26 Temmuz 2009 Pazar

BODRUM’DA YAPILAN TÜSİAD TOPLANTISI


DAHA FAZLA YOKSULLUK, KEMER SIKMA VE SAVAŞ VAADEDİYORLAR!

Bodrum’da düzenlenen ve hükümet temsilcisi olarak Ali Babacan’ın da katılıp uzun bir konuşma yaptığı TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu toplantısı, herkesin ortak vurgusu ve imkansız hayali “uluslararası işbirliği” söylemi etrafında cereyan etti. Ne var ki kapitalist dünyanın tarihi ve yakın dönemde yaşanan gelişmeler, “uluslararası işbirliği” söyleminin her sıklaştığı dönemeçte rekabet, perde arkasından çatışma veya açıkça savaş olasılığının büyüdüğünü tekrar tekrar doğruluyor. Zaten burjuva politikasında, söylenenlerin karşıtının kastedildiğini düşünmek için her dönemde bolca sebep bulunmuştur. Bu nedenle barış, işbirliği ve refah dediklerinde savaş, düşmanlık, rekabet ve yoksulluk demek istediklerini anlamalıyız ve tetikte olmalıyız.

Toplantıda TÜSİAD “AB vizyonu” hedefinden şaşmamayı önerdi ve AB içinde bu vizyonu engellediği gerekçesiyle Avrupa’da aşırı sağın yükselişinden yakındı. Kendi ülkesinde aşırı sağın ve gericiliğin her türlüsünün yükselişine mihrak olmuş ve olmaya devam eden bir büyük sermaye örgütünün bu yakınması elbette tutarsızdır. Kaldı ki hem Avrupa’da hem Türkiye’de liberal-sosyal demokrat-sağcı siyasal güçler arasında Türkiye’nin “AB vizyonu” ve Orta-Doğu Birliği içinde önder bir Yeni-Osmanlı rejimi gibi birbirinin seçeneği olarak algılanan ve gösterilen ama aslında birbirini tamamlayan ikiz emperyalist projeler konusunda aslında bir siyasal mutabakat bulunduğu, siyasal gelişmelere bağlı olarak bu seçeneklerden birinin ya da ötekinin öne çıktığı bilinmektedir. Bu çerçevede TÜSİAD’ın vizyon vurgusu emperyalizm işbirlikçiliğinin beyan edilmesi dışında özel bir anlama sahip değildir.

Toplantıda IMF temsilcisinin konuşması ise özetle “kemer sıkma” talimatlarını içeriyordu ve hükümet bu doğrultuda harekete geçti bile: sağlık ve emeklilik harcamalarının kısılması, tüketim üzerinden alınan dolaylı vergilerin artırılması, tarıma yönelik bütçeden yapılan harcamaların kısılması, ücret ve maaş artışlarının kısılması.

Toplantıda en ilginç konuşmayı hükümet adına söz alan Başbakan yardımcısı Babacan yaptı. G-20 Londra zirvesinde 5 trilyon dolar genişletici finans politikası izlenme kararı alındığını açıklayan Babacan, bu karşılıksız para basma kararının önümüzdeki dönemde enflasyonist etki yapacağını müjdeledi. G-20 borçlarının kaderi konusundaki belirsizliğin ve G-8 devlet hazinelerinin finans sistemlerini kurtarmak için şirketlere akıttığı devasa fonların bedelini kimin ödeyeceği konusundaki belirsizliklerin altını çizdi. Babacan’ın sözlerinden önümüzdeki yıllarda bir “bedel ödeneceğinin” vaat edildiği ama bu bedelin kime , hangi biçimler altında ve nasıl ödetileceği konusunda emperyalist tekel çevrelerinde bir belirsizliğin hüküm sürdüğü anlaşılıyor. Babacan’ın en ilginç açıklaması, yaşanmakta olan ekonomik krizin maliyetinin 2.Dünya Savaşı’nın maliyetinden daha yüksek olduğuna dair sözleriydi. Dünya Savaşı’nın insani ve toplumsal maliyetlerinden bahsetmediği besbelli olan Başbakan Yardımcısının sözleri, emperyalist çevrelerde krizin bedelinin nasıl ödeneceği konusunda “basiretli tüccarlara özgü” bir maliyet hesabının yapılmakta olduğunun, emperyalist metropollerde ve özellikle de kapitalist sistemin çevre kuşağında krizin bedelini işçi sınıfına, emekçilere, halk kitlelerine ödetmeye ilişkin bir arayış olduğunun, yeni bir emperyalist savaşlar kasırgasının dahi bu çerçevede gündemde olduğunun itirafı gibi okunabilir. Sözün kısası, emperyalist aktörlerin ve işbirlikçilerinin, krizi atlatmak için yoksulluk, kemer sıkma ve büyük emperyalist yağma ve paylaşım savaşlarını içeren bir reçete üzerinde çalışıyor olduğu anlaşılıyor.

Babacan’ın değindiği bir başka önemli husus, uluslararası ticari ve finansal ilişkilerde “korumacılık tehlikesi”nin doğmasıydı; G-20 ülkelerinin (özellikle de Türkiye’nin) “biz tam liberalleştik, sıra sizde” dediğini, ama özellikle AB ülkelerinde toplumsal muhalefetten çekinen hükümetlerin popülist-korumacı önlemlere yönelebileceğinden söz etmesiydi. Emperyalizme ekonomik ve siyasal açıdan tam anlamıyla kendi ülkesini esir eden AKP hükümetinin temsilcisi, şimdi boyunlarını kurbanlık koyun gibi kasabın bıçağı altına uzattıklarını ve emperyalist öznelerin kararını beklediklerini açıklamaktan çekinmedi.

Önümüzdeki dönemin ekonomik politika çizgisini, “kuralların eşit ve şeffaf olduğu, denetlenen ve düzenlenen bir serbest piyasa” olarak tanımlayan Babacan, bu söylemiyle, Türkiye kapitalizminin yeniden yapılanmasında siyasal öznelerin (şimdilik AKP hükümeti olarak anlaşılabilir) müdahil ve belirleyici olacağı otoriter bir siyasal rejim arayışının kırbacını şaklattı. Kuralların eşit ve şeffaf olması söylemini bir yana bırakabiliriz, büyük tekelci sermaye-işçi sınıfı ilişkileri ya da emperyalizm-Türkiye ilişkisi açısından bu söylemin en ufak bir değerinin bulunmadığı bir tarihsel çağda asıl önemli olan “denetlenen ve düzenlenen bir serbest piyasa” söylemiyle toplantıya katılan TÜSİAD üyelerine, emperyalist aktörlerin önünde aba altından sopa gösterilmesidir.

Toplantının devamında hükümet temsilcisi Babacan, liberalleşmiş Türkiye kapitalizminin dünya krizinden ister istemez etkileneceğini, ekonominin ağır basan ihracata yönelik sektörlerinde bu etkilenmenin daha fazla olacağını, sanayi burjuvazisinin döviz borçları nedeniyle risk altında olduğunu itiraf etti. KOBİ denilen ve AKP’nin destekçisi olan küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerine kredi riski nedeniyle hükümet tarafından kredi garantisi verildiğini açıklayarak krizin sanayi burjuvazisinin payına düşen bedelinin bütçe üzerinden halka ödetileceğini utanmazca açıklamaktan çekinmeyen hükümet temsilcisi, yabancı finans çevrelerinin alacaklarının üzerine titrediğini de göstermiş oldu.

Hükümetin orta erimli siyasal-ekonomik meteoroloji tahminini merak edenlere ise Babacan yine emperyalist reçetelerden sözetti: AB ile uyum için 4 yıllık program, Dünya Bankası ile yapısal uyum programları, kemer sıkma önlemleriyle bu yıl patlama tarzında büyüyen bütçe açığının orta erimde “öngörülebilir” olarak planlanması. Sözün kısası, işçiler ve emekçi halk için daha fazla yoksulluk, kamu bütçesinin tamamen yabancı alacaklıların dış borç ödemelerine tahsisi, bu yıl tamamen zincirlerinden boşalan (daha fazla borç ve belki enflasyonist karşılıksız para basma politikasıyla göğüslenebilecek) bütçe açığının gelecek yıllarda zaptedilmesi umudu!

Hükümet temsilcisi, konuşmasını yakın geleceğe dair siyasal öneri ve taleplerini TÜSİAD patronlarına ileterek tamamladı: Türkiye kapitalizminin “gerçek bir demokrasi” temeline dayanması, büyük sermaye tekellerinin özellikle TÜSİAD’ın bu hususta ikircikli ve nazlanan desteğinin berrak ve kesin hale gelmesi, anayasada “gri alanların kalkması” ve anayasanın “bilgisayar programı gibi” yazılması, parlamento yetkilerinin kısıtlanması, Meclis iç tüzüğünün AKP çoğunluğunun istediği değişiklikleri hızla ve tartışma zahmetine katlanmaksızın yapmasına elverecek biçimde değiştirilmesi... TÜSİAD’ın siyasal rejim değişikliği için AKP hükümetine açık destek vermesinin “kendi lehine olacağı” konusunda aba altından son bir sopa ve havuç göstermeyi de ihmal etmedi. Babacan’ın konuşmasının sonundaki siyasal mesajı oldukça net: AKP hükümeti, Türkiye kapitalizminin yeniden yapılandırılması konusunda kararlıdır ve TÜSİAD ile ilişkisinde güç dengelerini hükümetin belirleme gücü olduğunu hissettirmektedir. AKP’nin “gerçek bir demokrasi” kavramından ne anladığı, refah, barış, uluslararası işbirliği söylemlerinden ne anladığına ve hükümetin işbaşında olduğu dönemdeki siyasal pratiğine bakılarak tahmin edilebilir. “Anayasadaki gri alanların kalkması” ve anayasanın “bilgisayar programı gibi” yazılması,parlamento yetkilerinin kısıtlanması önerileri ise, AKP çizgisinin öngördüğü rejim değişikliğinin hiçbir müzakere, uzlaşma ve esneklik payı bulunmayan gerici, diktatoryal bir siyasal düzeni vaad ettiği biçiminde anlaşılmalıdır.

Burjuvazinin kurmayları emperyalizmin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ipini çekme konusunda kararlı gözüküyor. Rejim ve düzen içindeki son tereddüt ve nazlanma emarelerini gidermeye, büyük sermaye sınıfını kendi arkasında konsolide etmeye çabalıyor. Halk düşmanı bu siyasal programın ekonomik bedelini kemer sıkma, yoksullaştırma, mülksüzleştirme ve ülkenin evlatlarını savaşa sürükleme pahasına işçi sınıfına, ezilenlere, emekçi halka ödetmek istiyor. İşçi sınıfının, yoksul köylü ve emekçi yığınların, ezilen kürt halkının, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaklaşan cenaze namazında işbaşındaki imamın arkasında saf tutup tutmayacağını hep birlikte göreceğiz.

15 Temmuz 2009 Çarşamba

İŞÇİ CAN DERDİNDE PATRON KAR PEŞİNDE

İZMİR - Torbalı Mesaç Tekstil Fabrikası'nda kot taşlama işinde çalışırken eline sıçrayan kimyasal maddeler nedeniyle Lenf Ödemi hastalığına yakalanan 39 yaşındaki Akile Karaduman, işverenin ilk müdahaleyi yaptırmaması yüzünden kolunu kaybedecek. Vücuduna yayılan ödemi önlemek amacıyla kolu kesilecek olan genç kadın, 'iş kazası' raporuna rağmen malulen emekli edilmemesine tepki gösteriyor.

İzmir'in Gültepe Semti'nde eşi ile birlikte yaşayan Akile Karaduman, 3.5 yıl önce çalıştığı Mesaç Tekstil Fabrikası'nda 'kot soldurma' işleminde kullanılan kimyasal maddenin eline dökülmesi yüzünden sakat kaldı. İlk müdahalesi yapılmayan ve aynı gün elinde morluklar oluşan genç kadın, işverenin "Yarın seni hastaneye göndereceğiz. O yüzden bugün sabaha kadar çalışman gerekiyor" demesi üzerine elindeki yanıklarla çalışmaya devam etti. Geç gitti hastanede yapılan ilk müdahalenin ardından evine gönderilen Karaduman, işverenin "İş kazası olduğunu söyleme" şeklindeki baskısına maruz kaldı. Buna rağmen 'iş kazası'raporu tutturan kadın, aradan geçen 3.5 yıllık zamana rağmen malulen emekli olamadı. Karaduman'ın kolu, Lenf Ödem hastalığının vücuduna yayılmaya başlaması yüzünden 14 Temmuz 2009 tarihinde kesilecek.

KADIN CAN DERDİNDE PATRON KÂR PEŞİNDE

ANF'ye konuşan Karaduman, "Ben kot soldurmada kullandığımız kimyasal maddelerle çalışırken elime sıçradı. Hiç bir koruma eldiveni olmadığı için elim yandı. Ben gittim işverene söyledim. Çünkü parmaklarım yanmıştı ve morarmaya başlamıştı. Ancak bana 'yarın göndeririz, sen bugün sabaha kadar çalış' dediler. Herkes yatmaya gitti. Ben hastaneye gideceğim diye sabaha kadar o kolumla çalıştırdılar. Sabah hastaneye gittim. Ama artık geç kalmıştım" diye konuştu.

KOLU KESİLECEK!

Hastanede 13 gün kaldıktan sonra eve gönderildiğini belirten Karaduman, "Benim patronum beni sürekli arayarak, 'iş kazası deme, evde oldu de' şeklinde baskı yapıyordu. Ama benim artık kolum gitmiş, çalışamayacağım. Benim bir gelirimin olması gerekiyor. Ben iş kazası olduğunu söyledim ve öyle rapor tutturdum. Fakat hala bir netice alamadık. Her gün hastaneye gidip geliyorum. Her gün heyetlere rapor için gidiyorum. Bu işler niye bu kadar zor ben anlamıyorum. Beni vücudumu ödem sarmış, kolumu kesecekler. Bu hastaneler beni hala testlere gönderiyorlar. Sağlık güvencem yok, eşim aylık 500 TL'ye çalışıyor, evim kira... Bunlar hiç halden anlamıyor mu? Şimdi önümüzdeki hafta 14 Temmuz Salı günü son kez heyete gireceğim ve kolumu kesecekler. Ben patronumdan ne istedim ki; benim hakkımı versinler. Beni malulen emekli etsinler" şeklinde konuştu.

Kaynak: ANF

11 Temmuz 2009 Cumartesi

ÖLÜSÜNDEN KORKUYORLAR


Ruhi Su'nun mezarı kurşunlandı!

12 Eylül askeri faşist cuntasının, tedavi olması için yurtdışına gitmesine izin vermediği halk ozanı Ruhi Su’nun mezarına silahlı saldırı düzenlendi.

Ruhi Su ve eşi Sıdıka Su'nun mezarı başındaki yeşil cam tahrip edildi. Sanatçının Zincirlikuyu'daki mezarının başına 1988'de 2 metre yüksekliğinde anıt dikildi. Yaklaşık 40 santimetre kalınlığında ve 30 katmandan oluştuğu için kırılamayan camdaki izlerin bir mermiye ait olabileceği kanısına varıldı.

Ruhi Su'nun mezarına 1990'lı yılların başında da saldırı düzenlenmiş ve bu olayın ardından sanatçının mezarı E adasından A adasına taşınmıştı.

Haber kaynağı: Kızıl Bayrak

8 Temmuz 2009 Çarşamba

ASİL ÇELİK İŞÇİLERİNİN ÇAĞRISI




Asil Çelik Kamulaştırılmalı!

Bizler Asil çelik işçileri olarak 94 gündür grevdeyiz. Daha dün özelleşince her şey güzel olacak diye bizlerin alın teriyle oluşturduğu kocaman çelik fabrikasını babasının mirasını satar gibi satanlar ve alanlar, bugün bizleri açlığa mahkum ettiler.

520 arkadaşımızla grevdeyiz. Bize diyorlar ki: “Bu krizde grev mi olur?” Arkadaşlar, 2 dönemdir sıfır zamla gelen patrona karşı ne olur, ne yapılır? Metal işçisiyiz bizler, 1600 derece sıcak çelik eritiyoruz. Ağır işkolunda çalışıyoruz. Bir Asil çelik işçisi olarak hayatımızı, sağlığımızı ortaya koyuyoruz. Geçen yıl 4 arkadaşımızı kaybettik. Bir insanın en kıymetli şeyini ortaya koyuyoruz. Peki, karşılığında ne alıyoruz? Ailemizi, çocuklarımızı geçindirebiliyor muyuz? Hayır! İşte onun için greve çıktık. Yıllardır çok çalıştık, Asil Çelik bugün üst sıralarda yerini aldı. Peki, biz ne olduk; hep sıkıntı ile geçimizi sağladık. Bugün Asil Çelik işçilerinin istediği, fabrikanın tapusu değil sadece ekmeğimizi biraz olsun büyütmek.

Özelleştirme yıllarında söylenen sözleri hatırlayın, hani daha iyi olacaktı? Özelleştirme politikaları işçileri mağdur etmiştir. Daha çok yoksullaştırdı. Bizi bir kuru ekmeğe muhtaç ettiler.

AKP Hükümeti 520 arkadaşımızın sesini duymalı, sayın çalışma ve sosyal güvenlik bakanı seçim öncesi bu işi çözeceklerini söylemişti. Dostane davranışları seçime kadar mıydı? Yoksa hükümet de grevdeki işçiyi sevmiyor mu? Yoksa hükümet de “bu krizde grev mi olur” mantığı ile mi bakıyor bize?

Arkadaşlar evet, Asil Çelik işçisi her şeye rağmen hakları için grevde.

Bir bakın arkadaşlar, işçilikten ne kalıyor geriye; “marabaya” çevirdiler bizi, işler iyi çalış babam çalış, kriz gelir çık dışarı git evine para yok, nerede adalet nerede iş yasaları? Bursa’da on binlerce işçi ücretsiz izin adı altında evine gönderiliyor. On binlerce işçi işten atılıyor. Soruyoruz size; bu kriz denilen illet neden hep işçileri vuruyor? Bizler mi milyon dolar maaş alarak bu krizleri çıkardık? Bu krizlerin sebebi bizler miyiz? Hayır, kesinlikle hayır! Hiçbir kusurumuz yok bizim. Biz işçiler her zaman bize verilen görevi en iyi şekilde yerine getirdik, çalıştık, çalıştık, evet biz bunu yaptık.

Arkadaşlar, Asil Çelik işçisi bütün bu haksızlıklara boyun eğmedi, kriz gerekçesiyle biz işçilerin boynuna geçirilmek istenen “kölelik tasmasını” kabul etmedi ve grev dedi. Sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Kazanılmış hakların ortadan kaldırılması için çabalayanlar var. Sözleşmeler deliniyor, geriye dönük sözleşmeler yapılıyor. Böyle bir ortamda Asil Çelik ve Asemat işçilerinin ileri bir tutum içinde olduklarına inanıyoruz. Bugün yaşadığımız grevler bütün işçilerin direnme noktasıdır.

Asil Çelik ve Asemat işçisinin açtığı yoldan ilerlersek kazanırız.

Asil Çelik kamulaştırılsın!

Grevdeki Asil Çelik işçileri
http://asilcelik.toplumsal.org

7 Temmuz 2009 Salı

İTALYA MEKTUBU


İTALYA'DA KAÇAK GÖÇMEN OLMAK SUÇ

İtalya kaçak göçmenleri bundan böyle yargıya sevk edecek. İtalyan senatosunda dün oylanan güvenlik paketi teklifi, 124'e karşı 157 evet oyuyla kabul edilerek yürürlüğe girdi. Yasa kaçak göçmenlere ev ve işyeri kiralayan İtalyan vatandaşlarına da, üç yıldan az olmamak koşuluyla hapis cezası getiriyor.

Önceki gün onaylanan güvenlik yasasına en sert eleştiri Vatikan'dan geldi. Vatikan'dan yapılan yorumda İtalya'ya giriş yapan göçmenleri tehlike olarak görmenin çok yanlış bir tercih olduğu ve bunun dramatik sonuçlarının olacağı vurgulandı.

Muhalefetteki Partito Democratico (Demokrat Parti) milletvekili Anna Finocchiaro ise yeni güvenlik paketini hazırlayanları "gerçek kaçak" olmakla suçladı.

Yeni yasa İtalya'da kentlerde güvenliği sağlamaktan sorumlu sivil güvenlik birimlerinin faaliyet alanını genişletirken sivil güvenlikçilerin profesyonel güvenlik birimleri ile işbirliği yapmasına da olanak tanıyor.

İtalya'da hükümet yeni güvenlik yasasının kesinlikle ırkçı bir paket olmadığını tersine vatandaşların güvenliğini temel aldığını öne sürdü.

Milano'da 50 göçmen açlık grevinde

Dün ise Milano'da geçici merkezde gözetim altında tutulan ve insanlık dışı koşullarda yaşama mücadelesi veren 50 kadar Kuzey Afrikalı göçmen açlık grevine başladı. Yeni yaşanın kendilerini ürküttüğünü söyleyen bir grup Kuzey Afrikalı, "Burada hayvan muamelesi görüyoruz. Serbest bırakılana kadar açlık grevini sürdüreceğiz. " diye konuştular.

AKZ/ İtalya muhabiri

1 Temmuz 2009 Çarşamba

İŞÇİ HABERLERİ BÜLTENİ (HAZİRAN 2009)


• ATV-Sabah grevine destek için Sefaköy'de basın açıklaması gerçekleştirildi.
• Kent A.Ş işçilerinin 30 Nisan'da başlayan direnişleri Örnekköy Şantiyesi önünde sürüyor.
• Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şubesi, döner sermayenin adil dağıtılması talebiyle İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Monoblok önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
• Hazırlık çalışmaları, Sabra Tekstil patronunun silahlı saldırısına uğrayan Esenyurt Tekstil İşçileri Kurultayı, 28 Haziran Pazar günü Esenyurt İşçi Kültür Evi'nde gerçekleştirildi.
• Kriz bahanesiyle çok sayıda işçiyi kapı önüne koyan, 1000 kadar işçisini de izne çıkaran TOFAŞ, “zordayız” diyerek başvurduğu kısa çalışma ödeneği talebini geri aldı. Krizden etkilenmediğini adeta itiraf eden TOFAŞ böylece Yurtsever Cephe İşçi Birliği avukatlarının firmaya karşı açtığı davada haklı olduklarını da teyid etti.
• Antalya Devlet Hastanesi'nde çalışan ve 1 yıldır sürekli olarak icapçı nöbetçi elektrik teknisyeni olarak çalıştırılan Dev Sağlık-İş sendikası üyesi Mustafa Aykara, hastanede sendikalı olduğu ve sendikal örgütlülüğü artırmak yönünde çalışmalar yürüttüğü gerekçesi ile taşeron şirket sahipleri tarafından gözdağı verilmek amacı ile elektrik teknisyenliği görevinden alınıp Acil Servis'te temizlik elemanı olarak çalıştırılmaya başlanmıştı. Bu da yetmedi, göreve devamsızlık yaptığı gerekçesi ile işi elinden alındı.
• Belediye-İş Sendikası yöneticilerinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi önündeki oturma eyleminin süresiz hale dönüştürüldüğü açıklandı.
• Aksaray'da bir tekstil fabrikasının dikim işlerini yapan taşeron firmanın 120 işçisi, patronlarının kendilerini kandırarak 4 aylık maaşlarının vermediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İşçiler patronun paralarını ödemeden şehirden ayrıldığını söylediler.
• Samsun’un Atakum ilçesinde Mart ayı sonunda yapılan yerel seçimlerin ardından 5 yıl aradan sonra yeniden başkan seçilen CHP'li Metin Burma, belediyede 5 yıldır çalışan kadrolu işçiler İshak Uzun, Osman Yıldırım, Ufuk Sevim ve Ayhan Altan'ın, yeniden yapılanma gerekçesiyle iş akitlerine son verince, işçiler aileleri ile birlikte eylem yaptı.
• DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, Dearsan Tersanesi’nin taşeronu tarafından işten çıkarılan 9 işçinin bugün direniş başlatacağını açıkladı. Dearsan tersanesinde taşeronluk yapan Pozitif Denizcilik, Limter-İş’e üye işçilerin de içinde bulunduğu 9 işçiyi geriye dönük hakları ödenmediği halde “bayram, dini bayram tatilleri, resmi tatiller, kıdem ve tüm sosyal haklarımı aldım” ibareli kağıdı imzalamadıkları için işten çıkarmıştı.
• İstanbul Üniversitelerinden yüzlerce araştırma görevlisi Taksim Meydanı’nda bir araya gelerek iş güvencesi için mücadeleye devam edeceklerini bir kez daha vurguladılar. YÖK’e hayır sloganının yükseldiği Taksim Meydanı’ndaki basın açıklamasına öğretim üyeleri de destek verdi. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ile Uludağ Üniversitesi araştırma görevlilerinin Taksim’de gerçekleşen buluşması polis tarafından engellenmeye çalışıldı. 27 Haziran Cumartesi günü bir araya gelen araştırma görevlilerinin ellerindeki dövizlerle birlikte İstiklal Caddesi’nde yürümelerine izin verilmezken, İstiklal Caddesi girişi polis tarafından kapatıldı.
• TBMM Genel Kurulu tarafından 25 Haziran gece mesaisinde kabul edilerek yasalaşan "İş Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu ve Sosyal Sigortalar- Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile, özel istihdam bürolarının yasal zemini oluşturuldu ve İşsizlik Sigortası Fonu nemalarının dörtte üçü bütçeye aktarıldı. İşçi ücretlerinden işsizlik sigortası için yapılan kesintilerin kriz bahanesiyle apaçık gasbedilmesi anlamına gelen, iş ve işçi arayışının sosyal bir hizmet olmaktan çıkarılıp piyasaya açılmasına yol açan bu düzenlemelere işçi sendikaları cephesinden hiçbir ciddi tepki gelmedi. Türkiye'nin sayıca en fazla işçiyi bünyesinde barındıran federasyonu Türk-İş'in tek yaptığı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasayı veto etmesini rica etmek oldu.
• Türk-İş, kamu işyerleri için hükümete sunduğu toplu sözleşme teklifinde, ücretleri 1230 TL altında olan işçilerin ücretlerinin öncelikle bu seviyeye çekilmesi önerdi. Konfederasyon, ücret zamlarının, toplu iş sözleşmesinin birinci yılı için enflasyon, refah payı ve verimlilik artışları dikkate alınarak yüzde 20, ikinci yıl için ise birinci yılda gerçekleşen enflasyon üzerine 4 puan refah payı eklenerek belirlenmesini istemişti. Ayrıca, sosyal yardımların da yüzde 40 artırılması talebinde bulunmuştu. Hükümet ise kamu işçilerine toplu sözleşmelerin ilk yılında altışar aylık dönemler halinde yüzde 3’er, ikinci yılında yüzde 2,5’ar zam teklif etti.
• Türk-İş, Haziran ayında dört kişilik bir aile için açlık sınırını 733 TL, yoksulluk sınırını 2389 TL olarak hesapladı.
• Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde sendikal örgütlülüğün tasfiyesine ve sürgün politikalarına karşı direnen Belediye-İş üye ve yöneticileri, AKP Kocaeli İl Kongresi'ne katılmak için Kocaeli'ne gelen Başbakan Tayyip Erdoğan'ı protesto etmek isterken gözaltına alındı.
• İstanbul Başakşehir Şahintepesi Mahallesi'nde kanalizasyon çukuru kazan işçiler toprak altında kaldı. Tamamen toprağa gömülen iki işçinin kurtarılması için vatandaşlar ve itfaiye seferber oldu. Toprak altında kalan 2 kişiden biri sağ olarak kurtarıldı. Bir kişinin çıkarılması için çalışmalar devam ediyor.
• Her Cumartesi gerçekleştirdikleri Taksim eylemleriyle Turkuvaz Grubu’nun sendika düşmanlığını kamuoyuna anlatan ATV-Sabah grevcileri, 13 Şubat 2009 tarihinde başlayan grevin 135. gününde bir kez daha Taksim’de eylem yaptı. Entes işyerinde tek başına direnen Gülistan Kobatan, YTÜ öğrencileri ve Sinter Metal işçilerinin de katıldığı eyleme son haftalarda izin vermeyen kolluk güçleri, Galatasaray Lisesi önüne yürümek isteyen kitlenin önünü bu hafta da polis barikatıyla kesti. Eylem polis barikatının önünde oturma eylemine dönüştü.
• Daha önce Bursa Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu önünde KESK Bursa Şubeler Platformu tarafından basın açıklaması eylemi yaptıkları için Bursa Valiliği tarafından kabahatler kanunu uyarınca KESK’lilere verilen 140 TL para cezası KESK üyesi emekçiler tarafından Adliye Sarayı önünde protesto edildi.
• Zonguldak Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS), tıkanan toplu sözleşme görüşmeleri nedeniyle aldığı grev kararını işyerlerine tebliğ etti.
• Adapazarı Kültür Merkezi önünde bir araya gelen Adapazarı Goodyear Lastik fabrikasından atılan 28 işçi ile Brisa ve Pirelli Lastik fabrikalarından atılan işçiler, Lastik-İş Sendikası’na muhalif oldukları için işten atılmalarına karşı ortak basın açıklaması yaptı. Lastik-İş yönetiminin antidemokratik tutumuna dikkat çeken işçiler, sendikal kamuoyuna sessiz kalmama çağrısı yaptılar. Lastik-İş yönetiminin işbirlikçi ve uzlaşmacı tutumu nedeniyle lastik işçilerinin kazanılmış haklarının bir bir gaspedildiğini belirten işçiler, lastik patronlarının krizi bahane ederek “ esnek çalışma ve geçici işçilik” gibi maddeleri masaya getirmeye hazırlandıklarını kaydettiler. İşten atmaların da buna karşı ses çıkaracak işçi önderlerinin işyerlerinden temizlenmesi için yapıldığını dile getiren işçiler, tüm lastik işçilerine bu anlayışa karşı mücadele çağrısı yaptılar. Lastik-İş yönetiminin sendikanın temel ilkelerinden olan “Eşit işe eşit ücret” ilkesini işverene feda etmeye hazırlandığını ve kademeli ücrete geçmek için işverenle uzlaştığını ifade eden işçilerin açıklamasında işçi kıyımlarının sonucunda gerek Adapazarı’nda gerekse de Kocaeli’nde binlerce lastik işçisinin işgücü ucuzlatılacağı, kademeli ücretlendirme ve kadro dışı taşeron işçi istihdamı yolu ile işçi ücretlerinin düşürüleceği belirtildi.
• 2008’in son aylarından beri, Kristal-İş sendikası ile Şişecam Holding yönetiminin vardığı uzlaşma sonucunda, bütün Şişe Cam Fabrikalarında devam edegelen 2009 izinlerinin topluca erken kullandırılması kriz bahanesiyle devam ederken, Oto Cam’da izin kullandırmanın şubat ayında bitmesiyle birlikte, mart, nisan ve mayıs aylarında işçiler sigorta primleri yatırılmadan birer hafta ücretsiz izine çıkarılmaya başlandı. Krizi bahane eden Şişe Cam Holding’in işçi fazlalığı ve işçi çıkarma zorunluluğunu duyurarak ortalığa korku salmasının ardından Kristal-İş Genel Başkanı Bilal Çetintaş, Lüleburgaz’da, Oto Cam ve Trakya Cam işçileriyle ayrı ayrı yaptığı toplantılarda, cam patronlarıyla yeni bir protokol imzalandığını duyurdu. Kristal-İş yöneticileri, protokol uyarınca Oto Cam’da birer haftalık ücretsiz izin kullandırmanın haziran, temmuz ve ağustos aylarında da süreceğini, ayrıca Trakya Cam’da 1 Ağustos’tan itibaren, üç ay süreyle ‘dört gün çalışma, üç gün ücretsiz izin’ uygulamasına geçileceğini açıkladı. İşçiler, Şişe Cam’ın zarar ettiği söyleminin bahane olduğunu düşünüyor. TR-1 fırını, ‘zarar ediyor’ denilerek üretiminin durdurulduğu, ancak üretim durmadan önce yoğun çalışma ile ambarların düz camla doldurulduğu, piyasaya cam sevkiyatının sürdüğü biliniyor. Şişe Cam patronunun krizi fırsata çevirme ve işçi ücretlerini düşürme, bir yandan da kısa çalışma ödeneğinden ve hükümetin dağıttığı başka teşviklerden yararlanma peşinde olduğu bildiriliyor. Kristal-İş Sendikası Genel Başkanı Bilal Çetintaş, gelişmelerin işçiler arasında tartışılmaya başlanması üzerine yeni bir yazılı bir açıklama yaptı ve kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamasının bir zorunluluk sonucunda kabul edilen geçici bir önlem olduğunu savundu.
• Rusya’da çalışan binlerce Kürt ve Türk emekçisi ENKA şirketi tarafından köle gibi çalıştırılıyor. Emeklerinin karşılığını alamayan işçiler hem göçmen karşıtı yasalar hem de ırkçı saldırı tehdidi altında. Hiçbir sosyal hakları yok, günde 11 saat en ağır koşullarda çalışan emekçiler inşaat şirketleri tarafından sömürüldüklerini söylüyorlar.
• Yılın ikinci yarısında 16 yaşından büyükler için geçerli olacak asgari ücrete, Temmuz ayından geçerli olmak üzere yüzde 4,1 zam yapılacak. Buna göre, halen 16 yaşından büyük bekar bir işçi için brüt asgari ücret 666 TL, net asgari ücret 527,13 TL iken yüzde 4,1'lik zam sonrasında brüt asgari ücret 693 TL’ye, net asgari ücret 546,48 TL'ye yükselecek. 16 yaşından küçük işçiler için geçerli olan asgari ücret ise gelecek aydan itibaren yüzde 4 artırılacak.
• Hükümet ile Türk-İş arasında yürütülen kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde henüz anlaşma sağlanamaması nedeniyle yaklaşık 90 bin kamu işçisi grev aşamasına geldi. 1 Ocak 2009 itibarıyla yürürlüğe girmesi gereken toplu iş sözleşmeleri için Haziran ayının sonuna gelinmesine rağmen anlaşma sağlanamaması Türk-İş'e bağlı sendikaları grev sürecine soktu. Kamuda, 111 kamu iş yeri ve işletmesinde çalışan 269 bin 84 işçi adına yürütülen görüşmelerde, 89 bin 915 işçiyi kapsayan grev kararları alındı. Halen arabulucu aşamasında bulunan ve 96312 işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmelerinde de anlaşma sağlanamaması halinde kısa süre içerisinde grev kararları alınması bekleniyor. İş kollarında grev yasağı bulunan 3851 işçi için Yüksek Hakem Kurulu’na başvuruldu. Bu işçilerin toplu iş sözleşmesi mecburi tahkim yoluyla kurul tarafından bağlanacak. Türk-İş, ücret zamlarının, toplu iş sözleşmesinin birinci yılı için enflasyon, refah payı ve verimlilik artışları dikkate alınarak yüzde 20, ikinci yıl için ise birinci yılda gerçekleşen enflasyon üzerine 4 puan refah payı eklenerek belirlenmesini istemişti. Türk-İş, sosyal yardımların da yüzde 40 artırılması talebinde bulunmuştu. Konfederasyon ayrıca, iş yerlerinde ortaya çıkan ücret dengesizliklerinin giderilmesini önermişti. Hükümet ise kamu işçilerine toplu sözleşmelerin ilk yılında altışar aylık dönemler halinde yüzde 3 3, ikinci yılında yüzde 2,5 zam teklif etmişti.
• Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde örgütlü olan Belediye-İş Sendikası’nın tasfiye edilerek işçilerin Hizmet-İş’e geçirilmelerine tepki gösteren Belediye-İş Sendikası oturma eylemlerine devam ediyor.
• Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir fabrikada çalışan 60 işçi, fabrikada yedikleri yemekten dolayı zehirlendi.
• Sermayenin “Sağlıkta Dönüşüm Programı” kapsamında meclise gönderdiği “Tam Gün” Yasa Tasarısı'na karşı eylem kararı alan Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları Türkiye'de üniversite hastanelerinin bulunduğu İstanbul, Ankara ve Adana'da eylem yaptı.
• Turkuvaz Grubu’na bağlı gazete, dergi ve televizyonlarda grevde olan TGS üyesi basın emekçileri Turkuvaz Radyo Televizyon Haberleşme ve Yayıncılık A.Ş Yönetim Kurulu üyeleri ile yetkilileri hakkında “sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular.
• Eğitim Emekçileri Derneği ve Eğitim İşçileri Örgütlenme Girişimi Fomara Meydanı’nda yaptıkları eylemle ‘KPSS’ye Hayır’ dedi.
• Hak-İş'e bağlı bir sendikanın, işçi aidat paralarıyla Hak-İş Başkanı Salim Uslu'ya 340 bin TL'lik Mercedes 320 S model makam arabası satın alması tepkiyle karşılandı.
• Türk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası üyesi işçiler Kocaeli Büyükşehir Belediyesince sendika değiştirmeye zorlandıkları ve görevleri dışında işlerde çalıştırıldıkları gerekçesiyle ara verdikleri oturma eylemini yeniden başlattılar.
• Pendik Askeri Tersanesi CHT firması İNTO Denizcilik taşeronunda çalışan 19 işçi 4 aylık ücret ve diğer haklarını alabilmek için direniş başlattılar. Pendik askeri tersanesi önünde DİSK/Limter-İş önlükleriyle biraraya gelen işçiler, “4 Aylık Ücret Hakkımızı İstiyoruz” pankartı açarken, “Ücret Haklarımız Gasp Edilemez, Direne Direne Kazanacağız, İşçi Kıyımına Son, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Sonuna Kadar Direneceğiz” sloganları atarak bir basın açıklaması yaptılar.
• Danıştay 12. Dairesi, sözleşmeli personelin hastalık iznini 30 günle sınırlandıran hizmet sözleşmesi hükmünün yürütmesini durdurdu.
• İzmir’in Kiraz ilçesinde tarım işçilerini taşıyan kamyonun devrilmesi sonucu 2 işçi öldü, 35 işçi de yaralandı.
• Düzce merkeze bağlı Kirazlı köyünde bulunan İmteks Giyim Sanayi fabrikasında 23 Haziran saat 16:30 sularında boya kazanının patlaması sonucu L.C. isimli işçi hayatını kaybederken, üç işçi de yaralandı.
• İzmir'in Karşıyaka Belediyesi'nde işten atılan Kent A.Ş işçilerinin Karşıyaka Örnekköy Şantiyesi’nde devam eden direnişlerine 22 Haziran günü polis saldırdı. CHP'li Karşıyaka Belediyesi'ne bağlı Kent A. Ş.'de çalışırken 30 Nisan günü işten atılan ve 55 gündür direnişlerini sürdüren Genel-İş sendikasına üye işçiler, saat 05:00 sularında çevik kuvvet zoruyla şantiyeden çıkarıldı.
• Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi işçiler, demiryolu işçilerinin haklarının tırpanlanmasına karşı İzmir’de iş yavaşlatma eylemi yaptı.
• Grevlerinde 128 günü geride bırakan Sabah-ATV grevcileri haftalardır yürüdükleri Taksim’de üçüncü haftadır polis barikatıyla karşılaştı.
• Bolu’da Belediye İş Sendikası üyeleri tarafından yapılan açıklamada, Hak-İş Konfederasyonu ve ona bağlı Hizmet-İş Sendikası hükümet ve AKP'nin himayesi altında işçi haklarını satmak ve işçi hareketini hükümet denetimine almaya çalışmakla eleştirildi.
• Çorlu Marmaracık beldesinde kumaş pantolon dikimi yapılan Onay Tekstil’de işçiler alacakları için eylem yapınca patronun akrabalarının saldırısına uğradı.
• DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası Araştırma Dairesi’nin işten çıkarmalar ve işsizlik sigortasının kullanımına ilişkin yaptığı araştırmada, işsizlik sigortasından yararlanabilenlerin, toplam işsizlerin sadece %10’u olduğu belirlendi. Oysa verilere göre İşsizlik Fonu’nda biriken para ile 3 milyon işsize, üç yıl boyunca işsizlik maaşı ödemesi yapılabilmesi olanağı mevcut.
• Zonguldak Kilimli'de kaçak olarak faaliyet gösteren maden ocağında ocağa giren işletme sahibi Osman Göktaş ve işçiler Şükrü Akkaya, Celil Ak ve Muhammet Çift, ocakta biriken gazdan zehirlendi. Osman Göktaş olay yerinde yaşamını yitirirken, diğer 3 maden işçisi Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ölen işçinin cesedi de otopsi için aynı hastanenin morguna kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan işçilerden durumu ağır olan Muhammet Çift, Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.
• Bursa Oyak Renault Otomobil Fabrikası’nda pres kalıphane bölümünde yaşanan iş kazasında kalıp bağlama operatörü olarak çalışan işçi Ercan Çolak, 10 tonluk kalıbın üzerine düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Renault’da son aylarda artan iş yoğunluğunun bu tarz kazalara neden olduğu söyleniyor. Kriz gerekçesiyle yüzlerce işçinin işten çıkarıldığı fabrikada açıkta bulunan kadroların yerine yeni işçiler almak yerine iş yoğunluğunun çoğaltılması, işçilerde yorgunluk, moral bozukluğu, stres ve gelecek kaygısında artışa ve sonuçta kazalara davetiye çıkarıyor. Yönetici konumunda olan amir ve şeflerin üretimin artırılması için yaptıkları baskı, iş güvenliği kurallarının çiğnenmesine neden oluyor.
• TRT Genel Müdürlüğü, kurumdaki yolsuzluk, özelleştirme ve kadrolaşmaları deşifre eden Haber-Sen'den, sendika yöneticilerini sürgün ederek ya da görevden alarak kurtulmaya çalışıyor. Hakkında soruşturma açılan ve usulsüz olarak görevden alınan Haber-Sen MYK üyesi Osman Köse, dava açacak.
• Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde daha önce sendikalı oldukları için işten çıkarılan işçiler hukuk mücadelesini kazandı. Bursa’da AKP’li Büyükşehir Belediyesine bağlı Bursa Ulaşım AŞ'nin (BURULAŞ) taşeron şirketi Evin Taşımacılık AŞ tarafından 2008 yılında sarı belediye otobüslerinde çalışan 133 işçi, sendika üyesi oldukları gerekçesi ile işten çıkarılmıştı. Türkiye Motorlu Taşıt İşçileri Sendikası (TÜMTİS) üyesi işçiler yılmayarak haklarını almak için dava açtı. Yerel mahkemenin aleyhlerinde karar almasının ardından işçiler Yargıtay’a başvurdu. 2008 ayının Haziran ayından beri her Pazar günü Heykel’deki Tarihi Büyükşehir Belediye binasının önünde eşleri ve çocukları ile birlikte eylem yapan işçilerden 40 kişilik bir grup, direnişlerinin 370. gününde Yargıtay’da kazandılar. Geri kalan işçiler de Yargıtay’daki yasal sürecin tamamlanmasını bekliyor.
• Marmara Üniversitesi Araştırma Görevlileri açıklama yaparak genç akademisyenlerin “33a” kadrosuna yeniden atanmaları yolu ile iş güvencesi sorunlarının ortadan kaldırılmasını talep ederek, 22 Haziran’da saat 12:30’da üniversitenin Göztepe Kampüsü’nde bu taleplerini dile getirmek için yapacakları basın açıklaması eylemine destek çağrısında bulundu.
• Türk-İş’in kamu sözleşmeleri dönemindeki pasif tutumunu eleştiren sendikalar, harekete geçmeye hazırlanıyor. Hükümetin saldırılarına karşı Türk-İş’in mücadele programını açıklamasını isteyen sendikalar, böyle bir karar alınmaması halinde kendileri mücadeleye başlayacaklar. Kamu sözleşmelerinde yasal sürecin sonuna gelindiğine dikkat çeken sendikalar, beklemeye tahammül kalmadığına dikkat çektiler. Tez Koop-İş, Yol-İş, GMİS, Türkiye Maden-İş, Petrol-İş gibi sendikalar gerekirse Türk-İş yönetimini aşarak beraber davranmak kararı aldı. Önümüzdeki haftadan itibaren kamu işyerlerinde işçi hareketinin yeni eylemlerle canlanması bekleniyor.
• ADANA'nın İmamoğlu İlçesi'nde DP'li belediyenin nüfusa göre norm kadronun fazla olduğunu gerekçe göstererek işten çıkardığı işçiler, AKP Adana il kongresinde kendilerine sahip çıkmadığını öne sürdüğü iktidar partisini protesto etti. Seçimde AKP'yi destekledikleri için işten atıldıklarını öne sürerek, `Biz size oy verdik, siz bizi sahipsiz bıraktınız', "DTP'ye mi gidelim?' diye eylem yapan işçileri, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu sakinleştirdi. 

• Davutpaşa katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri her Cumartesi Taksim'de buluşacak.
• İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yer Hizmetleri A.Ş çalışanları Hava-İş Sendikası’nda örgütlendi.
• DESA Deri'nin Sefaköy'deki fabrikasından sendikal örgütlenme nedeniyle işten atılan Deri-İş Sendikası üyesi Emine Arslan, direnişinin 352. gününde fabrika önünde gerçekleştirilen basın açıklamasıyla fabrika önündeki bekleyişini noktaladı.
• Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce KESK üyesi TİS hakkı için bugün Ankara’da buluştu. Eylemde TİS talebinin yanısıra KESK'e yönelik devlet terörü de protesto edildi.
• Batman’ın Kozluk İlçesi'nde Şelmo Petrol Sahası'nda iş akitlerinin feshedildiğini söyleyerek gösteri yapan 32 işçi tutuklandı. Bölgede petrol üretimi gerçekleştiren Kanada-PEMI Şirketi'ni devralan Amerikan Şirketi 88 işçiyi işten çıkardı. Yanıkkaya, Danagözü ve Yayalar köylerinde oturan bu işçiler dün protesto gösterisi yaptı. Askerlerin müdahale ettiği eylemde ve işçilerle çatıştığı eylemde şirket araçları da hasar gördü. Gözaltına alınan 88 işçi sorgularının ardından dün gece adliyeye sevk edildi. İşçilerden 32'si tutuklanırken, diğerleri serbest bırakıldı. İşçilerin çalışma hakkını gasbeden yabancı petrol şirketine Türk askerlerinin muhafızlık yapması bölgede ve kamuoyunda tepki yarattı.
• Beylikdüzü’nde Stil Tekstil işyerinde çalışan işçiler aylardır maaşlarını ve mesailerini alamadıkları gerekçesiyle fabrikayı terketmeme eylemine başladılar. Çalışan 80 işçi 4,5 aydır maaşlarını ve 2,5 aydır mesailerini alamıyor. Akşam yemeği için kendi imkanlarıyla aralarında para toplayarak fabrikanın mutfağında ortak bir şekilde yemek yaparak fabrikada kalan emekçiler, makinelerin fabrikadan çıkarılmaması konusunda kararlı. İşçilerin aylardır sigortalarının yapılmadığı, sigortasız çalıştırıldıkları, ücretlerinin ödenmediği, resmi tatiller dahil fazla mesailerin karşılıklarının verilmediği öğrenildi. İşyeri sahibinin makineleri satacağı gerekçesiyle gece tahliyeye niyetlendiğini öğrenen işçiler buna mani olmak için yaklaşık 50 işçinin katılımıyla direnişe başladı. Fabrikada süren eyleme Yurtsever Cephe İşçi Birliği (YCİB) ve TKP Avcılar ilçe örgütü de destek verirken YCİB avukatlarının konu hakkında işçilerle irtibata geçtiği açıklandı.
• KESK’e bağlı Haber-Sen, Birleşik Taşımacılık Sendikası ve Yapı Yol-Sen üyeleri, Ulaştırma Bakanlığı önünde toplanarak bakanlığa toplu sözleşme çağrısında bulundu.
• Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesinden yapılan açıklamada, sendikanın örgütlü olduğu Halk TV’de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken, dört çalışanın iş akdinin feshedildiği bildirildi.
• Tüm Bel-Sen'in toplu iş sözleşmesi hakkı için başlattığı yürüyüş 19 Haziran günü Ankara'da gerçekleşen bir eylemle tamamlandı. Farklı illerden gelen Tüm Bel-Sen'li emekçiler sabah saatlerinden itibaren Demirtepe'deki Tüm Bel-Sen Genel Merkezi önünde toplanmaya başladı. Buradan başbakanlığa doğru GMK bulvarı üzerinden yol trafiğe kesilerek yürüyüşe geçildi. Yürüyüş boyunca, “Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Zafer direnene emekçinin olacak!” sloganları atıldı. Kızılay Meydanı’nın panzerlerle kapatılması üzerine “Emekçiye değil, çetelere barikat!” sloganı atıldı.
• “Emekçiye değil patronlara vergi” sloganıyla 19 Haziran günü Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servis girişi önünde basın açıklaması gercekleştiren SES Aksaray Şubesi üyesi emekçiler krizin faturasını ödemeyeceklerini duyurdu. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) şimdi de “üst vergi dilimine girdikleri” gerekçesiyle sağlık emekçilerinin maaşlarından kesilmek istenen vergi ödemelerine karşı eylemler başlatıyor. Maliye Bakanlığı, “Ek ödemenin, döner sermaye ek ödemesi brüt tutarından mahsup edilmesi ve kalan tutarın vergi matrahı kabul edilerek gelir vergisi tevkif edilmesi sonucu eksik vergiler nedeniyle personele fazla ödemede bulunduğu” gerekçesiyle düşük ücretlerle çalıştırdığı sağlık emekçilerinden 3 ay içinde her ay 700 ile 1000 TL arasında olmak üzere 1500-3000 TL vergi ödemesi talep ediyor. Kamu hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri halen uzman doktor: 1500 TL, asistan: 1300 TL, hemşire-teknisyen: 1000-1100 TL, memur-hizmetli: 800 TL maaş alıyor.
• Sendikaya üye oldukları için DESA'da işten atılan ve direnişleri 453 gündür süren işçilerin, işe geri iade davaları işçiler lehine sonuçlandı. Yerel mahkeme, 24 Aralık 2008 tarihinde Sefaköy ve Düzce DESA fabrikalarında işten çıkarılan işçilerin işten atılma sebebinin "sendikal neden" olduğunu belirtmiş ve işçilerin işe iadesini karara bağlamıştı. DESA patronu karara rağmen işçileri işe almayıp davayı temyize götürmüştü. Ancak Yargıtay da yerel mahkemenin işe iade kararını onaylayarak işçilerin "sendikal nedenle" işten atıldıklarını kesinleştirdi. İşe geri iade davaları sonuçlanmayanların ise davaları halen sürüyor. Yargıtay'ın onama kararıyla beraber işçiler işlerine geri dönebilecek ya da 12 aylık sendikal tazminat ile 4 ay boşa geçen süre dahil tüm alacakları DESA patronu tarafından hesaplarına yatırılacak.
• KESK'e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası üyeleri 19 Haziran’da Sağlık Bakanlığı önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla hükümete toplu sözleşme çağrısı yaptı. KESK'in 20 Haziran günü Ankara'da gerçekleştireceği yürüyüş öncesinde yapılan açıklamada “paran kadar sağlık anlayışı” ve “Kamu Hastane birlikleri Yasa Tasarısı ile hastanelerin ticarethaneye dönüştürülmek istenmesi” protesto edildi. SES Genel Sekreteri tarafından okunan basın açıklamasında KESK'e yönelik saldırılar da kınandı.
• Esenyurt İşçi Plaformu ve BDSP, 19 Haziran günü, Sabra patronu Sabri Sami Yılmaz'ın Yönetim Kurulu üyesi olduğu İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği önünde bir eylem gerçekleştirerek Haramidere’de Sabra Tekstil önünde yapılan saldırıyı protesto etti.
• Gebze Sendikalar Birliği, 15–16 Haziran Büyük İşçi Direnişi'nin 39. yıl dönümü vesilesiyle Petrol-İş sendikasında bir etkinlik düzenledi.
• Türk-İş'e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası, hükümetin son günlerde gündeme almayı düşündüğü “kıdem tazminatı”nın kaldırılmak istenmesine karşı ülke genelinde başlattığı “Kıdem tazminatıma dokunma” kampanyası çerçevesinde İstanbul'da Taksim Postanesi önünde imza masası açtı. Gün boyunca açık kalan masada yer alan imza metninde kıdem tazminatı hakkının kaldırılmak istenmesine karşı genel greve çıkma kararlılığı ifade edildi.
• Muğla Milas'ta taşerona karşı 17 gün direnen maden işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Türkiye Maden-İş'in örgütlü olduğu Güney Ege Linyitleri İşletmesi Yeniköy Linyitleri Müdürlüğü bünyesinde çalışan işçilerin madende yapılan asli işlerden biri olan ‘patlatma işinin’ taşerona verilmek istenmesine karşı 1 Haziran 2009 tarihinde başlattığı direniş ‘patlatma işi ihalesinin uygulanmasının durdurulması’ kararının işçilere bildirilmesinin ardından son buldu.
• KESK' e bağlı Tüm Bel Sen, TİS ve grev hakkı talebiyle Ankara'ya yürüyüş başlattı.
• Pendik Askeri Tersanesi bünyesinde faaliyet yürüten CHT isimli ana firmada kadrolu olarak çalışan 15 işçinin 16 Haziran sabahı başlattığı direniş kazanımla sonuçlandı.Ücret haklarının gaspına karşı direnişe geçen TİB-DER üyesi tersane işçileri 17 Haziran günü ödeneceği sözü verilen ücretlerini aldılar.
• Şırnak’ın Kumçatı Beldesi’nde arıza gidermek için çıktığı elektrik direğinde akıma kapılan DEDAŞ işçisi 28 yaşındaki S.U. tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
• 15-16 Haziran’ın 39. yıldönümünde DİSK’e bağlı sendikalara üye işçiler Ankara’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde diğer illerde ise çalışma müdürlüklerinin önünde aynı saatte eylem yaptılar. Ankara'daki yürüyüşte DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Genel-İş, Nakliyat-İş üyesi işçiler, grevdeki Sinter Metal, Asil Çelik, Asemat işçileri ve işten çıkarılan onlarca işçi otobüslerle geldikleri ODTÜ’den bakanlık önüne doğru yürüyüşe geçtiler.
• Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde Tersaneler Bölgesi'ndeki bir tersanede çalışan yaklaşık 80 işçi, maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle iş bırakarak oturma eylemi başlattılar.
• Eczacıbaşı’na bağlı E-Kart’ta grevlerini bir yıldır sürdüren işçiler Eczacıbaşı’nı “ Sanata destek, işçiye köstek” sloganlarıyla protesto etti. İşçiler sendikalı oldukları için işten atılmıştı. Grevin yıldönümünde 16 Haziran'da önce Gebze’de bir açıklama yapan işçiler, akşam ise Eczacıbaşı’nın genel merkezi önündeydi.
• İzmit’in Uzunçiftlik bölgesinde kurulu olan Trakya Sanayii’nde, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’nca yürütülen görüşmeler sonucunda, işçi ücretlerine ilk ve ikinci yıl enflasyon oranında zam yapılması kararlaştırıldı. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın 125 işçi adına Mart ayından bu yana yürüttüğü sözleşme görüşmelerinde, ortalama 900 TL civarında olan ücretlere, 1 Ocak 2009’dan geçerli olmak üzere ilk ve ikinci yıl enflasyon oranında zam yapılması kararlaştırıldı. Bunun sonucunda, ilk yıl ortalama aylık ücretler 1070 TL’ye yükselecek. Kişi başına 300-400 TL arasında değişen sözleşme farkları da 20 Haziran’da ödenecek.
• Belediye-İş Sendikası, daha önce Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin baskıları nedeniyle Hak İş’e bağlı Hizmet-İş’e geçen ancak şimdi tekrar sendikalarına dönen belediye işçilerine yapılan baskıları protesto etmek için Kocaeli Büyükşehir önünde üç gün sürecek oturma eylemi başlattı.
• TGS, Ankara’da yaptığı bir eylemle, halkı Turkuvaz Medya grubuna ait tüm yayınları boykot etmeye ve Atv izlememeye çağırdı.
• Dikili ilçesinin CHP'li Belediye Başkanı Osman Özgüven 15- 16 Haziran tarihlerini ücretli tatil ilan etti. Dikili Atatürk Meydanı'nda saat 21.30'da başlayan anma programına DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK İzmir Genel-İş 5 nolu şube Başkanı Mehmet Çınar, Ege bölge temsilcisi Azad Fazla, Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve Dikili Belediyesi Meclis üyeleri katıldı. Amaçlarının işçiye haklarını vermek olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Osman Özgüven, “15- 16 Haziran dünya işçi sınıfının birlik ve dayanışma günü olmalıdır. Biz işçilerimize hakkı olanını verdik. Bizim işçilerimiz bu iki günde ücretli tatil yapıyor. Bu günler tüm işçilere tatil olmalı” dedi.
• Kent AŞ işçileri Karşıyaka Belediyesi önüne yürüdü ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
• ATV ile Sabah gazetesi ve dergi grubunun bağlı olduğu Turkuvaz iş yerlerinde 122 gündür grevde olan 10 gazeteci, grevin toplu sözleşmeyle bağıtlanması için destek isteğinde bulunmak ve siyasi partilerin Meclis grup başkan vekilleriyle görüşmek üzere Ankara'ya gitti. Ankara'da 3 gün sürecek görüşmeler, yarın ilk olarak saat 11.15'te CHP TBMM Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılacak ziyaretle başlayacak.Grevdeki gazeteciler, 16 Haziran Salı günü saat 14.00'te ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ı ve 17 Haziran Çarşamba günü saat 11.00'de DTP TBMM Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş'ı ziyaret edecek. Sabah Gazetesi'nin Ankara işyerinde de ''grev nöbeti'' tutacak olan grevciler, burada bir basın açıklaması yapacak.
• Pendik Askeri Tersanesi'nde ücretleri gaspedilen 15 işçi TİB-DER öncülüğünde direnişe başladı.
• 8-9 Haziran tarihlerinde Haramidere'de Sabra Tekstil'de bildiri dağıtımı yapan Esenyurt İşçi Platformu çalışanlarına yönelik düzenlenen silahlı saldırı sonucu iki işçinin yaralanması sonrasında bu olayı protesto etmek için fabrika önüne gelen BDSP'lilerin de polis kurşunlarına hedef olması yetmiyormuş gibi, saldırıya uğrayanlar gözaltına alınarak 4 işçi tutuklandı. İşçilere kurşun sıktığı görülen, canlarına kasdetmeye yeltenen ve mahallede patronun bekçi köpekleri olarak bilinen saldırganlar ise serbestçe dolaşıyor, örneğin bunlardan biri olduğu bildirilen Z.T. isimli şahsın silahla saldırıda bulunduğu aynı gün içinde karakoldan serbest bırakıldığı gözlendi.
• KESK ve bağlı sendikalara yönelik gözaltı ve tutuklama terörü, daha önce serbest bırakılan KESK üye ve yöneticilerinin savcılık talimatıyla gözaltına alınmasıyla devam ediyor.
• KESK'e yönelik operasyonları protesto etmek için Basmane Meydanı'nda toplanan KESK İzmir Şubeler Platformu, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri kalabalık bir grup halinde Konak'a doğru yürüyüşe geçti.
• Kayseri'de bir inşaattaki yük asansörünün düşmesi sonucu bir işçi yaşamını yitirdi. Talas ilçesi Mevlana Mahallesi'nde devam eden bir inşaatta çalışan 30 yaşındaki M.K. adlı işçi yukarı malzeme çıkartmak için kullandığı yük asansörünün kepçesine bindi. Asansörün kırılan kepçesiyle beraber 11. kattan aşağı düşen M.K. olay anında yaşamını yitirdi.
• Kocaeli'nin Kartepe ilçesindeki Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Santek Sanayi Ticaret AŞ yönetimi maaş alamadıkları gerekçesiyle iş yavaşlatma eylemi yapan 59 işçiyi işten çıkardı. Aynı fabrikada çalışan ve şirket tarafından işten çıkarılmayan 4 işçi ise maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle noter kanalıyla işten ayrıldı. Çelik-İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Bülent Tok, işçilerin üç ayı aşkın süredir maaşlarını alamamaları ile ilgili, sözkonusu fabrika yönetimi ile yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadığını ve bunun sonucunda 8 Haziran tarihinde iş yavaşlatma eylemine başladıklarını belirtti.
• Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi yargı emekçileri, Adalet Bakanlığı’nı toplusözleşme yapmaya çağırdı. Kamu işçilerinin toplusözleşmelerle ilgili yürüttükleri mücadeleyle dayanışma içinde olacaklarını belirten BES Genel Başkanı Osman Biçer, toplusözleşme talepleri kabul edilmediği takdirde greve çıkacaklarını bildirdi.
• 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 39. Yıl dönümü İzmir’de gerçekleştirilen kitlesel yürüyüşlerle selamlandı. DİSK Ege Bölge Temsilciliği, DİSK’in aldığı karar gereğince direnişteki Kent A.Ş işçileriyle beraber 15-16 Haziran’ı selamlarken KESK’e bağlı sendikalar da 15-16 Haziran’ın yıl dönümü vesilesiyle tutuklanan KESK üyelerinin serbest bırakılması talebiyle yürüdüler. Karşıyaka İskelesi önünde toplanan kitlenin Karşıyaka Belediyesi'ne yaptığı yürüyüşe DİSK'e bağlı sendikalardan Genel-İş'in dışında, Birleşik Metal-İş, Nakliyat-İş, Sosyal İş, Oleyis, Genç-Sen destek verirken Türk-İş'e bağlı TÜMTİS de eylemde yer aldı. Halk Cephesi, ESP, TKP, Halkevleri, DİP, DHF, Park bahçe taşeron işçileri, Mücadele Birliği ve BDSP de belediye işçilerine destek veren kurumlardı.
• 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin 39. yıl dönümü Bursa’da gerçekleştirilen yürüyüşle anıldı. BATİS, GİP, BAMİS, BDSP, SODAP, Sosyalist Parti, DHF, SDP, ve Çatı Partisi Koordinasyonu’nun yer aldığı eyleme 80 kişi katıldı.
• İstanbul çapında süren grev ve direnişlerin biraraya gelerek oluşturduğu “Direniş Platformu” 14 Haziran günü Altunizade’de bulunan Petrol-İş Sendikası Genel Merkezi’nde "Küreselleşme, kriz ve örgütlenme” başlıklı üç bölümden oluşan bir forum düzenledi. Desa işçisi Emine Arslan, IBM'den emekçiler, Sinter Metal direnişinden işçiler, ATV-Sabah emekçileri, Kurtiş Matbaa işçileri, Entes işçisi Gülistan Kobatan, YTÜ önünde direnişlerini sürdüren YTÜ öğrencilerinden oluşan “Direniş Platformu” 15-16 Haziran direnişinin 39. yıldönümünde gerçekleştirdiği forumda kapitalizmin krizi, işçi sınıfının mücadele arayışları ve mücadelenin sorunlarına ilişkin çözüm önerilerini tartıştı.
• Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu Kadıköy Söğütlüçeşme’den Yoğurtçu Parkı’na yaptığı yürüyüşle 15-16 Haziran şehitlerini anarken DİSK de kamuoyuna duyurduğu etkinlik programı çerçevesinde direnişteki Sinter Metal işçilerinin Üsküdar Çiçekçi’deki 3. İş Mahkemesi’nde görülen işe iade davasının sonrasında 15-16 Haziran’a ilişkin açıklama yaptı.
• 15-16 Haziran 1970 büyük işçi kalkışmasının yıldönümünde İstanbul’un dört farklı bölgesinde çeşitli toplantılar yapıldı. Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve Yurtsever İşçi Birliği (YCİB) tarafından düzenlenen toplantılarda, büyük işçi kalkışmasının önemine değinilirken, işçi sınıfının örgütlenerek bu kalkışmayı daha da ileri götürmek için hazırlanması gerektiği kaydedildi.
• Çağdaş Hukukçular Derneği, Sabra Tekstil Fabrikası’nda çıkan olaylar ve sonrasında yaşanan süreci protesto etmek için 16 Haziran Salı günü İstanbul’da Galatasaray Meydanı’nda saat 13:00’te bir basın açıklaması düzenleyeceğini duyurdu.
• Denizli’de 15-16 Haziran direnişinin hatırlanması kapsamında yapılan etkinlikte genç işçilere örgütlenme çağrısı yapıldı.
• Adana’da TKP, ÖDP, DİSK ve birçok sendika ve siyasi yapının yer aldığı Krize Karşı Emek ve Demokrasi Platformu tarafından 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin yıldönümünde bir miting yapıldı.
• TKP ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği Kocaeli örgütlerinin 15-16 Haziran hareketinin 39. yıldönümü dolayısıyla Kocaeli Teksif Sendikası şubesinde düzenlediği panele işçiler yoğun katılım gösterdi.
• ILO, Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü ile 182 Sayılı Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'nin kabul edilmesinin 10. yıl dönümü dolayısıyla başta ILO merkezinin bulunduğu Cenevre'de Genel Direktör Juan Somovia'nın da katıldığı etkinlikler gerçekleştirdi. ILO'nun konuyla ilgili yayımladığı bildiride, bu yıl daha fazla risk altında oldukları için ''kız çocuklarına'' vurgu yapıldı. Bildiride, ''küresel krizin başta kız çocukları olmak üzere artan sayıda çocuğu, çocuk işçiliğine ittiği'' denildi. Kriz döneminde milli eğitime ayrılan kaynağın küçülmesi de çocuk işçi sayısında artışa neden olan bir diğer faktör olarak değerlendiriliyor. ILO'nun son küresel tahminlerine göre, 218 milyon çocuk ve 100 milyon kız çocuğu, çocuk işçi durumunda bulunuyor ve pek çoğu çocuk işçiliğinin en kötü biçimleri olarak kabul edilen işlerde çalıştırılıyor.
• Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Santek fabrikasında çalışan 70 işçi tazminatları verilmeden işten atıldı. Çelik konstrüksiyon ve kaynak işi yapan Santek firmasında toplam 100 işçi çalışırken, işçiler yaklaşık üç aydır maaş alamamaları nedeniyle geçtiğimiz Pazartesi günü İş Kanunu’nun 34. maddesi gereğince iş görmeme haklarını kullanmışlardı. İşten atılan işçilerin fabrikada örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Çelik-İş Sendikası’nda örgütlü işçiler olduğu belirtilirken, işçilerin herbirinin yaklaşık 5 bin lira alacağı olduğu ifade ediliyor.
• Aşağıarmutlu köyündeki taş ocağında iş makinesi operatörü olarak çalışan M.S. iş arkadaşıyla iş makinesine küreme bıçağı takmak isterken bıçak Selvi’nin göğsüne düştü. Ağır yaralanan Selvi, çalışma arkadaşları tarafından Bozüyük Devlet Hastanesine kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.
• Türk-İş’e bağlı sendikaların kamu toplu sözleşmelerinde AKP’ye ve uzlaşmacı Türk-İş yönetimine tepkisi sürüyor. 12 Haziran'da iş çıkışında Meclis’e yürüyen işçiler, “Pazara değil sokağa çıkıyoruz” dediler. Petrol-İş, Yol-İş, Tez Koop-İş, TÜMTİS işçilerinin katıldığı eylemde, TGS, Maden-İş ve KESK yöneticileri de bulundu. “Sefalet zammına, kıdem tazminatı gaspına, işten atmalara karşı pazara değil sokağa, mücadeleye çağırıyoruz” pankartıyla işçiler, ABD ve AKP aleyhine sloganlar atarak Meclis’in Dikmen kapısına yürüdüler.
• Türk-İş’e bağlı Basın-iş Sendikası, başta Resmi Gazete olmak üzere Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve diğer kurumların resmi yayınlarının basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde grev kararı aldı.
• 8 Haziran akşamı Çelik Tekne Tersanesi’nde yaşanan patlama sonucunda Hüseyin İbir yaşamını yitirirken yaralı olarak Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan 34 yaşındaki Süleyman Kırgül de 9 Haziran günü öğleden sonra yaşamını yitirdi. Bu yıl içerisinde tersanelerde 8 işçi iş cinayetine kurban gitti. Süleyman Kırgül’ün de ölüm listesine eklenmesiyle tersaneler cehenneminde katledilen işçi sayısı 126’yı buldu.
• Gebze'ye bağlı Cumhuriyet ve Adem Yavuz Mahalleleri, Kentsel Dönüşüm kapsamına alınarak yıkılma tehdidi altına girdi. Haberin mahalle halkı tarafından duyulması üzerine Cumhuriyet Mahallesi muhtarı Hacı Ali Aydın ve mahallenin ileri gelenleri ile birlikte yıkımlara karşı harekete geçilmesi kararı alındı. Mahalle halkı Gebze Cumhuriyet Meydanı'nda bir miting gerçekleştirdi. Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı mitingte Cumhuriyet ve Adem Yavuz Mahallesi’nde oturan emekçiler evlerini yıktırtmayacaklarını ve bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını haykırdılar.
• Esenyurt Haramidere’de Sabra patronunun adamlarının silahlı saldırısının ardından devreye giren polis tutuklamaları ve müdahaleleri, 11 Haziran'da Taksim meydanında protesto edildi. BDSP ve Esenyurt İşçi Platformu tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında yapılan konuşmalarda tutuklanan devrimcilerin serbest bırakılması istendi. Eyleme Halkevleri, ESP, Alınteri, ODAK, PDD, Devrimci Hareket, Kaldıraç, Herkese Sağlık ve Güvenlik Gelecek Platformu ve Eğitim-Sen 6 No’lu Şube’den kamu emekçilerinin de destek verdiği görüldü.
• Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak çalışan 43 yaşındaki işçi Y.G., kanalizasyon kanalı çalışması yaptığı sırada toprağın çökmesi sonucu göçük altında kalarak can verdi.
• E-Kart grevinde bir yılın dolmasına günler kala işçiler seslerini bu defa İstanbul’da Eczacıbaşı’nın sahibi olduğu Kanyon Alışveriş Merkezi önünde duyurmak için harekete geçti. Basın İş Sendikası tarafından yayınlanan Grev Bülteni ile E-Kart işçilerinin grev süreci ve talepleri anlatılırken grevin birinci yıl dönümünde yapılacak yürüyüşe de çağrı yapıldı.Basın açıklaması grevin birinci yılını doldurduğu 16 Haziran’da saat 19:00’da Levent’te Eczacıbaşı’nın sahibi olduğu Kanyon Alışveriş Merkezi önünde yapılacak.
• Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikası Federasyonu'nun (EPSU) 8. kongresinde KESK'e yönelik baskıları protesto eden ve KESK ile dayanışmayı ifade eden bir açıklama yayınlandı.
• Geçen yıl, Oyak tarafından Oyak Bank iştirakleriyle birlikte Holanda kökenli çokuluslu finans tekeli ING'ye satılan Oyak Emeklilik, 10 Haziran'da toplam 150 çalışanının üçte birini (52 çalışanını) işten çıkardı. İşten çıkarılanların 40'ı şirket merkezinde, 12'si ise yerel birimlerde görev yapıyordu.
• Kocaeli’ndeki işsiz sayısı, resmi rakamlara göre 51 bin'e ulaştı.
• Haramidere Sabra Tekstil Fabrikasında patronun silahlı zorbaları işçilere ateş açtı. Daha sonra protestoya gelen arkadaşlarına ise polis saldırdı. Yüzlerce işçinin düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırıldığı Sabra Tekstil'de çalışanlar, fabrikanın Osmanbey mağazası önünde saldırıları protesto etti.
• Bursa’da iki yıldır işini kaybedenlerin sayısının 100 bine ulaştığı kaydediliyor. 2009 yılının ilk 5 ayında 27695 işçi işsiz kaldı. Sendikalar ise resmi rakamlarla açıklanan sayıların gerçeğin altında olduğunu belirtirken, kayıt dışı çalışan ve küçük işletmeleri de saydıklarında rakamın 100 bin'in üzerinde olduğunu ifade ediyorlar. Bursa’da birçok orta ve küçük ölçekli işyeri ve fabrikada işçiler maaş almadan aylardır çalışıyor. Bazı iş yerlerinde ise işten çıkartılan işçilerin tazminatları ödenmezken içerde kalan paralarının ödenmesi taksitle yapılmaya çalışılıyor.
• İstanbul'un iki yakasını deniz altından birleştirecek Marmaray Projesi'nde çalışan işçiler, bağlı oldukları taşeron firmadan dört aydır paralarını alamadıkları gerekçesiyle iş bıraktılar. İş bırakan işçilere taşeron firma yetkililerinden pişkin tepki geldi: “Üç ay maaş alamadılar diye böyle şey yapılır mı?”
• Ankara'nın Elmadağ ilçesindeki ROKETSAN fabrikasında 9 Haziran'da şiddetli bir patlama meydana geldi. Resmi açıklamalarda ölü ve yaralı sayısına değinilmedi.
• Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yüksek ateş şikayetiyle başvuran ve motorsikletli kuryelik yaptığı belirtilen Y.Ş'nin ilk tedavisinin ardından gönderildiği evinde yaşamını yitirmesinin ardından ailesi hastanenin ihmali nedeniyle dava açmaya hazırlanıyor.
• Sosyal güvence olmadan çalıştırılan ve barolarda oy hakkı bulunmayan stajyer avukatlar, hakları için seslerini yükseltmeye başladı. Hatay'da düzenlenen Türkiye 2. Stajyer Avukatlar Kurultayı'nın sonuç bildirgesine yok sayılan haklar için mücadele damgasını vurdu. Maraş Barosu temsilcisi stajyer avukat, konuşması esnasında işçi bareti takarak, avukatların işçileşme sürecine dikkat çekti. Sosyal güvence olmadan ve barolarda oy hakkı olmayan stajyer avukatlar hakları için seslerini yükseltmeye başladı. Hatay'da düzenlenen Türkiye 2. Stajyer Avukatlar Kurultayı'nın sonuç bildirgesine yok sayılan haklar için mücadele damgasını vurdu.
• Fatih'te bulunan Özel Huzur Hastanesi'nin Dev Sağlık İş üyesi olan yoğun bakım hemşiresini işten çıkarması ve hastane personeli arasında aynı sendikaya üye sağlık emekçilerine yönelik baskılar protesto edildi.
• Sağlık Emekçileri Sendikası (SES), Sağlık Bakanlığı önünde düzenlediği eylemle “Tam Gün Yasa Tasarısı”nı protesto etti. SES Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara, kamuoyunda tam gün yasa tasarısı olarak bilinen tasarının, esnek ve kuralsız çalıştırmayı öngördüğünü, görevlendirmelerin cezalandırma aracı olarak kullanılabilmesinin önünü açtığını belirtti. Kara, tasarıyla hekimlere zorunlu mali sorumluluk getirildiğini belirterek, “Bu düzenlemeyle kamunun bir görevi daha sonlandırılıyor. Tıbbi kötü uygulamadan korunmaya, piyasacı düzenleme getiriliyor ve tıbbi hatalar sadece hekim hatası gibi algılatıyor” dedi.Açıklamada, iyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi ve araştırmalarda çalışan personel için haftalık çalışma saatinin tasarıda 25'den 37,5'e çıkarıldığına ve bunun sağlık çalışanlarının kanser riskini daha da artıracağına dikkat çekildi. İbrahim Kara, “Temel ücretlerin iyileştirildiği, iş güvencesinin sağlandığı, sağlık alanındaki her türlü özelleştirme uygulamalarına son verildiği, kamu sağlık kurumlarının donanımlarının yeterli hale getirildiği, hizmet ve teşvik anlamında özel-kamu bağının olmadığı, gerçek anlamda kamusal sağlık hizmetinin uygulandığı bir ortamda tam zamanlı çalışmayı savunuyoruz” diye konuştu. Eyleme katılan SES Genel Sekreteri Kemal Yılmaz da “Sağlık Bakanlığı, sağlık piyasasını düzenleme kurulu gibi davranıyor. Bizleri yok sayıyor” yorumunda bulundu.
• Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), ölümle sonuçlanan patlamanın gerçekleştiği tersanenin önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi, tersane girişine siyah çelenk bırakarak ölümleri protesto etti. Burada bir konuşma yapan TYS Genel Sekreteri Tevfik Taş, “Tersanelerde en ucuz şey işçidir. Kazanın nedeni havalandırmanın olmamasıdır. Havalandırmayı yapmıyorlar, çünkü işçi çok ucuz. Bu ölümleri, işçi ölümlerini protesto ediyoruz. Kriz nedeniyle tersanelerden 20 bin işçi çıkarılmıştır. Az işçiyle çok iş yaptırmaya çalışıyorlar” dedi.
• TMMOB’a bağlı Gemi Mühendisleri Odası (GMO), Çelik Tekne Tersanesi’nde bir kişinin ölümü iki kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan patlamadan mühendislerin sorumlu tutularak tutuklanmalarına tepki gösterdi. Açıklamada “Mühendisler ve gemi mühendisleri, tersanelerde yaşanan iş kazalarının sorumlusu değil, olsa olsa mağdurlarıdır. Mühendislerin, ‘günah keçisi’ haline getirilmesine yol açan yaklaşımları kabul etmiyoruz. İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli önlemleri almayan gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılmasını istiyoruz," denildi.
• Çalışanların kıdem tazminatlarının Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında kaldırılmak istendiği yönündeki spekülasyonlar üzerine Samsun’da Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş ile Metal-İş sendikaları Mecidiye Çarşısı’nda imza masasıı açtı.Toplanan imzalar sendika genel merkezi ve Başbakanlığa gönderilecek. Türk-İş 6. Bölge Temsilcisi İsmail Topçu, kıdem tazminatından vazgeçmeyeceklerini, kıdem tazminatına dokunanların genel greve hazırlıklı olmaları gerektiğini söyledi.
• Haber-Sen Genel Başkanı Ali Yılbaşı yazılı bir açıklama yaparak, kimliği belirsiz bir kişinin, basın kuruluşlarına kendisi hakkında yalan bir haber gönderdiğini duyurdu. Bazı yayın organlarında çıkan söz konusu haberde Haber-Sen Genel Başkanı Ali Yılbaşı’nın, KESK’e dönük operasyonda tutuklanmaktan korkarak Genel Başkanlık görevinden istifa ettiği dile getiriliyordu.
• Artvin'in Murgul ilçesinde ormanlık alandan tomruk çeken 22 yaşındaki S.Ş. kullanımındaki iş makinesi şarampole yuvarlandı. S.Ş. olay yerinde yaşamını yitirdi.
• Ankara Şentepe’de meydana gelen iş kazasında 43 yaşındaki inşaat işçisi M.K. beton karıştırıcısının içine düştü. Olay sonrasında bacağı kopan işçi, Onkoloji Hastanesine kaldırılmak istenirken, yolda yaşamını yitirdi.
• Edirne Belediyesinin kent merkezinde temizlik işini taşeron olarak devrettiği Şafak Temizlik firmasına bağlı 170 işçi, üç aydır ücretlerini alamayınca 8 Haziran'da iş bıraktılar.
• Mersin'de Merkez Akdeniz içesindeki bir fabrikada çalışan genç, basınçlı yağ varilinin patlaması sonucu hayatını kaybetti.
• Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP) 6 Nisan Cumartesi günü grevdeki ATV-Sabah ve E-Kart işçilerini ziyarat etti.
• Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi ATV-Sabah çalışanları, grevlerininin 114. gününde yine Taksim’deydiler. Her hafta gerçekleştirilen ve direnişteki işçi ve emekçilerin kürsüsü haline gelen Cumartesi yürüyüşleri bu kez kolluk güçlerinin engellemesi ile karşılaştı. Her hafta Taksim tramvay durağından başlayan ve Galatasaray Lisesi önünde yapılan basın açıklaması ile son bulan yürüyüş bu hafta polis engeli nedeniyle gerçekleştirilemedi. Kolluk güçlerinin barikat kurarak yürüyüşü engellemesi üzerine, tramvay durağında oturma eylemi gerçekleştirildi.
• Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde 60’ı aşkın genç, İstanbul’da kot taşlama atölyelerinde çalışırken yakalandıkları silikozis hastalığıyla mücadele ediyor.
• Türk–İş'e bağlı Tez-Koop-İş Sendikası üyeleri kamuda 315 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri nedeniyle Ankara'da eylem gerçekleştirdi. Tez-Koop-İş üyeleri "krizin faturasını ödememek, işsizlik, sosyal güvencesizlik toplu iş sözleşmesindeki sefalet zammı"nı protesto ettiler. Sakarya Caddesi'nde toplanan işçiler TİS'teki tıkanıklık ve hükümetin duyarsızlığına tepki gösterdiler.
• E-Kart’ta üretilen banka kartlarının arkasında, kartların üretildiği yerin adının yazdığını belirten işçiler protesto kampanyasına destek olunması çağrısını yükseltiyorlar. E-Kart Yönetimi’nin, işçilerin sendikalaşma ve toplu pazarlık hakkına saygı duymasını isteyen E-Kart işçisi Basın-İş üyelerinin başlattığı protesto kampanyası çerçevesinde “bankaların, E-Kart’ta bastırdıkları kredi kartı-banka kartlarını kullanmama çağrısı” yapılıyor. E-Kart işçileri duyarlı kamuoyuna bankalara dilekçe göndererek kartların değiştirilmesini talep ediyorlar. E-Kart işçileri 16 Haziran 2009 tarihinde, grevin 1. yılını doldurması vesilesiyle Levent’teki Eczacıbaşı-KANYON’da gerçekleştirecekleri protestoya katılma çağrısı yapıyorlar.
• Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri Ankara'da emekçilere yönelik uygulanan polis terörünü Taksim'de yaptıkları eylemde kınadı. “Eğitim Sen İstanbul Şubeleri” pankartı ile “TİS yoksa grev var” dövizlerinin açıldığı eylemde, basın açıklaması öncesinde konuşan KESK Genel Başkanı Sami Evren, biri ağır olmak üzere üç kişinin yaralandığını belirterek, tüm saldırılara ve engellemelere rağmen bakanlığa yürüdüklerini söyledi.
• Marmaris’te Doğuş Grubuna bağlı beş yıldızlı bir otelde işçilere yüzde üç zam teklif edilince işçiler otel kapısına grev yazısını astılar.
• Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) 3 Haziran günü Türkiye'nin çeşitli illerinden dört kol halinde başlattığı Ankara yürüyüşü 5 Haziran'da gerçekleştirilen eylemle sona erdi. Polis saldırısı ve engellemelerle başlayan yürüyüşünün son ayağı için Ankara'ya ulaşan ve Milli Eğitim Bakanlığı önüne yürümeyi amaçlayan emekçilere sermayenin kolluk güçleri yine gaz bombaları ve coplarla azgınca saldırdı. Eğitim-Sen üyeleri, Ankara’da Zafer Parkı’nda toplandılar. Buradan Bakanlığa yürümek isteyen gruba polis izin vermeyerek tazyikli su ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Saldırıda yaralananlar hastaneye kaldırılırken, eyleme yapılan saldırıyı görüntülemek isteyen Star tv muhabiri Fatma Çözen polis tarafından tartaklandı. Eğitim-Sen'liler, müdahalenin ardından oturma eylemi başlattılar. Sendika, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'ya Toplu İş Sözleşmesi talebinde bulunmak istiyor.
• Kağıthane'de, tekstil atölyesi olarak yeni kiralanan dört katlı binanın en üst katına yük asansörüyle malzeme taşıyan üç işçi, binanın üçüncü katında asansör halatının kopması üzerine hızla yere çakıldı. Hilmi Yozcu (37), Ümit Bütün (17) ve Engin Yeşil (19), adlı işçilerden, Yozcu olay yerinde yaşamını yitirirken, Bütün ve Yeşil ağır yaralandı.
• Bağcılar Eğitim ve Araştırma hastanesinde Akdeniz Temizlik Hizmetlerine isimli taşerona bağlı olarak çalışan hastane çalışanları, yaptıkları eylemden sonra bir taraftan tehdit edilmeye devam ederken bir taraftan da yeni kazanımlar elde ediyorlar. İşçilerin alacakları ödendi.
• Ümraniye Dudullu Organize’de kurulu UNO’da sözleşme imzalandı. Bu senenin başında başlayan sözleşme süreci kısa süre önce uyuşmazlıkla sonuçlanmıştı. İşçilerin %15 ücret zammı talebine karşılık patron tarafının %5’te diretmesi nedeniyle görüşmeler tıkanmıştı. İşyeindeki öncü işçilerin fiili olarak ve yetkili Öz Gıda İş sendikasını aşarak gerçekleştirdikleri yemek yememe eyleminin ardından yeniden masaya oturan taraflar %12’de anlaşarak sözleşmeyi imzaladılar.
• Eğitim-Sen’in İzmir'den çıkan yürüyüş kolu polis baskısı altında Bursa'da yürüdü.
• Edirne'de Eğitim-Sen üyeleri Ankara yürüyüşüne yönelik engellemeyi protesto etti.
• Kadıköy Belediyesi’nde örgütlü Genel-İş Sendikası’na üye olan ve 29 Mart yerel seçimlerinin ardından ayrı belediye haline gelen Ataşehir Belediyesi bünyesine geçirilen belediye işçileri toplu sözleşme kapsamındaki hakları için Kadıköy Belediyesi önünde eylem gerçekleştirdi. CHP’li Kadıköy Belediyesi’nin başkanı Selami Öztürk’e tepki gösteren işçilerin belediye binasına zorla giriş yapmak istemeleri sırasında güvenlik görevlileriyle arbede yaşandı. Yaşanan arbede sırasında binanın camları kırıldı.
• İstanbul Üniversitesi'ne bağlı İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Haseki Kardiyoloji Enstitüsü çalışanları döner sermaye adaletsizliğinin çözülmemesi üzerine, şube temsilciler kurulunun aldığı kararla Beyazıt'ta bulunan rektörlüğe yürüdü. Tam gün iş bırakan çalışanlar polisin Cerrahpaşa ve Haseki Hastaneleri önündeki yoğun yığınağına ve polis barikatlarına rağmen yürüyüşlerini Beyazıt'ta sonlandırdı.
• Haklarında kapatılma kararı alınan Emekli-Sen'e bağlı İstanbul Şubeleri üyeleri geçtiğimiz hafta başladıkları "İnsanca yaşayacak bir maaş ve sendika istiyorum" başlıklı imza kampanyasının devamında Taksim'de açlık grevi başlattı.
• Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, TEKEL'e bağlı sigara üretimi işiyle ilgili varlıkların özelleştirilmesine olanak tanıyan işlemlerin yürütmesinin durdurulması istemlerinin reddine ilişkin Danıştay 13. Daire kararlarına yapılan itirazı reddetti. Danıştay 13. Dairesi, söz konusu davaları daha sonra esastan karara bağlayacak. Tek Gıda-İş Sendikası ile Tütün Eksperleri Derneği, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş'ye (TEKEL) ve TEKEL'in bağlı ortaklığı Sigara Sanayi ve İşletmeleri Ticareti A.Ş'ye ait sigara üretim işiyle ilgili varlıkların özelleştirilmesi işlemine izin veren Rekabet Kurulu'nun 27 Mart 2008 tarihli kararının, söz konusu varlıkların özelleştirilmesi işlemine onay veren 22 Nisan 2008 tarihli Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararının ve özelleştirmeye ilişkin ihaleyi sonuçlandıran 22 Şubat 2008 tarihli ihale komisyonu kararının iptalleri ve yürütmelerinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.Danıştay 13. Dairesi, üç ayrı davada da söz konusu işlemlerin yürütmesinin durdurulması istemlerini oy birliğiyle reddetmişti.
• Türk Sağlık-Sen, TBMM'ye gönderilen "tam gün yasa tasarısı" ile ilgili hazırladığı raporda, tam gün yasa tasarısı ile birlikte tabipler ile tabip dışı personel arasındaki ücret farkının artacağına dikkat çekilerek, bunun sağlıkta çalışma barışını bozacağı iddia edildi. Askeri hekimlere sağlık hizmetleri tazminatı ödenirken diğer sağlık personelinin kapsam dışında tutulmasının eleştirildiği raporda, radyoloji çalışanlarının haftalık çalışma sürelerinin 37,5 saat olarak belirlenmesinin çalışanlarının sağlığını etkileyeceğinin de altı çizildi.Taslağın son halinde Profesör, klinik şefleri, Doçent ve şef muavini, Uzman tabip ve Tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda Uzman olanlar ile Uzman diş tabiplerinin döner sermayeleri artırılırken, pratisyen doktorlarınki sabit kaldı. Diğer personelin döner sermaye oranları azaltıldı. Raporda sağlık ocaklarında nöbet ücretlerinin kaldırılması da eleştirilerek "Sağlık hizmeti ekip hizmetidir, 1. basamakta (sağlık ocaklarında) görev yapan çalışanların nöbet ücretlerinden mahrum bırakılması kabul edilemez" denildi.
• Hükümetle kamuda örgütlü işçi sendikaları arasında devam eden ve 315 bin kamu işçisini ilgilendiren TİS görüşmelerinde hükümetin ücret teklifi vermemesi ve esnek çalışma dayatmasında bulunmasına karşı Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) üyesi maden işçileri de tepkilerini Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı işyerlerinde bildiri okuyarak ortaya koydular.
• Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP), tutuklu bulunan gazetecilerle dayanışma sergilemek için 5 Haziran Cuma günü saat 12:30'da Galatasaray meydanında basın açıklaması yapacağını duyurdu.
• İstanbul, Diyarbakır, İzmir ve Trabzon olmak üzere dört koldan Ankara’ya doğru yürüyüşe geçen eğitim emekçilerinin Diyarbakır kolu bugün Gaziantep’te EĞİTİM SEN, TÜMTİS ve çeşitli sendikaların yanı sıra TKP, ÖDP, EMEP ve çeşitli meslek örgütleri tarafından alkış ve sloganlarla karşılandı.
• İTÜ Vakfı’na ait olan Argem AŞ’de çalışan Tez Koop İş üyesi işçiler, işten çıkarılıp tazminatları verilmediği için eylem yaparak rektörlükten ve Argem AŞ’den haklarını istediler.
• Yaklaşık 300 bin kamu işçisini ilgilendiren kamu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde gerek Hükümet’in uzlaşmaz tavrı, gerekse Türk-İş yönetiminin suskunluğu, Konfederasyon’a bağlı sendikaların tepkilerine neden oluyor. Konfederasyon’a bağlı Türk Harb-İş Sendikası üyeleri de dün İstanbul’da yaptıkları eylemle, kamu toplu sözleşmelerinde yaşanan durumu protesto etti. Savunma Bakanlığı’na bağlı birimlerde örgütlü Türk Harb-İş Sendikası Anadolu Yakası şube üyelerinin saat 18:00’de iş çıkışında Kartal Köprüsü’nde servislerden inerek buluşmasıyla başlayan eyleme, Yol-İş, Tümtis, Deri-İş ve Basın-İş Sendikaları İstanbul şubeleri ve Yurtsever Cephe İşçi Birliği üyeleri, Basın-İş üyesi E-Kart grevcileri, Tez-Koop-İş 2 No'lu Şube üyesi işçiler, Belediye-İş 2 No'lu Şube üyesi işçiler, Deri-İş Tuzla Şubesi, Petrol-İş Anadolu Yakası Şubesi üyesi işçiler de destek verdi. Kartal Köprüsü’nden, Kartal Meydanı’na yapılan yürüyüş esnasında, polisin gerginlik çıkartmaya yönelik tavrı dikkat çekti.
• Meclis'e sunulan "Tam Gün Çalışma Yasa Tasarısı" hükümetle sağlık meslek örgütlerini karşı karşıya getirdi. Tasarının "muayenehane kapattırma ve kölelik tasarısı" olduğunu, uzman hekimlerin sağlık tekellerine peşkeş çekilmek istendiğini ileri süren Meslek Odaları ve Uzmanlık Dernekleri Platformu ise AİHM'ne başvurmaya hazırlanıyor. İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan "Hekimler rahatsız. Tam gün kölelik yasası haline geliyor. Çalıştıkları kurumlarda kıstırıp pazarlıktan uzak, korumasız şekilde hastane sahibinin insafına terkediliyorlar. Tam gün yasa taslağının üniversitenin eğitim kurumu olduğunu gözardı etmemesi gerekiyor. Taslağın iki aksayan noktası eğitimi, araştırmayı gözardı ediyor olması. Hekimlerin emekliliğine yansıyacak kalıcı ücret artışı yok" diyor. Hekim örgütleri tasarının yasalaşması halinde muayenehanelerin kapanacağını ve 58 bin kişinin de işsiz kalacağını ileri sürüyor.
• KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Bursa Şubesi 3 Haziran günü yaptığı basın açıklamasıyla çalışanlar arasında eşitlik, hakkaniyet ve adil yönetim istediğini duyurdu.
• Antalya'da bir tekstil atölyesinde meydana gelen patlama sonucu 3 kişi öldü.
• Maaşlarını 2 aydır alamayan ve kendilerine hiçbir açıklama yapılmayan banko görevlileri, hasta kabul görevlileri, temizlikçilerden oluşan yaklaşık 400 sağlık emekçisinin çalıştığı Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, kadrolu çalışan sağlık görevlilerinin maaşlarının geciktiği belirtilen ve gecikmeden dolayı özür dilenen anons sonrasında, Akdeniz taşeron şirketine bağlı olarak çalıştırılan hastane personeli hastane girişinde toplanarak alkışlı protesto gösterisi yaptı. Bu eylemden sonra harekete geçen taşeron şirket ve hastane yönetimi işçilerin bir aylık maaşını yatırdı.
• Eğitim-Sen'in, eğitimde yaşanan sorunları gündeme getirmek ve KESK'e yapılan baskıları protesto etmek için tüm Türkiye’den Ankara’ya doğru başlattığı yürüyüşün İstanbul ayağında sendika üyelerine polis saldırdı. Saldırıda biri sendika yöneticisi, üç kişi yaralandı.
• KESK Kayseri Şubeler Platformu, 2 Haziran günü Kayseri Eğitim-Sen Şube binası önünde gerçekleştirdiği basın açıklaması ile Eğitim-Sen’in 3-4-5 Haziran tarihlerinde düzenleyeceği Ankara yürüyüşüne çağrı yaptı.
• Rize'nin Ardeşen ilçesinde bazı çay üreticileri, ÇAYKUR'a ait fabrikanın önüne içi yaş çay dolu tabutla giderek protesto eylemi gerçekleştirdi.
• ERDEMİR’de ücretlerin yüzde 35 düşürülmesine karşı çıkan ve sendikacıları protesto eden işçiler, patron tarafından disiplin kuruluna verilerek işten atıldı. Son olarak disiplin kuruluna verilen 23 işçiden 2’si tazminatsız olarak kapı önüne kondu.
• Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi dün Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Taksim İlkyardım hastanelerinde yaptığı açıklamalarla KESK’e yönelik saldırıların son bulmasını istedi.
• AKP'li Sultanbeyli Belediyesi'nin Mecidiye Mahallesi'ndeki yıkımına direnen halka polis saldırdı. İş makineleri ile yıkıma başlandığı sırada evlerini savunmak isteyen mahalleliler Tem otoyolunu trafiğe kapattı, barikatlar kurdu. Çift yönlü olarak yolun kapanması nedeniyle otoyolda uzun araç kuyrukları oluşurken polis, halka gaz bombalarıyla saldırdı. Polisin 17 kişiyi gözaltına alındığı öğrenildi.
• DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, kıdem tazminatının kaldırılması durumunda genel greve gideceklerini duyurdu.
• Kamu toplu sözleşme görüşmelerinde düşük ücret ve esnek çalışma dayatmasına tepki gösteren Türk Harb-İş Sendikası üyesi tersane işçileri, çıplak biçimde sloganlar atarak yürüdü. Hükümeti istifaya çağıran işçiler, dayatmaların kabul edilemez olduğunu, haklarının geriye götürülmesine izin vermeyeceklerini vurguladı.
• Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde, tarım işçilerini taşıyan traktörün römorkunun kanala uçması sonucu 46 pamuk çapa işçisi yaralandı.
• Hava-İş ve Türk Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) tarafından yapılan bir anket, pilotların, yorgunluğu kaza sebepleri arasında bir numaraya koyduklarını gösterdi. Uçuş personelinin günlük azami uçuş saati yasalarla belirlenmiş olmasına rağmen, sektörde denetimsizlikten dolayı personel bu sınırın üzerinde uçuş yapıyor. Günde 14 saat olan uçucu ekipler mesai üst sınırının fiilen 17 saate kadar çıkabiliyor. Tüm bu karmaşa yüzünden uçuş personeli de aşırı ve gergin ve yorgun oluyor. Personelin alması gereken düzenli eğitimler bir tarafa bırakılmış durumda. Yeni personel alımında da eğitimler, gerekli olanın çok altında veriliyor. Altı saatlik eğitimlerle asıl işi teknisyenlik olmayan kadroların bu göreve getirildiği iddia ediliyor. Bu nedenle, yurtiçinde bazı hava meydanlarında motor teknisyeni kalmadığı dile getiriliyor. Uçakların her uçuş arasında ve belli periyodlarda zorunlu olan teknik bakımları, ya yapılmıyor ya da baştan savma yapılıyor. Burada da yük, teknik bakım ve onarım personelinin omuzlarına biniyor. Sektörde özelleştirme politikalarının temel mantığı, verilen hizmetlerin parçalanması ve taşeronlaştırılması olduğu için, doğası gereği tek bir merkezden ve sistematik bir koordinasyon faaliyetiyle yürütülmesi gereken havacılık hizmetleri kaotik bir hal alıyor.
• Kriz ve işsizlik nedeniyle kamuda geçici işlerde istihdam paketinin kapsamı hakkında açıklamalarda bulunan Sanayi bakanı Ergün, bunun ağaç dikimi ve temizlik gibi bazı işler olacağını gençlerin de sanayide stajyer olarak istihdam edilmesi formülünün de yer alacağını, hem geçici istihdam hem de meslek edindirme kursları yöntemi ile 100-150 bin arasında bir istihdam sağlanacağını, maaşların ise 300-600 TL arasında olacağını belirtti.
• 1 Mayıs'ta polis tarafından gözaltında hırpalanan ve küfürlere hakaretlere maruz bırakılan kamera kaydına ve gazete fotoğraflarına göre gözaltına alındıkları anlaşılan Aladağ ve Kaplan’a ilişkin gözaltı kaydı bulunmadığı ve yakalama tutanağı da tutulmadığı ortaya çıktı. Kaplan’ın sağlık raporunda ise boyun hareketlerinde kısıtlılık, sol meme altında ağrı, her iki bacakta, sol diz kapağı ve baldırında morluk, sağ bileğinde şişlik, sol şakağında morluk saptandı. Kaplan, raporla birlikte 8 Mayıs’ta şikâyette bulundu. İki dosya 13 Mayıs’ta birleştirildi. Aladağ’ın kanıtı kamera kaydı, Kaplan’ınki gazete kupürleriydi.
• Fatih Belediyesi, bünyesinde çalışan Tüm Bel-Sen üyelerine, çalışanlara "emeklilik ve sendikadan istifa baskısı" yaparak çalışanların kadrolarına uygun olmayan görevlendirmelerde bulunuyor. Belediyenin, personele alanları dışında verdiği görevler arasında su ürünleri ve jeoloji mühendislerinin semt pazarlarında çalışması da yer aldı.
• Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Musa Çeçen, Bursa Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde 26 Mayıs’ta çıkan, 8 hastanın ölümüne neden olan yangınla ilgili soruşturmayı sürdüren Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen ‘bilirkişi heyeti’nin incelemenin hemen ardından açıklama yapmalarını ‘büyük bir talihsizlik’ olarak niteledi. Bilirkişi heyetinin bu nedenle ‘güvenirliğini yitirdiğini’ savunan Çeçen, “Gereğinin yapılması hususunda 1 Haziran’da Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na başvuruda bulunacağız” dedi.
• DİSK'in çağrısıyla uzmanlar tarafından hazırlanan, “Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler Raporu” bugün Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.
• Adana'nın Şakirpaşa Mahallesi'nde emekçiler kapitalist krize karşı şenlikte buluştu.
• Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şube üyesi sağlık emekçileri konfederasyonları KESK ve ve bağlı sendikalara yönelik baskıları Taksim İlkyardım Hastanesi ve Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaptıkları açıklamalarla protesto ettiler. Tutuklanan sendika üyelerinin serbest bırakılmasının istendiği eylemlerde "Baskılara ve soruşturmalara son Sendikama dokunma! / SES Şişli Şube" pankartı ve “Keyfi uygulamalar son bulsun!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”, “Güvenli ortamda güvenli çalışmak istiyoruz!”, “Sağlıkta tasarruf olmaz!”, “Devlet sendikası olmayacağız!”, “Gözaltılar bahane amaç mücadelemizi engellemek!”, “Hükümet elini sendikamdan çek!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” dövizleri açıldı.
• Entes işçisi Gülistan Kobatan'ın direnişiyle dayanışma amacıyla hesap numarası açıldı: Yapı Kredi Bankası İMES Şubesi Hesap No: 81799174
• KESK ve bağlı sendikalara 28 Mayıs Perşembe sabahı 5 ilde yapılan eş zamanlı baskın ve gözaltılar 14 KESK'linin tutuklanmasıyla sonuçlandı.
• Bingöl'ün Sesi Gazetesi Yazarı Adnan Gürkan'ın, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın 21 Mayıs'ta kente düzenlediği ziyaret sırasında kaleme aldığı "Bakan'a bakarken" başlıklı yazısı nedeniyle işine son verildiği iddia edildi.
• AKP Hükümeti'nin iş cinayetlerinin yoğun olarak yaşandığı Tuzla tersanelerinde kazaları engellemek için "işçiye eğitim verilmesi" ile yetinmesine Limter-iş: "Kazaların nedeni eğitimsizlik değil, gerçek neden taşeron sistemi, önce ona son verin" diyerek tepki gösterdi.
• Krizden hemen hiç etkilenmeyen akıllı (güvenlikli) kart basımı sektöründe faaliyet gösteren Eczacıbaşı e-Kart, sendikalaştıkları ve toplu sözleşme ve sendika isteminde ısrarcı oldukları için işçilerini işten çıkarıyor. 2 e-Kart işçisi daha işten çıkarıldı.
• Eğitim-Sen, 3-4-5 Haziran tarihlerinde, eğitim sistemindeki aksaklıkları protesto etmek için ülkenin her yanından Ankara’ya yürüyeceğini açıkladı. Sendikadan yapılan açıklamada “Yürüyüşün amacı, eğitim giderlerini halkın sırtına yükleyen, eğitime yeterli bütçeyi ayırmayan, okullara ödenek vermeyen, eğitimin demokratikleşmesi, eğitim ve bilim emekçilerinin taleplerinin toplu sözleşme ile belirlenmesini engelleyen mevcut anlayışa duyulan tepkiyi dile getirmektir” denildi.
• İETT taşıma fiyatlarına yüzde 15 oranında zam yaptı. Zam oranları kamuoyuna duyurulmadığı için otobüs ve metrobüslere binen vatandaşlar zammı akbil bastıktan sonra öğrendi. İETT'den edinilen bilgiye göre, akbil fiyatı 1.30 TL'den 1.50 TL'ye yükseldi.
• Türkiye Şeker Fabrikaları (Türkşeker) Genel Müdürü Azmi Aksu, kurumun portföyünde bulunan 25 fabrikadan 13'ünü kapatmak için iktidardan destek istedi. Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkartılan beş fabrikasına tek bir teklif dahi gelmeyen Türkşeker, şimdi de bu fabrikaları kapatmaya hazırlanıyor ve bu nedenle ekmek kapısı kapanacak insanların tepkisine karşı "siyasiler arkamızda dursun" çağrısı yapıyor.
• Kent AŞ işçileri Karşıyaka Belediyesi önüne yürüdü ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
• ATV ile Sabah gazetesi ve dergi grubunun bağlı olduğu Turkuvaz iş yerlerinde 122 gündür grevde olan 10 gazeteci, grevin toplu sözleşmeyle bağıtlanması için destek isteğinde bulunmak ve siyasi partilerin Meclis grup başkan vekilleriyle görüşmek üzere Ankara'ya gitti. Ankara'da 3 gün sürecek görüşmeler, yarın ilk olarak saat 11.15'te CHP TBMM Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılacak ziyaretle başlayacak.Grevdeki gazeteciler, 16 Haziran Salı günü saat 14.00'te ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ı ve 17 Haziran Çarşamba günü saat 11.00'de DTP TBMM Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş'ı ziyaret edecek. Sabah Gazetesi'nin Ankara işyerinde de ''grev nöbeti'' tutacak olan grevciler, burada bir basın açıklaması yapacak.
• Pendik Askeri Tersanesi'nde ücretleri gaspedilen 15 işçi TİB-DER öncülüğünde direnişe başladı.
• 8-9 Haziran tarihlerinde Haramidere'de Sabra Tekstil'de bildiri dağıtımı yapan Esenyurt İşçi Platformu çalışanlarına yönelik düzenlenen silahlı saldırı sonucu iki işçinin yaralanması sonrasında bu olayı protesto etmek için fabrika önüne gelen BDSP'lilerin de polis kurşunlarına hedef olması yetmiyormuş gibi, saldırıya uğrayanlar gözaltına alınarak 4 işçi tutuklandı. İşçilere kurşun sıktığı görülen, canlarına kasdetmeye yeltenen ve mahallede patronun bekçi köpekleri olarak bilinen saldırganlar ise serbestçe dolaşıyor, örneğin bunlardan biri olduğu bildirilen Z.T. isimli şahsın silahla saldırıda bulunduğu aynı gün içinde karakoldan serbest bırakıldığı gözlendi.
• KESK ve bağlı sendikalara yönelik gözaltı ve tutuklama terörü, daha önce serbest bırakılan KESK üye ve yöneticilerinin savcılık talimatıyla gözaltına alınmasıyla devam ediyor.
• KESK'e yönelik operasyonları protesto etmek için Basmane Meydanı'nda toplanan KESK İzmir Şubeler Platformu, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri kalabalık bir grup halinde Konak'a doğru yürüyüşe geçti.