nın üzerinden 23 ay geçmesine rağmen hala ceza davası açılmadı. Patlamanın sorumlularının yargılanması ve dava dosyasının açılması talebi ile cumartesi günleri Taksim Meydanı'nda biraraya gelen patlamada yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin yakınları eylemlerinin 25. haftasında basın açıklaması gerçekleştirdi. "Davutpaşa'yı unutmadık, unutturmayacağız" pankatının açıldığı eylemde açıklamayı, patlamada hayatını kaybeden Hüseyin Tayranoğlu’nun yeğeni Yeter Akın okudu. Kemalpaşa’da göçük altında hayatını kaybeden işçileri anarak açıklamaya başlayan Akın, patlamanın ardından 23 ay geçmesine rağmen hala ceza davası açılmadığını belirtti. Akın, nihayet, Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin hakimlik tarafından kabul edildiğini ancak, kendilerine tebliğ edilmiş bir iddianame ve verilmiş bir duruşma tarihi olmadığını vurguladı. Akın, bilirkişi raporunda belirtilenlerin ve İçişleri Bakanlığı'nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında dava açılmasını engelleyen valilik kararının da “haksız” olduğunu söylerek, kararı protesto etti.
• Krizin faturasına karşı 14 Mayıs 2009 tarihinde başlattığı direnişini sürdüren Entes Elektronik işçisi Gülistan Kobatan, direnişinin 212. gününde yine fabrika önündeydi. OSİM-DER’in çağrısıyla gerçekleştirilen yürüyüş ve fabrika önündeki basın açıklamasında mücadele kararlılığı ifade edildi. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan İMES Sanayi Sitesi A Kapısı önünde saat 11.15'te başlayan yürüyüşe direnişteki Sinter Metal işçileri de katıldı. ÖDP ve EMEP’in temsili olarak destek verdiği eylemde BDSP ve Metal İşçileri ise dövizleriyle yer aldı. Konuşmada, Entes işçisinin krizin faturasını ödemeyi reddettiği ve bu yüzden direnişe çıktığı söylendi. Ardından "madenci" şiiri okundu ve Bursa’da ölen 19 maden işçisi anıldı. Sinter işçisinin önerisi üzerine ölen maden işçileri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Sermayenin saldırılarına karşı “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!” sloganı hep birlikte atıldı. Entes önündeki etkinlik programının sonrasında Sinter işçilerinin direniş alanına yüründü.
• “Sağlığıma Engel Olma Platformu”nun çağrısıyla Bahçelievler’deki İstanbul FTR Eğitim ve Araştırma Hastane binası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklaması için Bahçelievler Carrefour önünde toplanan kitle, slogan ve alkışlarla hastane önüne yürüdü. Hastane önünde “Sağlığıma Engel Olma Platformu” adına Hakan Özgül basın açıklamasını okudu. Özgül açıklamasında, 140 yataklı yetişkin servisi, 35 yataklı çocuk servisi, son teknoloji ile yapılan iki laboratuar, konferans salonu, kütüphane ile 2 hidroterapi havuzu ve girdap banyosuna sahip olan ve Sağlık Bakanlığı bünyesindeki 4 fizik tedavi merkezinden biri olan İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Carrefour inşaatı sırasında büyük hasar gördüğünü belirtti. Hastanenin en önemli kısmı olan A bloğunun tamamen yıkıldığını ve idari hizmetlerin yapıldığı B bloğunun ise ileri derecede hasar gördüğünü belirten Özgül, inşaatın üzerinden 2 yıl geçtiğini bu süre içinde Carrefour’un çalışmaya başladığını ancak buna rağmen yıkılan ve hasar gören binalar için Sağlık Bakanlığı’nın bir adım atmadığını sözlerine ekledi. Özgül’ün basın açıklamasını okumasının ardından Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Ali Çerkezoğlu bir konuşma yaptı. Çerkezoğlu konuşmasında “Biz hastalarımızı sağlıklı ortamlarda, Carrefour gibi zincir marketler yüzünden yıkılmamış, hasar görmemiş hastanelerde tedavi etmek istiyoruz. Değerli arazilerin sadece rant için marketlere satılmasını istemiyoruz” dedi. Hastane önündeki açıklamanın ardından kitle sloganlar eşliğinde Carrefour önüne yürüdü ve basın açıklaması burada sona erdirildi. Basın açıklaması boyunca, “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “Carrefour yapıldı, hastanemiz yıkıldı!”, “Ne sadaka ne ayrıcalık, parasız eğitim, parasız sağlık!”, “Carrefor hastanemden defol!”, “Sermaye hastanemden defol!” sloganları atıldı. İstanbul Tabip Odası, TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu, Türkiye Sakatlar Derneği, Türkiye Kas Hastalıkları Derneği, Sağlık Hakkı Hareketi Derneği, Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği, Spina Bfida Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi, Halkevleri Bahçelievler Şubesi ve Halkevleri Engelli Hakları Atölyesi’nden oluşan “Sağlığıma Engel Olma Platformu”nun çağrıcısı olduğu eyleme İşitme Engelliler Federasyonu, Gözder, Devrimci Sağlık-İş, Fabider Farklı Gelişen Bireyler Derneği, Halkevleri ve Toplumun Şehircilik Hareketi İMECE de destek verdi.
• Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Kocaeli Üniversitesi’ndeki (KOÜ) konferansında öğrencilerin protestosuyla karşılaştı. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ‘’girişimcilik ve liderlik’’ konulu konferansı öncesi, öğrenciler ve özel güvenlik arasında arbede yaşandı. Öğrenciler, güvenlik görevlilerini tutup tek tek dışarı attı. Devreye jandarma girdi, öğrenciler biber gazıyla püskürtülmek istendi. Rifat Hisarcıklıoğlu, konferans için salona girdiğinde, devrimci öğrenciler, "Bu üniversitede piyasacıları ve sermaye yanlılarını istemiyoruz. Etkinlik iptal edilmelidir" diye tepki gösterdi. Daha sonra, öğrenciler adına kürsüye çıkan bir kişi, etkinliğin neden iptal edilmesini istediklerini anlattı. Bu sırada, başka bir öğrenci de, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile görüşerek, "Krizi yaratanlar sizlersiniz, biz bu salonda sizleri değil, kriz dolayısıyla işinden olan binlerce işçinin temsilcileriyle yüz yüze görüşmeyi tercih ederiz. Kocaeli Üniversitesi’nin kapıları, piyasacı ve işbirlikçilere kapalıdır. Lütfen salonu terk edin" dedi.
• Nakliyat İş üyesi işçiler, Genel Başkan ve yöneticilerin tutuklanmalarını, Topkapı Nakliyeciler Sitesi’nde yaptığı eylemle protesto etti. Nakliyeciler sitesindeki yüzlerce sendika üyesinin iş bırakması ile gerçekleşen eylemde açıklamayı avukat Tacettin Çolak yaptı. Süreç hakkında bilgi veren Çolak, sendika yönetici ve üyelerinin Organize Ekonomik Çıkar örgütü kurmaktan operasyona tabi tutulduklarını ancak “bir ve birden fazla kişinin çalışma hürriyetini engelledikleri” gerekçesiyle tutuklandıklarını belirtti. Konuşmaların sık sık sloganlarla kesildiği basın açıklamasında “Önderler onurumuzdur”, “Cezaevleri yıldıramaz bizleri”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “İnadına DİSK inadına Nakliyat-İş” sloganları atıldı.
• Yurtsever Cephe İşçi Birliği Genel Merkezi yaptığı açıklamada, ‘Katledilen maden işçilerinin hesabını soracağız!’ dedi. YCİB’in açıklamasında, Bursa’da grizu patlaması sonucu 19 işçinin ölümünden başta AKP olmak üzere Özal’dan bu yana sermaye adına yürütmede olan hükümetlerin sorumlu olduğu belirtildi. Stratejik bir ürün olan kömür madenlerinin özelleştirilmesinin iş cinayetlerine zemin hazırladığı vurgulanarak, taşeronlaştırma ile beraber sendikal hakların gasp edilmesine göz yumulduğu vurgulandı. “Kısa vadeli kar hırsıyla gözü dönen patronlar madenlerdeki her türlü iş güvenliği ilkesini yok saymışlardır. En son AKP hükümetinin işyeri hekimliği ile ilgili getirdiği uygulamalar, işçi sağlığının son güvencesini de yok etmiştir. Devlet bu barbarlığı hiç bir şekilde denetleme niyetinde değildir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, Bükköy Maden İşletmesinde de tıpkı Tuzla’da olduğu gibi işçilerin örgütsüz ve kayıt dışı olduğu belirtildi. Bildiride son olarak, “Bu sadece bir basın açıklaması değil, bir suç duyurusudur. Bükköy patronu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Başbakan suçludur. Yurtsever Cephe İşçi Birliği sonuna kadar bu sürecin takipçisi olacaktır” denildi.
• Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Bursa'da meydana gelen göçükle ilgili bir açıklama yayımladı. Türkiye'de temel sorunun, iş sağlığı ve güvenliği koşullarının tam sağlanmaması, denetim ve yaptırım etkisizliği olduğunun belirtildiği açıklamada, Türkiye'nin iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa'da birinci sırada yer aldığı kaydedildi. Açıklamada, ''Maden ocaklarında iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olan teknik nezaretçi, ücret ve iş akdi açısından iş yeri sahibine bağımlıdır. İşverene ücret ve iş akdi açısından bağımlı olan bir sorumlunun önce üretim değil, önce insan anlayışıyla hareket edip, işverenden üretimi durdurması ve işçilerin tahliyesini istemesi ne kadar gerçekçi bir beklenti olabilir? Zaten ülkemizde de bu gerçekleşmemektedir. Ocağın grizulu ve riskli olduğunu patlamadan ve onlarca madenciyi diri diri toprağın altına gömdükten sonra öğrenebilmekteyiz" ifadeleri yer aldı. Açıklamada, sürekli, etkili denetim ve sağlıklı güvenli iş ortamları sağlamak için nezaretçinin iş akdi ve ücret açısından işverene bağımlığı sona erdirilmesi gerektiği, nezaretçinin sürekli ocakta bulunmasının sağlanması gerekliliği vurgulandı.
• Bükköy Madencilik A.Ş.'ye ait maden ocağının, işçi düşmanı sayısız uygulamaya imza atan Nurullah Ercan'a ait olduğu ortaya çıktı. Ercan'ın sahip olduğu Bolu Gökçesu'da Bükköy Madencilik ve Üçpınar Madencilik şirketlerinin üretim yaptığı Kayaaltı, Çorak ve Çamlık linyit ocaklarında çalışan 228 işçi ile Kuzey Anadolu Madencilik A.Ş'ye ait Tuzlukaya Linyit Ocağı'nda çalışan 88 işçi DİSK'e bağlı Dev Maden-Sen'e üye olmuşlardı. Türkiye Kömür İşletmeleri'nden kiraladığı sahalarda madencilik yapan Ercan, ocaklarında sendikal örgütlenmeyi engellemeye çalışmış, patronun baskılarına karşı işçiler direnişe geçmişti. 19 Kasım 2000'de ise yine Nurullah Ercan'a ait Kayaaltı linyit ocağında meydana gelen iş kazası sonucu 7 işçi can vermişti.
• Grizu patlamasında 19 işçinin hayatını kaybettiği maden işletmesinin mayıs 2009'da denetimden geçtiği sırada saptanan eksikliklerini Aralık ayına kadar gidermesi talimatı verildiği halde bu eksiklerin giderilmediği öğrenildi. Madende yeraltında çalışan her ekipte olması gereken metan gazı ölçüm cihazının yalnızca şeflerin kullanımına verildiği, madene ait toplam 3-4 ölçüm cihazının bu nedenle bir süredir yeraltına inen işçiler tarafından kullanılamadığı belirtildi. Bu nedenle madende gerekli olan metan gazı ölçümlerinin yapılamadığı bildirildi. Patlama öncesi madende aşırı ısınma olduğunu belirten işçilerin tanıklığıyla birleştirildiğinde, grizu patlamasında ciddi ihmallerin olduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca, madenin havalandırma sisteminde de eksikliklerin olduğu belirtiliyor.
• Sincan İşçi Derneği, sefalet ücretlerine karşı Ankara’nın dört bir yanındaki işçi ve emekçilere mücadele çağrısı yapıyor. Dağıttıkları bildirilerde Sincan İşçi Derneği “İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret” için işçileri mücadele saflarına çağırıyor.
• DİSK, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ kamuoyunda "kiralık işçilik" düzenlemesi olarak bilinen ve özel istihdam bürolarına mesleki anlamda geçici iş ilişkisi kurma yetkisi veren düzenlemenin yeniden gündeme getirilmiş olmasını kaygıyla karşıladıklarını belirterek TBMM'ye açık mektup yazdılar.
• Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Yunus Akıl, 25 Kasım uyarı grevine katıldıkları gerekçesiyle TCDD yönetimi tarafından görevden uzaklaştırılan 16 kişi için yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmaya başladıklarını söyledi.
• İstanbul'da İkitelli-Ayazma Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 2007 yılında evleri yıkılan ve bu tarihten itibaren kendi imkânlarıyla ayakta kalmaya, hayata tutunmaya çalışan mağdur aileler 10 Aralık Perşembe günü Küçükçekmece Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdiler. Ayazma’da kiracı olarak yaşayan ve yıkımlar sonrasında çadırlarda direnişe geçen dönüşüm mağduru aileler yaptıkları basın açıklamasında Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay tarafından kendilerine bir yıllık kira süresi verildiğini ve bu süre sonrasında ise yapımı süren TOKİ Bezirganbahçe konutlarından ev tahsis edileceğini hatırlattılar. Bu bir yıllık süreç içinde belediye tarafından mağdur ailelere kira yardımı yapılacağı sözü verildiğini ancak bir yıllık kira süresinin dolmasına rağmen belediyenin ne yeni bir kira sözleşmesi ne de söz verdiği konutları vermediği belirtildi. Belediyenin dönüşüm mağdurlarına yardım etmediği gibi, bununla birlikte mağdur ailelerin kendi imkanlarıyla kurdukları barakaların bizzat belediye ekipleri ve polis tarafından yıkıldığı belirtildi. Yaklaşık iki yıldan beri barakalarda yaşayan, yıkımlara karşı direnen 18 aile konu ile ilgili Küçükçekmece Belediyesi’nden yetkililerle görüştü.
• DİSK Nakliyat-İş Sendikası yönetici ve üyeleri tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Suç örgütü kurmak” iddiasıyla gözaltına alınan Nakliyat-İş yöneticileri "Birden fazla kişinin çalışma hürriyetini engelleme ve ruhsatsız silah bulundurma" gerekçesiyle tutuklandılar.
• Kağıthane Profilo Anadolu Meslek Lisesi’nden bir grup öğrenciye 25 Kasım grevine destek eylemi nedeniyle üç gün uzaklaştırma cezası verildi. Öğrenciler, Eğitim - Sen 3 No’lu Şube temsilcileri ile birlikte Kağıthane İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne itiraz edecekler. Öğrenciler, öğretmenlerine ve diğer kamu emekçilerine destek vermek amacıyla 25 Kasım günü, "Parasız eğitim, insanca yaşam, güvenli gelecek için öğretmenlerimizin yanındayız - Profilo Öğrencileri" pankartı ile okullarının önüne bir yürüyüş düzenlemişlerdi. Kapıda grevci öğretmenleri ile buluşan öğrenciler, greve katılmayan kimi öğretmenlerinin ise müdahalelerine maruz kalmıştı. Müdahaleye rağmen kapıdaki öğretmenlerine desteğe devam eden öğrenciler ardından Beyazıt Meydanı'ndaki mitinge katılmıştı.
• Kapatılan Saruhanlı TEKEL Deposu işçileri, Manisa'da fidan dikim törenine katılan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nu protesto etti. Saruhanlı TEKEL Deposu'nun kapatılmasının ardından işsiz kalan 50 kişilik gruptan "Sayın Bakanım, durumumuz hakkında bir şeyler söylemek istiyorum'' diyen işçiye söz hakkı vermeyen Bakan Eroğlu, "Ben senin ne söyleceğini biliyorum. Bu konuda bakanlar kurulunda görüşme yapıldı. Başbakanımız sizin sorununuzun çözümü hakkında gerekli açıklamayı yapacaktır'' dedi. Ancak açıklamayla tatmin olmayan işçilerden biri "Sayın bakanım işimiz yok. Bundan sonra ne yapacağız'' deyince, gerçek yüzünü gösteren Bakan Eroğlu, "Depoların boşalmasına karşın maaşlarınız ödeniyor mu, ödeniyor. Sizi mağdur etmemek için tazminatlarınız da ödenecek'' dedi. Bakanın sözleri ile işçilerden "yuh!'' sesleri yükseldi. Öfkelenen Bakan, "Burada ağaç dikme töreni gerçekleştiriyoruz. Öyle yuhlamalara gerek yok. Aranızda birkaç kişinin galeyanına geliyorsunuz, yuhlama yapıyorsunuz. Artık Türkiye'de yan gelip yatma dönemi bitti. Yatarak para kazanma dönemi bitti. Artık herkes işini yapacak'' diye konuştu. Bakan Eroğlu'nun bu sözleri işçileri çileden çıkarırken, işçiler polis tarafından alandan uzaklaştırıldı.
• DİSK Devrimci Sağlık-İş, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu açıklamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun sonucu önceden bilinen bir toplantı yaptığını belirterek, komisyona katılan hükümetin, işveren ve işçi temsilcilerinin ülkeyi ucuz emek pazarı olarak görerek mevcut kriz koşullarında emekçiler açısından çalışma ve yaşam koşullarını daha da ağırlaştıracak bir orta oyunu sergilediklerini söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, asgari ücreti düzenleyen 55. maddesinde “Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartlarının da göz önünde bulundurulacağı” ifadelerinin yer aldığını söyleyen Çerkezoğlu, aynı maddenin ikinci fıkrasında da devlete, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alma görevinin verildiğini söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ise asgari ücretin belirlenmesinde işçilerin ve ailelerinin gereksinimlerinin ve yaşam koşullarının gözetilmesi gerektiğinin ifade edildiğini belirtti. Çerkezoğlu taleplerini şöyle sıraladı: Taşeron çalıştırma yasaklanmalı ve tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmelidir; Asgari ücretli çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır; Sabah 06.00-09.00 ile akşam 18.00–21.00 saatleri arasında ulaşım ücretsiz olmalıdır; Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri de devlet tarafından karşılanmalıdır, sağlık tümüyle parasız olmalıdır; Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı emekçilerin ağırlığı artırılarak genişletilmeli, görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmelidir; Asgari ücret net olarak belirlenmeli, asgari ücret üzerinden alınan vergiler kaldırılmalıdır. Bölgesel asgari ücret uygulanması yolundaki girişimler terk edilmelidir; Başta hastanelerde çalışan taşeron sağlık emekçileri olmak üzere gelirleri asgari ücrete odaklanmış tüm emekçiler için asgari ücret bir pranga olmaktan çıkarılmalı, asgari ücret emekçiler için önemli bir mücadele gündemi haline getirilmelidir.
• Adana'da basın açıklaması yapan BTS ve Ulaşım-Sen üyeleri grevi ortaklaşa sahiplendi. TCDD Adana Bölge Müdürlüğü önünde toplanan KESK- BTS ve Türkiye Kamu-Sen-Türk Ulaşım-Sen üyelerinin eyleminde iki ayrı açıklama okundu. Basın açıklamalarının okunmasının ardından bölge müdürlüğü önünde 15 dakikalık bir oturma eylemi gerçekleştirildi. Oturma eyleminin ardından ceza almayan sendika üyeleri kendilerinin de eyleme katıldıklarını, bu nedenle de kendilerine de ceza verilmesi gerektiğini içeren dilekçeleri TCDD Bölge Müdürlüğü’ne verdiler. “Baskılar bizi yıldırmaz!”, “Kahrolsun emperyalizm!”, “Kahrolsun faşizm!”, “Birleşe birleşe kazanacağız!”, “Yaşasın iş ekmek özgürlük mücadelemiz!”, “Kahrolsun AKP yalakaları!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarının atıldığı eylem dilekçelerin verilmesinin ardından sona erdi. TCDD yönetimi 25 Kasım grevine katılarak “yolcuların özgürlüğünün engellendiği” gerekçesiyle 10’u BTS üyesi, 6’sı Türk Ulaşım-Sen üyesi toplam 16 kişiye ceza vermişti. Adana’da da 3’ü BTS yöneticisi olmak üzere 4 kişiye aynı ceza verilmişti.
• Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde Bükköy Madencilik ve Turizm Anonim Şirketi'ne ait kömür ocağında yaşanan toplu işçi kıyımına ilişkin DİSK, KESK ve Bursa Tabip Odası yazılı açıklama yaptı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 19 işçinin iş cinayetine kurban gittiği katliama “Grizu Patlamalarında Toplu Ölümler Kader Değildir!” başlığıyla tepki gösterirken DİSK ise “Türkiye İşçi Cehennemi Oldu! İşçi ölümlerinden yönetenler sorumludur!” dedi. KESK adına açıklama yapan genel sekreter Emirali Şimşek, her kazanın ardından mesajlar yayınlayan ve suçluların hesap vereceğini söyleyen hükümetin asıl hesap vermesi gereken taraf olduğunun altını çizdi. 2008 yılında maden kazalarında yaşamını yitiren işçi sayısı 43 iken bu sayısının 2009 yılında 74’e çıktığının hatırlatıldığı açıklamada 15 Ağustos 2009 tarihinde yürürlüğe giren “İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri İle Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik”in 50 kişiden az işçinin çalıştığı işyerleri ve mevsimlik işlerde çalışanların iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alma haklarını kapsamadığı belirtildi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi tarafından yapılan yazılı açıklamada ise 2006 Haziranında Balıkesir’de kömür ocağında grizu patlamasında 17 işçinin hayatını kaybetmesinin ardından AKP Hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in “Bunlar maalesef madencilikte olagelen kazalar. Maalesef, bu madenciliğin tabiatı icabı olabiliyor” sözlerinin AKP Hükümeti’nin insanlara ve çalışanlara bakışını yansıttığını sözlerine vurguladı. Maden ocaklarında şimdiye kadar yaşanan 3500 ölümün sebebinin aşırı kâr hırsı olduğunu belirtti. DİSK açklamasında, "İnsanı değil kâr hırsını merkezine alan, en zor ve en kötü koşullarda insanları çalışmaya zorlayan, işçilerin, çalışanların söz sahibi olmadığı üretim süreçleri potansiyel birer “insan mezarlığı” olarak kalacaktır. Önlem alınmayan, insana yatırım yapılmayan işyerlerinin faaliyetlerine izin verildiği, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda uzmanların, sendikaların ve meslek örgütlerinin bypass edilip dışlandıkları müddetçe, yaşadığımız bu “kazaların” adı “cinayet” olacaktır ve sorumluluk da sadece işletmelerin değil bunlara göz yuman hükümetlerin olacaktır" denildi. Bursa Tabip Odası’nın açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Madenlerde göçük her zaman sürpriz bir şekilde olabilir ama grizu sürpriz değildir. Önemli olan sürekli ve düzenli olarak gaz ölçümlerinin yapılması ve metan gazının kritik seviyeye gelmeden ocağın boşaltılması gerekliliğidir. Aksi takdirde patlama gerçekleştikten sonra yangın da başlayacak ve ortamda her türlü toksik gazlar oluşacaktır. Teknik raporları ilerleyen günlerde hep beraber göreceğiz. Anlaşılan odur ki burada "gaz kontrolleri konusunda sorun" vardır. Biliyoruz ki Madenlerimiz de İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri yeteri kadar alınmış olsa bu acı olayı yaşamayacaktık".
• Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Devecikonağı Köyü’ndeki Bükköy Madencilik İşletmesi'ne ait kömür maden ocağında 10 Aralık'ta meydana gelen grizu patlamasında göçükte kalan 19 işçinin yaşamını yitirdiği açıklandı.
• Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, DİSK Genel Merkezi önünde yaptığı açıklama ile Nakliyat-İş’e yönelik saldırıları kınadı. Açıklamanın ardından platform bileşenleri DİSK yöneticilerine destek ziyareti gerçekleştirdiler. Süreç hakkında bilgi aldılar.
• KESK Bursa Şubeler Platformu, 10 Aralık günü Orhangazi Parkı’nda gerçekleştirdiği eylemle, çeşitli illerde 25 Kasım “uyarı grevi”ne katılan 16 BTS üyesinin sürgün edilmesini protesto etti.
• “Refhan donuyor” pankartı ve “Koyun değil öğrenciyiz!”, “Üşüttük!”, “Donuyoruz duyan var mı?!” dövizleriyle okulun önünde toplanan öğrenciler, “Savaşa değil eğitime bütçe!”, “Isınma hakkımız engellenemez!” sloganlarıyla okulun önünden geçen Atatürk Caddesi’ni trafiğe kapattı. Liseliler adına açıklamayı yapan Dilara Anıl "Eğitim ve öğretim nasıl temel ihtiyacımızsa ısınmak da hakkımız. Okulda gittikçe soğuyan havaya rağmen dışarıdaki ortamdan farklı olmayan sınıflarda eğitim görüyoruz. Devletin eğitime ayırdığı bütçeyle donuyoruz. Okulumuzda şu an ısınamıyoruz" dedi.
• Fener-Balat-Ayvansaray Alan Yenilemesi adı verilen kentsel yağma projesinin, belediye meclisinde oylamaya sunulacağı saatlerde Fener-Balat-Ayvansaray Mülk Sahipleri ve Kiracılarının Haklarını Koruma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin (FEBAYDER) çağrısıyla bir araya gelen bölge halkı, Fatih Belediyesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama metnini okuyan FEBAYDER Yönetim Kurulu üyesi Çiğdem Şahin; “Fatih Belediyesi haberimiz olmadan evlerimizi ‘yenileme alanı’ ilan ederek Çalık Grubuna ihale etmiştir” diyerek defalarca sözlü ve yazılı taleplerine rağmen projelerini sakladıklarını belirtti. Sözlerini “Yapmak istedikleri ortadadır. Devlet gücünü kullanarak evlerimizi mümkün olduğunca ucuza ele geçirebileceklerini ve buradan yandaş firmaları Çalık Grubu’na trilyonlar kazandıracaklarını hayal etmektedirler. Bizi yok sayarak bunu yapabilme cesaretini nerden bulduklarının hesabını sormanın şimdi tam sırasıdır’ şeklinde sürdüren Şahin, haklarını kendi güçleriyle aramaktan başka seçenekleri olmadığını ifade etti. Öfkelerini duyurana kadar haykıracaklarını söyleyen Şahin “‘En temel haklarımız barınma hakkımızın, yaşam hakkımızın çiğnenmesine izin vermeyeceğiz’ dedi. Basın açıklamasının ardından belediye meclis toplantısına girmek isteyen bölge halkının, Belediye Başkanı Mustafa Demir’in talimatı doğrultusunda meclise girmeleri engellendi. Mecliste söz alan bir AKP Meclis üyesi, avan projesinin kabul edilmesi gerektiğini ve bu konuda vatandaşın gereksiz kaygılar içerisinde olduğunu söyleyerek, projenin onaylanma kararının çoktan alındığının sinyalini verdi. Kentsel yağma uygulamasını, Türkiye’nin en sosyal projesi olduğunu iddia eden Belediye Başkanı Mustafa Demir ise, bölgenin Çalık Grubu’na devredildiğini ve nasıl bir bölüşüm politikası uygulandığına değinmeden, halkının tepkisinin bu çalışmayı hak etmediğini ve kimsenin mülkiyet hakkına zarar vermeyeceklerini söyledi. Demir’in konuşmasının ardından proje, oylamaya sunularak AKP meclis üyelerinin çoğunluk oylarıyla kabul edildi. Oylamanın ardından FEBAYDER üyeleri ve bölge halkını meclise alarak görüşme yapan Demir, bu projenin bölge halkına sorulmadan hazırlanması ve en son kentsel dönüşüm projeleri ile yağmalanan Sulukule gerçeği ile ilgili soru ve yorumları “kötü niyetlilik” olarak değerlendirdi. Demir, yenilenecek bölgelerde yaşayan mülk sahiplerinin ya mülklerinden hisse alacaklarını, ya projede kat karşılığı para alarak satmaya tabi tutulacaklarını ya da itiraz edenlerin mahkemeye başvurarak mülkü kamulaştırabileceklerine dair getirdiği yorumlarla, bölge halkının evlerini terk etmekten başka seçeneğinin kalmayacağı sinyalini verdi.
• Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinin Devecikonağı Köyü’ndeki Bükköy Madencilik İşletmesi'ne ait kömür maden ocağında 10 Aralık akşamı saat 19.30 sıralarında grizu patlaması meydana geldi. Maden ocağındaki göçükte 19 işçinin mahsur kaldığı bildirildi.
• TEKEL'in özelleştirilmesi nedeniyle 4-C statüsüne geçecek işçiler İzmir'de sağanak yağışa aldırmadan sendika önünden AKP İzmir İl Başkanlığı'na kadar yürüdüler.
• Türk Eczacıları Birliği’nin Ankara Hilton Oteli’nde bu sabah başlayan 37. Olağan Büyük Kongresi’nde konuşma yapmak üzere kürsüye çıkan birliğin eski başkanı ve AKP milletvekili Mehmet Domaç meslektaşlarının protestosuyla karşılaştı. Domaç ıslık ve yuhalamalarla kürsüden gönderildi. Kongrenin konuklarından Türk Dişhekimleri Birliği Başkanı Murat Akkaya, Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı yaptıkları konuşmalarda eczacıların yurt genelinde kepenk kapattıkları 4 Aralık eylemine desteklerini açıklayarak, AKP’nin politikalarına karşı meslek örgütlerinin birlikte mücadelesinin gerekliliğinin altını çizdiler.
• Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde tarafların görüşlerini açıklamasına izin verilmediği için Türk-İş heyeti görüşmeden ayrıldı. Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısı öncesinde basın mensuplarının Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nihat Yurdakul ile görüşmesi Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın tarafından engellendi.
• Birleşik Taşımacılık Sendikası ve Türk Ulaşım Sen üyeleri greve katılan 16 TCDD çalışanının açığa alınmasını protesto etti. "Biz de Grev Yaptık, Bizi de Açığa Alın!" sloganı ile BTS (Birleşik Taşımacılık Sendikası) ve Türk Ulaşım Sen üyesi emekçiler Haydarpaşa Garı önünde AKP’nin emekçi düşmanlığını proteste etmek amacıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına TKP Kadıköy İlçe Örgütü ve YCİB 3 nolu Şube üyesi işçiler de destek verdi.
• 25 Kasım Grevi’ne katılan kamu emekçilerinden tren makinisti 16 TCDD çalışanı teftiş kurulunun 07/12/2009 tarihli 55696 sayılı kararı ile işten el çektirildi.
• Dokuz Eylül Üniversitesi yerleşkeleri arasında ücretsiz ulaşım sağlayan 412 nolu otobüsün kaldırılmasına karşı üniversite öğrencileri DEÜ – Tınaztepe Yerleşkesi’nde bir eylem gerçekleştirdi. Öğrenciler otobüslere ücretsiz binerek belediyeyi protesto etmek isterken, belediye yetkilileri öğrencilerin ücretsiz bindikleri otobüslerin hareket etmesini engellediler. Bunun üzerine otobüslerden inen öğrenciler yolu bir süreliğine trafiğe kapattılar. Bütün Buca hattının son durağı olan noktada otobüslerin birikmesi üzerine belediye otobüslerinin güzergahı değiştirilmek zorunda kalındı. Öğrenciler, eylem sırasında “Koyun değil öğrenciyiz”, “Parasız eğitim ücretsiz ulaşım”, “412 geri gelecek”, “Öğrenci düşmanı İzmir Belediyesi” şeklinde sloganlar atarken duraklarda bekleyen belediye yetkilileri “yetkili” olmadıklarını söyleyerek sürekli öğrencilerden kaçmaya çalıştılar. 10 Aralık perşembe günü aynı saatte ve aynı yerde çok daha kalabalık ve çok daha güçlü bir şekilde toplanacaklarını bildiren üniversite öğrencileri eylemlerini sonlandırdı.
• Ulaşım ücretlerine yapılan %33'lük zammın ardından bir dizi eylem düzenleyen TKP'li Öğrenciler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın zamları acil olarak geri alması için Mecidiyeköy metrobüs gişelerinin önünde bir uyarı eylemi yaptı. Mecidiyeköy metro istasyonu çıkışından başlayarak metrobüs gişelerine kadar bir yürüyüş gerçekleştiren TKP'li Öğrenciler, Kadir Topbaş'tan söz değil "icraat" beklediklerini ve sabırlarının taşmak üzere olduğunu belirttiler. Bayram tatilinde basına verdiği demeçte “Vatandaş, öğrenci tepkisinde haklıdır” diyerek yapılan eylemlerden dolayı telaşa kapıldığını belli eden, ancak henüz zamları geri almayan Topbaş'ın İstanbul halkını, emekçileri, öğrencileri oyaladığını dile getiren öğrenciler, Türkiye Komünist Partisi tarafından geçen Cuma günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne verilen uyarı metninin bir örneğini duvara yapıştırdı. Eylemde TKP'li Öğrenciler adına bir konuşma yapan Kağan Öksüz, Topbaş'ın kendilerini oyalamaktan vazgeçmesini, aksi halde sıra arkadaşlarını, ailelerini, kardeşlerini yanlarına alarak binlerce kişi sokağa çıkacaklarını dile getirdi. Konuşmanın ardından halkın yoğun desteği ve alkışlar eşliğinde uyarı metni gişelerin karşısındaki duvara yapıştırıldı.
• Özgürlük ve Dayanışma Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu bir açıklama yaparak Nakliyat-İş'e dönük operasyonu protesto etti.
• Nakliyat-İş üyeleri ve yöneticileri 10 Aralık Perşembe günü Beşiktaş Savcılığı’na çıkarılacaklar. Nakliyat-İş sendikası dayanışma için çağrıda bulundu.
• Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Karaosmanoğlu ve diğer sendika yöneticilerinin serbest bırakılması için Yurtsever Cephe İşçi Birliği Genel Merkezi’nden bir açıklama yapıldı. Açıklamada AKP'nin faşist yöntemleri kullanan ve darbe dönemlerini andıran baskılarının sendikaları hedef aldığı vurgusu yapılarak sendikacıların derhal serbest bırakılması talep edildi ve gözaltılara karşı "en sert yanıt" verilmesi için çağrıda bulunuldu.
• Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2010 yılı asgari ücretini belirlemek üzere toplanıyor. Toplantı öncesinde asgari ücrete ilişkin değerlendirme yapan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, son günlerde hükümetin sendikalara olan yaklaşımları sonucu asgari ücret toplantısından olumlu bir sonuç çıkmayacağına dikkat çekerek, memur ve işçi sendikalarının Türkiye genelinde araştırma yaparak açlık sınırını ortaya koyduğunu, bu araştırmalar sonucunda açlık sınırının 780-800 TL arasında değiştiğini anımsattı. Türk-İş'e Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na katılmama çağrısında bulunan Çelebi, sorunun toplantıya katılıp katılınmamasının çok ötesinde olduğunu vurguladı. Çelebi, "Çünkü Türk-İş'in orda işçiler adına söylediği hiçbirşeyin geçerliliği olmayacak. Hükümetle işveren bu konuda kararı belirliyor. Onların verdiği kararda üç aşağı beş yukarı uygulamaya konuluyor. Burada işçi sendikalarının söyledikleri tamamen muhalefet şerhi koymanın ötesine geçmiyor" dedi. Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nihat Yurdakul, ilk toplantıda olumlu sonuç çıkmaması halinde diğer toplantılara katılmayacaklarını açıkladı.
• Emekli-Sen'in Genel Başkanı Veli Beysülen, eski adı Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED) olan ve son genel kurulu'nda adını Türkiye Emekliler Derneği olarak değiştiren derneğin emeklilerin haberi olmadan maaşlarından yaptığı aidat kesintisini yargıya taşıyacaklarını söyledi. Beysülen, bunun için Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’den gelecek yanıtın beklendiğini bildirdi.
• 7 Aralık günü, Tokat'ta 7 askerin ölümü ve diğerlerinin yaralanmasının ardından SES Adana Şube ve Eğitim Sen iki ayrı açıklama yaptı. Açıklamalarda çatışmaların durdurulması, barış, halkların eşitliği ve kardeşliği ilkeleri savunuldu, provokasyonlara karşı uyarıda bulunuldu ve saldırı şiddet operasyon ve eylemleri ve sonuçları kınandı.
• Türkiye’nin en büyük fizik tedavi hastanesi olan Şirinevler'deki İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin Carrefour market inşaatı yüzünden yıkılması Türkiye Sakatlar Derneği tarafından protesto edilecek. Sağlığıma Engel Olma Platformu adına Türkiye Sakatlar Derneği tarafından yapılan eylem çağrısında market inşaatı yüzünden yüzlerce engelli ve hastanın ortada bırakıldığı ifade edildi. Buluşma yeri: Şirinevler İstanbul FTR Hastanesi önü; Buluşma Tarihi: 12 Aralık Ctesi saat 12:00
• Nakliyat İş'e yapılan baskın Adana’da DİSK tarafından basın toplantısı ile protesto edildi.
• Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu, Nakliyat-İş Sendikası Genel Merkezi ve şubelerine yönelik polis baskınlarını protesto etmeye hazırlanıyor. HSGGP bileşeni ilerici devrimci kurumlar, baskı ve sindirme politikalarına karşı 10 Aralık Perşembe günü DİSK Genel Merkezi önünde eylem yapacaklar. Nakliyat-İş Sendikası'yla dayanıyma içinde olduklarını ifade edecekler. Açıklamanın ardından DİSK yönetimine ziyaret gerçekleştirilecek. Buluşma tarihi/saati: 10 Aralık 2009 perşembe saat 12:30; Buluşma yeri: Şişli'de DİSK Genel Merkezi önü.
• Avukatlar, 29 Kasım günü Taksim Polis Merkezi'nde meslektaşlarının işkence görmesini protesto etmek için Mis Sokak'ta biraraya gelerek cübbelerini giymiş olarak, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" pankartı arkasında Taksim Polis Merkezi'ne yürüdü. "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!", "Polis devleti değil hukuk devleti!", "Taksim Polis Merkezi kapatılsın!" sloganlarının atıldığı eyleme Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Avukatlar Birliği, Hukukun Üstünlüğü Grubu, Katılımcı Avukatlar Grubu, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, GOP Bölge Hukukçular Derneği, Hukukçular Derneği, Kartal Hukukçular Derneği, Genç Avukatlar Birliği, Piyasalaşmaya Karşı Avukatlar Platformu üyesi avukatlar katıldı. Avukatlar adına konuşan sözcü Av. Kemal Aytaç, Taksim Polis Merkezi hakkında geçmişe yönelik olarak etkin bir idari soruşturma başlatılmasını ve sorumluların görevden el çektirilmesini istedi.
• Tek Gıda İş Sendikası Adıyaman Şubesine üye TEKEL işçileri iş yerlerinin kapatılmasını basın açıklaması yaparak protesto etti. Demokrasi Parkı'nda gerçekleştirilen açıklamada işçiler, yüzlerine taktıkları maskelerle “AKP virüsünden” korunduklarını ifade ettiler. Basın açıklamasını okuyan Tek Gıda İş Sendikası Adıyaman Şube Başkanı Mithat Yoldaş, Adıyaman'da 756 Türkiye genelinde ise 11 bin TEKEL işçisinin olduğunu belirterek, kendilerine işsizliğin reva görüldüğünü söyledi. Basın açıklamasının ardından işçiler AKP İl Başkanlığı binasına yürüdü. İşçiler sloganlar eşliğinde AKP il binasının bulunduğu Mimar Sinan Kültür Parkı önüne geldi. İşçiler parti binasına yumurta yağmuruna tuttu. Polis yumurta atan işçileri gözaltına almak istedi fakat işçiler buna karşı çıkarak, gözaltına engel oldu.
• Uluslararası yazılım devi IBM Türk'te Türk-İş'e bağlı Tez-Koop-İş Sendikası’nın başlattığı örgütlenme mücadelesi toplu sözleşme masasına doğru ilerliyor. IBM'de 2008 yılının Şubat ayında çoğunluğu sağlayarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yapılan işkolu tespit başvurusunun kazanımla sonuçlanmasının ardından bu kez de toplu sözleşme yetkisinin önündeki engeller kalktı. İstanbul 7. İş Mahkemesi'nde 9 Aralık günü görülen yetki davasında hakimin davayı reddetmesi sonucunda Tez-Koop-İş Sendikası'nın IBM'de yetkili sendika olduğuna ve TİS imzalama hakkı olduğuna karar verildi. IBM'in bundan sonraki süreç için yapacağı temyiz başvurusunun ise 1,5-2 aylık süreç içerisinde sendikanın lehine sonuçlanması ve TİS görüşmelerinin başlanması bekleniyor.
• Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) Diyarbakır AYÖP temsilcisi olan İrfan Balık’ın işine son verilmesini protesto etmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
• Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, dünyada pancardan şeker üretimini desteklemeyen tek ülkenin Türkiye olduğunu belirtirken, buna rağmen Türk-Şeker’in milyarlarca liralık kar ettiğine dikkat çekti. ABD ve AB dahil gelişmiş ülkelerde şeker pancarının desteklendiğini belirten Gök, şeker sektörünün stratejik sektörler arasında kabul edildiğini vurguladı. ABD’de şahıslara ait fabrika bulunmadığını; Fransa’nın şahıslara sattığı şeker fabrikalarını daha sonra geri alarak kooperatiflere devrettiğini anımsatan Gök, Şeker-İş Sendikası olarak bir kez daha özelleştirmeye ‘dur’ demek için Danıştay’ın kapısını çalacaklarını söyledi. Türkiye’nin bu özelleştirmeyi yapması durumunda 2015’ten sonra pancar üretiminden tümden çekileceğini ileri süren Gök, bunun 150 bin kişinin işini kaybetmesi anlamına geldiğini söyledi.
• Adana'da Tekel fabrikası işçileri yol kapatarak işten çıkarılmaları protesto etti. Yaprak Tütün İşletmesi Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada, Tekgıda-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Cafer Yaşar, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne (TTA) bağlı işyerlerinin kapatılacağını ve buralarda çalışan işçilerin 4/C statüsünde başka kurumlara tayin edileceğini belirtti. Açıklama sona erdikten sonra sendika üyesi TEKEL işçileri, sloganlar eşliğinde işyeri önündeki D-400 kara yolunu bir süre trafiğe kapattılar. Eylemlerini sona erdiren işçiler, daha sonra iş yerlerine döndüler.
• DESA Deri patronu, Deri-İş Sendikası ile imzaladığı protokolü uygulamıyor. DESA Deri'nin Düzce ve Sefaköy'deki fabrikalarında sendikalaştıkları için işten atılan DESA işçilerinin direnişi ve başlattıkları hukuki süreç, DESA patronuna geri adım attırmış ve patronla Deri-İş Sendikası arasında protokol imzalanmıştı. Protokolün ardından DESA patronu, sendika düşmanı tavrını daha da azgınlaştırarak işçiler üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Sendika toplantılarına katılan işçiler iş ve işyeri değişikliği saldırısı ile karşı karşıya kalırken, izin almada sıkıntı yaşıyor. Özellikle yeni sendikalı olan işçilere yönelik baskılar daha da artarken, işçiler patron tarafından “iş bulamazsınız, aç kalırsınız” tehditlerine maruz kalıyor. Protokol ile işe geri alınan işçiler de koşulların daha ağırlaştığını ifade ediyor. Protokolün işletilmemesi üzerine Deri-İş Sendikası, DESA işçileri ve DESA işçileriyle yurtdışında dayanışma kampanyası düzenleyen Temiz Giysi Kampanyası (CCC) temsilcileri Düzce’de basın toplantısı düzenleyerek DESA patronunu protokole uymaya çağırdı.
• Kasım 1995’te Ankara’da sendikalardan temsilcilerin katılımı ile yapılan ‘konfederasyonlaşma tüzük ve kuruluş kurultayı’nın ardından, 8 Aralık’ta kurulan Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) 14 yaşında. KESK Genel Merkezi tarafından yapılan 'KESK tarihi sendikal hak ve özgürlükler ve demokrasi mücadelesi tarihidir’ başlıklı açıklamada, “Emekçilerin kul anlayışından örgütlü topluma giden yolu açma ve geleceğe taşıma hedefli 100 yıllık mücadele tarihi üzerinden doğan KESK, ‘hak verilmez alınır’ ilkesi üzerinden yürüttüğü fiili ve meşru eylem anlayışı ve pratiğiyle bu mirası kararlılıkla geliştirmektedir” denildi. KESK'in kuruluş yıldönümü Bursa ve İzmir'de gerçekleştirilen etkinliklerle kutlandı.
• DİSK'e bağlı Nakliyat-İş Sendikası'na 7 Aralık sabaha karşı düzenlenen operasyon 8 Aralık günü öğle saatlerinde DİSK'e bağlı sendikalara üye işçiler tarafından protesto edildi. İstanbul Zeytinburnu Nakliyeciler Sitesi'ndeki Nakliyat-İş İstanbul Şubesi önünde düzenlenen protestoya katılan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi burada yaptığı konuşmada, "özel istihdam büroları açılması ve kıdem tazminatı kanununun değiştirilmesi düşüncesine engel olacağı için DİSK'e ve işçi sınıfına saldırılıyor" dedi.
• Vestel’de işten çıkarmalar ve hak gaspları devam ediyor. Son aylarda artan işten çıkarmaların önümüzdeki günlerde de sürmesi bekleniyor. Fabrikada çalışmaya devam eden işçiler ise adeta kölelik koşullarında çalıştırılmaya zorlanıyor. İşyerinde özel cep telefonlarının açık olmasını yasaklayan Vestel yönetimine itiraz etmesi nedeniyle işten çıkarıldığını ifade eden Vestel eski işçisi, iki çocuğu olduğunu, bunlardan 11 yaşında olan oğlunun diyabet hastası olduğunu ve acil durumlar için telefonunun sürekli açık kalması gerektiğini söyledi. Bunu fabrika yönetimine anlattığında, aldığı yanıt “fabrika telefonundan sana ulaşılabilir” olmuş. Kendi evinde sabit telefonun bulunmadığını ve evle tek iletişim yolunun cep telefonu olduğunu söylediğini belirten işçi, bu durumu bildirmesine rağmen, Vestel yönetiminin bu konunun kendilerini ilgilendirmediğini söyleyerek hakkında tutanak tutturduğunu belirtti. Vardiya saatlerinin 12 saate çıkarıldığı işyerinde iş yetiştirme bahanesiyle yoğun iş temposuna maruz bırakılan işçilerden bayılanlar olduğu, yemek ve çay molalarının kısıtlanmasının yanısıra, vardiyaların son saati içinde tuvalete gitmenin bile yasaklandığı bildiriliyor.
• İstanbul Tuzla'daki Gemtis Tersanesi'nde ambar kapağına sıkışarak hayatını kaybeden, üç çocuk babası 43 yaşındaki Ercan Sancar'ın cenazesi, Bafra'nın Örencik köyünde gözyaşları arasında toprağa verildi. Geçen yol, Tuzla Gisan Tersanesi’nde de Samsun’un Alaçam ilçesinden Emrah Varol hayatını kaybetmişti. Samsun’a bağlı ilçelerde, özellikle Bafra ve Alaçam’da tarımın ve tütünün bitirilmesiyle yaşanan işsizlik nedeniyle İstanbul’a göç eden birçok işsiz, taşeron işçi olarak soluğu Tuzla tersanelerinde alıyor.
• TEKEL'e ait fabrikaların kapatılmasını protesto eden ve aynı özlük haklarıyla başka kamu kuruluşlarında çalışmak isteyen TEKEL işçileri İzmir'de eylem yaptı. İşçiler 15 Aralık'ta AKP genel merkezi önünde düzenleyecekleri eyleme çağrı yaptı. Tek Gıda-İş Sendikası önünde toplanan TEKEL işçileri buradan AKP İzmir İl Binası'na yürüdü. İşçiler sendika binası önünde yolu trafiğe kapatırken eyleme katılmayan sendika yetkililerine tepki gösterdi. İşlerini kaybetmek istemediklerini belirten TEKEL işçileri, 4/C'li olmayı kabul etmedikleri için ücretsiz izne çıkarıldıklarını ifade ettiler.
• Gebze’de emekçi kadınlar, "Baskıya, şiddete, yoksulluğa, işsizliğe karşı emekçi kadınlar mücadeleye" şiarıyla bir etkinlik düzenledi.
• Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), Ordu’da öğretmen atamalarını ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı protesto etti. İstanbul'da Küçükçekmece İşçi Platformu tarafından yaklaşık 2 aydır çalışmaları yürütülen yerel Tekstil ve Kağıt İşçileri Sempozyumu 6 Aralık Pazar günü Sefaköy İşçi Kültür Evi'nde gerçekleşti.
• DİSK Nakliyat İş Sendikası genel merkezinde yapılan açıklamada, "Nakliyat-İş'e, İşçi Sınıfına, Önderlerine Büyük Saldırı" başlığı taşıyan açıklamada Nakliyat İş yöneticilerinin sabaha karşı evlerinin basıldığı, hukuk dışı bir uygulamayla gözaltına alındıkları, genel merkez ve şube binalarının basılarak arandığı bilgisi verildi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Örgütlenme Daire Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, sendika genel merkez yöneticileri, genel merkez sekreteri Aziz Cengiz, mali daire başkanı Rıza Ballı, örgütlenme daire başkanı Abdullah Menek, eğitim daire başkanı Abuzer Aslan, İstanbul şube başkanı Nurettin Gümüş, şube sekreteri Hacı Altaş, Gebze şube başkanı Erdal Kopal, DİSK bölge temsilcisi ve aynı zamanda Nakliyat-İş Konya temsilcisi Ali Özçelik, ayrıca sendika üyesi Akgün Ambarı işçilerinden Erkan Erçel ile Cihangir Ceylan'ın operasyon kapsamında gözaltına alındıkları açıklandı. Şu ana kadar yapılan aramaların neden yapıldığının ve yöneticilerin hangi gerekçelerle gözaltına alındıkları konusunda istendiği halde dosya hakkında kısıtlama kararı verildiği gerekçesi ile sendika avukatlarına bilgi verilmediği belirtilen açıklamada İstanbul şubesinde aramanın devam ettiği bilgisi de verildi. Nakliyat İş İstanbul şubesinin bulunduğu Topkapı Nakliyeciler Sitesi'nde yüzlerce sendika üyesi binaya alınmıyor. Sendikaya dönük operasyonu protesto etmek ve sendika yöneticilerinin bir an önce serbest bırakılması için İstanbul şubesi önünde eylemler düzenleniyor. Sendika açıklamasında "Bütün işçi sendikalarını, kamu emekçileri sendikalarını, halk örgütlerini İşçi Sınıfı ve onun önderlerine yapılan bu saldırıya karşı tepki vermeye ve sendikamızla dayanışmaya çağırıyoruz" denildi.
• İstanbul Barosu Başkanlığı'ndan bir açıklama yapılarak, kelepçelenerek gözaltına alınan Av. Ümit Ulaş ile aynı karakolda işkence gören başka bir stajyer avukata karşı polisin tutumunu kınamak için Barodaki tüm grupların ve ilgili derneklerin katılımı ile Taksim Polis Merkezi önünde basın açıklaması yapılacağı duyuruldu. Basın açıklaması için 9 Aralık 2009 Çarşamba saat 13:00'de Taksim Mis sokak'ta toplanılacak.
• Türk-İş Tek Gıda İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu, 12 bin TEKEL işçisinin 15 Aralık’ta Ankara’da eyleme başlayacağını ilan etti. Açıklamada TEKEL işyerlerinin kapatılma kararı üzerine, özlük haklarıyla başka kamu kuruluşlarında çalışmak isteyen TEKEL işçilerinin eylemi sırasında Başbakan’ın yaptığı açıklamaların sadece Sendika camiasında değil, tüm kamu emekçilerinde büyük bir infial yarattığı söylendi. TEKEL işçisinin taleplerinin meşru olduğu belirtilen açıklamada "TEKEL işçisi yan gelip yatma peşinde değildir. Sigara fabrikalarını yabancı tekellere satıp, tütün ekimini yasaklayan ve ülkenin en fazla ihracat geliri getiren tarım ürününü ürettirmeyip, böylelikle yaprak tütün işletmelerini de işlevsiz hale getiren Sn.Başbakan’ın ta kendisidir. TEKEL işçisi tam tersi çalışarak, üreterek, alnının teri, emeğinin gücüyle çalışmayı talep etmektedir. Bütün kameralar üzerindeyken Sn. Başbakan’ın “bunlar çalışmadan para almak istiyor” gibi affedilmez bir çarpıtmaya başvurmasını ne mazur görmemiz ne de anlayabilmemiz mümkündür... Başbakan’ın sendika ile anlaştık beyanı da tamamen hayal ürünüdür. Üyelerimizin 4/c’ye kaydırılması konusunda da hiçbir anlaşma yoktur ve başından beri sendikamızca reddedilmektedir... Yaprak tütün işletmeleri AKP iktidarının siyasi iradesiyle kapatılmaktadır. Bu güne kadar kapatılan tüm diğer kamu işletmelerinde olduğu gibi TEKEL işçileri de başka kamu kuruluşlarına özlük haklarıyla nakledilmek ve buralarda çalışmaya devam etmek istemektedirler. Özelleştirme mağduru gibi gösterilerek 4/c kapanına sıkışmayı reddetmektedirler... Kapatılma kararı verilen işletmelerde 12 bine yakın işçi çalışmaktadır. Adana, Adıyaman, Ankara, Amasya, Aydın, Batman, Bursa, Bitlis, Denizli, Diyarbakır, Hatay, İstanbul, İzmir, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Siirt, Samsun, Tokat ve Trabzon’un merkezi ve/veya bağlı ilçelerinde 40’ı aşkın işletme ve işyerinde çalışan 12 bin işçi fabrikalarının kapatılmasından dolayı zaten mağdur duruma düşeceklerdir. Siyasi ve ekonomik karar vericilerin iradesiyle işyerleri kapatılan 12 bine yakın üyemiz için talebimiz, hiçbir katkı ve sorumluluklarının bulunmadığı bu kapatılmalar neticesinde mağdur olmamaları, özlük haklarıyla birlikte başka kamu kuruluşlarına nakledilmeleridir. 4/c gibi ucube, sefalet altı bir yaşam düzeyine mahkum edilmemeleridir," ifadeleri kullanıldı. 12 bin TEKEL işçisi 15 Aralık’ta Ankara’da saat 10.00’da AKP Genel Merkezi önünde buluşacak.
• DİSK'e bağlı Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu sabaha karşı gözaltına alındı.
• Ankara Yenimahalle'de bulunan Ostim Organize Sanayı Bölgesi'ndeki Arı Sanayi Sitesi'nde sanayi kazanları imal eden bir fabrikada gaz sıkışması nedeniyle meydana gelen patlamada ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan ikinci işçi de hayatını kaybetti.
• Aylardır maaşları ödenmediği için yol kapatıp eylem yapan, üretimi durduran Ereğli tersane işçileri birikmiş ücretlerinin ilk taksitini aldı.
• Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİBDER), Tuzla’da son yaşanan iş cinayetinin sorumlusunun GİSBİR olduğunu açıkladı. Açıklamada krizle birlikte on binlerce işçinin işine son verildiği ve ücretlerin yarı oranında düşürüldüğü Tuzla’da, tersane işçisinin sadece ekonomik ve sosyal haklarının değil, fakat aynı zamanda yaşam hakkının da gasp edildiği belirtildi. Daha düne kadar iş cinayetlerini üretimin yoğunluğu, işçi sayısının fazlalığı ve eğitimsiz işçilere bağlayanların, üzerlerindeki sorumluluktan sıyrılma telaşı içerisinde oldukları kaydedilen açıklamada, “Tuzla tersanelerinde bugün üretim yok denecek kadar azdır, işçi sayısı 35 binden 7-8 bine düşmüştür. Buna rağmen ölümler sürmektedir. Bunun nedeni ise taşeronluk sisteminde ısrar eden, işçi sağlığı ve güvenliğine kaynak aktarmayan, aşırı kâr sevdasıyla yanıp tutuşan, bunun için de yüzlerce işçiyi katletmekten çekinmeyen tersane patronları ve onların örgütü GİSBİR’dir” denildi.
• DİSK Emekli-Sen Kocaeli Şube Başkanı Osman Nuri Şenol, Kocaeli İnsan Hakları Parkı’nda kurulan kürsü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Emek verdik, karşılığını istiyoruz’’ dediği talepleri için, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere binlerce imza teslim ettiklerini ifade ederek, durumlarının iyileştirilmesi beklentisi içinde olduklarını söyledi. Şenol, emekli kürsüsünün milyonlarca emeklinin sorunlarını yeniden anımsatmak için kurulduğunu belirterek, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere teslim edilen imzalarla talep edilen haklar konusunda şunları söyledi: ‘’İntibak Yasası çıkarılsın, emekli aylıkları arasındaki farklar giderilsin. TÜFE ve KEY alacaklarımız derhal ödensin. Aylıklarımızda TÜFE oranında artış anlayışına son verilsin. En çok ihtiyaç duyduğumuz şey sağlık hizmetleridir. Bu yüzden, sağlığın piyasaya devredilmesine ve bizlerin sermayenin eline bırakılması uygulamasına son verilsin. Emeklilere bütçeden daha fazla pay ayrılsın. Yılda iki ikramiye verilsin ve kışın yakacak yardımı yapılsın. Şehir içinde ve şehirler arasında indirimli ulaşım imkanı sağlansın. Suya, elektriğe, doğalgaza ve akaryakıta yapılan zamlar geri alınsın. Bu kalemlerden, emekliler için KDV ve ÖTV kaldırılsın. Emekli sendikalarının taraf alınacağı statü yasası çıkarılsın. Toplu iş sözleşmesi yapmaları sağlansın.’’ Yaklaşık bir saat açık kalan serbest kürsüde konuşan emekliler, en büyük isteklerinin, 9 milyon emekli, dul ve yetimi ilgilendiren haklı ve meşru taleplere TBMM’de çözüm bulunması olduğunu dile getirdi. Açıklamanın ardından yapılan çağrıda, tüm emekliler, sendika çatısı altında toplanmaya ve mücadeleyi ortaklaştırmaya çağrıldı.
• Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü (TTA) tarafından, Samsun Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü'ne gönderilen “İş sözleşmesi feshi” konulu yazıda, işletmenin kapatılacağı ve Samsun Yaprak Tütün İşletmesi'nde çalışan tüm işçilerin, 31 Ocak 2010'dan önce tüm haklarının ödenerek işlerine son verileceği açıklandı. Samsun Yaprak Tütün İşletmesi'nin Haziran 2010'da kapatılma kararı Tek Gıda-İş'te tepkiyle karşılandı. Samsun Şube Başkanı Yakup Sandıkçı, fabrikanın kapatılmasını engellemek için büyük eylemler düzenleyeceklerini bildirdi. Samsun genelinde 8 bine yakın tütün üreticisinin bulunduğuna dikkat çeken Sandıkçı, işletmenin kapatılması halinde üreticinin de mağdur olacağını söyledi.
• Günlük çalışmayı 7,5 saatten 9 saate çıkartarak esnek çalışmanın nimetlerinden yararlanmak isteyen, bunu da, işçilere ve sendikalarına haftalık izninizi 1 günden 2 güne çıkartıyoruz diyerek perdelemeye çalışan Ford Otosan patronu, üretimde istenilen hedefe ulaşamadığı bahanesiyle, açığın var dediği işçilerini fazla çalışmaya zorluyor. Bu yöntem sayesinde, yasal olarak günde en fazla 11 saat çalıştırılabilecek olan işçiler, 12 saat çalışmaya zorlanıyor. Ortalama giydirilmiş maaşları 800 TL civarında olan 5 bin civarında işçi, bu yolla esnek çalışma koşullarına kurban edilmek isteniyor. Yorgunluk ve dikkatsizlik dolayısıyla iş kazalarının da arttığı işyerinde yasalar ve insani talepler dikkate alınmıyor.
• Tuzla Gemtiş Tersanesi'nde kaynak ustası olarak çalışan Ercan Sancar, çalışmanın yasak olması gereken pazar günü ambar kapakları arasında sıkışarak yaşamını yitirdi.
• DİSK'e bağlı Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası 4 Aralık tarihinde yapılan yazılı açıklama ile Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı 80. Yıl Bakırköy Özürlüler Bakım ve Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde gerçekleşen işkencenin taşeron çalıştırma sisteminden kaynaklandığını ifade etti. Şiddet olaylarının sadece 80. Yıl Bakırköy Özürlüler Bakım ve Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkeziyle sınırlı olmadığının söylendiği açıklamada vahşet görüntülerinin değişik biçimlerinin her an Türkiye'nin başka bir kamu hastanesi, bakım veya dinlenme evinde ortaya çıkabileceği ifade edildi. Sağlık ve sosyal hizmetlerde kadrolu personel yerine, taşeron temizlik ve güvenlik şirketlerinin her türlü güvenceden yoksun ve denetimden uzak bir biçimde işçilerinin çalıştırılmasına son verilmesi gerektiğinin söylendiği açıklamada, sağlık ve sosyal hizmetlerin devlet güvencesinde olması ve bu hizmetlerde gereksinim duyulan personel için gerekli kadroların derhal oluşturulması istendi.
• Ankara Yenimahalle'de bulunan Ostim Organize Sanayı Bölgesi'ndeki Arı Sanayi Sitesi'nde sanayi kazanları imal eden bir fabrikada gaz sıkışması nedeniyle meydana gelen patlamada 1 işçi öldü, birçok işçi yaralandı.
• Davutpaşa'da meydana gelen patlamanın sorumlularının yargılanması ve dava dosyasının açılması talebi ile Cumartesi günleri Taksim Meydanı'nda biraraya gelen patlamada yaralananlar ve hayatını kaybedenlerin yakınları eylemlerinin 24. haftasında basın açıklaması gerçekleştirdi. "Davutpaşa'yı unutmadık, unutturmayacağız" pankatının açıldığı eylemde açıklamayı, patlamada hayatını kaybeden Kemal Kara’nın yeğeni Yaşar Kara okudu. Patlamanın üzerinden 22 ay geçmesine rağmen ceza davası açılmadığını belirten Kara, iddianamenin hakimlik tarafından kabul edilmesi durumunda dava dosyasının 6. Ağır Ceza Mehkemesi'nde görüleceğini belirtti. Kara, davanın kabul edilip, edilmeyeceğinin haftaya belli olacağını ifade etti. Kara, bilirkişi raporunda belirtilenlerin ve İçişleri Bakanlığı'nın yargılanması için çaba göstermeye devam edeceklerini belirterek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında dava açılmasını engelleyen valilik kararını protesto etti. Açıklamada, tüm seçilmiş ve atanmışların ihmallerinden dolayı yargılanabilmelerinin önündeki engellerin kaldırılması istendi. Kara, ceza davası açılıncaya kadar Cumartesi eylemlerine devam edeceklerini ifade ederek, açıklamayı sonlandırdı.
• Erdoğan, Haliç Tersanesi'nde gerçekleşen törende tekel işçilerinin protestosu ile karşılaştı. Erdoğan'ın konuşmasını "Tekel sizden müjde bekliyor!" sloganıyla kesen Tekel işçileri, Tekel'e bağlı fabrikaların kapatılmasını ve çalışanların işlerine son verilmesini protesto etti. Erdoğan'dan bekledikleri yanıtı alamayan işçiler, başbakanın "Ayaküstü müjde veren liderlerden değilim" sözleri üzerine bu kez Erdoğan'ı yuhalamaya başladılar. Bunun üzerine Tekel işçilerinin etrafı güvenlikler tarafından sarıldı ve işçiler alandan çıkarıldı. 4 işçi gözaltına alındı. İşçilerin protestosunu karalamaya çalışan ve işten çıkarmaları meşrulaştırmak isteyen Erdoğan ise kürsüden demogojik söylemlere başvurdu.
• Halkevleri, ulaşım zamlarına karşı başlattığı eylemler kapsamında 5 Aralık günü İstiklal Caddesi'nde yürüyüş gerçekleştirdi.
• Üniversite Konseyleri Derneği ve KESK Ankara Şubeler Platformu, TRT'de yayımlanan "Evrim teorisini çürüten balık" haberini TRT Genel Müdürlüğü önünde ortak bir eylemle protesto etti.
• Diyarbakır Tütün İşleme Fabrikası'nın kapatılması kararını ve Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri'nde çalışan işçilerinin iş akitlerinin Ocak ayı sonunda feshedilmesini protesto etmek isteyen işçilere polis saldırdı. Tek Gıda-İş Diyarbakır Şubesi üyeleri, Tütün İşleme Fabrikası'nın kapatılması kararını ve Yaprak Tütün İşletme Müdürlükleri'nde çalışan işçilerinin iş akitlerinin Ocak ayı sonunda feshedilmesini basın açıklamasıyla protesto ettiler. Konuk Evi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında fabrikanın kapatılmasıyla çalışan 1069 işçinin yanısıra binlerce insanın da mağdur olacağı ifade edildi. Açıklamada ayrıca önümüzdeki günlerde Türkiye genelinde 11 bin işçi ile Ankara'ya yürüneceği belirtildi. Açıklamanın ardından valiliğe yürümek isteyen işçilerin önü Ekinciler Caddesi'nde polis barikatı ile kesildi. Yaşanan küçük çaplı arbedenin ardından işçiler, buradan AKP İl Binası'na yürüme kararı aldı. Bir süre yürüyen işçilere polis burada da, gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. Polisin müdahalesine taş atarak karşılık veren işçiler arasında yaralananlar oldu. İki işçinin de gözaltına alındığı müdahalede işçiler bir süre sonra dağıldı.
• DİSK, KESK ve Türk-İş’in Türkiye genelinde yürütülmek üzere aldığı “İşten atmak yasaklansın!” başlıklı ortak kampanya çalışması kararı çerçevesinde Çorlu’da DİSK Birleşik Metal-İş Trakya Şubesi, KESK’e bağlı Yapı-Yol Sen ve Eğitim-Sen, Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası ve Deri-İş Çorlu Temsilciliği'nin yürüttüğü çalışma 3 Aralık günü Çorlu Belediyesi önünde imza masası açılmasıyla başladı.
• Adana'da gazeteci Seyit Ali Akgül 2 Aralık gecesi Öğretmenler Bulvarı'nda yol kenarında yaralı olarak bulundu. Gazeteci, yaralı halde 112 Acil Servis ambulansıyla Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne kaldırılırken yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Evine göre ters istikamette yaralı bulunan ve sonrasında yaşamını yitiren Akgül’ün gazetecilik faaliyetleriyle bağlantılı bir saldırının hedefi olup olmadığı araştırılıyor.
• Kocaeli’nde üç gün önce gözaltına alınan Dicle Haber Ajansı muhabiri İsmail Eskin tutuklandı.
• Metrobüs zamlarına karşı gerçekleştirilen çok sayıda eylemin üzerine Kadir Topbaş’ın “Vatandaş, öğrenci tepkisinde haklıdır” açıklamasının ardından Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) çağrısıyla bir araya gelen emekçiler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde bir “uyarı eylemi” gerçekleştirdi. Topbaş’a iletilmek üzere ‘uyarı’ metnini temsili olarak belediyeye götüren emekçiler, metrobüste tam bilet ücretinin 1.5 TL’ye indirimli bilet ücreti 0.85 TL’ye geri çekilmesini, 2010 Haziran ayına kadar metrobüs ücretlerine zam yapılmayacağının karar altına alınmasını, İETT yatırımları ve harcama bütçesinin TMMOB’un oluşturacağı bir uzmanlar kurulu ve İETT işyerlerinde örgütlü sendikaların temsilcileri tarafından denetlenmesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılmasını talep etti.
• 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde haklarını savunmak için eylem yapan engelliler sadaka değil haklarını istediklerini vurguladılar. Taksim Meydanı’nda buluşan engelliler, Galatasaray Lisesi’ne yürüyüp bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Halkevleri Engelli Hakları Atölyesi’nin yaptığı açıklamada Türkiye’de engellilerin haklarının gasp edildiğine dikkat çekilirken, çifte standart uygulandığı ve ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördükleri kaydedildi. Engelli vatandaşlar “Parasız Eğitim Parasız Sağlık”, “Dilenmiyoruz Direniyoruz Haklarımız İçin Birleşiyoruz”, “İş, Eğitim, Sosyal Güvence” sloganları attılar.
• Diyarbakır’da Bağlar Merkez İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı bir okulda görev yapan İrfan Balık’ın görevine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okuluna gönderdiği resmi yazıyla son verildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün okul yönetimine göndermiş olduğu resmi yazıda “24 Kasım 2009 ve 25 Kasım 2009 tarihlerinde mazeretsiz olarak derse girmediği için okuldan ilişkisinin kesildiğine karar verilmiştir’’ denildi. Diyarbakır’da Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu’nun (AYÖP) sözcüsü de olan Balık, AYÖP’ün 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde Ankara’da yaptığı merkezi mitinge, 25 Kasım’da da sendikaların almış olduğu kararlar doğrultusunda bir günlük uyarı grevine katılmıştı.
• Eczacılar katkı paylarını ve yürürlüğe girecek olan ilaç fiyatlarındaki düzenlemeleri protesto etmek için kepenk kapattı. Eylem öncesinde, Ankara’daki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) önünde bir basın açıklaması yapıldı. Eczacıların "Teker teker kapanacaktık, hep beraber kapattık: Bugün Kapalıyız" başlığıyla düzenlediği eylemde DİSK, KESK, TTB ve TMMOB gibi meslek örgütleri ve sendikalar da desteklerini açıkladı. Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) ile bu meslek örgütlerinin ve sağlık alanında faaliyet gösteren çeşitli derneklerin imzasının bulunduğu ortak bir bildiri yayınlandı.
• Manisa İl Eğitim Müdürlüğü, 25 Kasım memur grevine katılan 1425 öğretmenin işe gelmediğinin tespit edildiğini ve bu öğretmenler içerisinde sevk almamış olanlarına mevzuat gereği işlem yapmak zorunda olduklarını açıkladı.
• Afyonkarahisar'da 25 Kasım memur grevine katılıp vakit namazlarını kıldırmayan imamlar hakkında İl Müftülüğü'nün soruşturma başlatacağı açıklandı.
• Şeker-İş sendikası, Başbakan Tayyip Erdoğan’a açık bir mektup yazdı. Mektupta şeker sanayisinin özelleştirilmesini durdurma çağrısı yapıldı. Pancar üretiminin yüzde 50, istihdamın yüzde 60 azalacağına, ülke ekonomisinde 1,5 milyon liradan fazla katma değer kaybı yaşanacağına ve 9 binden fazla çalışanın işsiz kalacağına, yan sektörler göz önüne alındığında 6 milyon insanın etkileneceğine vurgu yapılan mektupta, fabrikaların kapasite kullanım oranlarının arttırılması gerektiğinin altı çizildi. Şeker sanayinin varlığını sürdürmesi için özelleştirmelerin mutlaka durdurulması gerektiği belirtildi.
• Sofya yakınındaki 19 kilometrelik “Lyülin” otoyolu inşaatını yapan Türk Mapa Cengiz konsorsiyumunun çalıştırdığı Türk ve Bulgar işçiler arasındaki ücret farkını protesto eden Bulgar işçiler açlık grevine başladı.
• Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), yaptığı açıklamayla, eczacılarla ilgili yürürlüğe girecek fiyat ayarlamasının sağlık emekçisini zor durumda bırakacağını dile getirdi.
• 4 Aralık’ta yürürlüğe girecek ilaç uygulamasını protesto etmek amacıyla uygulamanın başlayacağı perşembe günü de yurt genelinde eczacılar kepenkleri kapatacak. 25 bin eczacıyı temsil eden TEB, yeni uygulamanın 7 bin eczanenin kapanmasına neden olacağını ileri sürerek Başbakan Erdoğan’a mektup yazmış ve uygulamanın durdurulmasını istemişti.
• Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işçinin manevi varlığının yasalarca korunduğunu vurgulayarak amiri tarafından dövülen işçinin manevi tazminat talebinin reddedilmesi kararını bozdu.
• Geçen yıl özelleştirme çerçevesinde British Amerikan Tobacco (BAT) firmasına satılan Bitlis Tekel Sigara Fabrikası'nın kapanmasının ardından, bu fabrikaya tütün işleyen Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü kapatılıyor. Yaklaşık 290 çalışanın iş aktinin fesh edileceği kararının alınması üzerine Tek Gıda-İş Sendikası yazılı bir açıklama yaparak kararı protesto etti.
• İstanbul’da 29 Mart yerel seçimlerinin ardından Samandıra, Yenidoğan ve Sarıgazi’nin birleşmesiyle oluşan Sancaktepe Belediyesi bünyesinde çalışan belediye işçilerinin toplu sözleşmeden doğan hakları gaspediliyor. AKP’li Sancaktepe Belediyesi bünyesinde çalışan 140 işçiden DİSK Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 2 No’lu Şube üyesi olan 57 işçinin 2010 yılına kadar yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi kapsamındaki ücret zamları ödenmedi. İşçilerin sözleşme kapsamında alınması gereken 2. yıl ücret zammı ve diğer sosyal haklar kapsamındaki alacakları da gaspediliyor.
• İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES Aksaray Şubesi, DİSK- Dev Sağlık-İş, eczacıların 4 Aralık günü yapacağı “İlaç Hizmetine Bir Günlük Ara” eylemine destek amacıyla Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi B Polikliniği önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
• Yurtsever Cephe Kocaeli İşçi Birliği, bir günlük uyarı eylemi yapacak olan 31. Bölge Kocaeli Eczacı Odası üyelerine ziyaretinde, eczacılara tam destek vereceğini açıkladı.
• Devrimci Sağlık İş, Eğitim-Sen, SES Adana şubeleri ortak bir açıklama yaparak, Çukurova Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi’nde EV-MEN Şirketi'ne bağlı temizlik işçisi olarak çalışan Doğan Aksu'nun intiharının nedeninin ekonomik sıkıntılar olduğunu dile getirdiler.
• Ereğli Gemi Tersanesi’nde Teknomarin firmasına bağlı taşeron işçiler, maaşlarının 6 aydır ödenememesi ve iş akitlerinin tek taraflı feshedilmesi üzerine başladıkları eylemlerini sürdürüyorlar. Dün öğlene kadar tersane önünde eylem yapan işçilere, diğer taşeron firmalarda çalışan işçiler de destek verdi. İşçiler, Zonguldak İl Jandarma Alay Komutanının ara buluculuk girişimine rağmen maaşlarının taksitle ödenmesini kabul etmediler. 250 işçinin savcılığa yaptığı başvuru, bilgi eksikliğinden ötürü kabul edilmeyince işçiler eksikleri tamamlayarak tekrar başvuru yapmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Tersanenin taşeron olmayan kendi işçilerine de iki aydır maaş vermediği belirtiliyor.
• SGK, 4 Aralık’ta kepenk kapatacak olan eczanelerle ve bağlı oldukları odalarla çalışma prensiplerini yeniden gözden geçireceğini açıkladı. Açıklamada, ‘4 Aralık günü sosyal duyarlılığı bir tarafa bırakarak vatandaşlarımızın ilaca erişimine engel teşkil edecek eczanelerle ve sivil toplum kuruluşları ile çalışma prensiplerimizi kurum olarak yeniden gözden geçireceğiz’ dendi. Eczanelere dönük göz dağı olarak değerlendirilen açıklama, 4 Aralık’ta yürürlüğe girecek olan ‘İlaç Fiyat Kararnamesi’ne dönük tepkileri hedef alıyor. Kasım başında uygulanması planlanırken eczacıların tepkisi üzerine Aralık ayına ötelenen kararname ile ilaç fiyatlarında indirime gidilirken, eczacılar indirimin bir kısmını karşılamak zorunda bırakılacak ve stoktaki ilaçlardan zarar edecekler.
• Uzer Makine ve Kalıp Sanayi’nde sendika üyesi oldukları için işten çıkartılan 9 Türk Metal üyesine destek için iş bıraktıkları gerekçesiyle tazminatsız olarak işten çıkartılan 55 metal işçisi, Başbakan’a mektup yazarak sendikal haklarının korunması için arabuluculuk ve işe geri alınmaları talebinde bulundu.
• Kocaeli’nin Körfez ilçesindeki Tütünçiftlik bölgesinde kurulu Anadolu Döküm Fabrikası’nda meydana gelen patlamada iki işçi yaralandı.
• Tez Koop-İş Sendikasının ikisi eski olmak üzere altı yöneticisi hakkında "özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa ettikleri" iddiasıyla dava açıldı. İstanbul 2 No'lu Şube eski Başkanı Hulusi Uğurcan’ın 2003 yılının Ekim ayında gerçekleşen Başkanlar Kurulu'nda, imzasız bir bildiriyi yazanların arasında bulunduğuna ilişkin ifadesinin toplantı tutanağına geçirildiği ve bu kaydın da bir dava dosyasında kullanıldığı ifade edildi. 13 Aralık 2003’te gerçekleşen Olağanüstü Genel Kurul'da İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Hulusi Uğurcan sendikadan ihraç edilmişti.
• “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak” filminin yönetmeni Ahmet Uluçay yaşamını yitirdi. Sinema çöplüklerinden film toplayıp kareleri birbirine ekleyen usta yönetmen “Optik Düşler”, “Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak” isimli kısa filmleriyle çeşitli festivallere katılıp ödül almıştı. Kamyon şoförlüğü, inşaat işçiliği, tavukçuluk gibi işlerle de uğraşan Uluçay, “Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak”ı çekerken geçimini sağlamak için yem fabrikasında hamallık da yapmıştı.
• Zonguldak Ereğli'de kurulu bulunan tersaneler bölgesinde çalışan işçiler ücret gaspına karşı yürüyüş yaptı. 400'e yakın Ereğli Gemi işçisi, 1 Aralık günü işten atıldıkları haberini aldıktan sonra Ereğli Alaplı yolunu trafiğe kapattı. Ereğli kent merkezine yürüyüşleri emniyet tarafından engellenmek istenen tersane işçilerinin önü polis barikatıyla kesildi. Karadeniz Ereğli Kaymakamı Osman Ekşi'nin “Yaptığınız suçtur" sözlerine "Boş konuşuyorsunuz" diyerek yanıt veren işçilerin gruplar halinde savcılığa gitmelerine izin verildi. İşçiler tersane patronu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular.
• Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş yaptığı yazılı açıklamada, Azim Kargo işçilerinin TÜMTİS’te örgütlendikten sonra işten atıldığını ve işçilerin saldırıya uğradığını, sendikacıların göz altına alındığını ifade etti.
• Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş yaptığı yazılı açıklamada, Azim Kargo işçilerinin TÜMTİS’te örgütlendikten sonra işten atıldığını ve işçilerin saldırıya uğradığını, sendikacıların göz altına alındığını ifade etti.